Header Ads

Kılıçdaroğlu: 'Şeker Fabrikaları Özelleştirilmeyecek, Çiftçiye Mazot 1.5 Lira Olacak'


Partisinin Niğde mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, "İnanç üzerinden siyaset yapmak istemiyoruz. Gidip propaganda yapıyorlar. CHP imam hatip okullarını kapatacakmış. Yahu niye kapatalım? İmam hatibi kuran, Diyanet İşleri'ni kuran zaten CHP. Yalana, dolana inanmayın." dedi.

İktidara geldikleri andan itibaren 4 yıl içinde yoksulluğu tarihe gömeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ben yandaş için çalışmayacağım. Cebimi doldurmayacak, dolduranlara da izin vermeyeceğim. Benim için yandaş yok vatandaş var. Vatandaş zenginleşecek. 4 yılda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yoksulluğu tarihe gömeceğim 4 yıl içinde. Bunun adı sosyal devlet. İstediğimiz budur. Asgari ücreti bin 500 lira yapacağız. Refahı tabana yayacağız. Bunun adı sosyal devlet, yoksulluğu kaldırmak isteyen devlettir. İstediğimiz budur." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Patates üreticisinin derdi var biliyorum. Ben Niğde’ye patates üreticilerinin sorunlarını dile getirmek için geldim. Bir miting yaptık. Hiçbir siyasi partinin yapmadığını biz yaptık. Patates üreticisi el üstünde tutulması gereken birisidir. Neden? Üretiyor, alın terinin karşılığını alıyor. İstihdam yaratıyor, para kazanıyor, o kazanınca esnaf kazanıyor. Esnaf kazanınca toptancı kazanıyor, toptancı kazanınca sanayici kazanıyor. Bir zincir ekonominin içinde toplumsal refahın sağlıklı dağıtılmasına yol açıyor.

O nedenle patates üreticisinin, çiftçi üreticisinin önündeki engelleri kaldırmak benim boynumun borcudur. Çünkü ben alın terine değer veriyorum, insan emeğine değer veriyorum. Sözüm söz söylüyorum çiftçi için mazotu 1,5 lira yapacağız. Bu bizim sözümüz. Diyorlar ki, petrol dışarıdan geliyor karşılığında dolar ödeniyor siz nasıl bunu yapacaksınız?

Bakın değerli arkadaşlarım, petrolün rafineri çıkış fiyatı, yani petrol geliyor Türkiye’ye rafineride o petrol, benzindi, mazottu ayrıştırılıyor, üretiliyor çıkış fiyatı 1 lira 21 kuruş. Çıkıp söylesinler verdiğim rakam doğru değildir diye. 1 lira 21 kuruş. Biz kaçtan vereceğiz? 1,5 liradan vereceğiz. Zarar eden var mı? Zarar eden yok. Kim kazanacak? Hem devlet kazanacak, hem köylü kazanacak. Başka? Diyorlar ki, efendim çiftçiye 1,5 lira çiftçi mazotu alıp istediği gibi istediği kadar alacak. Çiftçi kayıt sistemi var. Çiftçi kayıt sistemine göre çiftçi ne kadar hangi ürünü ekeceğini zaten beyan ediyor. Kaç dönüm ekeceği zaten belli. Mazotu ne için vereceğiz? Üretim için vereceğiz. Ne için vereceğiz? Çifti üretsin diye vereceğiz. Kaç liradan vereceğiz? 1,5 liradan vereceğiz. Mısır’daki sağır sultan da duysun bunu.

