Akademisyenlerden Sedat Peker hakkında suç duyurusu
Mehmet Kuru/cha
İstanbul ve Eskişehir’de ‘Barış için Akademisyenler İnisiyatifi' tarafından ‘Barış metnine’ imza atan öğretim görevlileri, kendileri için ‘Kanlarıyla boğacağız’ açıklaması yapan Sedat Peker ile kendilerini hedef gösteren bazı öğretim görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Söz konusu bildiriye imza atan Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi’nde görevli 19 Öğretim Görevlisi ve beraberindeki grup, Eskişehir Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Akademisyenler adına açıklama yapan Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara, amaçlarının terörü desteklemek değil barışı ve antidemokratik uygulamaları dikkat çekmek olduğunu söyledi.
Barış için Akademisyenler İnisiyatifi tarafından hazırlanan metne imza attıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Kara, “İmzalarımız uzunca bir süredir yaşanan temel insan hakları ihlallerinin, anti-demokratik uygulamaların ve yaşanan ölümlerin son bulması amacıyla yapılan barış çağrısına destek anlamını taşımaktadır. Bu desteği vermeyi ise Türkiye halklarına karşı bir borç ve akademisyenliğin doğasında olan sorgulama ve eleştirme refleksinin gereği olarak görmekteyiz.” ifadesini kullandı.
Kara, metnin kamuoyunda oluşturduğu etkiden sonra başlatılan itibarsızlaştırma ve hedef gösterme çabaları, Sedat Peker’in ‘kanımızla duş olma’ tehdidine kadar vardığını vurguladı. Bu tehdidin, bir hukuk devleti olduğuna hala inanmak istediğimiz ülkemizde, cezasız kalmaması umuduyla suç duyurusunda bulmaya geldiklerini belirten Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara, şunları kaydetti: “Bununla birlikte Osmangazi Üniversitesi Türkçüler ve Genç Atsızlar olarak adlandırılan ve Osmangazi Üniversitesi’ndeki hocalarımızı tehdit eden gruba karşı da suç duyuru yapacağız.”
Açıklamasında barış çağrısını yinelediklerini vurgulayan Kara, Türkiye’nin içinde bulunduğu şiddet sarmalından bir an önce çıkılması ve barışın inşası için kendilerine düşen görevi yerine getireceklerini aktardı. Yapılan açıklamanın ardından akademisyenler ve avukatları Sedat Peker ve Osmangazi Üniversitesi Türkçüler ve Genç Atsızlar grubu üyeleri için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Tartışma konusu olan bildiride imzası olan bir grup akademisyen İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Grup, Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu. Prof. Dr. Beyza Üstün’ün de aralarında bulunduğu 15 kişi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Üstün, sorunları tespit ettiklerini ve çözüm ürettiklerini ifade etti.
Savaş politikası uygulandığını belirten ve tepki gösteren Üstün, “Buradan baktığınızda bu yürüyen savaş politikalarına Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Dargeçit’te pek çok yerdeki sivil halkın evinden çıkmasını önleyecek olan yasaklara, başını uzatıp öldürülen sivil halka ya da büyük kentlerde İstanbul’da, Siirt’te daha 2-3 gün önce Van’da olduğu gibi evler basılarak yolda tek tek infaz edilen insanlara, çocukların ve kadınların ölümüne sessiz kalamazdık. Sessiz kalmamız demek suça ortak olmamız demekti.” dedi.
Akademisyenler olarak bir araya geldiklerini kaydeden Üstün, “Bildiğiniz gibi buna karşı sorumluları belirledik. Çünkü bu bir savaş politikası. Ölenlerin tümü, sivil olsun olmasın, savaş politikalarının sonucunda hayatlarını kaybediyorlar. Bu giderek yayılıyor. Tüm yaşam hakları ellerinden alınıyor insanların.” diye konuştu.
Buna sessiz kalmamak için imza başlattıklarını ifade eden Üstün, “İmza başlatılır başlatılmaz yine devletin bu süreci ören yetkililerinden bir tanesi biliyorsunuz Cumhurbaşkanı. Derhal nefret söylemiyle ve lince davet ederek konuşmalar yapmaya, hakaretler etmeye başladı. arkasından hem daha önce hüküm giymiş organize bir suç örgütünün üyesi olan kişi daha da bunları lince ve nefret suçunu teşvike kadar götürdü.” şeklinde konuştu.
