Header Ads

TMMOB Soma Raporu: 'Katliamın Temel Nedeni AKP Tarafından Uygulanan Emek Düşmanı Politika'


Manisa'nın Soma İlçesi'nde Soma Holding'e ait madende 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili TMMOB'un raporu açıklandı.

TMMOB'da düzenlenen basın toplantısına TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Yürütme Kurulu üyeleri Mehmet Besleme, Mehmet Torun, Genel Sekreter Vekili Can Doğan katıldı.

Raporu açıklayan Mehmet Torun, 5'i maden mühendisi 301 maden emekçisinin yaşamını yitirdiği facianın, dünya madencilik tarihinin en acı olaylarından biri olduğunu söyledi. Torun, "Söz konusu olay, 21. yüzyılın en büyük maden kazası olarak nitelenmekte olup, içinde bulunduğumuz yüzyılda böylesi bir facianın yaşanmış olması, dünya madencilik çevreleri tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştır" dedi.

Daha detaylı bir rapor hazırlamak için madende inceleme yapmak istediklerini, ancak ilgili bakanlıkların talebi kabul etmediğini hatırlatan Torun, katliamın yaşandığı yeraltı kömür ocağının ruhsatının bir kamu kuruluşu olan Türkiye Kömür İşletmelerine ait olduğunu, kömür üretimi işinin ise "hizmet alım sözleşmesi" kapsamında özel bir firmaya ihale edildiğini kaydetti.

Olayın henüz bütün yönleriyle aydınlatılamadığını belirten Torun, şöyle devam etti: "Ancak, ocaktaki kömür damarlarının kendiliğinden yanmaya müsait olduğu, hem bilimsel çalışmalarla belirlenmiş hem de pratikte yaşanan pek çok olayla eskiden beri bilinmektedir. Eldeki mevcut veriler, ölüm nedenleri ve tanık ifadeleri; olayın, kömürün kızışması (oksidasyonu) sonucu meydana geldiğini göstermektedir. Olayın, galeride kesilen fay atımlarıyla ezilmiş ve parçalanmış durumda olan kömür pasajlarının oksijenle sürekli teması sonucu kızışması ile daha önce çalışılan ve kömürü tam olarak alınamayan bölgede (eski imalat) oluşan yangının istenmeyen bir şekilde ana galeriye ulaşması sonucunda meydana gelmiş olması ihtimal dahilindedir."

Soma katliamının, ülkedeki en büyük iş cinayeti olduğunu ifade eden Torun, facianın özelleştirme, piyasalaştırma ve taşeronlaştırma politikalarının çöktüğünü gösterdiğini söyledi.

ARTIK BÖYLE SÜRDÜRÜLEMEZ
Torun, "Çok açıktır ki Soma'da yaşanan felakete, şirketin ne pahasına olursa olsun, maliyeti düşürme ve üretimi kesintisiz sürdürme politikası neden olmuştur. Görünen tablodan yalnızca bu şirket sorumlu olamaz. Bu üretim modelini yaratan, kömür madenleri ve linyit sahalarını ihalelerle devredenler ve denetim sorumluluklarını yerine getirmeyenler de yaşanan iş cinayetlerinden birinci derecede sorumludur. Bu model, 3-5 firmanın ve bunlara bağlı çalışan dayıbaşı taşeronlarının çıkarına ve binlerce işçinin kölelik koşullarında çalıştırılması pahasına ne ekonomik olarak ne de vicdani olarak sürdürülemez. Türkiye'de kömür madenciliğinin mevcut koşullarda sürdürülmesi, göz göre göre iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktır" diye konuştu.

