Yolsuzluk Operasyonuyla Gündeme Gelen Baş Döndürücü Altın Ticareti
İran'ın nükleer silah elde etme yolunda aşama kaydettiğini düşünen Batı devletleri, İran'la bir dizi ekonomik ambargo uygulama başladı. Bu ambargoları aşmak isteyen Türkiye'nin en çok ses getirecek ödeme silahı altın olacaktı.
Birleşmiş Milletler'in uyguladığı ambargolardan önce Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na göre 2011'de Türkiye'nin toplam doğalgaz ithalatının yüzde 18,7'si, Rusya'dan sonraki en büyük tedarikçisi İran'dan yapılmaktaydı. Benzer şekilde Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre de toplam 54 milyar dolarlık enerji ve yakıt ithalatının 11 milyar dolarlık kısmı İran'dan yapıldı. İran, Rusya'dan sonra Türkiye'nin en önemli enerji ortağı idi.
ABD liderliğinde Birleşmiş Milletler İran'ın nükleer programını, silah yapımını engellemek amacıyla bir dizi ekonomik ambargo başlattı. 28 Haziran'da sunulan ve 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe konan yeni ambargolara göre İran bankacılık sektörüne ve ihraç edilebilecek petrole ciddi sınırlamalar getirildi.
2009 hariç altında net ithalatçı olan Türkiye, 2012 yılında İran'da doğalgaz karşılığı verilen altınların ihracat olarak kaydedilmesiyle bir anda altın ihracatçısı konumuna geçti. Temmuz'da İran bankalarına uygulanan ambargonun devreye girerken Türkiye'nin İran'a altın ihracatı aynı ay 1,83 milyar dolarla rekor kırdı.
Ancak ABD'de Başkan Obama'nın 30 Temmuz 2012'de imzaladığı ve İran'la değerli metal ticaretini yasaklayan kararnamenin ardından, Türkiye'nin İran'a ithalatı bıçak gibi kesilerek TUİK'e göre Ağustos'ta 180 milyon dolara düştü. Ancak Birleşik Arap Emirliklerine altın ticaretinin bir önceki aya göre 21,5 kat artarak 1,98 milyar dolara çıkması ise dikkatlerden kaçmadı.
Yani Türkiye, İran'a yollayacağı altını direk değil, ABD'nin yaptırımlarına uymuş gibi görünmek için Birleşik Arap Emirlikleri'nden yolluyordu. 2012'nin Ekim ayında BAE'lerine altın ticareti bir önceki ay 1,2 milyar dolarken bir anda 557 milyon dolara indi. Bu sefer de İsviçre'ye altın ihracatı neredeyse yokken 474 milyon dolara sıçradı.
Alınan doğalgaz ve petrol için yapılan altın ödemelerinin ihracat olarak yazılması da cari açık rakamlarında suni bir düzelmeye neden oldu. 2011'de TCMB'ye göre cari açığın milli gelire oranı yüzde 9,7 iken, 2012'de yüzde 6,1'e geriledi.
Kasım 2012'de Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ABD önderliğinde Birleşmiş Milletler'in ambargolarını eleştirerek, "Yağ satarım, bal satarım altın da satarım" dedi.
2013'ün son ayında başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda Bakan Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan yerel medyaya göre altın kaçakçılığı, kara para akalama ve rüşvet iddiası nedeniyle 2 1 Aralık'ta tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.
Oğlunun tutuklanmasından 4 gün sonra da Zafer Çağlayan ekonomi bakanlığından istifa etti.
FERCAN YALINKILIÇ
http://www.wsj.com.tr/article/SB10001424052702303799404579279731445916064.html
YORUM YAZIN