Günün Kitap Önerileri: Canavar ve Ölü, İktisatçıların İktisadı ve Kurşunlu Benzinin Gizli Tarihi
Canavar ve Ölü
(Burke, Marx, Faşizm)
Mark Neocleous
h2o Kitap / Toplumsal Hareketler Dizisi
Gazeteciler anlayamadıkları her şeyi "canavar" etiketi altında sunarlar: Seri katiller, pedofiller, despotik liderler ölümü davet eden canavarlardır. Yönetenler için de kullanışlıdır canavar: Trafiğin sorumlusu bir türlü alt edilemeyen "Canavar"dır! Düşmanlar birer canavara dönüştürülür, uluslar şehitler üzerine yükseltilir. Açıktır ki canavarların ve ölülerin politik güçleri vardır. Dinin ölüleri sahiplenmesinin, ölümü "ateizm açısından bir turnusol kağıdına" döndürdüğü söylenegelmiştir. Bu kitap ölüleri politikanın turnusol kağıdı haline getirdiğimizde ne olduğuna bakıyor. Bu amaçla Burke şahsında muhafazakarlık ve de faşizminin ölüleri sahiplenme biçimlerini ele alıyor ve Marx'ın "ölüleri, ölülerin gömmesi için bırak"tığını fakat Benjamin ve Adorno'nun şahsında Marksizmin onun bıraktığı yerden ölüleri "kefaret" ile sahiplendiğini öne çıkarıyor.
Ölülerini tanıyarak olduğu gibi canavarlarını da tanıyarak politik bir gelenek hakkında çok şey öğrenilebilir.Burke'tan başlayarak, Gotik edebiyatın canavar imgesi, Dracula ve vampirin muhafazakâr ve faşist zihniyetin düşman imalatında nasıl kullanıldığını inceleyen Mark Neocleous; "işçi sınıfının kanını emen" sermaye metaforuyla Marx'ın, bambaşka bir amaç ve yöntemle, emeğin ikili niteliğini ve sermayenin emekten bağımsız ele alınamayacağını gösterdiğini vurguluyor.Marx'ın kültürel okumasına meraklı ?i?ek'den Derida'ya; "az faşist olmayan" Mircea Eliade'den tescilli faşist Martin Heidegger'a pek çok ünlünün görüşleri "canavarların kültürü" ile "ölülerin ekonomi politiği" temelinde yeriliyor. Ölümü yüceltip duran "Faşistlerin neden mezarları tahrip etmekten hoşlandığı" sorusunun yanıtı kitabın sonunda sürprizli bir şekilde beliriveriyor. Kim bilir, belki de "mezar taşlarını okumayı neden önemsememiz" gerektiğinin yanıtına da ulaşabilirsiniz!
İktisatçıların İktisadı
Erhan Bilgin
h2o Kitap / Ekonomi ve Siyaset Dizisi
İktisat uzun süredir günlük ekmeğimiz haline getirildi. Umutlar ekonominin iyiye gitmesi ve iyileşmesine bağlandı.
Büyüme, cari açık, likidite kavramları çoktandır sohbet konularımız arasında. Siyasetçiler bile tüm kötülükleri faiz lobisinin faiz hobisine "endeksledi." Artık ABD Merkez Bankası başkanının adını biliyor ve vereceği faiz kararını heyecanla bekliyoruz.
Gazetelerin ekonomi haberleri arttı, sayfaları çoğaldı, köşe yazarları "tavan yaptı." Günlük piyasa bilgileri ekranların üzerine sabitlenen bantlardan akıp duruyor, hatta tam gün ekonomi haberleri yapan televizyon kanallarımız bile var.
İktisadi kavramların pazarlayıcısı koca koca ekonomi profesörleri canlı yayınlarda "show business" yapmakta.
Ekonomik sistemi öve öve bitiremiyorlar ama alınan yanlış kararların uygulamada "krizlere" yol açmasından onlar da yakınıyor: Oysa kendilerinin temsil ettiği evrensel iktisadi akla uyulsa, kapitalizm sonsuza dek aksamadan sürecek!
