Header Ads

Selahattin Demirtaş: "Paraya, Mala Mülke Taptıkları Ortaya Çıktı"



BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bunların şapkası düştü kelleri göründü. Şimdi kaç kuruşluk oldukları ortaya çıktı. Bunların aslında paraya taptıkları ortaya çıktı. Mala mülke taptıkları ortaya çıktı.'' dedi.

"ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLÜYOR OLMASI BAŞBAKAN'IN UTANCIDIR"
Bingöl PTT Kavşağı'nda partisinin düzenlediği mitingte konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün akşam Silvan'da çıkan olaylarda yaralanan Mehmet Ezer üzerinden Başbakan'a yüklendi. Demirtaş, Başbakan'ın oy almak için Berkin Elvan'ın annesini meydanlarda yuhalattığını ifade ederek, "Çocukların acısı, çocukların hala bu ülkede öldürülüyor olması Başbakan'ın utancıdır. Daha dün Silvan'da 10 yaşında Mehmet Gezer, polisin attığı gaz fişeğiyle şimdi komada yoğun bakımda, Diyarbakır’da tedavi görüyor. Tek bir insanın ölmemesi için, tek bir ananın ağlamaması için bizler, barış politikalarını destekledik ve bugün kan akmıyorsa, bugün dağlarda silah sesleri gelmiyorsa, o sizin iradeniz sayesindedir. Siz barış istediniz, Başkan Apo barışın yolunu açtı. Hiç bir Bingöllü kardeşim şunu unutmasın, siz Şeyh Said'in yolundan, 1925’ten bu yana zulüm görenlerin yolundan yürüyerek bu noktaya geldiniz. Bugün devletin partilerinin yanında yer alarak, kendi çıkarları, menfaatleri için, 3-5 kuruş para için, o partide bu partide menfaat peşinde koşarlar. Bu kadar değerler pazarlanırmı, para uğruna, rant uğruna? İnsan haysiyetinden vaz geçermi? Bunu yapmayın, Bingöl’de satılık oy yoktur, tek bir Bingöllü satılık değildir, bu hırsızlara cevabını verin" dedi.


Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı yolsuzluk üzerinden eleştirdi.

Demirtaş, ''Hatırlarsanız 5 yıl önce de seçimlerde konuşurken demiştik, bunlar hırsızdır demiştik. Çalarlar, çırparlar demiştik. O zaman ne kaset vardı, ne tape kayıtları vardı. Ne Bilal vardı, ne onların götürdüğü ayakkabı kutuları, çelik kasaları vardı ama biz biliyorduk. Bunların karakterini bunların paraya düşkünlüğünü biliyorduk. İşte aradan çok zaman geçmedi, mal meydana çıktı. Bunların şapkası düştü, kelleri göründü. Şimdi kaç kuruşluk oldukları ortaya çıktı. Bunların aslında paraya taptıkları ortaya çıktı. Mala, mülke taptıkları ortaya çıktı. Ayan beyan artık teşhir oldular.'' ifadelerini kullandı.

''Hiçbir zaman halkın değerlerine saygı duymadıkları ve duymayacakları zaten belliydi'' diyen Demirtaş, ''Allah işte insanı böyle vezir de eder, rezil de eder. 11 yıldır vezirlik yapıyordunuz, 11 yıldır kendinizi padişah zannediyordunuz ama işte bak bugün rezil rüsva oldunuz. Bugün para uğruna mal, mülk uğruna, çıkar uğruna nelerinizi sattığınız ortaya çıktı. Bütün değerlerinizi arkanızda bırakıp para uğruna, servet uğruna neler yaptığınız bir bir ortaya çıktı.'' diye konuştu.

Hırsızların maske taktığını belirten Demirtaş, ''Bunlar da maalesef çalarken İslamiyet'i, dinimizi maske olarak kullanmaya kalktılar. Ama şimdi işte o maskeleri de düştü. Bütün bunları dine, İslamiyet'e mal etmeye çalışanlar, onlara da şunu söylüyorum; kusura bakmayın Allah'ın ilk emri 'Oku'dur, oku, çal değildir. Bunlar Allah'ın emrine uymuyorlar. Bunların dinle imanla alakası yok. Suç İslamiyette değil haşa, bunlardadır. Bunların kalitesizliği, bunların cibilliyetsizliğindendir. Yoksa mala mülke tapmanın dini imanı paradır. Bunlarda asla değerlere saygı olmadı. Hangi milletvekili olduysa hangisi belediye başkanı olduysa aklına ilk gelen şey kasasını, cebini doldurmak oldu." şeklinde konuştu.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Fethullah Gülen ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 11 yıldan beri siyasetçi ve işadamlarına şantaj yaptığını ileri sürerek, "Fethullah Gülen kameraman, Başbakan Erdoğan yönetmen. Beraber film çekmişler. Başbakan saf, o zanediyor ki sadece AKP karşıtlarını çekiyor. Ama cemaat ondan kurnaz, herkesi çekerken arada Bilal'i çekmiş, arada bakanları çekmiş, arada Başbakan'ı çekmiş" dedi.

