Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da: 'Bizi Hala 1930’ların CHP’si Gibi Görmeyin. Biz Çözümden Yanayız'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da çözüm süreciyle ilgili, "Ben kimse hayatını kaybetmesin istiyorum. Sürecin başarısını, demokrasiyi içine sindirmeyen bir insana bağlamışız. Ne konuşuluyor? Hiç kimse bilmiyor. CHP neden bu konuda çalışmıyor, diye bize soruyorsunuz. Bizim sözlerimiz, bu bölgede de yeteri kadar yankı bulmuyor. Bizi hala 1930’ların CHP’si gibi görmeyin. Dünya değişiyor, biz de değişiyoruz. Yeni şeyler söylüyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz. Madem bir sorun var, sorunu oturup el birliği ile çözeceğiz. Bir adam her şeyi ben bilirim derse, bilin ki o hiçbir şey bilmiyordur. Her şeyi bilen değil işi uzmanına veren adam önemlidir. 12 yılda hangi sorun çözüldü. İşsizlik mi? Kürt sorunu mu? Yoksulluk mu? Beylerin para sorunu çözüldü. Köşe dönme sorunu çözüldü." dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Emel Yıldırım, Tekin Bingöl ve Sezgin Tanrıkulu, CHP Milletvekilleri Melda Onur, Candan Yüceer, Rıza Türmen ve Levent Gök ve PM üyleriyle birlikte Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin düzenlediği “TİGRİS Diyalogları” toplantısı için Diyarbakır’a geldi ve toplantının basına kapalı bölümünden önce yaklaşık bir saat bir konuşma yaptı.
Çözüm sürecinde yüksek beklenti oluşturulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Yüksek beklenti karşılanmazsa sonu felaket olur. Sorunun çözümünde birinci nokta karşılıklı güvendir. Yalan söylemeyen, güvensizlik eksenine oturtulmuş bir sorun çözülmez. Biz ne söylüyorsak beğenir ya da beğenmezsiniz çıkıp kamuoyu önüne çok açık ve net söylüyoruz. " diye konuştu.
"BARIŞTAN SÖZ EDİP KILIÇ TAŞIRSA OLMAZ"Yeni bir sürecin içinde olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, " Dayatmacı olmayan bir cumhurbaşkanı adayından yana tavır almanızı çok isterim. Bu ülke kavgadan çok çekti. Herkesi kucaklayan, güzel bir dil kullanan birini cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtalım. İçeride gerilim var, bölgede gerilim var. Gerilimden beslenen bir siyaset anlayışı var. Ülkeyi yöneten kişi hem barıştan söz edip hem kılıç taşırsa olmaz. Barıştan yana, huzurdan yana bir tavır sergilemek zorundayız." ifadelerini kullandı.
"O TIRLARDA SİLAH TAŞINDIĞINI BİLİYORUM "Irak'ta Türk vatandaşlarını kaçıran IŞİD olayına da değinen Kılıçdaroğlu, "IŞİD yetkilileri açıkça insanları rehin alırken, sessiz kalıyorsa, basında yer almasın diye yargı karar çıkarıyorsa, hepimizin oturup düşünmesi lazım. TIR’larla silahlar nereye gidiyor, düşünmeniz lazım. Adımın Kemal olduğunu bildiğim kadar o TIR’larla silah gittiğini biliyorum. O silah döndü, bizim insanımıza karşı." dedi.
