Header Ads

Cumartesi Anneleri'nin 465. Buluşması: "Size Boyun Eğmeyeceğiz, Bu da Size Dert Olsun"


Cumartesi Anneleri 465. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kayıp yakınları bu hafta, bir yıl önce yaşamını yitiren Berfo Ana için de oturdu, bir kez daha "Sen rahat uyu Cemil'in bize emanet" dedi. Sağlık nedenlerinden dolayı eylemlere gelemeyen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak ile Rıdvan Karakoç'un annesi Asiye Karakoç da bu hafta oturma eylemine katıldı.


'CEMİL'İN BİZE EMANET MERAK ETME'
Oğlu Cemil Kırbayır 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen Berfo Kırbayır, oğlunun bulunması ve darbeci Kenan Evren'in yargılanması için 33 yıl boyunca mücadele etti. 33 yıl boyunca, oğlu geldiğinde evi tanısın diye boyamadı, kapısını hiç kapatmadı. "Beni Cemil'im ile aynı mezara koyun" diyen Berfo Ana, geçtiğimiz yıl 21 Şubat'ta yaşamını yitirdi. Ardahan'da köyünde defnedilen Berfo Ana'nın yanı başındaki mezar hala boş.

Ellerinde karanfiller, Berfo Ana, Cemir Kırbayır ve diğer kayıpların fotoğraflarıyla Cumartesi Meydanı'nda oturan kayıp yakınları, Berfo Ana için bestelenen ezgiyi dinledi. Gözleri yaşlı, boğazları düğüm düğüm, elleri titreyen kayıp yakınları, 33 yıl boyunca bir gününü dahi oğlunu aramadan, anmadan geçirmeyen Berfo Ana'ya "Sen rahat uyu, Cemil'in bize emanet. Cemil'in, Cumartesi Anneleri'ne, genç yoldaşlarına emanet" dedi.

'OĞLUNUN MEZARINA BİR ÇİÇEK KOYMASI BİLE ÇOK GÖRÜLDÜ'
İlk olarak sözü Berfo Ana'nın oğlu, Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır aldı. Mikail Kırbayır, konuşmakta zorlandı ancak yine katillere ve onları koruyan devlete isyan etti: "15 yıldır bu betonları kendimize mekan ettik. Söylenecek her şeyi söyledik. Bir kemik peşinde her Cumartesi buraya geldik."

Kırbayır, aslında onu çok iyi tanıyan Cumartesi Annelerine Berfo Ana'yı hatırlattı, çevrede bulunanlara ise mücadelesini anlattı: "O insanlığa layık çocuklar yetiştirmek için yıllarca emek verdi. Fakat oğlunun yaşam hakkı elinden alınmış, mezarı hapsedilmişti. Mezarına bir çiçek koyması bile çok görüldü. Bu coğrafyanın anaları çok çetindir, tüm yalanlara karşı çok çetindir, tüm yalanlara karşı gerçeğin peşine düşerler."

Dün darbeci Kenan Evren'in yargılandığı 12 Eylül davasının görüldüğünü hatırlatan Kırbayır, "Bir hukuk oyunu yaşandı" diyerek, yine davanın oldu bittiye getirildiğini kaydetti.

"'Ana aç kucağını Cemil'in kemiklerini kucakla' diyememenin burukluğunu yaşıyorum" diyen Kırbayır, gözyaşlarını tutamadı, konuşmasını sürdüremedi.

MURAT YILDIZ VE RIDVAN KARAKOÇ NEREDE?
Bu hafta gözaltında kaybedilen Murat Yıldız ve Rıdvan Karakoç'un dosyaları açıklandı, sorumluların yargılanması istendi.

Rıdvan Karakoç, 1994'ün Temmuz ayında bir arkadaşı gözaltına alındıktan sonra polis tarafından takip edilmeye başlandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Karakoç'un, İstanbul Gaziosmanpaşa Karadeniz Mahallesi'ndeki evi polis tarafından ablukaya alındı. Eve gidemeyen Karakoç, ailesiyle her gün telefonla haberleşti. 20 Şubat 1995'ten sonra Rıdvan Karakoç bir daha ailesini arayamadı. Karakoç ailesinin evindeki polis ablukası kalktı, ev baskınları son buldu. O günden itibaren Karakoç'tan haber alınamadı. Ailesi, İHD aracılığıyla bir çok yere başvuru yaptı, ancak sonuç alamadı. Karakoç'un gözaltına alındığı inkar edildi. Karakoç'un işkence ile öldürülmüş bedeni, tüm resmi kurumlardan geçirilerek gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildiği üç ay sonra ortaya çıktı. Karakoç'u gözaltına alanlar, sorgulayanlar bilinmesine rağmen hukuk işletilmedi, failler korundu.

