KCK Basın Davası: Sanıklar, Avukatlar ve İzleyiciler Olmadan Devam Ediyor
36'sı tutuklu 44 gazetecinin "KCK üyesi" olduğu iddiasıyla yargılanmasına devam ediliyor.
Silivri Cezaevi kampüsündeki duruşma salonunda, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşma, sanıklar, avukatlar ve izleyiciler olmadan devam ediyor.
KCK operasyonu adı altında 36'sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı davanın ikinci duruşması Silivri'de görülüyor.
15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşma, tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespiti ile başladı.
Gözlemci olarak avukatlar bölümünde oturan Av. Turgut Kazan ve Orhan Birgit, mahkeme başkanı tarafından izleyici bölümüne gönderilmek istendi. Askerlere, "avukat beylere yardımcı olun" diyen mahkeme başkanına tepki gösteren Av. Kazan, "kaç asker göndereceksiniz?" Kazan ve Birgit, askerler tarafından izleyici bölümüne alındı.
Ardından kimlik tespitine devam edildi. Gazeteciler kimlik tespitine Kürtçe "Ez li vir im" yanıtını verdi. Tutuksuz yargılanan gazetecilerden Evrim Kepenek Hemşince, Murat Eroğlu ise Zazaca yanıt verdi. Kimlik tespiti sırasında Mahkeme Başkanı, sanıklardan adres bilgileri istedi. Gazeteciler adres bilgilerini de Kürtçe verdi. Fatma Koçak, Nilgün Yıldız, Semiha Alankuş, Mahkeme Başkanı'nın sorusuna "Bersiv nadim. Ez verger dixwazim" (Cevap vermiyorum. Tercüman istiyorum) diyerek, yanıt verdi. Mahkeme başkanının "adresinde oturduğu anlaşılmıştır" demesi üzerine mahkeme salonunda gülüşmeler yaşandı.
Kimlik tespitinin ardından DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya, açlık grevlerine ilişkin konuşmak üzere söz hakkı istedi. Mahkeme başkanı, "açlık grevlerinin mahkememizle bir ilgisi yok" diyerek Kırkaya'ya söz vermedi. Kırkaya, "biz ve burada olmayan binlerce tutuklu anadilde savunma ve eğitim ve İmralı'daki tecridin kaldırılması talebiyle 62 gündür açlık grevindeyiz. Arkadaşlarımız ölüm sınırında. Bizi dinlemek zorundasınız" dedi. Mahkeme başkanın Kırkaya'nın konuşmasına izin vermemesi üzerine Av. Gülizar Tuncer itiraz etti. Açlık grevlerinin mahkemenin de konusu olduğunu kaydeden Tuncer, Kırkaya'nın konuşmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı bunun üzerine Kırkaya'nın zorla dışarı çıkarılmasını istedi.
Kırkaya'nın dışarı çıkarılması üzerine diğer tutuklu ve tutuksuz gazeteciler ayağa kalkarak alkışlarla mahkemeyi protesto etti. Ardından ise mahkeme salonunu tert ettiler.
Bunun üzerine mahkemeye 15 dakika ara verildi.
HAKİMDEN AVUKATLARA TEHDİT: SİZİ DE ATTIRIRIM
Aradan sonra, mahkeme heyeti salona sanıkları ve seyircileri almadı. Bunun üzerine avukatlar ile mahkeme heyeti arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, sanıksız yargılama yapılamayacağını belirtirken, mahkeme heyeti başkanı avukatları "Sizi de attırırım" diye tehdit etti. Başkan, ardından salonun boşaltılmasını istedi.
Avukatlar, "Boşaltamazsınız, bu hukuki değil" diyerek karara direnirken, ayrıca müvekkilleriyle görüşmek istediklerini bildirdi.
Heyet başkanı ise "Burası cezaevi değil, görüşme için cezaevi yönetiminden izin alın" yanıtını verdi. Mahkeme heyeti, avukatlarla birlikte basını da çıkarmak istedi. Heyet, avukatlar ve basın mensuplarının karara direnmesi üzerine salonu terk etti.
'SANIKLARIN HAKLARINI SİZE ÇİĞNETMEYECEĞİZ'
Mahkeme heyeti, bir süre sonra yeniden salona gelirken, Avukat Ercan Kanar söz alarak, savunmanın haklarını çiğnetmeyeceklerini belirtti.
Kanar, "Yargı otoritesi inzibati tedbirlerle sağlanamaz. Ancak adil bir yargılama ile sağlanabilir" dedi. Müvekkillerinin açlık grev ile ilgili konuşmak istediğini ama heyetin buna tahammül edemediğini söyleyen Kanar, "21. yüzyılın en trajik açlık grevi yaşanıyor. Açlık grevine karşı yasama ve yürütme duvar gibi sessiz" dedi.