"CHP 1930'LARIN CHP'Sİ DEĞİL"Çözüm süreciyle ilgili bir algı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bir süreç yaşıyoruz şöyle bir algı var. Bir yerde genç ölüyor, sesimizi çıkarmayalım. Bu da, doğru değil. Ben kimse hayatını kaybetmesin istiyorum. Düşüncesinden dolayı hiç kimse hapse atılmasın, istiyorum. Bizim ülkemizde insanlar 3. sınıf demokrasiye layıktır, diye bir algıyı kabul etmiyorum. Yasamayı arka bahçesi haline getiren, havuz medyası oluşturan anlayışın ülkeye demokrasiyi getirmeyeceğini sizin de bilmenizi isterim. Sürecin başarısını, demokrasiyi içine sindirmeyen bir insana bağlamışız. Ne konuşuluyor? Hiç kimse bilmiyor. CHP neden bu konuda çalışmıyor, diye bize soruyorsunuz. Bizim sözlerimiz, bu bölgede de yeteri kadar yankı bulmuyor. Bizi hala 1930’ların CHP’si gibi görmeyin. Dünya değişiyor, biz de değişiyoruz. Yeni şeyler söylüyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz. Madem bir sorun var, sorunu oturup el birliği ile çözeceğiz. Bir adam her şeyi ben bilirim derse, bilin ki o hiçbir şey bilmiyordur. Her şeyi bilen değil işi uzmanına veren adam önemlidir. 12 yılda hangi sorun çözüldü. İşsizlik mi? Kürt sorunu mu? Yoksulluk mu? Beylerin para sorunu çözüldü. Köşe dönme sorunu çözüldü."
AKP SORUNU ÇÖZECEK CHP KARŞI ÇIKIYOR GÖRÜŞÜ SAÇMATürkiye’nin var olan bütün sorunlarını çözmede kararlı olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sen söyledin oyun mu arttı diyorlar. Artmadı, bırak o bölgeyi diyorlar. Bir oy bile gelmese, bu ülkenin insanı için her şeyi yapmaya hazırım. Ya siz beni anlayacaksınız ya da ben sizi. Gerekirse kavga edeceğiz. Biz çözümden yanayız. Birlikten yanayız. Diyelim ki, komşunuzda yangın çıktı. Herhalde su ile müdahale edersiniz. Biz elimizde yangın bidonu ile silahla, El Kaide militanı ile müdahale ediyoruz. Sorunu çöz sana sonsuz kredi dedim. Ertesi gün, ne diyorsun dedi. Ben bekledim ki, bölge de Kılıçdaroğlu’na destek çıkacak. Tam bir sessizlik. Şöyle bir algı da var. AKP sorunu çözecek, CHP karşı. Hayatımda duyduğum en saçma görüşlerden biri. Ne yaptık da, sorun çözülmedi. Sanki biz iktidardayız da, onlar muhalefette. İktidarda olan sensin. Parlamento'nun yarısından fazlası sende. Sen sorunu çözdün de, hayır mı dedik. MİT müsteşarı ile ilgili kanunu 24 saatte geçirirken, kimse engel olmuyor da, bu sorunu çözmek için CHP’yi engelmiş gibi gösteriyor. Samimi değiller. Bir kitapçığımız var. Toplumsal barışı demokrasi ile güvence altına almak. Bu kitapçıktan edinmek isteyene biz göndereceğiz. CHP bu konuda ne düşünüyor, ne adımlar attı? AKP’nin dediği gibi hiç çözüm üretmedi mi? Burada göreceksiniz. 31 Mayıs 2012’de arkadaşlarım TBMM Başkanı Çiçek’i ziyaret etti. 10 maddelik Kürt sorununun çözümü yönündeki öneriyi Çiçek’e sundular. Akil insanlar heyetini ilk o önerilerde biz sunduk. 6 Haziran 2012’de ben vekil arkadaşlarımla Erdoğan’ı ziyaret ettim. Yöntemi, sorunun çözümü ile ilgili düşüncelerimi aktardım."
SÜREÇ YASAL ZEMİNE OTURTULMAK ZORUNDAÇözüm sürecinin yasal bir zemine oturtulmak zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, " Süreç saydam olmalıdır. Elbette birileri karşı çıkabilir. Ama samimi olarak tartışırsak bu sorunu aşabiliriz. Türkiye’nin bu sorunu çözme birikimi var." dedi.
