Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek Tutuklandı
Osman Arslan/cha
Hrant Dink suikastı soruşturması kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Savcılık sorgusunda Akyürek’e ağırlıklı olarak İstanbul eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın ifadesi üzerine olaya ilişkin bilgileri gizlediği iddialarına ilişkin sorular soruldu.
Savcı Gökalp Kökçü, ifadenin başında Akyürek’in Tarbzon Emniyet Müdürü iken ‘Yasin Hayal tarafından Dink’in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği, takipten kurtulmak için de telefonunu bir köye bırakacağına’ dair kesin istihbari bilgi içeren 15 Şubat 2006 tarihli f4 raporunu istihbarat Daire Başkanlığına gönderdiğini tutanağa geçirdi.
Akyürek’e Celalettin Cerrah’ın şüpheli olarak verdiği ifadelerinden bölümler okundu ve sorular yöneltildi. Cerrah’ın cinayet üzerine yurtdışından döndüğünü, personelinden bilgi aldığını, cinayetin nasıl işlendiği bilgilerinin yanı sıra flu bir şekilde Ogün Samast’ın fotoğrafının gösterildiğini, başka bilginin bulunmadığının söylediğini anlattığı belirtildi.
Savcı, Cerrah’ın ifadesinde “Fotoğrafla birlikte makamıma geçtim. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ramazan Akyürek, Terör Daire Başkanı Selim Akyıldız, İstanbul Valisi Muammer Güler oradaydı. Bakanlar cinayetle ilgili bilgi sordu. Ben de elimizde fotoğraf olduğunu, basına vermek istediğimi, halktan yardımlar gelebileceğini belirttim. Ramazan Akyürek’e de kendilerinde bu konuda bilgi belge var mı diye sordum. Akyürek de yok dedi.” ifadelerini kullandığını belirtti. Savcı Kökçü, “olaya ilişkin bilgilere sahip olmanıza rağmen, neden failleri bulmaya çalışan Celalettin Cerrah’a bu konuda yardımcı olmadınız ve bilgileri paylaşmadınız?” diye sordu. Savcının soruda ‘failleri bulmaya çalışan Celalettin Cerrah’a neden yardımcı olmadınız’ şeklinde ifade kullanması dikkat çekti.
Akyürek’in avukatı Adnan Şeker bu soruya itiraz etti. Şeker, Cerrah’ın ifadesi gerçekmiş gibi kabul edilerek, böyle bir husus olup olmadığı sorulmadan yönlendirmeyle sorulan bu sorunun hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Soruyu cevaplayan Akyürek, söz konusu toplantıda kendisinin de bulunduğunu söyledi. Fotoğrafın basına verilmesi konusunda anlaşıldığını kaydeden Akyürek, Cerrah’ın bilgi vermediği iddiasıyla ilgili, “Sürekli mahiyetinde olan ve cinayet sırasında da birlikte olduğum İstihbarat Şube müdürümüz kendisini bilgilendirmemişse de hali hazırda heyetimizi bilgilendiren diğer istihbarat görevlileri soru içinde belirtilen bilgilere fazlasıyla vakıftılar ve bu konuda bir eksiklik yok idi. Yardımcı olmadığım ifadesi gerçeğe aykırıdır.” dedi.
Savcı Kökçü, Akyürek’e yine Cerrah’ın ifadesi üzerinden cinayet öncesi istihbari bilgilere sahip olmasına rağmen neden bilgileri gizlediğini, amacının ne olduğunu sordu.
Akyürek, bilgileri gizlemek gibi bir kastının asla söz konusu olmadığını belirtti. “Gizleyecek olsam Trabzon Emniyet Müdürü iken alınan bilginin İstanbul’a gönderilmesine engel olabilirdim. Aynı zamanda İstihbarat Daire Başkanlığı'na da göndermeyebilirdim. Her iki makama da bilgi veren bir emniyet müdürü olarak bilgi sakladığım şeklindeki soruya katılmıyorum.” cevabını verdi.
Akyürek, bu konuda kendisinden alınan bilgiler dışında cinayete ilişkin başka bilgilere de sahip olan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah ve diğer sorumluların bu sorunun muhatabı olduğunu söyledi.
