Erdoğan: 'Kadınla Erkeği Eşit Konuma Getiremezsiniz. Fıtrata Ters'

KADEM'in düzenlediği 1. Kadın ve Adalet Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kadın ve erkek arasındaki eşitlik kavramına değinerek, “Şimdi bazen erkek-kadın eşitliği diyorlar. Kadın kadına eşitlik doğru olandır. Erkek erkeğe eşitlik doğru olandır. Ancak kadının özellikle adalet karşısındaki eşitliği asıl olandır. Bunu yerine getirmek lazım.” dedi.

Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) düzenlediği 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde konuşan ve kadınların ihtiyacı olan şeyin kadın-erkek eşitliği olmadığını iddia eden Erdoğan, “Kardeşlerim kadınların ihtiyacı olan şey nedir? Şimdi bazen erkek, kadın eşitliği diyorlar. Kadın kadına eşitlik doğru olandır. Erkek erkeğe eşitlik doğru olandır. Ancak kadının özellikle adalet karşısındaki eşitliği asıl olandır. Bunu yerine getirmek lazım. Mağdur olanın zorla eden seviyesine çıkartılmasıdır eşitlik. Ya da tam tersidir. Kadınların eşitlikten ziyade ihtiyacı olan şey eş değer olabilmektir. Yani adalettir. Buna ihtiyacımız var. Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz. O fıtrata terstir. Çünkü fıtratları farklıdır. Tabiatları, bünyeleri farklıdır. Örneğin iş hayatında hamile bir kadın erkek ile aynı şartlara tabi tutamazsınız. Örneğin çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkekle aynı konuma getiremezsiniz. Kadınları erkeklerin çalıştıkları her işte çalıştıramazsınız. Komünist rejimlerde geçmişte olduğu gibi 'Kadına ver kazma küreği çalışsın' olmaz böyle bir şey. Kadının narin yapısına o bir kere ters düşer. İşte bunun için eşitlikten ziyade eş değer kavramını yani adaleti bu meselede en önemli kriter olarak görmek ve referans almak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

İslam dininin kadına annelik makamı gibi büyük bir makam verdiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim dinimiz kadına bir makam vermiş. Ne makamı bu? Annelik makamı. Ve bizim dinimiz anneye bir makam daha vermiş. Cenneti ayaklarının altına sermiş. Bak babanın ayakları altına koymamış. Dolayısıyla annenin ayağını altı öpülür. Ben anacığımın ayağının altını öperdim. Anam nazlanırdı anacığım çekme derdim. Çünkü burada cennetin kokusu var. Anne başka bir şey. Ve makamların ulaşılamazıdır. En yükseğidir. Ama bunu anlayanlar olur anlayamayanlar olur. Mesela bunu feministlere anlatamazsınız. Çünkü onlar anneliği kabul etmiyorlar. Böyle bir dertleri var. Ama biz bizi anlayanlar yeter diyoruz. Onlarla yola devam eder diyoruz. Kardeşlerim, kadın cinayetleri oluyor değil mi? Şimdi işi gerçek olarak düşüneceğiz. İnançlı bir insan. Ama öyle sapıklardan bahsetmiyorum. Bir kadın cinayeti, kadına şiddet böyle bir şeye girebilir mi? Mümkün mü? Giremez. Çünkü bizim dinimiz İslam barış kelimesinden türüyor. Ve biz bir barış dininin mensuplarıyız. Bizim dinimizde bu şekilde kadına böyle bir zulmü asla yapamazsın. Şiddet uygulayamazsın. Bizim değer ölçülerimiz bu kadar hassas.”