Header Ads

Öğrenciler Hem Başbakan, Hem Referandum Mağduru

Takvimler 2008 12 Eylül'ünü gösteriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Ayazağa Kampüsü oldukça hareketli saatler yaşanıyor. Başbakan açılış töreni için İTÜ'ye teşrif etmiş, ama bu durumdan rahatsız olanlar var. Emniyet Müdürü, ''Kim bu kendini bilmezler'' diye bağırıyor. Sloganlar yükseliyor, sonrası malum... Polis olaya ''müdahale'', öğrenciler de onlarla mücadele etmeye başlıyor.
Gözaltına alınan öğrenciler üniversitenin kendilerinin olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı burada istemediklerini söylüyor. Ama ne fayda. Taç kimdeyse kral odur... Öğrenciler apar topar, karga tulumba “kibarca” polis araçlarına oturtturuluyor.
İki sene geçti bunlar yaşanalı. Türkiye'de anayasa değişikliği bile değişti. Ama ne tuhaftır ''Üniversiteler bizimdir, Tayyip defol'' diyen 18 üniversite öğrencisi bu demokratikleşmeden payına düşeni alamadı.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ MAĞDUR EDİYOR

Avukat Kazım Erkut Güzel, yapılan değişiklik ile kararın kişilerin yüzlerine okunmadığını, yani mahkemenin bitirilmediğini, verili zaman içinde bu suça benzer bir suç işlenirse kararın açıklanacağını ve öğrencilerin tutuklanabileceğini söylüyor. Avukat, karar yüze okunmadığı içinde bir üst mahkemeye giderek temyize çıkarma haklarının da ortadan kalktığını ve böylece adil yargılamanın önünün kesildiğini savunuyor.
Kazım Erkut Güzel, şöyle konuşuyor: “Karar müvekkillimin yüzüne okunmadığı için bir üst mahkemeye götüremiyoruz. Referandum öncesi olsaydı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidebilirdik fakat şimdi sadece karara ilişkin değil usule ilişkin anayasa mahkemesine başvurabiliyoruz sadece. Referandum öncesindeki uygulama ise kararın ertelenmesiydi. Karar veriliyor ve sicile işleniyor, beş yıl içinde tekrarlanmazsa sicilden siliniyordu. Şu anda karar yüze okunmadığı ve yargılanan kişiye sorulmadan yapıldığı için adil yargılamanın önüne geçiliyor.”
Av. Güzel, ekliyor: ''Özgürlük AKP'nin sadece dilinde var, sadece dilinde kalıyor özgürlük söylemleri uygulamada bir şey yok. Üniversitenin özgürlük mekanı olduğunu, özgürlüklerin tartışıldığı yer olduğunu söyleyen başkan o gün üniversitelilerin gözaltına alınmasına, müdahale edilmesine, dayak yemesine, sesinin kısılmasına ses çıkarmadı ve izledi. Şuanda hiç bir yorum yapmıyor farkındaysanız. AKP hükümetinin her döneminde oldu, üniversite öğrencilerinin her sesini çıkartığında okuldan uzaklaştırdılar, gözaltına alındılar.”

'REFERANDUMA GİDERKEN DEMOKRASİ DEMİŞTİ'

Başbakanı protesto ettiği için hapis cezasına çarptırılan öğrencilerden Neval Kösedağı'ın ise karara ilişkin ilk cümlesi “saçma” oluyor. Kösedağ, ''Bir basın açıklamasından böyle bir kararın verilmesi oldukça saçma. Basın açıklamasından 1 yıl 3 ay gibi bir karar çıktığını daha önce biz duymadık, daha önce de böyle davalar gördük, ama bu karar bizi şaşırttı” diyor.
“Referanduma giderken demokrasi demişti, özgürlük demişti AKP. Referandum sonrası görüyoruz AKP'nin demokrasiden ne anladığını görüyoruz” diye sürdürüyor sözlerini ve ekliyor:
“Biz beş yıl içinde tabi ki basın açıklamalarına katılacağız, bu suçu işleyeceğiz. Mesela yarın verilen karara ilişkin basın açıklamamız olacak. Verilen karar bütün toplumsal muhalefete ve muhalif üniversite öğrencilerine gözdağı verme kararı.”
haber: mürsel çoban/etha

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.