Murat Yıldız ise 1995'te İzmir'de bir cafede otururken, çıkan tartışma nedeniyle polislerle kavga etti, silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştı. Olayın ardından Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler, "Murat hemen gelip teslim olursa, ifade vererek serbest kalacak" dedi. Anne Yıldız, 23 Şubat 1995'te avukatı ve yeğeni ile birlikte tek çocuğu Murat'ı Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'nden Komiser Ramazan Kaya ile polis Tahir Şerbetçi'ye teslim etti. Murat'tan bir daha haber alınamadı. Polis, silahı bulmak için Murat'ı İstanbul'a götürürken, "Feribot penceresinden atlayıp, yüzerek kaçtığını" söyledi. 5 yıl süren yargılamada polisin beyanı esas alındı, sanık polislere "Görevi ihmalden" ceza verildi. 19 yaşında öldürülen Murat için ailesine tazminat ödendi. Verilen tazminat, bugünkü parayla 2 TL bile etmedi.

AV. KESKİN: DEVLET KURUMLARI KAYIPLAR KONUSUNDA BİRLİKTE ÇALIŞIYOR
Rıdvan Karakoç'un avukatı Eren Keskin, Karakoç'un bürosuna gelerek takip edildiğini söylediğini, "Benden haber alamazsan bil ki başıma bir iş geldi" dediğini aktardı. Karakoç'un kendisine vekalet vererek bürodan ayrıldığını ve 15 gün boyunca her gün aradığını aktardı, "16. gün artık haber alamadım, ta ki cenazesine ulaşana kadar" dedi.

Tüm devlet kurumlarının kayıplar konusunda birlikte çalıştığını belirten Avukat Keskin, "Yeni çıkarılan MİT yasası bunu bir kez daha gösteriyor. Artık katilerin hiçbirine dokunulamayacak, dava açılamayacak" diye konuştu.

'DEVLETİ SANIK SANDALYESİNE OTURTACAĞIZ'
Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, "Biz yolumuzda, davamızda kararlıyız. Değil 19 yıl, 190 yıl da geçse vazgeçmeyeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın 103 yaşındaki Berfo Ana'ya söz verdiğini hatırlatan Hasan Karakoç, "Başbakan Berfo Ana'yı ayağına getirtti, utanmadan yüzüne bakarak yalan söyledi. Ama buradan bir kez daha Berfo Ana'ya söz veriyoruz, oğlu Cemil'i aramaktan, kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Devleti sanık sandalyesine oturtana kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.

'SİZE BOYUN EĞMEYECEĞİZ'
O günden beri acısını daha yoğun yaşayan, gözlerindeki yaşı akıtamayan, elleri titreyen, konuşamayan Hanife Yıldız, "Burada anne olmak zor" diyerek sözlerine başladı. Hanife Yıldız, Berfo Ana, Baba Ocak başta olmak üzere yaşamını yitiren kayıp yakınlarını andı.
Başbakan Erdoğan'la görüştüklerinde, "Kayıpların hiçbiri benim dönemimde olmadı" dediğini hatırlatan Hanife Yıldız, "Ama Roboskî ve Gezi'de katlettiklerini söylemez şimdi. Kendi yaptıklarından utanmadan konuşuyorlar şimdi seçim alanlarında" diye konuştu.

Seyit Rıza'nın "Ben size söz geçiremedim bu bana dert oldu. Sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun" sözünü hatırlatan Hanife Yıldız, haykırdı: "Size boyun eğmeyeceğiz, bu da size dert olsun."

Yıldız, oğlu Murat Yıldız'ın ağzından yazdığı mektubu okudu.

Rıdvan Karakoç'un kardeşi Birsen Karakoç, sağlık sorunlarından dolayı konuşamayan Asiye Ana'nın sözlerini hatırlattı: "Onlar değerimi aldılar." Ağabeyinin yokluğuna hiçbir zaman alışmadıklarını söyleyen Asiye Karakoç, yürürken, belki oradadır diye hep arkasına baktığını söyledi.

'DEVLET SUÇ ORTAKLIĞININ HESABINI VERECEK'
Bu hafta basın metnini Aylin Tekiner okudu. İnsanlık suçları ile ilgili etkin soruşturma ve adil yargılama yapılabilmesi için siyasi iradeye ihtiyaç olduğunu belirten Tekiner, "Kendisi suç işlemeye devam eden bir iktidar bu iradeyi gösteremez" dedi.

Rıdvan Karakoç, Murat Yıldız başta olmak üzere kayıplardan sorumlu olanların devlet tarafından korunduğunu belirten Tekiner, "Bu adaletsiz rejim bilmelidir ki koruyarak suç ortaklığı bu insanlık suçunun hesabını vermek zorunda kalacak. Bunun için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.