Şeker fabrikanız var. Satacaklarda seçim öncesi şimdilik satmıyorlar. Seçim bildirgesini açıklarken söyledim grubumuza şeker fabrikası işçileri geldiler onların önünde de söyledim, şimdi Niğde’de Cumhuriyet meydanında açıkça söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir şeker fabrikası özelleştirilmeyecek. Bütün işçiler fabrikalarının başında çalışacak. Fabrikayı modern bir fabrika haline getireceğiz. Kendi şekerimizi kendimiz üreteceğiz. Kendi patatesimizi kendimiz üreteceğiz. Kendi buğdayımızı kendimiz üreteceğiz. Size bir örnek vereceğim. Türkiye Hollanda kıyaslaması. Hollanda Konya’dan küçük bir devlet. Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı 150 milyar dolar. Türkiye’nin ne kadar? 12 milyar dolar. Soru şu; Konya’dan küçük bir devlet 150 milyar dolar ihracat yapıyor da devasa bir Türkiye neden 12 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor? Neyimiz eksik? Suyumuz mu eksik, toprağımız mı az, çiftçimiz mi yetersiz, güneşimiz mi yok? Her şeyimiz var. Neyimiz yok? Ahlaklı siyaset yok. Ülkeyi düşünen siyaset yok, çiftçiyi düşünen siyaset yok. Siz bir yılda tarım ürünü ve gıda ithalatı 49 milyar lira para veriyorsunuz. Her şeyimiz var bin  neden 49 milyar veriyoruz, neden üretmiyoruz? Üreteceğiz. Ben yandaş için çalışmayacağım. Ben siyasette cebimi doldurmayacağım. Dolduranlara da izin vermeyeceğim. Benim için yandaş yok, benim için vatandaş var. Vatandaş zenginleşecek, vatandaşın cebi para görecek.

Kamyon şoförlerimiz var. Dediler ki, bizim sorunlarımıza mutlaka değinin. Kamyon şoförü kardeşlerime sesleniyorum. K1 belgesi değil mi? 18 bin lira. Eski parayla 18 milyar lira. Diyelim ki kamyonunuzu yenileceksiniz, 6 ay içinde yenilemediniz, para bulamadınız, K1 belgesini elinizden alıyorlar eğer yeni bir araç alırsanız yeniden sıfırdan dünyanın parasını ödeyeceksiniz. Peki biz ne yapacağız? Kamyon şoförünün ehliyetini elinden alıyor musunuz? Almıyorsunuz. K1 belgesini de elinden almayacağız. İstediği zaman kamyonunu yenileyecek K1 belgesi de onun ehliyeti gibi yenilenmeye ihtiyaç duyulmadan o kullanacak. Bunun sözünü bütün kamyon şoförlerine veriyorum. Derdinizi de biliyorum.

Bir başka önemli konu; emekliler. Bir şey söyledim, dedim ki emekliye ramazan bayramında ve kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Altı üstü bu birer maaş ikramiye. Kıyameti kopardılar. Koro halinde bağırıyorlar parayı nereden bulacaksın diye. Sen demiyor muydun Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en zengin ilk 20 ekonomisine giriyor diye. Sen 11 milyon emekliye yani iki maaş ikramiye, üstelik bunun 8 milyonu 1000 liranın altında aylık alıyor. Sen kaçak sarayına para buluyorsun, 2 milyon Suriyeliye 5,5 milyar dolar para buluyorsun, at çiftliğine para buluyorsun, sıra emekliye gelince para yok. Ben ne diyorum? Emekliye de para var, vatandaşa da para var. Yeter ki siyaset zenginleşme aracı olarak kullanılmasın.

Bir şey daha. Niğde’de tarım üreticilerinin sorunu. Elektrik parası ve faiz. Diyorlar ya faiz lobisi nerede diye. Faiz lobisine çalışıyorlar. Gel Niğde’nin patates üreticisine sor bakalım faiz lobisi nerededir diye. Elektrik borcunu ödemedi diye dünyanın faizini yüklüyorlar. Ben size bir söz veriyorum. Kim üretiyorsa, kim alın teri döküyorsa ister fabrikada, ister tarlada, ister bakkalda, ister lokantada, insanın harcadığı her değerin hakkını vermek benim boynumun borcudur. Çünkü ben siyaseti insan için yapıyorum, siyaseti sizin için yapıyorum.

