Header Ads

3. Yargı Paketi Kabul Edildi: Özel Yetkili Mahkemelerin Yetkisi Kalıyor İsmi Değişiyor

Toplam 110 madde 4 bölümden oluşan kanun ile beraber Özel Yetkili Mahkemelerin görevi de son verilmiş oldu. Kanun görüşülürken, AKP Grup Başkanvekillerinin imzasını taşıyan bir önerge ile ÖYM'leri düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250, 251 ve 252. maddelerini de yürürlükten kaldırılması oylandı ve kabul edildi.

Kavgaların da çıktığı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen önerge ile kanunun yayınlanarak yürürlüğe girdiği günden itibaren ÖYM'lerin görev alanına giren suçlara ilişkin soruşturma ve yargılamalara Ağır Ceza Mahkemeleri'nde bakılacak.

3. Yargı Paketi’ne eklenecek önergedeki düzenlemeler, aksi yöndeki iddiaya rağmen ÖYM’leri ortadan kaldırmıyor. Düzenlemelere göre, şu anda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesine göre “özel yetki” verilen mahkemeler olmayacak. Ancak HSYK, Terörle Mücadele Yasası’na (TMY) taşınan yetkiler uyarınca istediği mahkemeleri yine “özel yetkili” atayacak. Bu mahkemelerde, yine özel yetkili hakim ve savcılar görev yapacak. 

Düzenlemeye, CMK’nın 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılmış atıflar, TMY’nin 10. maddesinin birinci fıksarında belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacak. Mahkemeler açısından sadece atıf yapılan yasa değişecek.

Getirilen diğer düzenlemeler şöyle:

Mevcut düzenleme gibi
* TMY kapsamına giren suçlarla ilgili açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Şu anda da hangi mahkemenin özel yetkili olacağına ve hangi ellerde kurulacağına HSYK karar veriyor. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, başka mahkeme veya işlerde görevlendirilemeyecek.
* Soruşturmalar, şu anda olduğu gibi HSYK tarafından görevlendirilen özel yetkili savcılarca yapılacak. Bu savcılar başka işlerde görevlendirilemeyecek.

Mevcut davalara aynı heyetler
* Özel yetkili mahkemeler, açılmış davalar kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar görev yapmaya devam edecek. Bu davalarda yetkisizlik ya da görevsizlik kararı verilemeyecek. Ancak getirilen usul yenilikleri bu davalarda da uygulanacak. Buna göre, Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, şike, 12 Eylül gibi davalara şu andaki mahkemeler kesin karara bağlanana kadar bakmaya devam edecek. Buralardaki hakimlerin görevi sürecek.

Savcılar değişebilir
* Mahkemelerden farklı olarak, savcılar, HSYK, yeni savcılar görevlendirinceye kadar ellerindeki soruşturmaları yürütecek. HSYK’nın görevlendireceği yeni savcılar, daha sonra bu soruşturmaları devralacak. Böylece HSYK, uygulamaları eleştirilen ancak yetki süreleri bitmediğinden görevden alamadığı birçok ismi yasa yürürlüğe girdikten sonra değiştirebilecek.
* Açılmış davalarda, kamu görevlisi sanıkların soruşturulması için “izin” veya “karar” gerekiyorsa, durma veya düşme kararı verilemeyecek. Buna göre, devam eden davaların sanıkları, izin sisteminin getirdiği olanaklardan yararlanamayacak.

Doğrudan soruşturma
* Şu anda olduğu gibi özel yetkili savcılar, bazı suçlar yönünden izin almadan kamu görevlileri ve askerleri doğrudan soruşturabilecek. Hükümet, önemli dava ve soruşturmaların açıldığı TCK maddeleriyle ilgili doğrudan soruşturma yetkisine dokunmadı. Darbe, terör ve anayasal düzene karşı işlenmiş suçlarda doğrudan soruşturma yetkisi sürecek. Mevcut uygulamada da doğrudan soruşturalabilen şu suçlar yönünden değişikliğe gidilmedi:
* 302. madde: Devletin birliğini bozmak
* 309. madde: Anayasayı ihlal
* 311. madde: Yasama organına karşı suç
* 312. madde: Hükümete karşı suç
* 313. madde: Hükümete karşı silahlı isyan
* 314. madde: Silahlı örgüt
* 315. madde: Silahlı örgüte silah sağlama
* 316. madde: Terör suçu için anlaşma

MİT istisnası sürüyor

* Özel yetkili savcıların yetkileri, MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması sonrasında kısıtlanmış, Başbakan’ın görevlendirdiği kamu görevlileri ve MİT mensupları yönünden ancak izinle soruşturma yürütebilecekleri düzenlenmişti. Yeni uygulamada da terör ya da darbe suçu işlemiş olsalar bile MİT mensupları ile Başbakan’ın görevlendirdiği kamu görevlileri ancak Başbakan izniyle soruşturulabilecek.

