Onur Yaser Can Davası: 'Sizden Biraz Adalet Görseydik Eşim Hayatta Olacaktı'
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube’de polis işkencesi ve cinsel tacize maruz kaldıktan sonra hayatına son veren Onur Yaser Can’la ilgili davaya bugün İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşma 26 Mayıs 2015 tarihine ertelendi.
Çağlayan Adliyesi’nde görülen duruşmayı, Can’ın babası, kardeşi ve avukatları takip etti.
Duruşmada konuşan baba Mevlüt Can, Yargıtayın kararını eleştirerek, “İşkence suçu örtbas ediliyor. Sizden biraz adalet görseydik benim eşim hayatta olacaktı” dedi.
Can, eşi Hatice’nin 3 Mart 2014’te can verdiğini fakat hala mahkeme tarafından adına tebligatlar çıkarıldığını, hatta duruşma salonun kapısındaki listede bile adının yazılı olduğunu belirterek bu duruma isyan etti. Sanık iki polisin yalan söylediğini savunan Can, bu kişilerin oğlunu görmediğini sadece sahte tutanaklara imza attıklarını söyledi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Avukat Ercan Kanar, olayın sadece “resmi evrakta sahtecilik” olmadığını, yaşananların iddianın daha üstünde devam ettiğini belirtti.
Kanar, “Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmaları gerekir” dedi.
Ezgi Sevgi Can da ağabeyinin yaşama sevinciyle dolu olduğunu söyledi, ölümünün Türkiye'de giderek artan devlet ve polis şiddetinin bir tezahürü olduğunu belirtti.
Can, AKP hükümetinin yargıya yaptığı müdahaleler sonucu yargı mekanizmasının zayıflatıldığını ve cezasızlık üzerinden sistematik ve keyfi uygulamalarının yolunun açıldığını kaydetti.
Ne olmuştu?
Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010’da esrar satın aldığı gerekçesi ile gözaltına alınmış, gözaltında kötü muamele görmüş, çıplak aramaya maruz kalmıştı. İlk gözaltına alınışının ardından iki gün sonra “evrakta eksiklikler olduğu gerekçesiyle” tekrar Narkotik Şube’ye çağrıldı. İkinci kez Emniyete giden Can önüne konan evrakları imzaladı. Can üçüncü kez Emniyet’e çağrılınca 23 Haziran 2010’da intihar etti.
Annesi Hatice Can o günden bu yana polislerin yargılanması için hukuk mücadelesi veriyordu. Hatice Can 1 Mart 2014’te intihar etti.
Tek suçlama: Evrakta sahtecilik
ODTÜ Mezunu Mimar Onur Yaser Can’ı “uyuşturucu bulundurmak” suçlamasıyla gözaltına alan ve üçüncü kez ifadeye çağıran, Emniyet’te verdiği ifadede değişiklik yapmakla suçlanan polislerin yargılanmasına 20 Temmuz 2011’de başlandı. Polisler sadece “evrakta sahtecilikle” suçlandı.
Can’ın ölmeden önce yazdığı, ifadesinin değiştirildiğini ve kötü muamele gördüğünü anlattığı mektup da mahkemeye sunuldu. Mektupta, nezarete alınarak çırılçıplak soyularak cinsel istismara maruz bırakıldığını, bu sırada acı içinde polislere yalvaran genç bir insanın sesinin dinletildiğini, hakarete uğradığını, tokatlandığını, muhbirliğe zorlandığını yazmıştı.
Bilirkişi “işkenceye rastlamadı”
Can’ın ailesi, “sonucu itibariyle işkence, kötü muamele, cinsel istismar ve görevi kötüye kullanmak” gerekçeleriyle Vatan Caddesi Narkotik Şube’deki polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Polisler hakkındaki soruşturma Fatih Cumhuriyet Savcılığı’nda 11 ay sürdü. Bu sürede üç kez savcı değişti. Nezaret Odası kameralarını değil de yalnızca emniyetin giriş çıkış kameralarını inceleyen bilirkişiler, Onur Yaser’e işkence, cinsel istismar ve kötü muamele yapıldığına ilişkin bir kayda rastlamadıklarını belirttiler.
Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş bilirkişilerin bu raporu üzerine, dört polis hakkında işkence suçundan takipsizlik karar verdi.
(Radikal/ajanslar)
Foto: Fatoş Erdoğan
YORUM YAZIN