Soma'da bilirkişi raporu sunuldu: Enerji ve Çalışma Bakanlığı'nın ihmali ve kusuru var
dha/rengin arslan-bbc türkçe/çağdaş ses
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciadan 21 ay sonra, geçen Şubat ayında yapılan son bilirkişi incelemesinin raporu mahkemeye sunuldu.
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madenci yaşamını yitirdi. Facianın ardından başlatılan adli soruşturmada, 46 sanık, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başladı.
Faciadan sonra bilirkişi heyetleri ve müfettişlerce ocakta 4 kez inceleme yapıldı. Bilirkişi heyetinin hazırladığı ve davanın iddianamesinin temelini de oluşturan rapora, hem sanıklar hem de avukatları yeterli bulmayıp tepki göstermişlerdi. Halen yargılanması süren davada, geçen şubat ayında Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ve heyeti, oluşturulan bilirkişi heyeti ve tarafların avukatlarıyla, facianın yaşandığı ocakta, inceleme yaptı. Ocakta bu kez yapılacak olan incelemede, yangının ilk çıkış noktası olarak bilinen U3 bölgesi ise ilk kez girilip araştırıldı.
İncelemeden sonra bilirkişi heyetine ilk olarak üç ay, sonrasında da bu süre uzatılıp 6 aya çıkartıldı. 11 kişiden oluşan bilirkişi heyeti, raporunu tamamlayıp bugün mahkemeye sundu.
Raporda "İdari koşullar başlığı" altında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTKB) denetlemeleri yüzeysel kalmış, gerektiği şekilde yapılmamıştır." tespitinde bulunuldu.
Bilirkişi raporunda Enerji Bakanlığı için de "2010 yılından itibaren ocağın işletme projelini incelemek ve denetlemekle yükümlü olan ve T.K.İ kanalıyla onay veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) görevinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir." deniliyor.
"Olay tarihinde yürürlükte olan mevzuatta, olayla doğrudan ilgili yetersizlikler olayın bir faciaya dönüşmesinde etkili olmuştur" denilen İdari Koşullar bölümünde de "Genel olarak kömür havzalarının yönetimi-denetimi ve özelde de kömür ocaklarında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı eksiklikleri ve yetersizlikleri nedeniyle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nin ihmali ve kusuru vardır' denildi.
485 sayfalık raporun sonuç kısmında yer alan ‘Bu olayın bir faciaya dönüşmesi, aşağıdaki koşulların sağlanmasıyla önlenebilirdi’ başlıklı bölümünde şu ifadelere yer verildi:
1- Soma havzası, madenciliğin ve havza madenciliğinin temel ilkelerine göre yönetilseydi,
– Soma Kömür Havzası’nın T.K.İ tarafından yapılmış, çevreden merkeze (dönümlü) ve yukarıdan aşağıya çalışmaya esas alan bir genel planlanan (master Plan) olsaydı ve havzanın parselleyerek ihalelere çıkılması bu plana göre yapılsaydı ve hatta sahalar projeleri yapıldıktan sonra ihale edilseydi,
– Dolaysıyla, havzada rödavansla çalışan firmalar kesin sahalarını ve hedeflerini bölerek ve ona göre yatırım ve termin planlaması yaparak çalışabilirlerdi; madencilik faaliyetleri sürerken firmalara tahsis edilen sahalara yatay ve dikey koordinatlarında değişmeler yapılmak zorunda kalınmasaydı,
2- Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. aşağıdaki T.K.İ ve MİGEM tarafından zorlanabilseydi, ya da firma yöneticileri basiretli davranabilselerdi;
– Revize planlarda öngörülen ek/yeni nefeslik ve havalandırma tasarımlarını yaşama geçirilseydi, yeni vantilatör kurulsaydı, riskli havalandırma sistemiyle üretime devam edilmesine itibar edilmeseydi,
– Üretilen kömür miktarı ne olursa olsun alım garantisinin albenisine kapılınmasaydı, hedefin üzerinde üretime ancak alt yapı iyileştirilmesi koşuluyla izin verilseydi,
– İşçilere Ferdi CO maskesi yerine, Oksijen maskesi (OFK) verilseydi,
3- Olay tarihinde yürürlükte olan mevzuatta, olayla doğrudan ilgili olarak aşağıdaki hususlarındaki yetersizlikler olmasaydı:
– Acil durumlarda kaçış yollarının düzenlenmesi ile ilgili hükümlerde yetersizlikler olmasaydı,
– Damarların gazlılığının ve kendiliğinden yanmaya yatkınlığının bilimsel olarak ölçülmesi gibi koşullar bulunsaydı,
– Sensör tipleri, sayıları ve konumlarında açıklık olsaydı,
– Oksijen maskesi (OFK) kullanımı zorunlu tutulsaydı,
– Seri, hava giriş ve çıkışının aynı yola bağlı oluşu vb. riskli havalandırma şekillerini kısıtlayan kesin hükümler bulunsaydı yaşanan olayın bir faciaya dönüşmesi önlenebilirdi.
Soma davasının bir sonraki duruşması 23 Ağustos’ta görülecek.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciadan 21 ay sonra, geçen Şubat ayında yapılan son bilirkişi incelemesinin raporu mahkemeye sunuldu.
