Ethem Sarısülük'ü Vuran Polis Ahmet Şahbaz: "Ethem Sarısülük'ün Ölümünden Göstericiler Sorumlu"
Ankara'daki Gezi Parkı protestolarına polis müdahalesi sırasında, Ethem Sarısülük'ü öldürmekle suçlanan polis Ahmet Şahbaz, 3. duruşmada, "Ethem Sarısülük'ün ölümüne neden olanlar havaya ateş ederken bana taş atanlar ve saldıranlardır" dedi.
Ethem Sarısülük’ü öldürmekle suçlanan sanık polis Ahmet Şahbaz video-konferans yöntemiyle duruşma salonuna bağlanarak ilk ifadesini verdi. Sanık polis Şahbaz savunmasında ilginç açıklamalarda bulunarak, Ethem Sarısülük’ün vurulmasında kendisinin suçu bulunmadığını iddia etti. Şahbaz, “Ethem Sarısülük’ün ölümüne neden olanlar havaya ateş ederken bana taş atanlar ve saldıranlardır” dedi.
Gezi eylemlerine destek amacıyla Ankara’da yapılan protesto sırasında 1 Haziran tarihinde kafasına isabet eden polis kurşunuyla hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün ölümüyle ilgili davanın 3. duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Şanlıurfa Koruma Şube Müdürlüğü’ne atanan sanık polis Ahmet Şahbaz video-konferans yöntemiyle duruşma salonuna bağlandı ve ilk savunmasını yaptı.
Duruşmada, Ethem'in annesi Sayfı, kardeşler Mustafa, Cem, İkrar Sarısülük hazır bulundu. Sarısülük ailesini salonda 100'e yakın avukat temsil etti. Bazı avukatlar, oturacak yer kalmayınca boş durumdaki sanık sandalyesine oturdu. Bu sırada sanık sandalyesine Sayfı Sarısülük'ün de oturduğu görüldü.
Duruşma salonunun içinde ve dışında ise güvenliği “robocop” giysili jandarma erleri sağladı. Davaya çok sayıda kişinin izlememeye gelmesi nedeniyle salonda oturacak yer kalmadı.
Duruşmayı izleyenler arasında Gezi eyleminde hayatını kaybeden Abdullah Cömert'in ağabeyi Zafer Cömer, CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün, Mahmut Tanal ve İlhan Cihaner, HDP Eşbaşkanı, Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü de izledi. Duruşma başlarken mahkeme başkanı Afak İlleez, salonda çekim yapılmaması, yapanlar hakkında yasal işlem başlatılacağını söyledi.
Başkan İlleez, mikrofonların Urfa'daki salona sesi gönderdiğini, aynı anda bu salona sesi veremediğini belirtti. Bunun üzerine Cem Sarısülük, “Biz senin sesini duyamadıktan sonra neden yargılama yapıyorsunuz ki” diye tepki gösterdi.
Saat 10:09'da sanık Şahbaz, telekonfenars yöntemiyle duruşmaya bağlandı ve kimlik tespitine başlandı.
‘BEN DEĞİL ONLAR SUÇLU’
Sanık Şahbaz savunmasında kendisini koruma amacıyla havaya ateş açtığını, bunu yapmaması halinde göstericiler tarafından linç edileceğini düşündüğünü belirterek, “Olayda kusurum ve hatam yoktur. Maktulün ölümüne sebebiyet verenler ben havaya ateş ederken bana taş atan, saldıran kişilerdir” dedi.
‘ETHEM İÇİN ÜZGÜNÜM’
Olaylar sırasında linç edilmekten korktuğunu ve atılan taşlardan yaralandığını savunmasında anlatan Şahbaz, “Linç edileceğimi düşündüm. Bu nedenle silahıma mermiyi sürdüm, uyarı ateşi yapmaya başladım. Bu sırada bana doğru göstericilerden yoğun taş atışı gerçekleşti. Atılan taşlar sırasında yaralandım. Tek gayem linç edilmekten kurtulmaktı. Silah kullanılması konusunda amirler tarafından özel bir emir verilmedi. Olaylar sırasında silah kullanma şartları oluştu. Bu nedenle havaya ateş ettim. Ethem Sarısülük hayatını kaybettiği için üzgünüm” diye konuştu.
‘HATIRLAMIYORUM SUSMA HAKKIMI KULLANIYORUM’
Sanığın savunmasının ardından çapraz sorgusu gerçekleştirildi. Avukat Murat Yılmaz tarafından yöneltilen soruların büyük bir bölümüne sanık polis Şahbaz “Hatırlamıyorum. Olayın üzerinden çok zaman geçti” şeklinde yanıtlar verdi. Ayrıca Şahbaz avukatların yönelttiği soruların çok ayrıntı içerdiğini ifade ederek, “Geçmiş tarihli bir olaydan bahsediyoruz. Çok ayrıntı soruyorsunuz” yanıtını verdi.