"BÖLGE İLE İLGİLİ BÜTÜN KANUN TEKLİFLERİMİZ REDDEDİLDİ"Nevruz’un bayram olarak kutlanması için kanun teklifi verdiklerini ve bunun da kabul edilmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
-“5 Mart 2013 Travma yapan isimler değişsin diye, 11 Haziran 2013’de bazı yer isimlerinin değişmesi gerekir diye kanun teklifi verdik. Gereği yapıldı mı? Hayır”
-“Dersim arşivlerini açın dedik. İsteyen gitsen baksın dedik. Gereği şu ana kadar yapılmadı”
-“19 Mart 2013. Diyarbakır Cezaevi’ni en iyi Diyarbakırlılar bilir. Orayı müze yapmak istedik. Kanun teklifini verdik. Erdoğan size geldi dedi ki ‘’Bu cezaevini yıkacağım, daha modern cezaevi yapacağım.’’ Özür dilerim ama Diyarbakırlılar da koşa koşa gidip AKP’ye oy verdiler”
-“ Hapishane vaat edip oy alan bir tek Erdoğan var. Ben bunu içime sindiremiyorum. Sorumlusu sokaktaki yurttaş değil, sorumlu bölgedeki aydınlar. Hiç bunun üzerinde durmadılar”
-“Nevruz’da insanlar bayram kutlayacak. Kanun teklifi verdik. Kabul edildi mi? Hayır.”
-Halepçe katliamının tanınması ile ilgili teklifi biz verdik. Zehirli gaz kullanıldı mı? Evet. Sessiz mi kalacağız? Hayır. Biz gördük o olayı. Biz bölgeden oy mu aldık. Yok efendim. Neden? CHP 1930’ların CHP’si. Halbu ki, 21. Yüzyılda demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyoruz”
-Mayınlı araziler… Temizleyin. Topraksız köylüye verin. İşlesin orayı. Biz önerdik de bölgeden oy mu aldık. Hayır.”
-“Köye dönüşler.. Biz buna da dikkat çektik. Dönüşü insani koşullara indirin. Haklarını verin. İnsanlar köylerine huzur içinde dönsünler. Oturduk kanun teklifimizi hazırladık. 4 Haziran 2013’te TBMM’ye verdik.”
-“Koruculuk bitsin. İnsanlar da devlette başka bir görevde çalışsın. Dünyada bir sosyal devlet yoktur ki sigortasız adam istihdam etsin. Korucuya silah ve maaş veriyorsun, sigorta primini yatırmıyorsun Devlet kayıt dışı adam istihdam eder mi? Etmez. Bu adamlara da yazık.”
-“8 kez faili meçhuller için önerge verdik, AKP reddetti. Ne demek faili meçhule gitti. Analar ağlamasın diyeceksiniz ama öldürülen çocukların faillerini ortaya çıkarmayacaksınız.”
-“İşkence ve işkencecilerin araştırılması için önerge verdik. O da reddedildi. İşkencecileri AKP koruyor, CHP soruşturulmasını istiyor. Bölgedeki algı, 1930’ların CHP’si. Bunlar zaten işkence yapıyor.. Biz uygar bir devleti yeniden inşa etmek istiyoruz.”
-“Bir de çözülmesi gereken güncel sorunlarımız var. 17 maddelik Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi yayınladık Yüzde 10’luk seçim barajı yüzde 3’e düşsün dedik. İsterseniz yüzde 0’a indir. 12 Eylül darbecileri bu yasayı çıkardı. Hala duruyor. Darbe hukukunun arkasına saklanan kişiler ülkeye demokrasiyi getiremezler”
-22 Mayıs 2012’de dil yasakları için kanun teklifi verdik. Dil yasağı mı olur Allah aşkına”
-“Hazine yardımı. Hangi parti yüzde kaç oy almışsa o oranda yardım almalı. O yüksek oy almış, yüksek pay alabilir. Ama yüzde bir oy alan da yardım almalı.”
-“İfade özgürlüğünün tam sağlanması için teklif verdik. Kişinin düşüncesinden dolayı hapse atılması demokrasi ayıbıdır.”
-“Toplantı ve gösteri yürüyüşleri. Askerin çıkardığı Anayasa. Önceden izin almadan silahsız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılır. Sıkıysa yap. Kıyamet kopar. TOMA, cop, gaz gelir. Kalksın diye biz önerdik.”
