Çevre Mühendisleri Odası: Akkuyu'nun Nükleer Atıkları 7 Yıl Boyunca Deprem Bölgesinde Depolanacak
CHA
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Çernobil Nükleer Santrali kazasının yıldönümünde Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Akkuyu'ya santral yapacak olan Rusya’nın santralden çıkacak tehlikeli ve radyoaktif atıkları 7 yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu'da depolayacağı belirtilerek, "Radyo aktif çubukların soğuması için 7 ile 10 yıl süre gerekiyor. Sonrasında ise atıkları almaya zorlayacak herhangi bir yaptırım bulunmamaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Çevre Mühendisleri Odası, 1986 yılında Ukrayna’nın başkenti Kiev’in 140 kilometre uzağında bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen kazanın yıldönümünde bir basın açıklaması yaptı, Akkuyu’yla ilgili de uyarılarda bulundu. Açıklamada, kazada yüz binlerce insan yaşamını yitirdiği, yüzbinlercesinin evini terk etmek zorunda kaldığı kaydedildi. Kazanın etkilerinin hala devam ettiği vurgulandı.
'ÇED RAPORUNDA ATIĞIN NE YAPILACAĞI BELLİ DEĞİL'
Dünyada nükleer reaktör işleten devletlerin atıklara dair net çözümler üretmediği belirtilerek, geçici depolama yöntemlerinin tercih edildiği vurgulandı. Akkuyu'da da ciddi bir nükleer atık sorunu ile karşı karşıya kalınacağı uyarısının yapıldığı açıklamada, "Yapılan uluslararası sözleşmede ve tartışmalarda da atıklara dair ne gibi önlemler alınacağı ne yazık ki, belli değil. Zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunulan ÇED raporunda da atığın ne yapılacağı, nasıl saklanacağı, nereye nasıl taşınacağına dair herhangi bir ifade yer almıyor, genel ifadelerle yönetmeliklere uyulacağı ifade ediliyor. Bu nedenle de ÇED raporunun olması gerektiği gibi bir planlama ve teknik birikim barındırmadığı rahatlıkla söylenebilir." denildi.
'OLASI BİR KAZADA RADYOAKTİF SERPİNTİ TÜM TÜRKİYE’YE YAYILACAK'
"Kömür ve doğalgaz gibi hammaddelere dair Rusya’ya bağımlılığımız oldukça fazla." denilen açıklamada, Akkuyu Nükleer Santrali’nin teknoloji ve hammadde açısından bağımlılığı artıracağı kaydedildi. Olası bir kazada tüm Türkiye’nin etkileneceği vurgulanan açıklamada şöyle denildi: "Defalarca dile getirdiğimiz, sorduğumuz halde yanıt alamadığımız bir soru da olası bir kaza halinde ne gibi önlemler alınacak, hangi bölgeler ne şekilde etkilenecek? Akkuyu ve Sinop’tan olacak bir radyoaktif serpintinin izleyeceği yolları hesapladık. Her iki nokta için, atmosfere salınan parçacıkların 4 günlük (96 saat) güzergahları belirlediğimizi ve çalışma sonucuna göre, hem Akkuyu, hem de Sinop'ta meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının Türkiye'nin büyük bölümünü etkileyeceğini her fırsatta dile getirdik. Hangi bölgelerin ne oranda etkileneceğini birçok seminer, konferans ve basın-yayın organlarında haritalar ve grafikler eşliğinde anlattık. Bugüne kadar tek bir yetkili bize bu çalışmamız hakkında soru sormadığı gibi yapılan en bilimsel açıklama da 'Tüp de patlar mutfakta kullanmayalım o zaman, uçak da düşer binmeyelim o zaman' şeklinde oldu."

Tüp patladığında en fazla 5 kişi, uçak düştüğünde en fazla 500 kişi ölür. Çernobil'in üstünden 30 yıl geçti, etkileri sürüyor. Türkiye'ye yayılan serpintiden milyonlarca kişi ölür, yıllarca da toprakta ve havada kontaminasyon (kirlenmişlik) kalır. Sonra temiz su bul, temiz yiyecek yetiştir. Belki sabotaj bile yaparlar.
YanıtlaSilKaldı ki, Türk tipi, "bize bi'şi olmaz"cılık, işi ucundan tutmak, politik adamını yerine koymacılık, onların da nasıl olsa yerimizi abimiz halletti yönetmeliği bilsem ne olurculuk, güvenlik önlemi ciddiyeti, maliyetli diye, kimse duymadan en pislik ve düzenbazca, çevreyi düşünmeyen, "geçici", "uyanık", "umarsız" "cahil" "sorumsuz", "geleceğie yatırım yapmayan" "günü kurtarıcı" bir sürü karar verileceği de aşikar.
Hele yıllar geçtikten sonra, bu ülkenin her yerinde rastladığımız, iş bilmez, ya da iş bilse de işine gelmeyen yönetici tipiyle halimiz şansa kalacak.