İMZASINI DA HATIRLAMADI
Radikal tarafından gündeme getirilen 2 Haziran tarihli olay yeri tutanağında raporu olduğu halde kendisinin imzasının nasıl bulunduğu sorusuyla ilgili olarak da Şahbaz çelişkili yanıtlar verdi. Şahbaz, olaydan sonra raporlu olduğunu, olay yeri tutanağında imzasının nasıl yer aldığını hatırlamadığını ileri sürdü.
Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği 1 saatlik aranın ardından, mahkemenin tarafsızlığı ve adil yargılama hakkı konusunda şüpheler ortaya çıktığı gerekçesiyle davadan çekildiğini
açıkladı.
‘YARGILAMA DEĞİL TİYATRO’
Duruşmaya ara verilinceye kadar yaklaşık 6 saat boyunca adliye önünde sloganlar atan, polisleri ve AKP’yi protesto eden kitleye, duruşmadan çıkan Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar açıklama yaptı. Bayraktar, mahkeme heyetinin taleplerinin çoğunu kabul etmediğini belirterek, “SEGBİS yöntemi ile sanık polisin ifadesi alındı. Polis Ş. olduğu söylenen kişi, sorduğumuz birçok soruya ‘hatırlamıyorum’ diye yanıt verdi. Bu davada adil yargılamanın ilkeleri ihlal edilmiştir. Burada olan bir yargılama değil tiyatrodur. Biz sanık polis hak ettiği cezayı buluncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
MAHKEME HEYETİ KAÇTI
Duruşma sırasında Ankara Adliyesi önünde de yüzlerce kişi bekleyişini sürdürdü. Polis geçen duruşmada olayların yaşandığı C Kapısı tarafına kimseyi sokmazken, Adliye'nin ana girişi önünde de yoğun önlem alındı. Burada yapılan eylemde sık sık “Ethem’in katili AKP’nin polisi” sloganları atıldı. Avukat Kazım Bayraktar, mahkeme heyetinin adeta kaçtığını söyledi.
Ethem’in öldürülüşünü 2 gün sonra haberlerden öğrendiğini iddia ettiğine dikkat çeken Bayraktar, Ethem’in öldürüldüğü gün tutulan tutanakta A.Ş.'nin de imzasının bulunduğunu kaydetti. Mahkeme heyetinin hukuksuzluk karşısında çekilme kararı verdiğini belirten Bayraktar, mahkeme heyetinin adeta kaçtığını ifade etti.
SAVCI UYUDU!
Savcının duruşma sırasında uyuyakalması davayı takip edenlerin tepkisini çekti.
DURUŞMADA HORLAYAN HAKİME SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Ümraniye Cezaevinde altı kişinin öldüğü ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na ilişkin Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılama sırasında uyuyup horlayan Hakim Mehmet Ali Önen hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) soruşturma başlatmıştı. Hakim Önen’i şikayet ederek soruşturma açılmasını sağlayan Avukat Güçlü Sevimli, “Bu dava sekiz yıldır sürüncemede bırakılıyor. Hiçbir talebimimiz kabul edilmiyor. Asıl tepkim bunaydı. Horlama, bardağı taşıran damla oldu” demişti.
SANIK POLİSİN TUTANAK ÇELİŞKİSİ
Öte yandan davada yeni bir ortaya çıktı. Radikal'den Mesut Hasan Benli'nin haberine göre sanık polisin, raporlu göründüğü tarihte ‘Olay Yeri Tutanağı’nda imzasının bulunduğu anlaşıldı. Tutanakta Ethem’in vurulduğu net bir şekilde anlatıldı. Oysa sanık polis savcılık ifadesinde “Olay sırasında bir kişinin yaralandığını iki-üç gün sonra öğrendim” demişti.
Tutanakta şöyle denildi:
“Polis memuru A.Ş'nin uyarı ateşi yaptığı esnada eylemci grup tarafında yakın mesafede atılan çok sayıda taş kendisine isabet etmiştir. Bu esnada saldırgan grubun arasında bulunan Ethem Sarısülük’ün yere düştüğü ve devamında ambulansla hastaneye gönderildiği gözlemlenmiştir.”
Sarısülük ailesi, olay tutanağında imzası olan polis amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. A.Ş'ye talimat veren polis amirleri hakkında da dava açılması talep edilmişti. Ancak savcılık soruşturmada amirler hakkında takipsizlik kararı verdi. Ailenin avukatları takipsizlik kararına itiraz etti. İtirazı görüşen Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi de savcılığın verdiği takipsizlik kararını hukuka uygun bularak yapılan itirazı reddetti.
(Radikal/Cumhuriyet/Evrensel/ajanslar)

YORUM YAZIN