Sahanın 2009 yılında Soma Kömürleri A.Ş'ye devredildiğini hatırlatan Torun, şirketin kömür üretimini bir yılda 10 kattan fazla arttırdığını, üretimdeki hızlı artışın, sonraki yıllarda da devam ettiğini kaydetti. Torun, "Son dört yılda yaşanan hızlı üretim artışları son derece çarpıcıdır. Söz konusu üretim düzeyine bu kadar kısa süre içerisinde çıkılmasının sahanın fiziksel dengelerini olumsuz yönde etkilemiş olabileceği hususu ciddiyetle ele alınmalıdır. Gerekli emniyet yatırımları yapılmaksızın eski havalandırma ve galeri alt yapısıyla sırf kâr amacı güdülerek çok yüksek üretim seviyesine çıkılmış ve çalışanların hayati önemdeki emniyet tedbirleri ihmal edilmiştir. Ayrıca, ocakta, görece dar bir alanda çok fazla pano aynı anda çalışılmış, üretim zorlaması ve emek yoğun çalışma nedeniyle panolardaki işçi sayısı giderek artış göstermiş, dolayısıyla kaza riski de hızla yükselmiştir" dedi.

Soma gibi kendiliğinden yanmaya elverişli ve metan içeren kömür yataklarında, havzanın bütünüyle planlanması, bilim ve teknolojiden en üst düzeyde yararlanılması gerektiğine işaret eden Torun, ancak ülkemizde sahaların belli belirsiz rezervler üzerinden üretim hedefleri konularak taşeronlaştırma yoluyla işletildiğini belirtti.

ÖLÜMLERİN SEBEBİ TAŞERONLAŞMA
Torun, "Yaşananlar bize göstermektedir ki; Soma faciası ve benzeri çok ölümlü kazalar adı 'özelleştirme' olmaksızın, özelleştirme araçları olarak devreye sokulan hizmet alımı ve/veya taşeronlaştırmanın sonucudur" dedi.

Türkiye'de işçi sağlığı ve iş güvenliği için mevzuatın da yetersiz olduğunu dile getiren Mehmet Torun, ilgili yasanın özünde işçi sağlığı ve güvenliği sisteminin de taşeronlaştırılması anlamına geldiğini söyledi.

Torun, "Soma faciasının temel nedenlerinden biri de, bilgi ve teknoloji üretemeyen sistemin, dünya piyasaları ile rekabet edebilmenin en kolay yolu olarak, ucuz ve güvencesiz emek üzerinden üretim yaptırmayı model olarak benimsemiş olmasıdır. Türkiye'de uygulanan ekonomik sistem, sermaye birikim koşullarına ve madencilik sektörünün özgün yapısına bakıldığında, yapısal olarak 'kaza' üreten bir sistemdir. Büyüme ve küresel piyasalarla rekabet edebilme adına uygulanan üretim zorlaması, uzun çalışma saatleri, işçi maliyetlerinin düşürülmesi, bir maliyet unsuru olarak görülen işçi sağlığı ve iş güvenliğinden yapılan fedakarlıklar; daha kötü çalışma koşullarını ve kazaları beraberinde getirmekte, sonrasında yaşananlar ise kalkınma için bu koşullara katlanılması gerektiği söylevine, işin fıtratına bağlanmaktadır. Soma faciası, tüm bu dinamiklerin yaşandığı acılarla yüklü, olumsuz bir tablodur" diye konuştu.

Facia sonrası tepkileri azaltmak için suçlu ve kurban arama süreci başlatıldığını ve sistemden kaynaklı sorunların üzerinin örtülmek istendiğini de belirten Torun, faciada Soma Kömür İşletmeleri A.Ş, TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümetin sorumluluğu olduğuna işaret etti.

Torun, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için "önce insan, önce sağlık ve önce iş güvenliği" anlayışının yerleşmesi gerektiğini dile getirdi.

Teknik rapor için ocağa girilmesi, istenen bilgi, belge ve kayıtların TMMOB ile paylaşılması gerektiğini söyleyen Mehmet Torun, şöyle dedi: "Ama bugün için kesin olan şudur; bu kadar işçimiz ve meslektaşımızın canına mal olan katliamın temel nedeni, 80'li yıllardan itibaren sürdürülen ve AKP hükümeti tarafından da kılavuz edinilen emek düşmanı neoliberal politikalar ve uygulamalarıdır. Hükümet yetkililerinin, 'bu işin fıtratında vardır' söylemleri, bilimin ve tekniğin karşısında aldıkları pozisyonu özetlemekte olup, hükümet; 301 vatandaşın can güvenliğini sağlayamadığı için hukuki ve vicdani sorumluluk ilkeleri gereği istifa etmelidir."

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.