Header Ads

CHP Sözcüsü Haluk Koç: "Yaşamını Yitirmiş Tüm İnsanların Acılarını Biz de Paylaşıyoruz"


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını, "Erdoğan, dünyada son iki yıl içinde itibarını gittikçe yitiren konumdadır. Bu arenada iyi niyet mesajlarıyla itibar arama gayretine girmiş olabilir" diye değerlendirdi. Koç "yaşamını yitirmiş tüm insanların acılarını bizler de paylaşıyoruz." dedi.

Koç, dün yapılan Merkez Yönetim Kurulu toplantısına ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Yerel seçimler sonrası YSK'nın tasarruflarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Koç, özel yetkili mahkemelerin çeşitli tartışmalar sonucunda kapatılmasına rağmen tam kapanmadığını gördüklerini söyledi. Koç, "Özel yetkili seçim kurulu olarak bu görevi sürdüren üst yargı organları mevcut gibi duruyor. YSK, AKP'nin kaybettiği belediye başkanlıkları için muhalefetin kazandıklarının tümünü iptal etsin, böylece gerekçe bulmak için yorulmazlar, yerine AKP tarafından bu belediye başkanlıkları kazanılana kadar seçim yenilenir hükmünü içtihat haline getirsinler" diye konuştu.

Koç, muhalefet partileri ile iktidar partisinin seçim sonuçları itirazlarının birbirinden farklı değerlendirildiğini belirtti.

Yalova ve Ağrı seçimlerinin yenilenme kararının son derece ilginç olduğunu ifade eden Koç, Yalova'da belirtilen kısıtlılardan birinin AKP'nin sandıkta görev verdiği bir kişi, diğerinin de AKP'nin Belediye Meclis üyesi olarak görev yapan kişinin yeğeni olduğunu söyledi.

Koç, "AKP, sandıkta görev verirken kişi kısıtlı değil, AKP'linin yeğeni oy kullanırken kısıtlı değil. Bunlar kısıtlı mı kasıtlı mı? Tam kanunsuzluk gerekçesine seçimi kaybettiğinde sığınmak, mazeret üretebilmek için bu kısıtlı olarak tarif edilenler kasıtlı olarak kullanılıyor intibahı çıkıyor" diye konuştu.

Koç, Yalova'da CHP'nin alnının akıyla kazandığı seçimin masa başında iptal edildiğini savundu.

Hatay'da seçimle ilgili itirazlar görüşülürken, 4 Nisan'da Hatay Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı'nın görevinden alındığını belirten Koç, 18 Nisan'da ise Hatay İl Seçim Kurulu Başkanı ve Defne İlçe Seçim Kurulu Başkanlarının tayin dönemi olmamasına rağmen tayinlerinin çıkarıldığını kaydetti.

Hatay'da, AKP'nin il başkanı gibi çalışan bir valinin bulunduğunu öne süren Koç, AKP'nin, Türkiye'nin en hassas noktasında ateşle oynadığını savundu.

Koç, "Özel yetkili seçim kurulu, Hatay ile ilgili benzer bir düzenek içerisinde Yalova ile ilgili yarattığı içtihat boyutunda bir seçim iptaline giderse Türkiye'de çok ciddi sıkıntılar olur" dedi.

Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu haftaki grup konuşmasında, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı ile ilgili kasetlerin olduğunu söylediğini kaydetti. "Sen nereden biliyorsun?" diye soran Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vakti zamanında şimdi suçladığın yapılarla birlikte bu işin prodüksiyonunu, üretimini, senaristliğini yaparken, o zaman hep beraber ürettiniz bunları. Senin bu arşivden haberin var. Sen bu koleksiyonun tam ortasındasın, sen kaset koleksiyoncususun. 'Benim çocuklarım, ailemle yaptığım konuşmalar da kaset haline getirildi, sızdırıldı' Hani montajdı, hani sana şantaj yapılıyordu? Kendi kendini, konuşmalarında ele veriyorsun. Bundan önce siyaseti tanzim etmekte kullanılan bir takım kasetlerin, muhalif partilerine dönük olarak tedavüle sokulan kasetlerin demek ki Başbakan'ın bilgisi dahilinde bir koleksiyon içinde tutulduğu ve stratejik zamanlamayla, günü, zamanı geldiğinde Başbakan'ın oluruyla devreye sokulduğu aşikar şekilde ortaya çıkıyor.

