Header Ads

Erdoğan: 'Polisimiz Kalkıp da Vatandaşımızı mı Öldürdü? Ak Saray'ın 1150 Küsur Odası Var'


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere’deki Buckingham Sarayı’nın yaklaşık 7-8 milyar dolara yapıldığını söyleyen Erdoğan, “ ‘Bin odalı diyorsun ya!’ yanlış söylüyorsun. Bin odalı değil, bin 150 küsur odası var. Bunu da bilmiyor.” dedi. Erdoğan, Berkin Elvan ile ilgili sözleri nedeniyle eleştirilen Yavuz Bingöl'e destek verdi. Erdoğan Gezi olaylarında polisin orantısız güç kullandığı yönündeki haberlere tepki gösterdi. Polis şiddetiyle ilgili ABD’den örnekler veren Erdoğan, “Bizim burada polisimiz kalkıp da vatandaşı mı öldürdü? Silah mı çekti? Yok. Polisi öldürürken, polisi neredeyse bitirecekleri anda polis kendini savunmayacak mı?” dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nin (ASKON) 9. Olağan Genel Kurulu toplantısına katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili eleştirilerine cevap veren Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı için her şey konuşuluyor. Sanki burası benim kişisel sarayım. Ve belli ki herhalde dünyayı da gezmemiş, görmemiş bu tür şeyleri de bilmiyor. Devlet yönetimi nedir zaten böyle bir şeyden anlamaz. SSK’yı ne hale getirdiğini bilirsiniz. Şimdi çıkmış başka başka şeyler söylüyor. Benim milletimin buna inanacağını sanmıyorum da. ‘Bin odalı diyorsun ya!’ yanlış söylüyorsun. Bin odalı değil, bin 150 küsur odası var. Bunu da bilmiyor. Biz şu anda yeni bir cumhurbaşkanlığı teşkilat şemasıyla cumhurbaşkanlığı ihtiyacına cevap verecek bir proje orada uyguladık.” ifadelerini kullandı.

‘BUCHİNGHAM SARAYI 7-8 MİLYAR DOLARA MALOLDU’

“Burası bana ait bir saray değil, millete ait bir saray.” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Milletin sarayını hazmedemiyorlar. Birisi çıkıyor bakıyorsun 1 milyar dolar, birisi daha farklı şeyler. Koltukların hesabı dahil değil falan filan. Buckingham Sarayı sadece restorasyona giriyor. Rakam 5 milyar pound. Yaklaşık 7 – 8 milyar dolar. Bu sarayların sayısı belli mi orada? Buna benzer ne saraylar var. Türkmenistan’da Astana bunun gibi yüzlercesiyle dolu. Bunlar hakikaten Türkiye’nin büyümesinin düşmanı. Bunlar birinci köprüye, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne karşı çıkmadılar mı? Marmaray’a karşı çıkmadılar mı? Kendileri kullanmadılar ama cumhurbaşkanı adayları kullandı. İsteseler de istemeseler de biz Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

'YAVUZ BİNGÖL VE ALEV ALATLI'YA DESTEK'

30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonunda çok değerli bir sanatçımızla Yavuz Bingöl, Yemen türküsünü birlikte söyledik. Aman Allah’ım, o sanatçımıza söylemediklerini bırakmadılar. Çözüm süreci toplantısına katılığı için yapmadıklarını bırakmadılar. Şu anda hala Türkiye’nin bu büyük sanatçısını linç etmek için ellerindeki her vasıtayı kullanıyorlar. Niye, sen nasıl olur da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yan yana böyle bir resim verirsin? Böyle bir zihniyet, baskıcı anlayış olabilir mi? Hani siz sanata değer veriyordunuz? Bütün sanatçılar sizin gibi düşünmeye mecbur mu? Mahkum mu, böyle bir şey olabilir mi? Sizin söylediklerinizi söylemediği zaman ‘tu kaka’ mı diyeceksiniz? Eve bunlardaki zihniyet bu. Bunu sadece o sanatçımıza değil hakikati söyleyen kim olursa olsun ona yapıyorlar.