Kanar, "Sürekli asker baskısı kurmaya çalışıyorsunuz. Bu askeri darbe döneminde bile olmadı. Heyetiniz çelişkilerle, baskılarla dolu. Avukatsız sanıksız yargılama yapamazsınız. Biz savunma makamı olarak, sanıkların haklarını size asla çiğnetmeyeceğiz. 12 Eylül cuntası bile bizi korkutmamıştı, siz de korkutamazsınız. Savunma makamı olarak mahkemenizi proteto ediyoruz ve duruşmadan çekiliyoruz" diye konuştu.
Ardından avukatlar ve basın mensupları salondan çıktı. Duruşma, sanıklar, avukatlar, izleyiciler ve basın mensupları olmadan iddianamenin okunmasıyla sürüyor.
Duruşma salonundan çıktıktan sonra bir açıklama yapan Avukat Ercan Kanar, davanın, muhalif basına yönelik en büyük saldırı olduğunu ve böyle büyük bir duruşmada sanık haklarının çiğnendiğini söyledi. Ölüm sınırına yaklaşmış olan gazetecilerin açlık grevi nedenlerini anlatmak istemesinin engellendiğini hatırlatan Kanar, mahkeme heyetinin avukatlara da konuşma hakık vermediğini kaydetti.
Duruşma salonundan anlattıklarını aktaran Kanar, duruşmayı protesto ederek çekildiklerini hatırlattı. Av. Kanar, "Bu trajik komik bir durum. Sanıklar yok, avukatlar yok, halk yok ve sıralara iddianame okunuyor. Faşist yönetim dönemlerinde dahi rastlanmamıştır. En sıradan, en temel haklar mahkeme eliyle ihlal edilmekte. Biz Terörle Mücadele Şubesi'nde miyiz, bir yargıç salounda mı, artık uygulama bu noktaya gelmiş durumda" diye konuştu.
Kanar, bugünkü duruşmadan çekildiklerini, ancak sonraki duruşmalara girerek görevlerini yapmaya devam edeceklerini söyledi.
SU VERİLMESİ ENGELLENDİ
Bu arada, duruşmaya ara verildiğinde avukatların, açlık grevinde olan ve oldukça halsiz görülen tutuklu gazetecilere meyvu suyu ve su vermesinin, mahkeme heyetinin talimatı ile engellendiği öğrenildi.
(etha/foto:arşiv)
Silivri Cezaevi kampüsündeki duruşma salonunda, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşma, sanıklar, avukatlar ve izleyiciler olmadan devam ediyor.
KCK operasyonu adı altında 36'sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı davanın ikinci duruşması Silivri'de görülüyor.
15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşma, tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespiti ile başladı.
Gözlemci olarak avukatlar bölümünde oturan Av. Turgut Kazan ve Orhan Birgit, mahkeme başkanı tarafından izleyici bölümüne gönderilmek istendi. Askerlere, "avukat beylere yardımcı olun" diyen mahkeme başkanına tepki gösteren Av. Kazan, "kaç asker göndereceksiniz?" Kazan ve Birgit, askerler tarafından izleyici bölümüne alındı.
Ardından kimlik tespitine devam edildi. Gazeteciler kimlik tespitine Kürtçe "Ez li vir im" yanıtını verdi. Tutuksuz yargılanan gazetecilerden Evrim Kepenek Hemşince, Murat Eroğlu ise Zazaca yanıt verdi. Kimlik tespiti sırasında Mahkeme Başkanı, sanıklardan adres bilgileri istedi. Gazeteciler adres bilgilerini de Kürtçe verdi. Fatma Koçak, Nilgün Yıldız, Semiha Alankuş, Mahkeme Başkanı'nın sorusuna "Bersiv nadim. Ez verger dixwazim" (Cevap vermiyorum. Tercüman istiyorum) diyerek, yanıt verdi. Mahkeme başkanının "adresinde oturduğu anlaşılmıştır" demesi üzerine mahkeme salonunda gülüşmeler yaşandı.
Kimlik tespitinin ardından DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya, açlık grevlerine ilişkin konuşmak üzere söz hakkı istedi. Mahkeme başkanı, "açlık grevlerinin mahkememizle bir ilgisi yok" diyerek Kırkaya'ya söz vermedi. Kırkaya, "biz ve burada olmayan binlerce tutuklu anadilde savunma ve eğitim ve İmralı'daki tecridin kaldırılması talebiyle 62 gündür açlık grevindeyiz. Arkadaşlarımız ölüm sınırında. Bizi dinlemek zorundasınız" dedi. Mahkeme başkanın Kırkaya'nın konuşmasına izin vermemesi üzerine Av. Gülizar Tuncer itiraz etti. Açlık grevlerinin mahkemenin de konusu olduğunu kaydeden Tuncer, Kırkaya'nın konuşmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı bunun üzerine Kırkaya'nın zorla dışarı çıkarılmasını istedi.