-“Orantısız güç kullanımı. Sade vatandaş elinde pankart. Öbür tarafta da cop, gaz, TOMA… 2007’den bu yana orantısız güç yüzünden 163 yurttaşımız öldü. 14-15 yaşındaki çocuğu öldüreceksin, miting meydanlarında yuhalatacaksın. Sonrada biz bundan demokrasi bekleyeceğiz. Niye birbirimizi kandırıyoruz”
-“29 Nisan 2013’te biber gazının yasaklanması için teklif verdik”
-“Özel Yetkili Mahkemeler kalksın diye teklif verdik. Belediye başkanlarının kelepçeli fotoğraflarına en net tepkiyi verdim. Doğru değil dedim. İktidarın sopası olan ÖYM’ler tutukladı bunları. Sonra kaldırdılar. 17 Aralık olayları oldu, ucu kendilerine dokununca ÖYM’lerin ellerindeki görevleri de aldılar”
-Uzun tutukluluk ve cezaevleri. Adamı yıllarca hapse atıyorsunuz. Sonra beraat ediyor. Faturayı kim ödeyecek. Adam beraat ettiğine seviniyor. Demokratik ülkelerde ‘sen bu adamı yıllarca neden içerde tutuyorsun’ diye hesap sorarlar”
-“20 Ocak 2012’de teklif verdik. nefret suçunun zaman aşımı olmaz. Hesabını vermek zorunda. Yaradılanı yaratandan ötürü seviyoruz. İyi ya o zaman. Nefret suçunu neden işliyorsun.
-“Van’da deprem oldu. Afet bölgesi ilan edilsin dedik, ama kabul edilmedi”
-“Yerel yönetimlerin güçlenmesinden yanayız. Hakkari’de Yerel yönetimler özerklik şartı uygulansın dedim. Kıyamet koptu. Ülkeyi bölmek istiyorsun falan. Sadece Hakkari için değil ki İzmir için de geçerli. Yerelde daha güçlü yönetim istemiyor muyuz.?”
-“Taksim’deki parkın kararını Ankara veriyor. Parkı kaldırın AVM yapın diye. Gençler de isyan etti. Yerel yönetim özerklik şartı olsa kararı belediye verecekti.”
-“Türkiye Belediye Başkanlığını kurdular. İstediği alanda istediği imar değişikliğini yapabiliyor. O zaman bu
belediye başkanlarını neden seçtik. Erdoğan ne diyordu? Kupon arazi satılırken haberim olsun. Yürütmeye meraklı ya.”
-“Biz dedik ki, kendi kararlarını bir kent kendisi almalı. Bunu söylediğinde bölgeden çıkıp biri ‘Helal olsun Kılıçdaroğlu’ desin. Tık yok. Oylar koşa koşa AKP’ye..”
"17 ARALIK'TA UCU KENDİLERİNE DOKUNUNCA ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KAPATTILAR"Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması için yine kanun teklifi verdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bu mahkemelere en sert tepkiyi de kendilerinin gösterdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Belediye başkanlarının kelepçeli fotoğraflarına en net tepkiyi verdim. Doğru değil dedim. Seçilmiş kişilerin ifade özgürlüğünden dolayı tutuklanmasını doğru bulmadık. Özel Yetkili Mahkemeler tutukladı bunları. İktidarın sopası olan ÖYM’ler. Sonra kaldırdılar. 17 Aralık olayları oldu, ucu kendilerine dokununca ÖYM’lerin ellerindeki görevleri de aldılar."
Kılıçdaroğlu, uzun tutukluluk süresiyle ilgili olarak ise "Adamı yıllarca hapse atıyorsunuz. Sonra beraat ediyor. Faturayı kim ödeyecek. Adam beraat ettiğine seviniyor. Demokratik ülkelerde ‘sen bu adamı yıllarca neden içerde tutuyorsun’ diye hesap sorarlar." dedi.
(ajanslar)
YORUM YAZIN