Mor Çatı: "Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri Kadınların Özgürleşmesi İçin Değil Ailede Kalması İçin Kuruldu"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın hayata geçirdiği ve şu anda 14 ilde bulunan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), şiddete maruz kalan kadınların ihtiyaçlarını karşılayamıyor. 14 ilde bulunan ŞÖNİM'ler genelde şehir merkezlerine uzak yerlerde oluyor. Mor Çatı'nın ŞÖNİM hakkında yaptığı araştırmada, ŞÖNİM'lere başvuran ya da buralarda kalan kadınlarla yaptığı görüşmelere göre, kadınlar ŞÖNİM'lere başvurduklarında ihtiyaçlarının karşılanmadığını anlattı.
6284 sayılı yasaya göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı il müdürlükleri, ŞÖNİM'lerin yanı sıra mülki amirlikler ve karakollar da şiddete uğradığını beyan eden kadına uygun ve güvenli barınma yeri bulmakla yükümlü. Buna rağmen, Mor Çatı tarafından sunulan araştırma raporunda, ilgili kurumlara yönlendirilen kadınların ancak karakollar vasıtasıyla bir sığınağa yerleşebildiği belirtildi.
'ŞÖNİM'in sorumluluğu devlette'ŞÖNİM'leri devletin kadına yönelik şiddetle mücadelede çözüm modeli olarak ortaya koyduğu yapılanmalar olarak değerlendiren Mor Çatı gönüllüsü Esen Özdemir, uygulamanın hayata geçirilmiş olduğunu söyledi. ŞÖNİM'lerin en temel sorununun var olan sistemi tamamen lağvetmiş durumda olması olduğunu ifade eden Özdemir, İstanbul'da sadece bir tane ŞÖNİM olduğunu ve onun da Yeniköy'de olduğu için ulaşım sağlamanın çok zor olduğunu dile getirdi. ŞÖNİM'lerin genel olarak yerleşim yerlerinde uzak olduğunu, çalışan sayısının yetersiz olduğunu aktaran Özdemir, bunun sorumluluğun devlette olduğunu belirtti.
Kadınlar karakol üzerinden sığınak talebinde bulunuyor!ŞÖNİM'lerin bir kadın şiddete uğradığında ihtiyacı olan bütün hizmetleri tek bir yerde verebilmeyi vaat ettiğini, fakat bunu uygulayamadıklarını ifade eden Özdemir, kadınların ancak karakollar üzerinden sığınak talebinde bulunabilmesine tepki gösterdi.
Tacize maruz kalan bir kadının ŞÖNİM görüşmesinde görevli kadının, kadına yüzüğünü göstererek "Bakın benim parmağımda yüzük var. Yani; yüzük takarak bundan kurtulabilirsiniz" dediğini söyleyen Özdemir, "Çünkü şunu söylüyor, kadın yüzük takmıyorsa, evli değilse, belli bir takım davranışlarınız varsa ve 'erkeklere davetkâr tavırlarda' bulunuyorsanız her erkekle birlikte olabilirsiniz, bu tacize açıksınız demek. Bundan korunma yöntemi olarak da yüzüğü gösteriyor. Yüzük takarsanız tacizden korunabilirsiniz demek istiyor" diye konuştu.
'ŞÖNİM'de kadın farkındalığı yok'Devletin şiddetle ilgili kadınların ihtiyacı olan her şeyi organize etmekle yükümlü olan kurumdaki birinin söylenmesinden de anlaşabileceği üzere ŞÖNİM'lerin kadına yönelik şiddet farkındalığı açısından yeterli olmadığının altını çizen Özdemir, "Yeterli olsalardı eğer, tacize maruz kaldığını söyleyen bir kadının herhalde tacizden kurtulmanın yolu olarak da yüzüğü söylemezdi" dedi.
Özdemir, ŞÖNİM'lerin sürekli sığınak desteğinin ön planda olmasına rağmen şiddete maruz kalan kadınların tek ihtiyaçların sığınak değil, birçok ihtiyacının olduğunu söyledi.
'İş alımında kadınlara pozitif ayrımcılık'Kadınların şiddet gördükleri evlerden geçim sıkıntısı nedeniyle de ayrılamadıklarını belirten Özdemir, bu nedenle şiddete uğrayan kadınlara karşı iş alımlarında pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini söyledi.
Devletin ŞÖNİM ile ilgili çok şey vaat ettiğini, ancak ŞÖNİM'in neler yaptığına dair raporlama yapılmadığını ifade eden Özdemir, ŞÖNİM'de bulunan tüm kadın sığınakları denetlemek istediğini belirterek, "Kürdistan'daki kadın kurumları ŞÖNİM'i reddederek, ŞÖNİM ile çalışmıyorlar. Biz ŞÖNİM ile çalışıyoruz ama ortak değiliz. Kadınları ŞÖNİM'e yönlendiriyoruz çünkü ŞÖNİM'in bu desteği vermesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
'Kadın sığınakları özerk olmalıdır'Kadın sığınaklarının özerk olması gerektiğini vurgulayan Özdemir, devletin sığınakları denetlemeyi amaçladığını belirtti. Devletin bunları yaparak sığınakları devlete bağlı göstermeye çalıştığını söyleyen Özdemir, ŞÖNİM'e bu haliyle karşı olduklarını, çünkü şiddetle mücadele eden bir mekanizma değil, kadın örgütlerinin önünde mücadeleyi engelleyen bir mekanizma olduğunu dile getirdi.
"Kadınlara koruma adı altında bir hapis hayatı yaşatılıyor. Keyfi uygulamalara göre hareket ediliyor" diye kaydeden Özdemir, ŞÖNİM tarafından kadınlara belli saatlerde telefon verildiğini, kadınların güvenliğinin hapsederek sağlanmayacağını, kadınların iradesini yok sayarak korunamayacağını söyledi.
'Mahallelerde kadın merkezi olmalı'Kadınların şiddete maruz kaldıklarında ve ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için kolay erişilebilir merkezlerin ortadan kalmış durumda olduğunu ŞÖNİM'lere ulaşmanın da sıkıntılı olduğunu dile getiren Özdemir, mahallerde semtlerde kadın merkezlerinin olması gerektiğini söyledi.
"Karakol değil, doğrudan ulaşabilecekleri sosyal çalışmacılarla muhatap olması gereken merkezlere olan ihtiyaç analizin yapılması daha doğru olur" diyen Özdemir, kadınların tek ihtiyaçlarının sığınak değil, psikolojik ve ekonomik ihtiyaçları olduğunu söyledi.
ŞÖNİM'lerin ihtiyaçları karşılamadığını kaydeden Özdemir, "5'ten sonra bir yönlendirme yapmak için aradık ve aracımız yok cevabını aldık. Bu kişi size kapıdan gelse ne yapardınız sorusuna cevabı ise ben bilirim oldu. Aslında aracı yok. Suçlu olan memur değil ama devlet bunu sağlamıyor" dedi.
Siyasal iktidarın şu an kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik bir iradesinin olmadığını dile getiren Özdemir, yüzük örneğini hatırlatarak kadınlara aile hayatının en iyi olduğunu söylendiğini belirtti. Sığınaklarda ise arabuluculuk mekanizmasının devreye konmaya çalışıldığını belirten Özdemir, kadınların özgürleşmesinin değil, aile içinde kalmasının sağlanmak istendiğini söyledi.
(diha)
foto: Altındağ ŞÖNİM

YORUM YAZIN