"HOCALARDAN FETVA İSTEMİŞ, HOCA BU FETVAYI VERMİŞ"

Bingöl'lüler'den destek isteyen Demirtaş, "Halen gelip burada Bingöl ile alay edenlere bir cevap verin. Sizden ricam, öyle bir sonuç çıkarın ki, sandıktan onlar utansınlar. Artık bu utanmazlarla, arlanmazlarla yol yürünmez. Ya suçüstü yakalanmışlar, yani eli cebinizde paranızı götürürken yakalanmış utanmazlar. Diyorlar ki, 'yaptık ama hele bir sor niye yaptık.' Bu kadar arlanmazlar. Yayu çalmışsınız, çalmışsınız, bunun niyesi varmı ya? Hocalardan fetva istiyor biliyormusunuz? Bakın sevdalar, hocalar var aramızda. Ne yapmış Başbakan? Yanındaki bir kaç tane hocaya gitmiş, 'Hocam bir fetva verin, biz her mütaehitten yüzde 10 aldık, her ihaleden şu kadar aldık, bu helal mi haram mı? Siz bir helal diye fetva verin.' Hoca bu fetvayı vermiş. Yav senin o fetvayı veren hocanın hocalığı batsın, senin o hırsızlığın batsın, senin Başbakanlığın batsın. Hırsıza her yerde hırsız denir. Fetva da versen hırsızdır, vermesen de hırsızdır"diye konuştu.

Ses kayıtları ile ilgili de konuşan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ses kayıtlarıyla Başbakanı dinlediler, oğlunu dinlediler, bakanları dinlediler. Bakın ne olduğunu burada tane tane anlatayım; 11 yıl Fethullah Gülen, Recep Tayip Erdoğan ortak çalıştı.Tam 11 yıl boyunca Fethullah Gülen'in adamları, herkesi dinledi, herkesi kaydettiler, herkesle ilgili kaset yaptılar. Ve bunları Başbakan'ın önüne getirdiler. Başbakan bu kasetleri, kendi çıkarları için kullandı. Şantaj yaptı, iş adamlarına şantaj yaptı, tehdit ettiler, siyasetçilere şantaj yapıp tehdit ettiler. Tam 11 yıl beraber bunları yaptılar. Yani Fetullah Gülen kameraman, Tayip Erdoğan yönetmen filmi beraber çektiler, 11 yıl boyunca bunu yaptılar. Gelin görün ki Başbakan'ın bilmediği bir şey vardı. Bu kameraman Fetullah Gülen, arada Başbakanı da çekiyormuş. Başbakan da saf, bundan haberi yok. Zannediyor ki sadece AKP karşıtlarını çekiyor, ama cemaat ondan kurnaz, herkesi çekerken arada Bilal'i çekmiş, arada bakanları çekmiş, arada Başbakan'ı çekmiş, Başbakan işin farkına bir varınca ortaklık bozuldu. Çünkü anlaşma böyle değil, kameramanla anlaşırken yani Gülenle anlaşırken, 'beni çek' diye anlaşmadı, 'Git benim rakiplerimi çek onların ses ve görüntü kayıtlarını çek, ben muhalefeti ezmek için kullanayım' dedi. 11 yıl bunları kullandı. Yani bu yolu Başbakan'ın kendisi açtı. Şimdi çıkmış diyor ya, 'bunlar kaset siyaseti yapıyorlar'. Kaset siyasetini kim yapıyorsa Allah onun cezasını versin inşallah. Senin filmlerin çıksa da, çıkmasa da, biz zaten bu hırsızlık filminin baş aktörü sendin bunu biliyorduk."

"KASETLERE BEL BAĞLAYARAK BUGÜNLERE GELMEDİK"

Demirtaş, yayınlanmasada kayıt edilen filmlerden haberdar olduklarını, kasetlere ihtiyaçları olmadığını, kasetlere bel bağlayarak bugünlere gelmediklerini ifade ederek, "Biz Allah'ımıza güvendik, halkımıza güvendik. Er geç mazlumlar, ezilenler kazanacak dedik. 17 Aralık operasyonunda bir Başbakan düşünün, sabah uyanıyor bakanlarının çocukları gözaltında, etrafındaki müteahitler göz altında, yaptığı ilk iş oğlunu aramak. Bir Başbakan olarak sen ilk telefonu oğluna açıp, 'oğlum evdekileri temizle' diyebilirmisin? Bu ne paniktir, bu nasıl bir heyecandır? Çünkü hırsız refleksiyle hareket ediyor. Hırsız, korku, panik. Eğer evdeki para helalse, kazanmışsan niye korkuyorsun? Bırak gelsinler eve, paraları da bulsunlar. Hepsini tek tek açıkla, deki, 'bu parayı buradan kazandım.' Ama yok, hemen Bilal'e, 'evi temizle' diyor. Bilal de, saf çocuk; 'baba evde bir şey yok ki, senin paraların var babacım. Başka bir şey yokki.' Bunların artık maskeleri düşmüş sizden tek ricam asla buna pirim vermeyin o keset siyasetiyle o rüşvet siyasetiyle bizim işimiz olmaz, bir birlerine komplo yapıyorlar. Bir birlerinin özel hayatına girmek için artık çirkefleştiler" dedi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.