Özgürlük hakimi
Düzenlemeyle, özel yetkili mahkemelerdeki soruşturma ve kovuşturma usulleri konusunda şu yenilikler getirildi:
* Hakim tarafından verilmesi gerekli tutuklama, dinleme, arama, izleme, gözaltı yakalama ve benzeri kararları almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere Fransa’daki “özgürlük hakimine” benzer görev yapacak, yeteri kadar hakim görevlendirilecek.
* OHAL ilan edildiği takdirde, toplu suçlarda gözaltı süresi 4 günden 7 güne kadar uzatılabiliyordu. Yeni düzenlemede, bu hükme yer verilmedi.
* Şüphelinin gözaltı süresince sadece bir avukatın hukuki yardımından faydalanabileceği uygulaması kalktı.
* Şüphelinin kollukta ifadesi alınırken sadece bir avukatın eşlik edebileceği uygulaması kalktı. Birden fazla avukat sorguya girebilecek.
* Kolluğun ifadesine başvurulacaksa iş adresine tebligat yapılacak, ev adresi gizli kalacak.
* Örgütsel haberleşme gerekçesiyle avukatla sanığın görüşmesinde görevli hazır bulundurulması ve birbirlerine verdikleri belgelerin hakim tarafından incelenmesi uygulaması kalkacak.

Uzun tutukluluk değişmedi

Düzenlemede, şu yetkilere ise dokunulmadı:
* CMK’nın 91. maddesinin birinci fıkrasındaki, bu suçlarda gözaltı süresinin 24 yerine 48 saat, toplu suçlarda 4 güne kadar uygulanmasına yönelik hüküm, yeni düzenlemeye de eklendi.
* Gözaltına alınan kişinin sadece bir yakınına bilgi verme uygulaması aynen kaldı.
* Gözaltındaki kişinin avukatıyla görüşmesinin 24 saat kısıtlanması ve bu süre zarfında ifade alma yasağı aynen kaydı.
* Kolluğun düzenlediği tutanaklara sadece sicilinin yazılmasına devam edilecek. İsim yazılmayacak.
* Güvenlik nedeniyle davalau Darbe ve terör suçlarındoa 10 yıla kadar olan uzun tutukluluk süresi değişmedi.

Bu suçlarda izin gerekiyor

* Buna karşılık, özel yetkili savcıların doğrudan soruşturabildiği şu TCK maddeleri yönünden kamu görevlileri artık izinle soruşturulabilecek.
* 303: Düşmanla işbirliği yapmak
* 304: Devlete karşı savaşa tahrik
* 306: Yabancı devlet aleyhine asker toplama
* 307: Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri yararına anlaşma
* 308: Düşman devlete maddi ve mali yardım
* 310: Cumhurbaşkanı’na suikast ve saldırı
* 317: Askeri komutanlıkların gaspı
* 326: Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip
* 327: Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin
* 328: Siyasal ve askeri casusluk
* 329: Devletin güvenliğine ve siyasal yararına ilişkin bilgileri açıklama
* 330: Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
* 331: Uluslararası casusluk
* 333: Devlet sırlarından yararlanma, devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
* 334: Yasaklanan bilgileri temin
* 336: Yasaklanan bilgileri açıklama
* 337: Yasaklanan bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklama
* 338: Taksirle casusluk fiili
* 339: Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma

Uyuşturucu kaçakçılığı, mafya gibi örgütlü suçlarda ise terör ve darbe suçlarında uygulanan bazı soruşturma usulleri uygulanmayacak.

