Header Ads

AB Raporu: "İddianameler Kalitesiz, Cezaevlerinde Kötü Muamele Var, İnternet Yasası İfade Özgürlüğünü Kısıtlıyor"


Avrupa Komisyonu, Türkiye İlerleme Raporu'nu açıkladı. Ekim 2012 - Eylül 2013 dönemini kapsayan ilerleme raporunda Türkiye’deki adalet sistemine yönelik ciddi eleştiriler de yer aldı.

Raporda “iddianamelerin kalitesinin düşük olması ve mantık silsilesinin yetersiz olması, savunma makamının dosyalara sınırlı erişimi, kadınların savcılık ve yöneticilik makamlarındaki temsil oranında değişiklik olmaması” gibi aksaklıklar sıralanıyor.

Raporda, Adalet Bakanı ve Müsteşarın HSYK’daki rolleri konusunda değişiklik yapılmaması, mahkemelerde çapraz sorgu yönteminin yanlış uygulanması da tam not alamayan noktalar arasında gösteriliyor.

Bazı alıntılar:

"Cezaevlerinde aşırı kalabalık, kötü muamele, çıplak arama, tecrit, zorla kan ve doku alımı devam ediyor."

"Tutuklu sayısı, cezaevlerindeki toplam kişi sayısının beşte biri. Çoğu en az 1 yıldır tutuklu. Tutukluluk süreleri uzun."

"Polisin aşırı güç kullanımı, gözaltı ve cezaevlerindeki şiddet, işkence/kötü muamele konusunda kaygı devam ediyor."

"Eylül 2013 itibarıyla AİHM önünde Türkiye’ye karşı yapılmış 13.900 başvuru bulunuyor. Bu sayı Eylül 2012’de 16.641"

"Temmuz sonu itibarıyla Türkiye’de 13.145 hakim ve savcı var. 2012 itibarıyla hakimlerin %34’ü, savcıların %7’si kadın."

"Eylül itibarıyla 32.000’den fazla web sayfasına erişilemiyor. İnternet Yasası, ifade özgürlüğünü kısıtlıyor"

"Avrupa Konseyi'nde vicdani red hakkını tanımayan tek ülke Türkiye. İHAM kararlarına rağmen herhangi bir adım atılmıyor."

"AİHM kararlarına rağmen kadının soyadı, nüfus cüzdanındaki din hanesi ve zorunlu din dersleri konusunda değişiklik yok."

"Uludere'nin faillerinin bulunmadı, özellikle 90'larda yaşananlar için cezasızlık devam ediyor"

"Kadına yönelik şiddetle mücadelede atılan adımlar önemli ama yetersiz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerek."

"LGBTI bireylere yönelik nefret cinayetleri ve söylemi arttı. Cinsel yönelimi sebebiyle ayrımcılığa uğramak çok yaygın."

"Bildirilen 12 nefret cinayeti var. LGBT'ler tecavüzün, işkencenin, işten atılmanın ve siber saldırıların da hedefinde."

"Başta kız çocuklarının eğitimi ve çocuk işçiler olmak üzere, çocuk hakları için daha fazla çaba sarf edilmeli."

"Medyanın haberlerine rağmen, öldürülen ve şiddet gören kadınlara ilişkin detaylı bir istatistiğe ulaşmak mümkün değil."

GEZİ OLAYLARI

Gezi Parkı olaylarına da değinilen raporda, İstanbul'un merkezindeki bir projeye karşı başlayan protesto olaylarının daha geniş taleplerle farklı şehirlere yayıldığı anlatıldı.

Güvenlik birimlerinin olaylar sırasında aşırı güç kullandığını belirtirken, insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili olarak görevden uzaklaştırma ve idari soruşturma uygulamalarının devreye sokulduğunu ifade ediliyor.

Belgede, "Türkiye'de büyüyen ve aktif bir sivil toplum var. Mayıs-haziran döneminde İstanbul'da ve diğer şehirlerdeki Gezi Parkı protestoları aktif ve canlı vatandaşlık olgusunun ortaya çıkışını gösterdi" tespitine yer verildi.

