Header Ads

DİSK: Tablo TÜİK'in Rakamlarından Daha Vahim. Gerçek İşsizlik %15.


Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Eylül 2012 dönem sonuçlarını değerlendirdi. TÜİK’e göre işsizlik yükselişe geçerek %9.1 oldu. Ancak tablonun yansıtıldığından vahim olduğuna dikkat çeken DİSK AR iş bulmaktan umudu kesmiş işsizler de hesaba katıldığında işsizlik oranının %15.05 olduğunu belirtti

Ekonomik büyüme rakamlarındaki yavaşlama işsizlik verilerine de yansıdı. Olağan koşullarda yaz dönemlerinde inşaat ve turizm sektörünün canlanması ile düşen işsizlik verileri bu dönemde de artışını sürdürürken, eylül döneminde hem işsizlik hem de mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik artışını sürdürdü. Buna göre işsizlik bir önceki aya göre 0,3 puan artışla, % 9,1’e yükselirken, mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik 0,2 puan artışla %9,4 oranına ulaştı. Haziran döneminden bu yana işsizlik oranı % 1,1, işsiz sayısı 313 bin kişi arttı.

Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden biri çalışmıyor. İşgücüne katılım oranı Eylül 2012 dönemi için %51 düzeyinde. İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısı ve ev içi emeğin görünmez olmasının sonucunda açığa çıkan bu durum Türkiye’de işsizliği olduğundan düşük gösteriyor. AB ülkeleri için Eurostat 2011 yılı verilerine göre işgücüne katılım oranı %71,2 düzeyinde. Türkiye’de iş isteyenlerin (işgücüne katılım) oranı AB-27 ortalaması kadar olsaydı işsiz sayısı 13 milyon 633 bin olacaktı. Buna göre işsizlik oranı ise yüzde 34,9 düzeyine çıkacaktı.

Gerçek işsizlik %15’in üzerinde
Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı % 9,1 değil, %15,05, işsiz sayısı da 2 milyon 539 bin değil, 4 milyon 514 bin oluyor. Gizli işsiz olarak görülen eksik istihdam da ilave edildiğinde işsizlik oranı %17,77 düzeyinde.

Gençler için ise durum daha da kötü. Gençlerin % 54’ü kayıt dışı çalışıyor. Umudu kesik işsizlerle birlikte her 4 gençten biri işsiz. Resmi olarak % 18 olan genç işsizliği, umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayan gençler dahil edildiğinde % 27’ye ulaşıyor. 845 bin işsiz gence karşı 584 bin çalışmaya hazır ancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle iş aramayan genç var. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle genç işsizliği % 30’a ulaşıyor. Gençler için kayıt dışı oranı 15-19 yaş için % 76, 15-24 yaş grubu aralığı için % 54 düzeyine yükseliyor. Gençlerin % 35’i haftada 60 saatin, % 53’ü 50 saatin üzerinde çalışıyor.

Çalışma çağındaki üç kadından yalnız biri çalışıyor
Kadınlar için çalışma yaşamına katılmak son derece zor. İşgücüne katılım oranı kadınlar için %30,7 düzeyinde. Eylül ayında yüksek öğretim mezunu kadınlarda işsizlik bir önceki yılın aynı dönemine göre 2 puan artarak %16,4’den %18,3’e yükselmiş, 81 bin kişi artmış durumda. Çalışma çağındaki her üç kadından yaklaşık olarak sadece biri çalışıyor. Lise ve üzeri eğitime sahip kadınlar erkeklere göre 2 kattan daha fazla işsizlik gerçeği ile yüzleşiyor.

Kayıtdışı oransal olarak gerilese de hala kriz öncesi değerlerin üzerinde. 2008 Eylül dönemi ile karşılaştırıldığında kayıt dışı istihdam 483 bin kişi artmış durumda. Erkekler için aynı dönemde kayıt dışı erkekler için 206 bin azalırken kadınlar için 689 bin artmış görünüyor.

Tarım sektörü kriz öncesine göre (2007 yılına göre) 1 milyon 295 bin artmış durumda. Buna göre toplam istihdam artışının % 32’si tarım kesiminde gerçekleşti.

Güvencesizlik yaygınlaşıyor
Güvencesiz çalışma hızla yaygınlaşıyor. 2009 yılı Eylül dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanların sayısı % 39 artarak, 1 milyon 632 binden, 2 milyon 2 milyon 231 bine yükseldi. Geçici çalışmanın yaygınlaştırılması hükümetin istihdam stratejisi açısından bir amaç olarak değerlendiriliyor. Geçici işçiler için işsizlik oranı %23,25.

Ekonomik büyümede yaşanan sert düşüş, işsizlik verilerini de etkilemiş durumda. Yaz döneminde mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik verilerinde yaşanan yükseliş bu durumun işareti. 2009 yılında krizin yarattığı tahribat, 2010 ve 2011 yılında ekonomide dibe vuruş sonrası hızlı yükselişi getirmiş, işsizlik rakamları kriz öncesi düzeylerine gerilemişti. Ancak özellikle tarımsal istihdamda yaşanan artışa eşlik eden kayıtdışı çalışanların sayısındaki artış, kadınların ve gençlerin çalışma koşullarında yaşanan bozulma, güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, istihdamın niteliğini sorgulatan bir karakter taşıdı.

Eylül dönemi verileri, zaten kriz öncesinde de son derece yüksek olan işsizlik verilerinin yeniden tırmanışa geçtiğini gösteriyor. Çalışma sürelerinin son derece uzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğu koşullarda işsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinin temel nedeni işgücüne katılım oranlarındaki düşük seviye olarak gösteriliyor. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegane yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçiyor. Buna karşın sermaye çevreleri istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak bu süreci kendi lehlerine çevirmek istiyor. Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusal İstihdam Strateji belgesi ile programlaştırdı. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek orta vadede ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge, işsizlik verilerindeki artışla birlikte daha sık gündeme gelecek.

DİSK’in işsizlikle mücadele için önerileri:
1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır
5. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır
6. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
7. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir

(sendika.org)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.