Header Ads

Erdoğan'ın Sözlerini Yayınlayan Hürriyet'e Suç Duyurusu, Gazetecilere Tutuklama Talebi


Hürriyet gazetesinin Mısır’ın darbe ile devrilen Cumhurbaşkanı Mursi hakkındaki idam kararını yayınlama şeklinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tehdit edecek şeklinde yapıldığını iddia eden avukat Rahmi Kurt, gazete yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukat Kurt, ayrıca aralarında gazetenin Sorumlu Müdürü İzzet Doğan ile Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in de aralarında olduğu birçok yöneticinin tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmesi talebinde de bulundu.

Zaman gazetesinin haberine göre, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe ile suç duyurusunda bulunan Avukat Kurt, Hürriyet Gazetesi’nin “Yüzde 52 ile seçilen Mursi idam cezasına çarptırıldı” haberi ile Erdoğan’a aba altından sopa gösterdiğini ileri sürdü.

Avukat Rahmi Kurt, suç duyurusunda, “Bizce Doğan Medyası bu haber ile sayın Cumhurbaşkanımıza ‘bak fazla böbürlenme, aldığın oylara güvenme, ayağını denk al, sen de yüzde 52 ile seçildin ama gördüğün gibi yüzde 52 ile seçilen Mursi de idama mahkum edildi’ mesajı vererek tehdit etmek ve korkutmaktı.” diye yazdı. Suç duyurusu dilekçesinde siyasi değerlendirmelerde bulunan Avukat Kurt, “Başını Doğan Grubu’nun çektiği bir kısım medya ve bizce hiçbir ehemmiyeti ve kalibresi olmadığı halde kendini ‘Aydın’ sanan bir sanatçı (!) grubu halen ‘Darbe’ özlemi ve ihtirası içinde bulunmaktadır. Bu güruhun amacı eski Türkiye’nin geri gelmesi ve bedeli ne olursa olsun mevcut hükümetin ve seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın devrilmesi, hatta yargılanmasıdır. Çünkü bu güruh mimarının Erdoğan olduğu yeni Türkiye’de istedikleri gibi at koşturamamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Avukat Kurt, Hürriyet Gazetesi’nin bu haber ile “Halkı Irk, Din, Dil, Ayrımı Gözeterek Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme”, “Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne Karşı Silahlı Eyleme Teşvik Etme”, “Suçu ve Suçluyu Övme”, “Terör Örgütü Propagandası Yapma”, “Adam Öldürmeye Azmettirme”, “Anayasal Düzeni Yıkmaya Çalışma” ve “Cumhurbaşkanına Tehdit ve Hakaret” suçlarını işlediğini öne sürdü. 4 sayfalık suç duyurusu dilekçesinde, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş Yetkilileri, Sorumlu Müdür İzzet Doğan, Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ve Hürriyet Gazetesi’nin Web Sitesi Yetkilileri hakkında iddianame hazırlanıp Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun ilgili maddeleri gereğince cezalandırılmasını talep etti. Avukat Kurt, ayrıca bu şahısların tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmesini de istedi. Avukat Kurt, haberin basın ve meslek kanunları aykırı olduğunu da iddia ederek, bununla ilgili gerek tüzel kişilik gerekse de sorumlular hakkında disiplin soruşturması anlamında ilgili yerlere ihbarda bulunulmasına karar verilmesini de talep etti.

TGC: Sedat Ergin’in tutuklanma talebi basın özgürlüğüne darbedir

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu (TGC) yaptığı açıklamada, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin hakkında Cumhurbaşkanı’nın avukatlarınca yapılan tutuklanma talebinin basın özgürlüğüne yeni bir darbe olarak niteledi.

TGC, Sedat Ergin ve Doğan Medya Grubu’nun bazı yöneticileri hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları tarafından yapılan tutuklama talepli suç duyurusunu basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yeni bir darbe olarak niteledi. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:

“Gazeteciliği terörizmle bağdaştıran ve her eleştiriyi darbecilik olarak tanımlayan iktidar son olarak niyet okumaya karar vermiştir.

Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan Mısır eski devlet başkanı Mursi hakkındaki idam kararıyla ilgili bir haberin veriliş biçiminin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tehdit diye algılanması son yıllarda iktidarın alışılmış ‘medyayı sindirme’ pratiği haline gelmiştir.

Daha önce de birçok kez vurguladığımız gibi, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünden, çok seslilikten ne anlaşılması gerektiği konusunda toplumsal bir uzlaşıya acil ihtiyaç vardır.

Bu alandaki hakların kullanılmasının siyasiler ve iktidarlar, hatta yargı organları tarafından nasıl anlaşılması gerektiği artık netleşmelidir.

Bir başka açıdan da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında açıkça belirtildiği gibi basın özgürlüğü, devlet ve toplumun bir bölümünün aleyhinde olan çarpıcı, şok edici, rahatsız edici haberler için de geçerlidir. Özellikle basın söz konusu olduğunda bu ilkelerin özel bir önem kazanacağı açıktır.
Aksi halde Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen gazetelerinden birinin Genel Yayın Yönetmeni olan Sedat Ergin’in tutuklanma istemi ve bu istemin kabul görmesi ülkede basın özgürlüğünün sonuna gelindiği anlamını taşıyacaktır.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak basın üzerinden toplumu kutuplaştıran ve geren baskıcı uygulamalardan bir fayda sağlanamayacağını düşünüyor, halkın barış ve huzur içinde yaşaması için tüm siyasetçilerin sorumlu davranması gerektiğini hatırlatıyoruz.”

GÖP: Gazetecilerin görevlerini engelleme kampanyasından vazgeçin

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ile Doğan Medya Grubu’nun bazı yöneticileri hakkında yapılan tutuklama talebini eleştiren bir açıklama yaptı. GÖP'ün açıklamasında, “Gazetecilerin görevlerini yapmalarını engelleme kampanyası tesadüfi değildir. Bu davranış, demokratik ülkelerde örneği görülmeyecek bir biçimde doğrudan basın özgürlüğüne müdahale ve gözdağı vermektir. Medyaya müdahaleden artık vazgeçilmelidir.” denildi.

GÖP, AKP aday adayı avukat Rahmi Kurt’un Hürriyet Gazetesi ve internet sitesi hakkında yaptığı tutuklama talepli suç duyurusuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Gazetecilerin halkın haber alma kanallarını açık tutmak için özgürce görev yapmaları uzun süredir adeta bir kampanya halinde engellenmeye çalışılıyor.

Bunun son örneği AKP aday adayı avukat Rahmi Kurt’un Hürriyet gazetesi ve internet sitesine, Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezasına dair Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini aktardığı haberle ilgili tutuklama talepli suç duyurusunda bulunmasıdır.

Suç duyurusunu yapan Avukat Rahmi Kurt, haberin başlığında ‘Yüzde 52 oy aldı, idam kararı verildi’ ifadelerinin yer aldığını belirterek ' halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek', 'halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı eyleme teşvik etmek', 'suçu ve suçluyu övmek', 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarının işlendiğini öne sürmüştür.

Gelinen noktada her koşulda iktidarı desteklemeyi bir görev olarak gören bazı kişiler medya kuruluşlarını ve gazetecileri ‘düşman’ ilan edip, hedef göstererek halkın gerçeklerden haberdar olmasını engellemeye çalışmaktadır.

Gazetecilerin görevlerini yapmalarını engelleme kampanyası tesadüfi değildir. Bu davranış, demokratik ülkelerde örneği görülmeyecek bir biçimde doğrudan basın özgürlüğüne müdahale ve gözdağı vermektir. Medyaya müdahaleden artık vazgeçilmelidir. Bir kampanyaya dönüşen bu müdahaleleri şiddetle protesto ediyor, halkı ve siyasetçileri basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engellemeye yönelik girişimlere karşı duyarlı davranmaya davet ediyoruz.”

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.