13 yıldır iktidardalar. Az buz değil 13 yıldır iktidardalar. Size 13. yılın sonundaki tablomuz ne onu anlatayım. Bir; 6 milyon 200 bin işsizimiz var. İki; 17 milyon yoksulumuz var. Üç; aylığı 1000 liranın altında olan açlığa mahkum edilen 8 milyon emeklimiz var. Ayakkabıyı biliyorum sizde ayakkabıyı biliyorsunuz. Ayakkabı kutularını da biliyoruz hiç meraklanmayın. Eğer siz 13 yılda yoksulluğu yenememişseniz, 13 yılda işsizliği giderememişseniz, 13 yılda insanları perişan etmişseniz, 13 yılda Türkiye’yi bu noktaya getirmişseniz yeni bir başlangıç yapmamız lazım. Ne zaman? 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapacağız.

Sözüm söz hiçbir ayrım yapmayacağım ister CHP’den olsun, ister başka partilerden olsun eğer Türkiye’nin herhangi bir yerinde işsiz bir çocuğumuz varsa o çocuk benim çocuğum olacaktır. Türkiye’nin herhangi bir yerinde aç yatan bir çocuk varsa o çocuk benim çocuğum olacaktır. Ben bu ülkenin bütün vatandaşları için hiçbir ayrım yapmadan çalışacağım. Çünkü ben vatandaşlarımı ayırmıyorum. İnancı ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun insan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Bunu her yerde söylüyorum.

Güzel bir ülkede yaşıyoruz, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz barış içinde yaşamak istiyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz hiçbir çocuk yatağa aç girmesin istiyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz 17 milyon yoksul beni rahatsız ediyor. 17 milyon yoksulu 13 yılda yarattılar. Biz ne yapacağız? Sözüm söz sadece 4 yılda bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir aile ben yoksulum demeyecek. Aile sigortasını bunun için getiriyoruz. Hiçbir ailenin geliri 720 liranın altında olmayacak. Bunun sözü sözdür.

Bakın, aile sigortası Almanya’da uygulanır, Fransa’da uygulanır, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde uygulanır. Türkiye’de niye uygulanmaz? Hangi gerekçeyle uygulanmaz? Yoksulluğu tarihe gömeceğim 4 yıl içinde. Yoksul hiçbir aile kalmayacak 4 yıl içinde.

Asgari ücret 949 lira. 949 lirayla asgari ücretli ev kirası öder, 949 lirayla mutfak masrafını karşılar, 949 lirayla çocuğu varsa okula gönderir. Onun gıdasını, beslenmesini sağlamak ister. 949 lira yeter mi arkadaşlar? Biz ne diyoruz? Asgari ücret üzerinden vergi almayacağız. Zaten asgari ücret. Onu niye vergiliyorsun sen? Vergileyeceksen git yandaşlarını vergile. Asgari ücretliden ne istiyorsun sen? Biz ne diyoruz? Asgari ücret üzerinden vergiyi kaldıracağız, yani sıfırlayacağız ve asgari ücreti 1500 lira yapacağız. Asgari ücretli alacak 1500 lirayı çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak.

Size bir rakam vermek istiyorum o rakamı lütfen hafızalarınızda tutun. 2002 Türkiye nüfusunun %1’i Türkiye’nin toplam servetinin %39’una sahip 2002. 2014; Türkiye nüfusunun %1’i Türkiye’deki bütün servetin %54’üne sahip. 39’dan 54’e çıkmış. Biz ne yapıyoruz? Refahı tabana yayacağız diyoruz. Huzurlu bir toplum, barış içinde yaşayan bir toplum, acı ve yoksulu olmayan bir toplum. Bunu inşa etmeye çalışıyoruz. Böyle bir devletin adı nedir? Sosyal devlettir. Yani vatandaşını düşünen devlettir, yani işsizini düşünen devlettir, yani yoksulluğu kaldırmak isteyen devlettir. İstediğimiz budur.