Medyada eleştirilen Yazar Alev Alatlı’ya destek veren Erdoğan, “İşte en son Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülünü alan değerli yazarımız Alev Alatlı’ya da bunu yaptılar. Akil insanlar heyeti içinde yer alanlara da bunu yaptılar. Ahmet Kaya’nın bu ülkeden mahzun ayrılışıyla yüreğimiz yandı. Çatallarla, porselen tabaklarla neler yaptıklarını, o gece ödül töreninden kovduklarını hatırlayın. Gazetelerinde her türlü hakaret yazılarını yazanlar, şimdi ben yazmadım diyenler maalesef ruh kökü sakat tipler. Bakıyorsun şimdi beni başbakanımla karşı karşıya getirecek yazılar yazıyorlar. Biraz terbiyeli ol ya! Edep adap bil! Bunlarda bu yok. Kalkıyor başbakan dürüst, yolsuzluk yapmaz. Ama cumhurbaşkanı yolsuzlukların içinde. Neyin var elinde? Hangi belgen var? Hangi bilgin var? Neye dayanarak bunu söylüyorsun? Eğer biz o yolsuzlukların içerisinde buralara gelseydik senin ve patronunun bu ülkedeki yolsuzluklarını meydana çıkaramazdık. Şimdi onların cevabını versinler.” şeklinde konuştu.

“Dayatmalara karşı cesur olun. Tekerlerin tuzaklarına karşı cesur olun.” diyen Erdoğan, “Hiçbir sanatçımızın tahkir edilmesine, linç edilmesine, dışlanmasına asla izin vermeyecek, hakkın, hakikatin ve onların yanında dimdik durmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Gezi olaylarına değinen Erdoğan, “Eğer Gezi olayları kontrol edilmemiş, bastırılmamış olsaydı, sokaklar şiddete teslim olmuş olsaydı acaba Türkiye bugün nerede olurdu? Bu sorunun cevabını arayalım. Dikkat edin bu sorunun Mısır’da, Ukrayna’da cevabı verildi. Mısır’da yüzde 52 oyla seçilmiş devlet başkanı hapse atıldı hem de binlerce masum insan katledildi. İşte Rabia denilen olay kökeni itibariyle bu. Onun içinde çok önemli. Bu hareket aslında bir kenara konulamaz. Şu anda binlerce insan siyasi tutuklu olarak hapis yatıyor. Bunların demokrasiyle falan alakası yok. İşte Ferguson olayları, işte Arizona’daki olaylar. Elinde silah yok, adamı yatırıyorlar yere. Kafasını yere vuruyorlar, nefessiz bırakıyorlar ve öldürüyorlar. Silah yok, molotof kokteyli yok, hiçbir şey yok. Bizim burada polisimiz kalkıp da vatandaşı mı öldürdü? Silah mı çekti? Yok. Polisi öldürürken, polisi neredeyse bitirecekleri anda polis kendini savunmayacak mı? Savunurken orada bir olay oluyor, ondan sonra bakıyorsunuz işte o ‘paralel yargı’ 8 seneye mahkum ediyor. Çok değişik, çok art niyetli ve ön yargılarla farklı bakışın yaşandığı bir dünya.” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’da sokak eylemlerinin ülkenin bölünmesine yol açtığını söyleyen Erdoğan, “Türkiye’de ağaç dediler. Yalova’dakiler ağaç değil mi? Kadıköy’de başlayıp Taksim Meydanı’na gelen zat oradaki 12 tane ağacın yeri değiştirildi, kesilmedi. Ama Yalova’dakiler kesildi. 250’yi aşkın ağaç kesildi. Nerede o çevreciler? Neredesiniz tencere tavacılar? konuşun bakalım. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin Eymir Gölü’ne restoran yapmak için kestiği ağaç değil mi? Bakırköy Belediyesi’nin kestikleri ağaç değil mi? Eğer Gezi olaylarında mesele gerçekten ağaç olsaydı, o gün sokağa çıkanlar, yakanlar, yıkanlar herhalde Yalova için, Bakırköy için, ODTÜ’nün Eymir Gölü için de sokağa çıkarlardı. Gezi olayları sırasında bir tanesi gerçek niyeti samimiyetle dile getirmişti. Mesele ağaç değil siz hala anlamadınız mı? demişti. Herkes anladı. Nerede durduğunu herkes çok iyi biliyor. 17/25 Aralık operasyonları gayesine ulaşmış olsaydı, Türkiye bugün nerede olurdu? O bir darbe girişimi değil miydi? ‘O bir yolsuzluk operasyonuydu’ diyorlar. O girişim başarıya ulaşmış olsaydı Türkiye bugün nerede olurdu? Dönemin başbakanı ifadesini kullanıyorlar şahsım için. Dönemin başbakanını yani beni, bakan arkadaşlarımı görevden uzaklaştırmak için her türlü hazırlık yapılmış, kararlar verilmiş, harekete geçilmişti. Muhalefet partileri ikna edilmiş, darbe esnasında ve sonrasında hangi vazifeyi yapacakları, muhalefet partilerine dahi dikte ettirilmişti. Kabine hazır, başbakan belli. Bazı medya kuruluşlarının neyi nasıl yazacakları, hangi manşetleri atacakları dahi tek tek belirlenmişti.” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU’NA ‘AKILSIZ’ CEVABI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir toplantıda kendisi için kullandığı “Akılsız!” ifadesine cevap veren Erdoğan, “Türkiye’de muhalefet partilerinin üzerinde çok ciddi bir şantaj baskısı var. Medyanın üzerinde de aynı şekilde. Kiminin üzerinde terörün şantaj ve tehdidi var, kimilerinin üzerinde de kasetlerin, telefon kayıtlarının şantaj ve tehdidi var. Ben burada cevabını vermek zorundayım. Ana Muhalefet Partisi’nin genel başkanı, hafta içinde çıktı şahsıma yönelik, gerçekten edebe, adaba uygun düşmeyecek ifadeler kullandı. Çok af edersiniz. Bir engelli evladımız kardeşimiz şahsımla alakalı, ‘Zihinsel özürlü değil mi’ diye bir soru soruyor. Onun da verdiği cevap ne biliyor musunuz? Şahsımla alakalı, Cumhurbaşkanının zihinsel engelli olduğunu söylemek adeta bir lütuftur gibi söylüyor. O akılsızdır diyor. Bunu söyleyen ana muhalefetin başı. Böyle bir siyasetçi olabilir mi? O engelli, yine ben evlatlarımız, kardeşlerimiz diyeceğim, hem ona hakaret ediyor hem bize bu hakareti yapıyor. Ancak ve ancak kaset ve şantaj böyle birini öyle bir partinin başında tutabilir. Demokratik şartlarda, engellilerle yapılan toplantıda zihinsel engelli ifadesini bir hakaret olarak kullanan biri, asla o koltukta oturamaz. Asla o partiye genel başkan olamaz. Hani bir kalıp vardır, bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün derler. Böyle bir genel başkanlık ancak kasetle, şantajla mümkün olur. Zaten o kaset olmasaydı, bundan genel başkan falan olmazdı. Onları şantajla, tehditle esip aldılar. Halef selef oldukları genel başkanların hepsini esir aldılar. Ama o dönem milletin partisini esir alamadılar. 30 Mart’ta bu kirli oyunu bozdu. “ şeklinde konuştu.

