Adli yıl açılış töreni ilk defa Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde yapıldı
2016-2017 adli yıl açılış töreni ilk defa 'Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğü gerekçesiyle katılmama kararı aldığı törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Milletin mekanında adli yıl açılış töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, güçlendirir" dedi.
Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve yüksek yargı organı mensupları yer aldı.
2016-2017 adli yıl açılış töreninde ilk konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit oldu. Cirit'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"15 Temmuz 2016 tarihinde vuku bulan darbe girişimi devletin tüm kurumlarında olduğu gibi Türk yargısında da sarsıntı meydana getirmiştir.
Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren ülkelerin uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz.
15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden çok net şekilde anlaşıldığı üzere, o dönemde FETÖ/PDY terör örgütü tarafından sahte belge ve dijital delil üretilmiş, gizli tanıklık, yasa dışı dinleme ve yasa dışı teknik takip gibi koruma tedbirleri aracılığıyla hukuk bir silah gibi kullanılmış, emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesi adeta diri diri toprağa gömülmüş, boşalan kadrolara da söz konusu darbe girişimini gerçekleştiren terör örgütü militanları yerleştirilmiştir.
Hakkında suç isnadı olan herkes gibi FETÖ/PYD Terör Örgütü üyeleri de adil, tarafsız ve bağımsız mahkemelerce iç hukuk ve uluslararası hukuka uygun şekilde yargılanmalıdırlar.
Kuvvetler ayrılığı sistemi, yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin, değişik yollardan göreve gelen ve aralarında 'fren ve denge mekanizması' bulunan farklı organlara verilmesi olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle kuvvetler ayrılığı, devlet iktidarının, hukuki anlamdaki işlevlerinin, aralarında işbirliği olan farklı organlar tarafından yerine getirilmesi ve devletin, yasama, yürütme ve yargı işlevinin birbirine karşı bağımsız organlar tarafından icra edilmesidir.
Herkesçe bilinmelidir ki 'Adalet arayanın elleri temiz olmalıdır'. İradelerini ipotek altına aldıran hâkimlerin, yetkilerini belli odakların amaçlan doğrultusunda ve hukuksal kılıflar altında bir silah gibi kullanılmasının yanlışlığını anlamak veya anlatmak için kural aramaya ya da hukukçu olmaya da gerek yoktur. "
Törende daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu. Konuşmadan satır başları şöyle:
" Son senelerde 500 kişilik, bin kişilik, 2 bin kişilik toplantıları yapabilecek salonlar daha yeni yapıldı. Başkentimizde böyle bir eksikliğin giderilmesi biçim önemliydi. Ankara’da bir opera binası yok. Burası bir opera binası işlevini de görebilecek kabiliyete, tasarıma sahip
Kongre ve Kültür Merkezimiz artık, bugün olduğu gibi, tüm kamu kurumlarının geniş katılımlı toplantılarına ve önemli organizasyonlara ev sahipliği yapacaktır. Nitekim Yargıtay Başkanımız, şayet Adli Yıl Açılışı burada yapılmasaydı, alternatifinin bir otelin eksi 2’nci kattaki salonu olduğunu ifade etmişti ki, 600 kişilik bir salon ve şuanda bu salonumuzda bin 500 civarında bir katılım söz konusu.
Millet adına görev yapan yargının milletin mekanında adli yıl açılış töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez tam tersine yargı bağımsızlığını güçlendirir.
15 Temmuz'dan sonra çok daha ağır hale gelen sorumluluğumuzun gereğini yasama, yürütme, yargı olarak hep beraber yerine getireceğiz.
Kimse bu vatan toprakları üzerinde asla operasyon düşüncesi içine girmesin. Girdikleri anda karşılarında ordumuzu, polisimizi, köy korucularımızı hepsinden öte milletimizin ta kendisini bulacaktır.
Devletin içinde devlet olmaz. Birileri bu hevese kapıldılar. Devletin içinde devlet oluşturmanın gayreti içinde girdiler. 40 yıldır bunun hesabındaydılar. Onun için ben 15 Temmuz'u 'Bir musibet bin nasihatten evladır' öyle görüyorum.
O gece bu ülkenin her rengi, her kesimi 15 Temmuz'da iradesine, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıktı. Milletimiz görevini o gece layıkıyla yerine getirdi. Artık sıra bizde yani bu ülkenin yönetiminde, siyasetinde, bürokrasisinde, görev alan herkeste; yasama, yürütme, yargı hepimizde. Bundan sonra bizim çok daha farklı çalışmamız lazım. Hiçbirimizin ülkemizin ve milletimizin çıkarları, ihtiyaçları dışında bir kritere göre hareket etme hakkı yoktur. 15 Temmuz'dan öncesi başkadır, sonrası bir başkadır. Öyle olmak zorundadır. Şahsım dahil kendini siyasi veya bürokratik hırsa kaptıranlara tavsiyem. Böyle anlarda hemen açıp 15 Temmuz şehitlerinin listesine bakmalarıdır. Orada gördüğümüz hayatlar, fedakarlık bizi kendimize getiremiyorsa hepimize yazıklar olsun. Dolaştığım şehit, gazi evlerinde gerçekten kendim için yeni bir geleceği kazanmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hepsinden birçok dersler çıkarıyorum.
FETÖ operasyonları kapsamında 15 Temmuz'dan beri gözaltına alınan 3 bin 495 hakim ve savcının adalet teşkilatımızda herhangi bir zaafa yol açmayacağına tam tersine gerçek adaletin tesisi konusunda ciddi bir rahatlama sağlayacağına inanıyorum.
YORUM YAZIN