Cumhurbaşkanı'na adaylık sürecinde aba altında sopa göstermek mi diyeceksiniz yoksa herkesi, belli yapıyı tasfiye etmeye gidiyorum, bunları ortak ürettik ama elimdeki koleksiyonla bundan sonraki süreçte siyasi ihtiraslarım beni nereye götürecekse yoluma çıkanları da yine elimde kalan bu havuzdaki bir takım şantaj malzemesiyle sustururum arayışı mı? Kirli siyaset dönemi, bu dönemin baş aktörü Recep Tayyip Erdoğan'dır. Kopartılan fırtına, demek ki başsenaristi, başkoleksiyoncuyu gözden ırak tutmuyor. Bunların altında imzası, oluru olan, bu kirli havuzu oluşturan, bu koleksiyonun sahibi Erdoğan'dır. Ava giden avlanır deyimi vardır. Belki bu deyim siyasette yaşadıklarımıza uygun düşüyor. Kendisi belirli gruplarla avlar belirlemiş, bu avlar üzerine görüntülü, sesli kaset havuzu oluşturmuş, bu arada beraber organizasyon yaptığı yapılar tarafından kendisi de izlenmiş, takip edilmiş. Avcıyken av durumuna düşmüş."

Erdoğan, Meclis'te dün yaptığı konuşmanın da 23 Nisan'ın ruhuna uygun düşmediğini ileri sürdü.

Seçim sistemiyle ilgili tartışmalara da değinen Koç, AKP'nin 30 Mart seçimlerinde, artan seçmen sayısına rağmen yaklaşık 2 milyon oy kaybettiğini söyledi.

Koç, iktidardayken oy kaybeden partilerin, parlamento sayısal gücünü, az oy alarak, çok milletvekili çıkartacak yeni seçim sistemleri üzerinde mesai harcayarak bu işi telafiye çalıştığını söyledi.

Bir simülasyon yaptıklarında 30 Mart seçimlerinde CHP'nin milletvekili sayısının değişmediğini, AKP'nin ise 273'e düştüğünü savunan Koç, "Temsilde adalet havadadır. Hiç katakulli yapmaya gerek yok. Demokratik, temsilde adalet için seçim sistemi mi istiyorsun, gücün yetiyorsa yüzde 10 seçim barajını kaldır, korkma. Sen 40 dereden bana su getiriyorsun. 'Ben yetkili bir devlet başkanı olmak istiyorum, parlamentoda anayasayı değiştirip, bana bu yetkileri verecek çoğunluk lazım, onun için yeni bir seçim sistemi icat edin bana' Dar, daraltılmış bölge arayışının temelinde bu yatıyor" diye konuştu.

Koç, Erdoğan'ın, dün 1915 olaylarıyla ilgili, çok düşünülmüş yazılı açıklama yaptığını ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı yazılı açıklamayı da değerlendiren Koç, "1915 yılında, 1'nci Dünya Savaşı yılları içinde Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde yaşanan acı olayların tüm boyutları ile incelenmesinin, bağımsız tarihçiler tarafından yapılması gerektiğini öteden beri söyledik. Tabi ki, yaşamını yitirmiş tüm insanların acılarını bizler de paylaşıyoruz. Bu talebi 2005 yılında TBMM'de o dönem grubu bulunan siyasi partiler ortak bir deklarasyon ile halkımız ve dünya ile paylaşmıştık. Bu talihsiz süreçlerin siyasetin öznesi olmaması gerektiğini tüm uluslararası platformlarda ortaklaşa dile getirdik. Bu arada, bu talihsiz süreçlerin devamında yaşanan diğer acıların kurbanlarına, Mehmet Baydar'dan İsmail Erez'e, Daniş Tunalıgil'den Galip Balkar'a kadar şehit edilen tüm diplomatlarımıza, Dağlık Karabağ'da hayatını yitiren tüm Azeri kardeşlerimize rahmet dilemeyi CHP olarak bir vicdan görevi olarak kabul ediyoruz. Ermenistan kendi iddialarından vazgeçmiyor. Erdoğan, dünyada son 2 yıl içinde itibarını gittikçe yitiren bir konumdadır. İyi niyet mesajları ile bir itibar arama gayretleri içine girmiş olabilir. Bu süreci siyasetin öznesine oturtursanız, tarihsel gerçeklerinden kopartırsanız kaybettiğiniz itibarınızı arama gayreti olarak algılanacağından şüpheniz olmasın. Bu süreçte yaşanan diğer acıları anmamak olmaz" dedi.

(dha/meclis haber)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.