Kırkaya'nın dışarı çıkarılması üzerine diğer tutuklu ve tutuksuz gazeteciler ayağa kalkarak alkışlarla mahkemeyi protesto etti. Ardından ise mahkeme salonunu tert ettiler.
Bunun üzerine mahkemeye 15 dakika ara verildi.
HAKİMDEN AVUKATLARA TEHDİT: SİZİ DE ATTIRIRIM
Aradan sonra, mahkeme heyeti salona sanıkları ve seyircileri almadı. Bunun üzerine avukatlar ile mahkeme heyeti arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, sanıksız yargılama yapılamayacağını belirtirken, mahkeme heyeti başkanı avukatları "Sizi de attırırım" diye tehdit etti. Başkan, ardından salonun boşaltılmasını istedi.
Avukatlar, "Boşaltamazsınız, bu hukuki değil" diyerek karara direnirken, ayrıca müvekkilleriyle görüşmek istediklerini bildirdi.
Heyet başkanı ise "Burası cezaevi değil, görüşme için cezaevi yönetiminden izin alın" yanıtını verdi. Mahkeme heyeti, avukatlarla birlikte basını da çıkarmak istedi. Heyet, avukatlar ve basın mensuplarının karara direnmesi üzerine salonu terk etti.
'SANIKLARIN HAKLARINI SİZE ÇİĞNETMEYECEĞİZ'
Mahkeme heyeti, bir süre sonra yeniden salona gelirken, Avukat Ercan Kanar söz alarak, savunmanın haklarını çiğnetmeyeceklerini belirtti.
Kanar, "Yargı otoritesi inzibati tedbirlerle sağlanamaz. Ancak adil bir yargılama ile sağlanabilir" dedi. Müvekkillerinin açlık grev ile ilgili konuşmak istediğini ama heyetin buna tahammül edemediğini söyleyen Kanar, "21. yüzyılın en trajik açlık grevi yaşanıyor. Açlık grevine karşı yasama ve yürütme duvar gibi sessiz" dedi.
Kanar, "Sürekli asker baskısı kurmaya çalışıyorsunuz. Bu askeri darbe döneminde bile olmadı. Heyetiniz çelişkilerle, baskılarla dolu. Avukatsız sanıksız yargılama yapamazsınız. Biz savunma makamı olarak, sanıkların haklarını size asla çiğnetmeyeceğiz. 12 Eylül cuntası bile bizi korkutmamıştı, siz de korkutamazsınız. Savunma makamı olarak mahkemenizi proteto ediyoruz ve duruşmadan çekiliyoruz" diye konuştu.
Ardından avukatlar ve basın mensupları salondan çıktı. Duruşma, sanıklar, avukatlar, izleyiciler ve basın mensupları olmadan iddianamenin okunmasıyla sürüyor.
Duruşma salonundan çıktıktan sonra bir açıklama yapan Avukat Ercan Kanar, davanın, muhalif basına yönelik en büyük saldırı olduğunu ve böyle büyük bir duruşmada sanık haklarının çiğnendiğini söyledi. Ölüm sınırına yaklaşmış olan gazetecilerin açlık grevi nedenlerini anlatmak istemesinin engellendiğini hatırlatan Kanar, mahkeme heyetinin avukatlara da konuşma hakık vermediğini kaydetti.
Duruşma salonundan anlattıklarını aktaran Kanar, duruşmayı protesto ederek çekildiklerini hatırlattı. Av. Kanar, "Bu trajik komik bir durum. Sanıklar yok, avukatlar yok, halk yok ve sıralara iddianame okunuyor. Faşist yönetim dönemlerinde dahi rastlanmamıştır. En sıradan, en temel haklar mahkeme eliyle ihlal edilmekte. Biz Terörle Mücadele Şubesi'nde miyiz, bir yargıç salounda mı, artık uygulama bu noktaya gelmiş durumda" diye konuştu.
Kanar, bugünkü duruşmadan çekildiklerini, ancak sonraki duruşmalara girerek görevlerini yapmaya devam edeceklerini söyledi.
SU VERİLMESİ ENGELLENDİ
Bu arada, duruşmaya ara verildiğinde avukatların, açlık grevinde olan ve oldukça halsiz görülen tutuklu gazetecilere meyvu suyu ve su vermesinin, mahkeme heyetinin talimatı ile engellendiği öğrenildi.
(etha/foto:arşiv)
YORUM YAZIN