Niğde’nin zaman zaman sorunları dile getirilir parlamentoda. O sorunları dile getiren bir kişi var sizin milletvekiliniz. Her ortamda fırsat buldukça sizin sorunlarınızı dile getirdi. Bakın, K1 belgesi içinde kanun teklifi veren odur. Dedi ki, 18 bin lira eski parayla 18 milyar lira, zaten kamyonun fiyatı ne? Hiç değilse dedi kasko sigortanın %10’u olsun dedi. Makul mü? Makul. Ama reddedildi. Başka ne yaptı? Havaalanı için uğraştı, didindi, çaba harcadı. Başka? Patates üreticisinin elektrik borcu, yüksek mazot fiyatları, bütün bunlarla ilgili çaba harcadı. Yani TBMM’de Niğde denince bir milletvekilinin ismi akla geliyor o da sizin milletvekiliniz. Bir milletvekili yetiyor mu?

Biz bir şey daha yaptık bakın, çok önemli. Demokrasiyi getiren partiyiz biz. Milletvekilini ben oturup Ankara’da masanın başında ismini yazmadım. Siz seçtiniz. Türkiye’de 56 ilde milletin vekillerini milletin kendisi seçti. CHP dışında hiçbir parti bunu yapmadı. Hiçbir parti cesaret edemiyor. Çünkü hiçbir parti milletine güvenmiyor. Biz güveniyoruz. Yeri gelince millet millet millet. Bu kadar millet diyorsan millete niye güvenmiyorsun, niye önseçim yapmıyorsun, niye millet sandığa gidip kendi milletvekilini seçmiyor? Birde ağızlarından demokrasiyi düşürmüyorlar. Hadi canım sizde. Biz diyoruz demokrasimi? Adres CHP. İnsan haklarımı? Adres CHP. Millete saygımı? Adres CHP. Yoksullukla mücadele mi? Adres CHP. Taşeronluğa son mu? Adres CHP. Çiftçi için mazot 1,5 liramı? Adres CHP. Türkiye’nin temel taşı? Adres CHP, Cumhuriyet Halk Partisi.

Taşeron işçiliği biliyorum. Benimde akrabalarım var taşeronun yanında işçi olarak çalışanlar. Bu insanların hiçbir güvencesi yok. Taşeronun iki dudağı arasında, işine son verdim dediği zaman işi bitiyor. Hiçbir sosyal güvenceleri de doğru dürüst yok. Tatil yapma hakları yok, mesai diye bir kavramları da yok. Biz ne düşünüyoruz? Taşeron sistemini değiştireceğiz. Ne diyorlar? Parayı nereden bulacaksınız diyorlar. Zaten parayı devlet ödüyor ona. Ama kime ödüyor? Taşerona ödüyor, taşeronda işçiye ödüyor. Biz ne yapıyoruz? Aradan köle tüccarını kaldırıyoruz devlet doğrudan işçiye ödesin diyoruz. Bu kadar basit. Sözümüz söz mü? Sözümüz söz. Çünkü biz insan haklarını savunuyoruz. Çünkü biz örgütlü toplumdan yanayız. Çünkü biz istiyoruz ki, her vatandaş çalışırken iş güvencesi olsun. Her vatandaş çalışırken hak isteme talebi olsun. Demokrasilerin olmazsa olmazı vatandaşın hak talebinde bulunmasıdır.