Bir çok akademisyenin üniversitelerde odalarının işaretlenerek, hakarete uğrayarak hatta odaları yakılarak tehdit almaya başladığını ifade eden Üstün, “Bu kabus giderek büyüyor. Biz de buna karşı bu kabusu örenlere, bu katliamlar ve saldırılarda önemli sorumluluğu olan devleti gösteriyoruz ve sorumluluğa davet ediyoruz.” dedi.
Barışı ve barışın bilgisini üretmek için dayanıştıklarını kaydeden Üstün, “Bu savaş katliamına karşı dayanışmayı birlikte üretiyoruz. Daha da genişliyor. Pek çok kamu kurumlarından, emek örgütlerinden, sivil toplum örgütlerinden, mimarlar, mühendisler, hukukçular, sanatçılar, psikologlar kendi üyeleriyle bizim başlattığımız bu imzayı ve barışa daveti büyütüyorlar. Biz bu arada bu linç girişimleri ve nefret suçunu büyütenler hakkında da suç duyurusu yapmaya başladık buna devam edeceğiz.” diye konuştu.
Peker Hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını aktaran Üstün şunları kaydetti: “Bugün bir grup arkadaş olarak buraya gedik. Önce bu organize suç örgütünün kimliği olan Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Buna devam edeceğiz. Bu coğrafyada savaşı yükseltenler, nefret söylemini büyütenler, lince teşvik edenler mutlaka bizim izlememiz içinde suç duyurusuna maruz kalacaklardır, hesabını da soracağız. Kendisi özgür olmak isteyen, yaşamında herkesin özgür olmasını savunan bütün halkları da bizimle bu dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz. Biz barış istiyoruz. Bu coğrafyada yaşayan herkesin yaşam özgürlüğünü istiyoruz. Bunun için de bunu önleyen herkes hakkında suç duyurusu yapmaya kararlıyız.”
İstanbul ve Eskişehir’de ‘Barış için Akademisyenler İnisiyatifi' tarafından ‘Barış metnine’ imza atan öğretim görevlileri, kendileri için ‘Kanlarıyla boğacağız’ açıklaması yapan Sedat Peker ile kendilerini hedef gösteren bazı öğretim görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Söz konusu bildiriye imza atan Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi’nde görevli 19 Öğretim Görevlisi ve beraberindeki grup, Eskişehir Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Akademisyenler adına açıklama yapan Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara, amaçlarının terörü desteklemek değil barışı ve antidemokratik uygulamaları dikkat çekmek olduğunu söyledi.
Barış için Akademisyenler İnisiyatifi tarafından hazırlanan metne imza attıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Kara, “İmzalarımız uzunca bir süredir yaşanan temel insan hakları ihlallerinin, anti-demokratik uygulamaların ve yaşanan ölümlerin son bulması amacıyla yapılan barış çağrısına destek anlamını taşımaktadır. Bu desteği vermeyi ise Türkiye halklarına karşı bir borç ve akademisyenliğin doğasında olan sorgulama ve eleştirme refleksinin gereği olarak görmekteyiz.” ifadesini kullandı.
Kara, metnin kamuoyunda oluşturduğu etkiden sonra başlatılan itibarsızlaştırma ve hedef gösterme çabaları, Sedat Peker’in ‘kanımızla duş olma’ tehdidine kadar vardığını vurguladı. Bu tehdidin, bir hukuk devleti olduğuna hala inanmak istediğimiz ülkemizde, cezasız kalmaması umuduyla suç duyurusunda bulmaya geldiklerini belirten Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara, şunları kaydetti: “Bununla birlikte Osmangazi Üniversitesi Türkçüler ve Genç Atsızlar olarak adlandırılan ve Osmangazi Üniversitesi’ndeki hocalarımızı tehdit eden gruba karşı da suç duyuru yapacağız.”
