2 Nisan'da Koç Üniversitesi'nde Eylem Var: 'Üniversite Bir Şirket Gibi Yönetiliyor'
26 Mart Perşembe günü, saat 17.30’da Koç üniversitesi işçileri, öğrencileri, öğretim üyeleri ve asistanlarından oluşan yaklaşık 200 kişilik bir grup forum düzenledi. Bu forumda, farklı bileşenler üniversitede yaşadıkları problemleri aktarıp neler yapılabileceğini tartıştılar.
Forumda ilk olarak söz alan öğretim üyeleri, okulda karşı karşıya bırakıldıkları problemlerden bahsetti. Koç Üniversitesi yönetimi, birçok öğretim üyesinin sözleşmesinin şeffaf olmayan ve içeriği bildirilmeyen performans kriterlerine dayanarak yenilenmeyeceğini bu öğretim üyelerine bildirdi. Okutmanların üzerinde geçen seneden beri süregelen baskının bu sene daha da yaygınlaşarak ve derinleşerek arttığından bahsedildi. Kimi okutmanlara aynı maaşla daha fazla ders verecekleri sözleşmeler önerilirken, kimi okutmanların ise hem maaşlarında hem de sözleşme sürelerinde aleyhte ciddi değişikliklerin olduğu sözleşmeleri imzalamaları istendi.
Üniversite yönetimince öğretim üyelerine dayatılan bu koşulların, öğretim üyelerini birer makale basma makinesine çevireceği; yapılan bilimsel araştırmaların ve yazılan makalelerin kalitesinin düşeceği ve buna bağlı olarak öğretim üyeleri üzerinde yaratılan bu psikolojik baskının lisans ve yüksek lisans öğretim kalitesini ciddi oranda zedeleyeceği üzerinde duruldu. Yine yaşanan bu sürecin, öğretim üyelerinin üniversiteye ve kampüse olan bağlılıklarını zedelemeye başladığı tartışıldı. Geçtiğimiz günlerde bir akademik üyenin kamuya açık yazdığı bir mektupla bu yaşananları protesto edip istifasını okul yönetimine iletmesi bu duruma açık bir örnek teşkil ediyor. Bu yaşananlar, okul koridorlarında öğretim üyelerince konuşulmakta ve birçok öğretim üyesi de okula olan aidiyetlerini ciddi bir şekilde sorgulamaktalar. Dolayısıyla yaşanan tüm bu sürecin, Türkiye’de örnek gösterilen üniversiteler arasında önde gelen Koç Üniversitesi’nin kurumsal kimliğini ve üniversite yaşamını olumsuz etkilediği açıktır.
Forumda söz alan yüksek lisans ve doktora öğrencileri ise, güvencesiz çalışma koşullarına dair şikayetlerini dile getirdiler. Üniversite bünyesinde eğitimlerine devam eden, akademik ve idari işleri yapmakla yükümlü yaklaşık 600 yüksek lisans ve doktora öğrencisi, üniversite yönetimi tarafından işçi statüsünde değerlendirilmediklerini ve bu sebeple sigortasız çalıştırıldıklarını ifade ettiler. Yargıtayca onanan emsal karara rağmen vakıf üniversiteleri yönetimleri yüksek lisans ve doktora öğrencilerini sigortasız ve güvencesiz çalıştırmaya devam etmekteler. Bu durumun iyileştirilmesine dair taleplerini içeren yazılı dilekçeyi üniversite yönetimine ileten asistanlara, yönetimce bir yanıt verme gereği dahi duyulmamıştır.
Forum, işçilerin sorunlarının tartışılmasıyla devam etti. 2013 yılındaki taşeron işçilerinin direnişiyle elde edilen kazanıma rağmen, üniversitedeki işten atılmalar son iki yılda da devam etti ve işçi başına düşen iş yükümlülüğü daha da ağırlaştı. Buna ek olarak, Koç Üniversitesi yönetimi 2013 direnişinde elde edilen kazanımların en önemlisi olan ve tanıyacağını resmi olarak taahhüt ettiği Taşeron İzleme Kurulu’nu tanımayı reddetti. Geldiğimiz bu günde, taşeron işçileri üzerindeki baskı ve yıldırma politikaları giderek artmaktadır.
Bütün bu sorunları farklı platformlarda tartışıp üniversite yönetimine ileten bileşenler, bu güne kadar yönetimden kayda değer bir yanıt alamadılar.
Son olarak forumda söz alan lisans öğrencileri, artan okul ücretlerine rağmen eğitim kalitesinin ve kampüs yaşamının olumsuz yönde etkilendiğini dile getirerek, üniversite çalışanlarının sorunlarının kendi sorunları da olduğunu belirttiler. Lisans öğrencileri, her dönem başında seçebileceği ders bulmakta zorlanıyor ve kalabalık sınıflarda ders almak zorunda bırakılıyor. Seçmeli ders sayılarının azaltılması, zorunlu derslerin şube sayılarının azaltılması ve bunlara bağlı olarak sınıflardaki öğrenci sayılarının artması eğitim kalitesini ciddi bir şekilde etkilemektedir. Sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda Koç Üniversitesi’nin örnek gösterilen lisans eğitimi kalitesinin negatif yönde etkileneceği aşikârdır.
Forumda, üniversitede gün geçtikçe dayanılmaz hale gelen bu problemlerin ve artan baskının okul yönetiminin Koç Üniversitesi’ni bir şirket gibi yönetme iradesinin bir sonucu olduğu konusunda ortaklaşıldı. Üniversite yönetiminin politikalarına karşı tüm bileşenlerin her birlikte mücadele etmesi gerektiği vurgulandı.
Forumda tartışılan meseleler doğrultusunda sesini duyurmak isteyen tüm bu bileşenler, kazanımla sonuçlanan 2013 taşeron direnişinin yıldönümünde eylem yapma kararı aldılar. 2 Nisan Perşembe günü Koç Üniversitesi giriş kapısında yapılacak olan eyleme destek vermek isteyen herkesi bekliyorlar.
YORUM YAZIN