Gezi olaylarının Türkiye’de sivil toplumun geliştiğini ve giderek etkili olduğunu gösterdiğini belirten Komisyon " Hükümet-sivil toplum ve parlamento-sivil toplum ilişkileri sistemli ve düzenli bir danışma süreci içinde geliştirilmelidir." tavsiyesinde bulunuyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

İfade ve basın özgürlüğü alanındaki gelişmeler bu yıl da İlerleme Raporu'nda eleştirilen unsurlar arasında yer aldı.

Muhalif gazeteciler aleyhine devlet yetkililerince açılan davaların ve farklı sektörlerde yoğunlaştıkları için bilginin serbest dolaşımının çok ötesinde çıkarları olan medya sahiplerinin yaygın otosansüre neden olduğu ifade edildi.

Ergenekon davasına da değinilen raporda, "Karar, demokratik yollardan seçilmiş hükümeti yıkmak amacını güden bir suç ağının varlığını tescil etmiştir" deniliyor. Türk yargı sistemindeki eksikliklerin bu davada da gözlendiği ve bu yüzden kararın toplum katmanlarının bazı bölümlerinde kabul görmediği vurgusu da belgede yer alıyor.

Avrupa Komisyonu, azınlık hakları, Alevilerin karşılaştığı sorunlar, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmaması ve Kıbrıs sorunu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısı adalet sistemindeki aksaklıklar gibi konularda da daha önceki belgelerde yer alan tespit ve eleştirilerini büyük ölçüde korudu.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

"Hükümetin daha fazla demokratikleşme ve siyasi reformlara yönelik taahhüdünü koruduğu" mesajının verildiği raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Eylül'de açıkladığı demokratikleşme paketine atıf yapıldı. Paketin içeriğine detaylı şekilde yer verilen belgede, "demokratikleşme paketinin Avrupa standartları göz önünde bulundurularak uygulanmasının kilit önem arz ettiği" vurgulandı.

AB'nin önem verdiği konular arasında yer alan sivil-asker ilişkileri bu yılki raporda da yer aldı. Sivillerin güvenlik birimleri üzerindeki kontrolünün daha sağlamlaştığının belirtildiği belgede, Genelkurmay Başkanı'nın görev alanına girmeyen siyasi konularda baskı uygulamaya çalışmaktan kaçındığına işaret edildi.

Yeni anayasa hazırlama çalışmalarının sürdüğü ancak uzlaşıya varılan madde sayısının 60'la sınırlı kaldığına dikkat çeken AB, kuvvetler ayrılığı, etnik referans içermeyen vatandaşlık tanımı gibi önemli siyasi konularda uzlaşı sağlanamamış olmasını not ediyor. AB, anayasa hazırlık sürecinde netlik ve şeffaflık eksikliği olduğu yönündeki görüşünü de metne yansıttı.

Çözüm sürecine de değinilen raporda, "hükümetin terörü durdurma ve ülkeyi terk eden PKK üyelerine güvenli geçiş sağlama konusunda kararlı hareket ettiği" belirtiliyor. Raporda, çözüm sürecinin başlamasında
cezaevlerinde 68 gün süren ve 683 kişinin katıldığı açlık grevi eyleminin rolünden de bahsediliyor. Tutukluların açlık grevinden sonra başka cezaevlerine nakledilmeleri savunma ve aileleriyle görüşme hakkını engelleyeceğinden eleştiriliyor.

Avrupa Komisyonu tarafından İlerleme Raporu'yla açıklanan Strateji Belgesi'nde de dış politika alanında Türkiye'yle sürmekte olan işbirliği ve diyaloğun önemine vurgu yapılıyor.

Dış politikada Türkiye'nin özellikle geniş komşuluk alanında önemli bir rol oynadığının altının çizildiği belgede, "Daha birleşik bir muhalefet oluşturulmasını destekleyerek ve ülkelerinden kaçan Suriyelilere yaşamsal insani destek sağlayarak Suriye konusunda özellikle önemli bir rol oynadı" denildi.

(Benan Molu ve aa)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.