Uludere Katliamı'nın 2. Yıldönümü: Katliamda Yaşamını Yitiren 34 Kişi Mezarları Başında Anıldı

28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesinin Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerinden, yaşları 12-41 arasında 34 köylü, sınır ticareti yaptıkları sırada, sınırı geçtikten hemen sonra savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürüldü.

Encü ailesinden Cemal, Celal, Hüseyin, Serhat, Salih, Muhammet, Selman, Cihan, Erkan, Erhan, Zeydan, Vedat, Fadıl, Şervan, Şerafettin, Şivan, Savaş, Karker, Nevzat, Mahsun, Bilal, Hüsnü, Hamza, Aslan, Selam, Bedran ile Seyithan Enç, Mehmet Ali Tosun, Nadir Alma, Özcan Uysal, Osman Kaplan, Adem Ant, Yüksel ve Salih Ürek.

Saldırıda yaşamını yitiren 34 kişi mezarları başında anıldı. Adalet talepleri iki yıldır karşılanmayan aileler, sabah saatlerinden itibaren mezarlığa geldi. Acıları hala taze olan aileler, Kürtçe ağıtlar yakıyor, katillerin yargılanmasını istiyor.

Ailelerin yanı sıra çevre illerden de çok sayıda kişi Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu'ya (Roboski) geldi.

Anmaya BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Eşbaşkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile birlikte BDP, ESP, KESK üyeleri de katıldı.

Mezarlıkta saygı duruşunda bulunularak, dua okundu.

ÖCALAN MESAJ GÖNDERDİ

Ardından BDP PM üyesi Ferhat Encü, Abdullah Öcalan'ın gönderdiği mesajı okudu. Öcalan, mesajında Roboskî'de yaşanan katliamın, halka son yüzyılda yaşatılan en büyük acılardan biri olduğunu belirterek, "Bizler bu çözüm sürecini başlatırken bir yandan demokrasi ve özgürlükleri geliştirelim bir yandan da geçmişte ve yakın tarihimizde yaşanan bütün acı ve hakikatlerle yüzleşelim istedik" dedi.

Öcalan, ancak katliamın 2 yıldır aydınlatılmadığını ve hesabının sorulmadığını kaydetti. Ailelerin ve halkın vicdanının rahatlatılması gerektiğini ifade eden Öcalan, "Başbakan Erdoğan ile bir araya gelen Roboskîli ailelerin adalet arayışının çok anlamlı olduğunu" söyledi.

Öcalan, şöyle devam etti: "Bu adalet talebi o kadar önemlidir ki yakın geçmişimizden başlayarak tarihimizdeki acılarla yüzleşmenin kapısına dönüşebilir. Devlet ve hükümet cesurca sonuçlarından korkmadan bu yüzleşmenin ve adalet arayışının önüne engeller koymaktan vazgeçmelidir. İşte tam da bu içinden geçtiğimiz süreçte bu trajik katliamla ilgili sağlanacak olan adalet ve onun üzerine inşa edilecek olan barış bizim büyük barış arayışımıza da örnek teşkil edebilecek önemde olacaktır."

Adalet arayışını çok saygı değer bulduğunu ifade eden Öcalan, "Bu adalet arayışının ve kişisel değil toplumsal olduğunun farkındayız. Bu acının güncel değil tarihsel olduğunun da bilincinde olmalıyız. Roboskîli aileleri halkımız bugünü kadar olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacaktır. Hükümetin de bu sürecin bir parçası olması beklenen hakikatlerle yüzleşme meselesine Roboskî'den başlayarak doğru bir iş yapmalıdır. Bu bağlamda bütün Roboskî halkına olan güvenimi ve taziye dileklerimi tekrarlıyorum. Katledilen evlatlarımızın davasına sahip çıkan Roboskîli kadınlar da barışın anıtsal değerleri olacaktır" dedi.

Mesajın okunmasının ardından binlerce kişi köy meydanına yürüdü. Burada Roboskîli çocukların çektiği fotoğraflardan oluşan serginin açılışı yapıldı.

Daha sonra söz alan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, "Biz katilin hükümet olduğunu biliyoruz" dedi, katliamın hesabı sorulana kadar mücadele edeceklerini söyledi.

KÜRKÇÜ: ORTADA İSTİHBARAT YOKTU

HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, AKP Hükümeti'ne "Katilleri bir an önce çıkar ve halka teslim et. Tıpkı hırsızlar gibi onlar da ortaya çıkacaklar" diye seslendi. Kürkçü, şöyle devam etti: "Biz katilleri tanıyoruz. 5 km ötede bombalar yağdırılıyor ve bunu yapanları Erdoğan ve Necdet Özel tanımıyor! Olacak iş değil. 1,5 yıl boyunca araştırdık, ortada hiçbir istihbarat yoktu. Belki bir gerilla komutanını öldürürüz diye 34 sivili katlettiler. Kaldı ki 34 gerilla olsaydı bile bunları yapmaya hakkınız yok."

DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ise AKP Hükümeti'nin hırsızlıkları ortaya çıkınca emniyette görevden almalar yaşandığını hatırlatarak, "Peki neden Roboskî katliamından sonra kimseyi görevden almadınız" diye sordu. Tuğluk, Başbakan'ın yolsuzluk operasyonu konusunda "neden böyle oldu" dediğini belirterek, ekledi: "Nedenini arıyorsan Roboskî'ye bak. Roboskî'yi yapanları kollamasaydın, böyle olmazdı."

BDP Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak, Roboskî için verilen adalet mücadelesinin Kürt halkının onurlu direniş tarihinde yerini alacağını belirterek, "Size söz veriyorum, başaracağız" dedi.

DEMİRTAŞ: O SÖZLER ŞU DAĞIN ARKASINDA PARAMPARÇA OLDU

Son olarak BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuştu. Demirtaş, "Söyleyecek söz kalmadı. Kendini 'hukuk devleti', 'şeffaf devlet' diye tanıtan bir devletin Kürdistan'da söylediği o sözler, şu dağın arkasında paramparça oldu" dedi.

Kürtlerin şehidi, onuru, parası, mücadelesi, direnişi her şeyi olduğunu, bir tek Kürdistan'ı olmadığını söyleyen Demirtaş, "Eğer Kürdistan' olsaydı, o gün bidon mazotlarını taşıyan gençlerimiz devlet uçaklarıyla bombalanmazdı" diye konuştu.

EMRİ BAŞBAKAN VERDİĞİ İÇİN KATLİAMI ORTAYA ÇIKARMIYOR

Demirtaş, yaptıkları araştırmalar sonucunda ellerine geçen tek bilginin o gece Genelkurmay'a "sınır hattından bir konvoyun geçeceği" yönünde bir istihbarat gittiğini aktardı. Demirtaş, şöyle devam etti: "Şırnak'ın, Uludere'nin bu istihbarattan haberi yok ama Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın haberi var. Bu grubun içinde Bahoz Erdal'ın olduğu düşünülüyor ama sivillerin de olduğu söyleniyor. Bu katliamın emrini Erdoğan veriyor. Katil Erdoğan'dır. Emri veren kendisi olduğu için katliamı ortaya çıkarmıyor."

Soruşturma dosyasının askeri savcıya gönderilmesine de tepki gösteren Demirtaş, askeri ya da sivil savcıdan adalet beklentileri olmadığına işaret etti. Demirtaş, "Kendi Kürdistan'ımızda özgürleşince işte o zaman hesabını soracağız" diye ekledi.