Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'tan Başbakan'a Sert Eleştiriler

Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 52. yılı kutlanıyor.Yüce Divan Salonu’nda düzenlenen törende Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç konuştu. Son günlerde Başbakan Erdoğan'ın sert sözlerle eleştirdiği Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,  "Yargı her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülüyor" dedi.

Twitter'ın açılması ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasasının kısmi iptalinin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerinin sert eleştirilerine hedef olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşunun 52. yıldönümünde mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da törene katıldı.

Haşim Kılıç'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ediyoruz. İnsanlık onurunun varlığı temel hak ve özgürlükleri de evrenselleştirdi. Bu değerleri yüceltmek ve tehditler karşısında korumak görevimizdir. Bu da bağımsız ve tarafsız kalmayı başarabilen yargıçların varlığıyla mümkündür."

"Hukukun üstünlüğü anlayışı ve demokratik değerlerle beslenen bir ülkenin yolu her zaman aydınlıktır. Dini, etnik ve sınıf savaşlarının en yoğun yaşandığı yer olan Avrupa, komünizm, faşizm gibi anlayışlardan demokrasiye geçmiştir."

"Evrensel değerlerin ağırlıklı olarak uygulandığı, tüm eylem ve işlemlerin yargı denetimine tabii olduğu bir devlet hukuk devleti olarak tanımlanır. Bir diğer özelliği de tasarruflarının açık ve şeffaf olmasıdır. İktidar gücünün, keyfi dışının sınırlandırılması vardır. Kamu gücünü kullananlar da vatandaşlar gibi hukuksal ilkelerle sınırlandırılmışlardır."

"Yargı devletin vicdanı olarak da tanımlanır. Siyasi ve ideolojik olarak yargının vicdanının işgal edildiği olmuştur. Herkesin haksızlığa ve ihlale karşı çıkması insanlık borcudur."

"Kamu gücünü etkili olarak kullnanan yargı her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülmüş ve ele geçirenler de dayatma yapmaya çalışmıştır. Ele geçiremeyeneler de bağımsızlık ve tarafsızlığın ne kadar önemli olduğunu söyleyip durmuştur. Ele geçirenler rakiplerinden intikam alma aracı olarak kullanmışlardır. Bu işgalden kurtulmadıkça bağımsız ve tarafsız yargının oluşması hayaldir. Bunun reddedildiği durumlar insanların güvercin ürkekliği içinde yaşamadığı bir ortam olarak değerlendirilir. Bütün yargı mensuplarını bunu reddetmeye davet ediyorum."

"Yargı paralel ve çete diye nitelendirilen çok ağır bir suçlama ile karşı karşıyadır. Bu suçlamalar sürdüğü sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir. En ufak alacak davası bile görülemez. Herkes bu iddialarla ilgili bilgi veya belgeleri ortaya koymak durumundadır. Bu ayrışma ve bölünmenin hukuk devletinin sonunu getireceğini yaşananlar açıkça göstermektedir. Delilsiz, belgesiz yapılan yargıda paralel yapı iddiası vicdan yolsuzluğudur. Gerçekliğinin ispat edilmesi halinde faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Demokratik hukuk devletinde, tehdit ederek, korkutarak sorunların çözüldüğüne ilişkin örnekleri göremezsiniz."

"Kurumların özeleştirilerini yapabilmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu olmazsa kurumların kendilerini yenilemesi mümkün değildir."

"Farklılıkları değiştirmeye, dönüştürmeye çalışmadığımız sürece evrensel değerler hedefini yakalamak zor olmayacaktır. Türkiye 1990’da AİHM’nin zorunlu yargı yetkisinin kabul edilmesi, Temel Haklarla İlgili değişiklikler devri niteliğindeki evrensel adımlardır."

“2010’da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu değişiklikleri şu nedenle altını çizmek istiyorum: Yasama organı tüm yargı organlarına ‘Evrensel standartları uygulayın’ talimatı vermiştir. AYM’nin bireysel başvuru kararlarıyla ilgili ölçülü eleştirileri saygıyla karşılarken verilen kararların arkasındayız. 2010’da seçimlere katılıp kovuşturma nedeniyle milletvekillerinin mahkememize başvuruları nedeniyle, milleti temsil haklarının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Siyaseti ilgilendiren bu sorunun önce yasal düzenlemelerle halledilmesini yürekten arzu ederdik.”

“Uzun yargılama ve tutuklamalarla ilgili yapılan başvurularda tahliye kararı verilmiştir. “Kanun yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi karar vermiştir. Bir internet sitesi kararında da yargı yolları tüketilmediği için eleştiriler olmuştur.”

“AİHM içtihatları doğrultusunda verdiği kararlara hiçbir eleştiri yapılmamasına rağmen internet sitesine verdiği kararın ölçüsüzce eleştirilmesi dikkat çekicidir. Mahkemeler talimatla çalışmaz, dostluk ve düşmanlıkla çalışmaz. Verdiği kararların doğurduğu mutluluk ya da üzüntüyle de ilgilenmez.”

“İnternet sitesine getirilen yasağın üzerine daha ilk başta siteye başka yollarla ulaşılması, yeni teknolojiler açısından alınan idari kararları sorgulatıyor.”

“Gorbaçov Sovyetler çözülmeden önce küreselleşmeye direnenlere ‘Antenlere vize koyamazsınız’ demiştir.”

“Amacımız sorun üretmek değil sorun çözmek olmalıdır. Meydan okumaları cevapsız bırakmaya kararlıyız. Özgürlük konularında sınırlayıcılıktan mağdur olanların, bireylerin hak ve özgürlüklerini genişleten mahkeme kararlarından rahatsız olmalarını garip karşılıyoruz."

"Dün hak ihlaline uğrayanların nasıl yanında olunduysa bugün de hakları ihlal edilenlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Mahalle baskısıyla yargı mensuplarını baskı altına almaya çalışmak adalet ilkesine aykırıdır. AYM temyiz mahkemesi olarak algılanır hale gelmiştir. Yargıya olan güvensizliğin yetkililerce güçlü bir dille seslendirilmesi sorunları çözmemektedir."

"Amacımız idare ve yargı organlarının neden olduğu hak ve ihlalleri incelerken AYM’nin etkin bir denetim yaptığı düşüncesinin toplumda yerleştirmektir. Anlayışla karşıladığımız tüm eleştirilere rağmen hak ve özgürlük yollarının açılması süreci mahkememizce kararlılıkla sürdürülecektir."

"En masum çözüm önerilerini siyasi süzgeçten geçirdikten sonra kabul ya da reddediyoruz. Yaşanan gerilim insanlarımızı taraf olmaya zorlamaktadır. Farklı olanların yükünü paylaşmak onurlu insanların doğal refleksinin bir parçasıdır."

"Yaşanan gerilimlere kim neden olursa olsun, farklı düşünce ve inanç sahipler arasında duygusal bir kopuşa yol açtığı açıktır. Bu birlikte yaşam irademizde olmuşuz sonuçlar doğuracaktır."