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madenci yaşamını yitirdi. Facianın ardından başlatılan adli soruşturmada, 46 sanık, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başladı.
Faciadan sonra bilirkişi heyetleri ve müfettişlerce ocakta 4 kez inceleme yapıldı. Bilirkişi heyetinin hazırladığı ve davanın iddianamesinin temelini de oluşturan rapora, hem sanıklar hem de avukatları yeterli bulmayıp tepki göstermişlerdi. Halen yargılanması süren davada, geçen şubat ayında Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ve heyeti, oluşturulan bilirkişi heyeti ve tarafların avukatlarıyla, facianın yaşandığı ocakta, inceleme yaptı. Ocakta bu kez yapılacak olan incelemede, yangının ilk çıkış noktası olarak bilinen U3 bölgesi ise ilk kez girilip araştırıldı.
İncelemeden sonra bilirkişi heyetine ilk olarak üç ay, sonrasında da bu süre uzatılıp 6 aya çıkartıldı. 11 kişiden oluşan bilirkişi heyeti, raporunu tamamlayıp bugün mahkemeye sundu.
'Denetlemeler yüzeysel kaldı'
Raporda "İdari koşullar başlığı" altında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTKB) denetlemeleri yüzeysel kalmış, gerektiği şekilde yapılmamıştır." tespitinde bulunuldu.
Bilirkişi raporunda Enerji Bakanlığı için de "2010 yılından itibaren ocağın işletme projelini incelemek ve denetlemekle yükümlü olan ve T.K.İ kanalıyla onay veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) görevinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir." deniliyor.
"Olay tarihinde yürürlükte olan mevzuatta, olayla doğrudan ilgili yetersizlikler olayın bir faciaya dönüşmesinde etkili olmuştur" denilen İdari Koşullar bölümünde de "Genel olarak kömür havzalarının yönetimi-denetimi ve özelde de kömür ocaklarında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı eksiklikleri ve yetersizlikleri nedeniyle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nin ihmali ve kusuru vardır' denildi.
485 sayfalık raporun sonuç kısmında yer alan ‘Bu olayın bir faciaya dönüşmesi, aşağıdaki koşulların sağlanmasıyla önlenebilirdi’ başlıklı bölümünde şu ifadelere yer verildi:
Bilirkişi raporu: Soma havzası temel ilkelere göre yönetilseydi…
1- Soma havzası, madenciliğin ve havza madenciliğinin temel ilkelerine göre yönetilseydi,
– Soma Kömür Havzası’nın T.K.İ tarafından yapılmış, çevreden merkeze (dönümlü) ve yukarıdan aşağıya çalışmaya esas alan bir genel planlanan (master Plan) olsaydı ve havzanın parselleyerek ihalelere çıkılması bu plana göre yapılsaydı ve hatta sahalar projeleri yapıldıktan sonra ihale edilseydi,
– Dolaysıyla, havzada rödavansla çalışan firmalar kesin sahalarını ve hedeflerini bölerek ve ona göre yatırım ve termin planlaması yaparak çalışabilirlerdi; madencilik faaliyetleri sürerken firmalara tahsis edilen sahalara yatay ve dikey koordinatlarında değişmeler yapılmak zorunda kalınmasaydı,
‘Firma yöneticileri basiretli davranmadı
2- Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. aşağıdaki T.K.İ ve MİGEM tarafından zorlanabilseydi, ya da firma yöneticileri basiretli davranabilselerdi;
– Revize planlarda öngörülen ek/yeni nefeslik ve havalandırma tasarımlarını yaşama geçirilseydi, yeni vantilatör kurulsaydı, riskli havalandırma sistemiyle üretime devam edilmesine itibar edilmeseydi,
Bilirkişi raporu ‘Alım garantisi’ albenisine dikkat çekti
– Üretilen kömür miktarı ne olursa olsun alım garantisinin albenisine kapılınmasaydı, hedefin üzerinde üretime ancak alt yapı iyileştirilmesi koşuluyla izin verilseydi,
– İşçilere Ferdi CO maskesi yerine, Oksijen maskesi (OFK) verilseydi,
Oksijen maskesi (OFK) kullanımı zorunlu tutulmalıydı
3- Olay tarihinde yürürlükte olan mevzuatta, olayla doğrudan ilgili olarak aşağıdaki hususlarındaki yetersizlikler olmasaydı:
– Acil durumlarda kaçış yollarının düzenlenmesi ile ilgili hükümlerde yetersizlikler olmasaydı,
– Damarların gazlılığının ve kendiliğinden yanmaya yatkınlığının bilimsel olarak ölçülmesi gibi koşullar bulunsaydı,
– Sensör tipleri, sayıları ve konumlarında açıklık olsaydı,
– Oksijen maskesi (OFK) kullanımı zorunlu tutulsaydı,
– Seri, hava giriş ve çıkışının aynı yola bağlı oluşu vb. riskli havalandırma şekillerini kısıtlayan kesin hükümler bulunsaydı yaşanan olayın bir faciaya dönüşmesi önlenebilirdi.
Soma davasının bir sonraki duruşması 23 Ağustos’ta görülecek.
YORUM YAZIN