Sarp Kuray 6. Kez Yargılandığı Davada Yine Müebbet Hapis Cezası Aldı
"16 Haziran örgütü"nün kurucusu olduğu iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan Sarp Kuray, Yargıtay’ın 4 kez bozduğu 20 yıllık davada, AİHM’nin bozma kararı sebebiyle yeniden hakim karşısına çıktı. İlk yargılamada beraat ederek ardından 12 yıl hapis cezasına çarptırılan, son yargılamada da müebbet hapis cezasına çarptırılan Kuray, aynı mahkemede 6. kez yapılan yargılamada "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" ve "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla yeniden müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sarp Kuray 2 yıl daha cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilecek.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde dün yapılan karar duruşmasında tutuklu sanık Sarp Kuray, avukatları, eşi Nur Sürer ve kızları da hazır bulundu.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 20 yıl önce açılan dava 4 kez Yargıtay tarafından bozuldu. Yargıtay beraat eden Kuray için en yüksek cezanın, yani ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istemişti. Mahkeme verilen bozma kararlarının ardından yapılan 5. yargılamada müebbet hapis cezası vermişti.
Sarp Kuray'ın başvurusu üzerine AİHM, adil yargılama yapılmadığını tespit ederek Türkiye'yi tazminat cezasına çarptırmış ve yeniden yargılama yapılmasına karar vermişti. 13 yıllık sürgün hayatının ardından kendi isteğiyle Türkiye’ye gelerek teslim olan Kuray, 2 Şubat 2009’da cezaevine konulmuştu.
'DEVLETİN GÜCÜNDEN DEĞİL, FİTNESİNDEN KORKARIM'Sarp Kuray, davanın şaibeli olduğunu belirterek, "Çok genç yaşımdan itibaren inandığım yolda düşe kalka ilerliyorum. İşkenceleri de sürgünleri de tattım. Hiç pişman olmadım. Devletin gücünden değil fitnesinden korkarım. Ömrümün 50 yılı devrim mücadelesiyle geçmiştir. 1 kişinin üzerinden bir takım operasyonlar yapılıyor" dedi. Mahkeme heyetine yönelik büyük bir umut taşıdığını ancak bunun büyük kısmını kaybettiğini kaydeden Kuray, "İnandığım ilkeler içinde kendi paçamı kurtarmak için yalana dolana başvurmak, adam kandırmak ve sahte davranışlara yer yoktur. 1993'te ülkeme döndüğümde gazetecilerin sorduğu soruya 'ödenecek bedel varsa öderim' demiştim. O günden bugüne söylediklerime bağlı kaldım" diye konuştu.
'12 EYLÜL'ÜN İNSAN MÜSVEDDELERİ'İddianamede örgütlerin birbirine karıştırıldığını belirten Kuray, 16 Haziran değil Partizan Yolu isimli örgütle 12 Eylül'cülere karşı mücadele ettiklerini ifade etti. Ankara’da yargılanan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için "insan müsveddeleri" ifadelerini kullanan Kuray, "Onlar şimdi Anayasal düzeni değiştirmek suçlamasıyla yargı karşısındalar. Biz de bunların sistemine karşı mücadele ettik. 12 Eylül’cülere karşı direnişimiz meşruydu. Amerikancı çeteye karşı varlığımızı koruma mücadelesiydi bu. Ben de askerlik yaptım amacımız devleti yıkmak değildi" dedi.
Cezasını kendi vicdanında bitirdiğini ifade eden Kuray, "Bundan sonrası şekli hapistir benim için. Ben Hikmet Kıvılcımlı'nın öğrencisiyim. Bu tamamen 12 Eylül darbesine karşı çıkış meselesidir. 12 Eylül faşist darbesine direnmeyi hak olarak görüyorum. Bugün geriye baktığımda keşke elimden daha fazlası gelseydi diyorum. Bizim mücadelemiz rejimi değiştirme çabası değil ayakta kalma çabasıydı. Ona karşı çıkmaktan ceza almak onurdur. 700 bin kişilik ordu, 300 bin polis ve 600 bin milis kuvvete karşı 10 kişiyle rejim değişmez" dedi.
'PİNPON TOPU GİBİ'Davanın her defasında artan hapis cezalarıyla yerel mahkemelerle yargıtay arasında pinpon topu gibi gidip geldiğini anlatan Kuray, "Bu davayla ilgili cezaevlerinde benden başka yatan kimse yoktur. 2 kaçak, 1 örgüt bir de ben. Böyle komedi olmaz. Bu ülke kapıyı kitlesin gitsin. Bir kişiyi alıp onun üzerinden örgütü bitirdiler diyemezler" şeklinde konuştu.
Kuray'ın avukatlarından Gürsel Meriç, bu dava başladığından hukuk fakültesi öğrencisi olduğunu anlatarak, "Bu dava kitaba uydurma ve meşrulaştırma çabasıdır. Davanın bu haliyle AİHM kararı sonrası için hiçbir inceleme yapılmadığı gerekçesiyle müvekkile verilecek cezanın hukuksuz olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Avukat Altan Görkem Gürcan da, Kuray hakkındaki "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" iddiasıyla ilgili "11 adam meclisteki 330 kişinin bir araya gelip değiştiremediğini değiştirmeye çalışıyor. Eğer adalet sistemi varsa beraat gerektiğini düşünüyoruz. Şayet kadılık sistemi varsa kimsenin elini eteğini öpmeyeceğimiz" diye konuştu. (etha)
YORUM YAZIN