"Sol"dan iktisatçıların bir kısmı bu "sonsuz gidişat" fikrine inanmasa bile, kendi önerileri ve bu önerilerin getireceği iyileştirmeler sayesinde vatandaşın, çalışanların, işçilerin gözetileceğine böylece "iyi bir kapitalizm" ya da "makul bir kapitalizm" ile idare edebileceğimize dair teorilerini, sahip oldukları köşelerden "güncellemekteler."
İktisatçıların İktisadı'nda gündelik yaşantımızı kuşatan iktisadi terimler, bu günlük iktisat vaazları özelinde ele alınıyor. Belli bir iktisadi kavram eşliğinde, o kavramı en iyi temsil ettiği düşünülen konu hakkındaki yazılarından yola çıkılarak, 15 "popüler" iktisatçının gerçeklikle ilişkisi sorgulanıyor. Bu sorgulamayla, aynı zamanda, adeta kapitalizmin "kesitleri" alınıyor ve krizlere karşı "kapitalist çare"lerin imkânları sergileniyor.
Kurşunlu Benzinin Gizli Tarihi
Jamie Lincoln Kitman
h2o Kitap
Arabanıza "kurşunsuz" benzin alıyorsunuz. Gönlünüz rahat değil mi? Ama aslında benzinden kurşunu arındırmıyorlar. Birilerinin düşünceli davranarak benzinde doğal yollarla oluşan kurşunu sizin için çıkardığını varsaymanız çok normal. Gelgelelim yanılıyorsunuz. Birileri koymadığı sürece benzinde kurşun zaten yoktur. Bu birileri de, bundan yaklaşık doksan yıl önce Amerika'nın önde gelen şirketlerinden başkası değildi; yani General Motors (GM), Du Pont ve (bugün Exxon olarak bilinen) Standard Oil-New Jersey. Bu şirketler bir araya geldiler ve sırf kârlarına kâr katmak maksadıyla bu meşhur zehri, kurşunu, benzinin içine kattılar.
Kattılar ve soluduğumuz havayı, suyumuzu, gıdalarımızı bilinen en korkunç zehirlerden biriyle, bir ağır metalle, çevreden asla yok olmayacak kurşunla zehirlediler. Birileri salt çevreyi değil geçen yüzyılın başından beri atalarımızı, bizi ve çocuklarımızı da zehirlediler.
Oysa otomobillerin çalışabilmesi için benzine kurşun katılmasını gerektirecek en küçük bir neden bulunmuyordu. Tabii benzine kurşun katma patentini alan bu şirketlerin bunu bir zorunluluk olarak pazarlayıp muazzam servetler elde etme planları dışında.
Peki, devlet kurumları ve bilimadamları neden bu faciaya dur demedi? Bu yüzden neden Nazilerle işbirliği yapıldı? Kâr etmenin milliyeti olur mu? Neden üçüncü dünya ülkelerinde ve diğer pek çok yerde kurşunlu benzin hâlâ satılmaktadır?
Endüstri devlerinin arşivlerinden ve ABD'nin devlet arşivlerinden elde edilen belgeler, yeni birçok akademik araştırma ve artık iyice mazide kalmış olan bu döneme ait kayıtların yanı sıra The Nation dergisi ve yazar Jamie Lincoln Kitman tarafından gerçekleştirilen düzinelerce röportaj bize, tarihin kara deliğine doğru sessizce ilerleyen bu kahredici ve alçakça girişilmiş ticari yatırımın, yani kurşunlu benzinin gerçek hikâyesini anlatıyor. Bu hikâyenin şimdi sil baştan anlatılması gerek.
Bu hikâyenin, aktörlerinin, sahnelenen oyunun bilinmesi gerek: Kim bilir belki de böylelikle genetiği değiştirilmiş gıdalardan ilaca, elektronik ürünlerden uzun ömürlü şarj edilebilir pillere kadar, satın aldığımız tüm ürünlerde aynı senaryosunun tekrarlanıp tekrarlanmadığını sorgulayabiliriz.
Başvuru sitesi: http://www.idefix.com/kitap/h2o-kitap/firma_urun.asp?fid=9126
YORUM YAZIN