Açıklamasında barış çağrısını yinelediklerini vurgulayan Kara, Türkiye’nin içinde bulunduğu şiddet sarmalından bir an önce çıkılması ve barışın inşası için kendilerine düşen görevi yerine getireceklerini aktardı. Yapılan açıklamanın ardından akademisyenler ve avukatları Sedat Peker ve Osmangazi Üniversitesi Türkçüler ve Genç Atsızlar grubu üyeleri için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İSTANBUL
Tartışma konusu olan bildiride imzası olan bir grup akademisyen İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Grup, Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu. Prof. Dr. Beyza Üstün’ün de aralarında bulunduğu 15 kişi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Üstün, sorunları tespit ettiklerini ve çözüm ürettiklerini ifade etti.
Savaş politikası uygulandığını belirten ve tepki gösteren Üstün, “Buradan baktığınızda bu yürüyen savaş politikalarına Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Dargeçit’te pek çok yerdeki sivil halkın evinden çıkmasını önleyecek olan yasaklara, başını uzatıp öldürülen sivil halka ya da büyük kentlerde İstanbul’da, Siirt’te daha 2-3 gün önce Van’da olduğu gibi evler basılarak yolda tek tek infaz edilen insanlara, çocukların ve kadınların ölümüne sessiz kalamazdık. Sessiz kalmamız demek suça ortak olmamız demekti.” dedi.
Akademisyenler olarak bir araya geldiklerini kaydeden Üstün, “Bildiğiniz gibi buna karşı sorumluları belirledik. Çünkü bu bir savaş politikası. Ölenlerin tümü, sivil olsun olmasın, savaş politikalarının sonucunda hayatlarını kaybediyorlar. Bu giderek yayılıyor. Tüm yaşam hakları ellerinden alınıyor insanların.” diye konuştu.
Buna sessiz kalmamak için imza başlattıklarını ifade eden Üstün, “İmza başlatılır başlatılmaz yine devletin bu süreci ören yetkililerinden bir tanesi biliyorsunuz Cumhurbaşkanı. Derhal nefret söylemiyle ve lince davet ederek konuşmalar yapmaya, hakaretler etmeye başladı. arkasından hem daha önce hüküm giymiş organize bir suç örgütünün üyesi olan kişi daha da bunları lince ve nefret suçunu teşvike kadar götürdü.” şeklinde konuştu.
Bir çok akademisyenin üniversitelerde odalarının işaretlenerek, hakarete uğrayarak hatta odaları yakılarak tehdit almaya başladığını ifade eden Üstün, “Bu kabus giderek büyüyor. Biz de buna karşı bu kabusu örenlere, bu katliamlar ve saldırılarda önemli sorumluluğu olan devleti gösteriyoruz ve sorumluluğa davet ediyoruz.” dedi.
Barışı ve barışın bilgisini üretmek için dayanıştıklarını kaydeden Üstün, “Bu savaş katliamına karşı dayanışmayı birlikte üretiyoruz. Daha da genişliyor. Pek çok kamu kurumlarından, emek örgütlerinden, sivil toplum örgütlerinden, mimarlar, mühendisler, hukukçular, sanatçılar, psikologlar kendi üyeleriyle bizim başlattığımız bu imzayı ve barışa daveti büyütüyorlar. Biz bu arada bu linç girişimleri ve nefret suçunu büyütenler hakkında da suç duyurusu yapmaya başladık buna devam edeceğiz.” diye konuştu.
Peker Hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını aktaran Üstün şunları kaydetti: “Bugün bir grup arkadaş olarak buraya gedik. Önce bu organize suç örgütünün kimliği olan Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Buna devam edeceğiz. Bu coğrafyada savaşı yükseltenler, nefret söylemini büyütenler, lince teşvik edenler mutlaka bizim izlememiz içinde suç duyurusuna maruz kalacaklardır, hesabını da soracağız. Kendisi özgür olmak isteyen, yaşamında herkesin özgür olmasını savunan bütün halkları da bizimle bu dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz. Biz barış istiyoruz. Bu coğrafyada yaşayan herkesin yaşam özgürlüğünü istiyoruz. Bunun için de bunu önleyen herkes hakkında suç duyurusu yapmaya kararlıyız.”
YORUM YAZIN