Header Ads

Abdullah Cömert'in Abisi Zafer Cömert Yazdı: Feryat!


Aslında bir ‘merhaba’ yazısıyla başlamak istiyordum, fakat bu son günlerde o kadar çok feryat sesi duydum ki farklı bir yazı yazma gereği hissettim.

10 Ocak’ta Hakan Yaman’ın feryadı yükseldi, “İki çocuğum var geçim sıkıntısı yaşıyoruz,” diyordu ve iş istiyordu. Hakan Yaman… bu ismi duyunca benim tüylerim diken diken olur… Her şeyden habersiz serviste çalıştığı minibüsü evin yakınlarına park etmiş, evine doğru giderken olanlar olmuştu.

Altı yedi polis Hakan Yaman’ı gösterici sanıp üzerine çullanmış, bayılıncaya kadar işkenceyle darp etmiş, yetmiyormuş gibi, buldukları demir çubukla gözünü oymuşlardı. Durun, daha bitmedi. Tüm o işkencenin ardından öldü sanılarak ateşe atılmıştı.

Hakan Yaman’ın feryadı 19 ay sonra tekrar duyuldu, yaşadığı işkence, göz kaybı, onlarca ameliyatın üzerine bir de işsizlik ve geçim sıkıntısı eklenmiş ve feryat etmişti iş istiyorum diye…

Ona iş bakarken Aydın Aydoğan’ın feryadı yükseldi, aynı sıkıntıyı yaşıyordu, Elmadağ’da protestolar esnasında işine gitmek yerine parktaki yaralılara yardım etmeyi seçmiş, bu sırada gaz kapsülüyle ayağından vurulmuş ve aşil tendonu kopmuştu. Bu yaralanmadan dolayı uzun süre işine gidemediği için de işten çıkarılmıştı. Down sendromlu bir oğlu olan Aydın Aydoğan, uzun süre iş aramasına rağmen sonuç alamamış ve sosyal medyaya iş arıyorum feryadı düşmüştü.

Ama durun daha bitmedi, sessizce kenarda oturan onlarca Gezi mağduru var. Yaralanmış, işini kaybetmiş ve hâlâ “mağdur.”

Bu yazıya başlamadan beş dakika önce Okan Göçer’in sosyal medyada yer alan Bana kimse sahip çıkmadı yazısını okudum, aslında bu yazıyı yazmama neden olan da bu haber. Daha doğrusu, son iki haftada sadece benim kulağıma ulaşan feryatların sayısının çokluğu.

Tabii atlamak olmaz, Adnan Abim adına benim üç gün önceki feryadım da vardı sosyal medyada. Ne demiştim: İki çocuğunun yanı sıra  anne babama da bakan Adnan Abim. İhale süreci bahane edilerek, çalıştığı CHP’li Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden işten çıkarıldı.

Kardeşim Abdullah Cömert katledildikten sonra ailemizde kimse doğru dürüst çalışamamış ve büyük zorluklar yaşamıştık. Davalara gidiş gelişlerimiz borç harçla olmuştu.

Sadede geleyim.

Gezi, o büyük şanlı halk direnişi… O padişaha “dur bakalım” diyen halkın şanlı meydan okuyuşu. Evet, ondan geriye katledilmiş gençlerin ailelerinin, sakat kalmış, uzuvlarını kaybetmiş insanların feryadı kaldı.

19 ay boyunca siyasiler siyasi arenada atıp tutarken (buna bütün muhalif partiler dahil) bizlere düşen acılarımızla baş başa kalmak, her türlü zorluğa bütün imkânsızlıklara rağmen göğüs germek. Biz kendi yağımızda acılarımızla ve maddi imkânsızlıklarla kavrulurken maaşları asgari ücretin 25 katı olan vekiller işlerine gelince davalara katılmış, işlerine gelince yanımızdalarmış gibi pozlar vermişlerdir.

Kameraların karşısında atıp tutan bu siyasilerin gerçek yüzünü bir tek biz mi biliyorduk?

Şimdi haberler dolaşıyor: Gezi ailelerinden vekil adayları çıkaracakmış muhalefet partileri. Yukarıda bütün bu saydıklarımdan sonra insanlar kimin samimiyetine güvenecek? Yeni bir rant mı oluşturmaya çalışıyor bu partiler?

19 ay boyunca samimiyet sınavından sınıfta kalan siyasi partiler bu şekilde mi sınıf geçmeyi düşünüyor? diye soruyor ve bir sonraki yazıda merhaba demek ümidiyle sağlıcakla kalın diyorum.

* Zafer Cömert
** http://gezite.org/feryat/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.