Kritik suçlarda yola devam

CMK’nın 250. maddesinde yer alan, “Bu suçları işleyenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağı” hükmü yeni kanunda yer almadı. Ancak TMY 10. maddesi kapsamına alınan suçlarda savcıların doğrudan soruşturma yetkisi bulunduğundan, sayılan suçlardan soruşturulanlar MİT mensupları ve Başbakan’ın görevlendirdiği kamu görevlileri hariç, sıfat ve memuriyetlerine bakılmadan özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Önergeyle, açık ceza infaz kurumunda geçirilen sürenin son bir yılının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle dışarıda infaz edilmesine ilişkin düzenlemenin kapsamını genişletti. Böylece koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz kurumunda bir gün daha bulunmuş olan iyi halli hükümlüler talepleri halinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak serbest bırakılacak.

3. pakette neler var?

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu yasada öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının, bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu oldu. Toplama ve yasaklama kararı verilen yayınlar ve kitaplar hakkındaki yasaklama kararının kaldırılmasına ilişkin kapsam süresi genişletildi. Buna göre, 31 Aralık 2011 tarihine kadar mahkemelerce basılı yayınlarla ilgili olarak verilen toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, kanunun yayımı tarihinden itibaren 6 ay içinde, mahkemeden bu yasaklılığın devamı niteliğinde bir karar alınmamışsa kendiliğinden hükümsüz hale gelecek. Bu tür kararlarla ilgili bilgi ve deliller, 2 ay içinde başsavcılığa iletilecek.

Haberleşme gizliliği

Kanunla, haberleşmenin gizliliğini ihlal edenlere verilen hapis cezaları, caydırıcılığı sağlamak amacıyla artırıldı. Kişiler arasında haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişiye uygulanacak hapis cezasının alt sınırı 6 aydan bir yıla, üst sınırı da 2 yıldan 3 yıla çıkarıldı. Bu gizlilik ihlali, haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse verilecek ceza, 1-3 yıl yerine, bir kat artırılarak uygulanacak.

Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimseye, 1-3 yerine 2-5 yıl hapis cezası verilecek. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi ise 6 ay-2 yıl hapis cezası yerine 1-3 yıl hapis cezasına çarptırılacak.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişiye 2 ay-6 ay yerine 2-5 yıl hapis cezası verilecek. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi ise 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Kaydederek elde ettiği konuşmaları hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2-5 yıl hapis cezasına çarptırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişilere uygulanan hapis cezaları da artırıldı. Buna göre, bu kişilere 1-3 yıl ceza verilecek. Gizliliğin, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacak. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunacak.

Kanunla, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiye ayrıca örgüte üye olmak suçundan verilecek cezada maktu indirim yapılması yerine, hakime indirim yapıp yapmama, yapacaksa bu indirimin oranı hakkında takdir yetkisi tanındı. Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılacak, ancak örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza 3'te 1'ine kadar indirilebilecek.

Rüşvet cezası 

Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ancak bunun kişi tarafından kabul edilmemesi halinde, kamu görevlisi hakkında teşebbüs hükümlerine göre cezaya hükmolunacak ve verilecek ceza 2 yıldan az olamayacak. Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması, rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi de müşterek fail olarak cezalandırılacak. Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde ise verilecek ceza 3'te 1'den yarısına kadar artırılabilecek.

Rüşvet suçu; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile bunların kurduğu şirketler ve vakıflar, dernekler, kooperatiflerce işlenmesi halinde de uygulanacak. Yabancı kamu görevlisinin yanısıra, uluslararası mahkemelerde görev yapan hakimler, uluslararası parlamento üyeleri, tahkim için görevlendirilen hakemler de rüşvet almaları halinde rüşvet suçundan yargılanacak.

Soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kişi de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama ve görüntülerin gizliliğini ihlal eden kişi ise aynı cezaya çarptırılacak. İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Adli kontrol

Tutuklamaya ilişkin kararlarda kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığıyla tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerekecek. Hakim veya mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.

Kanunla, CMK'de yer alan, hakimlerin tutuklama yerine adli kontrol uygulayabileceğine yönelik düzenlemedeki süre sınırı kaldırıyor. Yürütülen soruşturmada, CMK'nin 100. Maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek.

Basın suçlarına erteleme

Basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezaların infazının ertelenmesinin toplumsal barışın sağlanması ve sürdürülmesi bakımından büyük önem taşıdığı ifade edilen yasada yer alan geçici düzenlemeye göre, 31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla ya da düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, adli para cezası ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazı ertelenecek. (ANKA-MİLLİYET)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.