KENDİ PERSONELİNİN YAPMADIĞI İŞİ BENİM YAPMADIĞIM İDDİASINI REDDEDİYORUM
Cerrah’ın Akyürek’in ‘ne pahasına olursa olsun Dink’in öldürüleceği’ şeklindeki istihbarat bilgisini kendisine vermediği, şüphelilere ilişkin de hiçbir zaman bilgi vermediği şeklinde ifadesi olduğunu belirten savcı Kökçü bu iddia üzerine, “Celalettin Cerrah’a cinayetin çözümüne dair istediği bilgileri neden paylaşmadınız?’ şeklinde sordu.
Cinayet öncesi bilgileri resmi yazı ile İstanbul ve Ankara’ya bildirdiğini tekrarlayan Akyürek, “Cinayetten sonra neden bilgi paylaşmadığım soruluyorsa zaten arşivlerindeki kendi mahiyetinin kendisine sunması gereken bilgileri ve bilgi verdiğim tarihteki İstihbarat Dairesi yöneticilerinin görevlerini cinayet sonrası tüm görevlilere ait vazifeleri benim yapmadığım gibi, paylaşmadığım gibi bir hususu reddediyorum.” dedi.
Savcının Cerrah’ın iddiasına bağlı olarak bilgi paylaşmadığına dair benzer içerikli sorusu üzerine, paylaşmadığı bir bilgi bulunmadığını söyledi. Akyürek, “İl emniyet müdürünün (Celalettin Cerrah) tavrı istihbari olarak aldığı bilgilerin dışında cinayeti önlemek için daha bir çok (Türkiye halkının televizyonlardan izlediği tehditleri de görmesine ve bilmesine rağmen) bilgilere sahip olmasına rağmen önleyemediği cinayetin failinin yakalanmasında kendisine ve il emniyet müdürlüğüne tüm bilgi ile destek olan Ramazan Akyürek’i suçlayarak asılsız isnatlarda bulunarak kendini kurtarmaya çalışmaktadır.” ifadelerini kullandı.
TCK KİTAPÇIĞINI YIRTIP ATTI
Hrant Dink soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek mahkemece tutuklandı. Akyürek’in avukatı Adnan Şeker, kararın ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. Şeker, müvekkilinin Hrant Dink dosyası kapsamında ‘ihmal suretiyle adam öldürmek’, ‘resmi evrakta sahtecilik’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla tutuklandığını anlattı. Dosya ile ilgili hukuki olarak söylenecek bir şey olmadığını ifade eden Şeker, “Şu gördüğünüz ‘Adalet Sarayı’ yazıyor ama içi boş, adalet yok. İçerde olan hakimler hakim değil. Hukuk fakülteleri gereksiz. Ve hakimler sadece ve sadece siyasal iktidara veya bazı kişilere payanda olmuş, ne bileyim sanki menfaatleri için sanki karar veren insanlar konumuna gelmişlerdir. Bizim kanaatimiz şeye de gerek yok; Türk Ceza Kanunu’nda suç tanımlanmasına ve suçların unsurlarının da anlatılmasına gerek yok. Zaten hakimler bunu biliyorlar. Veya olmasın da gerekmiyor tutuklamak için.” şeklinde konuştu.
Elindeki Türk Ceza Kanunu kitapçığının sayfalarını teker teker yırtan Avukat Adnan Şeker, “İşte tutuklama için somut delilin varlığına gerek yok. Herhangi birinin sizin hakkınızda gerçek olmayan ifade vermesi veya soruşturmadan kavuşturmadan kaçmak için yalan beyanda bulunması yetiyor. Kununlara gerek yok. Yazılı kanunlara gerek yok. Ve bir de adınız daha önce ‘paralel’ olarak çıkmışsa, efendime söyleyeyim siyasi görüşünüz veya hayat görüşünüz uyuşmuyorsa bunların hiçbirine gerek yok, kanunlara gerek yok, burada hedef haline gelmeniz yeterli.” diye konuştu.

YORUM YAZIN