MGK’de tüm cemaatlerin hedef yapıldığına ilişkin haberlere değinin Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Malum çevreler kampanya yapıyorlar. Türkiye’deki bütün cemaatlerin, vakıfların, derneklerin, teşekküllerin hedef yapıldığı yalanı yayılmak isteniyor. Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) bu türden kararların alındığı yalanı sürekli pompalanıyor. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden, vatanına ihanet içinde olan her yapı, Milli Güvenlik Kurulu’nda ele alınır ve onun gözünün yaşına bakılmaz, tavsiye kararı çıkar. Paralel yapı böyle bir yapıdır. Üzerine gittik, gidiyoruz, daha fazla gideceğiz. Milli Güvenlik Kurulu’nda bu kararı aldık. Legal görüntü altında, illegal faaliyetler gösteren paralel yapı orada bu şekilde zikredilmiştir. Ve bunlarla mücadele, tavsiye kararı alınmış, hükümetimiz de bu tavsiye kararına uyarak onlar da bakanlar kurulu kararını çıkarmıştır. Bütün cemaatlerin, vakıf ve derneklerin, teşekküllerin hedef alınacağın dair iddia da alçakça bir yalandan başka hiçbir şey değildir. Hukukun dışına çıkmadığı müddetçe, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmediği müddetçe herkes faaliyetlerini özgürce yerine getirir. 17/25 Aralık darbe girişimi, milletimizin iradesine sahip çıkması sayesinde hamdolsun boşa çıkmıştır. Darbe girişiminde başarısız olanların bu heveslerinden vazgeçmedikleri de ortadadır. Kobani bahanesiyle tüm o yapılan 6 – 7 Ekim olayları bu mahiyette girişimlerdir. Ulusal ve uluslararası medyada yapılan kampanyalar bu mahiyette girişimlerdir. Yine en son seçim sistemini etkilemeye dönük olarak milli iradeye, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesine yönelik girişimler de bu mahiyette girişimlerdir.”

‘ALIŞILMIŞ BİR CUMHURBAŞKANI DEĞİLİM’

Erdoğan, “Türkiye’de yalanı en güzel, en başarılı söyler diye sordukları zaman vereceğiniz cevap, Ana Muhalefet Partisi’nin başındakine sorun. O kadar başarılı. Bakıyorsunuz malzeme yok, cumhurbaşkanıyla uğraşıyor. Bazıları diyor ki cumhurbaşkanı bunlara cevap verir mi? Ben alışılmış cumhurbaşkanı değilim. Olmadım olmayacağım. Bunu da böyle bilin.” dedi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.