İşin özeti şu; yaşanacak bir Türkiye istiyoruz. Anneler çocuklarını huzur içinde okula gönderebilsinler, her evde tencere kaynasın, her evde huzur olsun, ister doğu, ister batı, ister güney, ister kuzey bu ülkede, cennet gibi bir ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Gerginlik istemiyoruz, kavga istemiyoruz, yaşam tarzına müdahale istemiyoruz. İnanç üzerinden siyaset istemiyoruz. Şimdi gidip propaganda yapıyorlar efendim CHP gelirse imam hatip okullarını kapatacakmış. Hayır niye kapatalım? İmam hatip okullarını kuran zaten CHP. Diyanet işleri başkanlığını kuran zaten CHP. Yalana dolana itibar etmeyin. Bir şeye inanın, bir şeye güvenin. Kim diyorsa ki ben inancımdan ötürü ötekileştiriliyorum. Gelsin beni bulsun. Ben onun önüne düşeceğim. Onun inancını özgürce yapması için elimden gelen her türlü çabayı göstereceğim. Hiç kimse etnik kimliğinden ötürü dışlanmasın. Vatandaş bizim vatandaşımızdır. Hiç kimsenin anne ve babasını seçme hakkı yoktur. Ama hepimiz anne ve babamızla gurur duyarız. Anne ve babamızı severiz, saygı gösteririz. Değerlerimize saygı gösteririz. Ben bu toplumun değerlerine saygılı bir insanım. Bu toplumun değerleri hepimizin değerleridir. Bu toplumu yüceltmek, bu toplumu çağdaş dünyanın bir parçası haline getirmek bizim görevimizdir.

Diyorlar ya, bir şey söylediğimizde. Kaynak nerede, kaynak nerede? Ama şunu söylemiyorlar. 17 milyon yoksul var Kılıçdaroğlu bunu doğru söylemiyor demiyorlar. 6 milyon 200 bin işsizimiz var Kılıçdaroğlu bunu doğru söylemiyor demiyorlar. Aylık geliri 1000 liranın altında 8 milyon emeklimiz var Kılıçdaroğlu bunu doğru söylemiyor demiyorlar. Ya ne diyorlar? Söyledikleri doğru ama parayı nereden bulacaksın. Bende diyorum ki, parayı bulacağım bu ülkeyi cennet vatanı haline getireceğim.

Niğde’nin Cumhuriyet meydanından sesleniyorum. Ankara’daki beyler duysunlar. Kardeşim sen elmasta vergiyi sıfırladın, incide vergiyi sıfırladın, yakutta vergiyi sıfırladın. Bende mazotta sıfırlayacağım ne var bunda? Onlardan vergi alacağım, çiftçiye verilen mazottan vergiyi almayacağım. Niçin? Çiftçi traktörüne mazot aldığı zaman İstanbul’a mı gidecek? Aldığı parayı götürüp emekli iki maaş ikramiyeyi İsviçre bankalarına mı yatıracak? Yok. Ne yapacak? Gidip esnaftan alışveriş yapacak. Kim kazanacak? Hem emekli kazanacak, hem esnaf kazanacak. Çiftçi gelir elde ettiği, kazandığı zaman kim kazanacak? Esnafı kazanacak, kuyumcusu kazanacak, lokantacısı kazanacak. Herkes kazanacak. Biz ne diyoruz? Huzurlu bir Türkiye. Biz ne diyoruz? Mutlu bir Türkiye. Biz ne diyoruz? Refahı tabana yayan bir Türkiye. Biz ne diyoruz? Aç, açıkta hiç kimsenin kalmadığı güzel bir Türkiye istiyoruz. Yani yaşanacak bir Türkiye istiyoruz.

Bor'da çay içti

Kılıçdaroğlu, partisince Niğde Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingin ardından Kemerhisar beldesinde belediye tarafından yaptırılan konut inşaatının temel atma törenine giderken vatandaşların ısrarı üzerine Bor ilçesine uğradı.

Burada bir çay bahçesinde vatandaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu'na çay ikram edildi.

Kılıçdaroğlu, daha sonra Bor ilçesine bağlı Kemerhisar Belediyesi'nin yaptırdığı 343 konut projesinin temel atma törenine katıldı.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.