Avrupa Basınında Bugün (12 Ağustos 2013)
İngiltere BasınıLübnan’ın başkenti Beyrut’ta bulunan Daily Telegraph muhabiri Ruth Sherlock’un haberinde, Suriyeli muhaliflerin ülkede Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Lazkiye’de saldırılar gerçekleştirdiği ve bu saldırılarda Alevi sivillerin hedef alındığı belirtiliyor.
Habere göre muhaliflerin Lazkiye ve çevresindeki saldırılarında yüzlerce sivil yaşamını yitirdi, yaralandı ya da kayboldu.
Haberde görüşüne yer verilen Lazkiyeli Alevi din adamı Şeyh Muhammed Reda şunları söylemiş: “Hâlâ evlerinde öldürülmüş insanlar, çalılıklarda bırakılmış cesetler buluyoruz. Şimdiye kadar köylerden 150 Alevi kaçırıldı. Aralarında kadın ve çocuklar var. Onlarla tüm bağlantımız koptu.”
Lazkiye'deki çatışmaların nedeni
Haberde, bu saldırıların Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Alevi olması ve aile köklerinin Lazkiye'de olmasıyla ilgili bağının olduğu da belirtilmiş.
Ruth, muhalefet kaynaklarının, Humus’ta son dönemde yaşadıkları bir dizi askeri yenilginin acısını çeken isyancıların Esad’ı, ‘en fazla acı çekeceği yerde’ vurmaya çalıştığını söylediklerini bildiriyor.
Çatışmaların Esad’ın memleketi Kardaha köyünün 12 mil yakınına dayandığının altı çiziliyor.
Bölgede yaşayan yerel, muhalif gazeteci Habib Salih’se, isyancıların Suriye yönetiminin silah temini için de kullandığı Tartus limanına ulaşmak ve burayı kuşatmak istediğini söylemiş.
Salih şöyle konuşmuş: “Bunun aylar alacak uzun bir kampanya olduğunu biliyorlar. Önce Kardaha’dan geçmek ve Esad yanlısı grupları saf dışı bırakmak zorundalar.”
Lazkiye Meclisi’nin bir üyeyiyse şunları söylemiş: “Bir mezhep savaşını kışkırtıyorlar. Yüzlerce ölü ve yaralı var. Aralarında kadınların da bulunduğu yüzlerce sivil kaçırıldı. Zorla götürülmeyen siviller kaçtılar ve köylerin çevresindeki ormanlarda saklanıyorlar. Ortada tam bir kaos var.”
Suriye Ulusal Koalisyonu’nun ortada etnik temelde bir saldırı olmadığı yönündeki açıklamasına yer verilen haberde, yerel kaynakların Alevi köylerine doğru ilerleyen yaklaşık 300 savaşçının yabancı Cihatçılar olduğunu aktardığı da belirtiliyor.
Independent: İngiltere’nin Suriyeli muhaliflere yardımının detayları
Bugünkü Independent’ta da Suriye kriziyle bir haber dikkat çekiyor.
Gazete, İngiltere’nin Suriyeli muhaliflere yardımıyla ilgili belgelere ulaştığını belirterek bu yardımın detaylarına yer vermiş.
Independent, İngiltere’nin bugüne kadar Suriyeli muhaliflere 8 milyon Sterlinlik ‘öldürücü olmayan malzeme’ yardımında bulunduğunu yazmış.
Gazeteye göre gönderilen yardımda şu malzeme ve araçlar da bulunuyor: “Aralarında balistik korumalı beş 4X4 aracın da bulunduğu 17 küçük araç, dört kamyon, üç yük kaldırma kamyonu, 130 güneş enerjisiyle çalışan akü, 20 çelik yelek seti.”
‘İngiltere’nin insani yardımı El Kaide’nin eline geçti’
Independent ayrıca, İngiltere’nin insani yardımının bir bölümünün El Kaide’nin eline geçtiğine dair bir haberi sayfalarına taşımış.
Habere göre İngiltere’de hükümet yetkilileri, Somali’ye gönderdiği yardımdan yaklaşık 500 bin Sterlinlik bir bölümünün El Kaide’nin eline geçtiğini açıkladı.
Uluslararası Kalkınma Departmanı tarafından yapılan açıklamada, vergi mükelleflerin parasıyla oluşturulan bütçeden Somali’ye gönderilen yardımlardan bir bölümünün El Kaide ile bağlantılı Somali örgütü El-Şabaab’ın eline geçtiğinin kabul edildiği belirtildi.
Departman sözcüleri, 2011 yılında meydana gelen olayda yardımların yer aldığı deponun militanlar tarafından basıldığı, yardım malzemelerine el konduğunu ve bu malzemelerin daha sonra yakıldığını belirtti.
Muhalefetteki İşçi Partisi, yardımların güvenliğinin sağlanması gerektiği konusunda hükümeti uyardı.
İngiltere’deki seçimlerde azınlıkların kilit rolü
Guardian’ın ana sayfa manşetindeyse İngiltere’deki 2015 seçimlerinde azınlıkların rolünün çok önemli olacağına dair bir haber var.
Etnik azınlıkların oylarıyla ilgili yapılan bir araştırmanın sonuçları üzerinden hazırlanan habere göre ülkenin demografik yapısındaki değişim nedeniyle siyah ve Asya kökenli seçmenler 2015 seçimlerini yönlendirebilir.
Araştırmaya göre ülkedeki bu seçmenlerin sayısı 2010 seçimlerine kıyasla yüzde 70 artmış durumda.
Gazeteye konuşan uzmanlar ortadaki bu durumun iktidardaki Mufazakâr Parti’yi oldukça zor bir duruma sokabileceğini belirtmiş.
Avusturya BasınıAvusturya'dan Die Presse gazetesi Amerikan gizli servisinin sırlarını ifşa eden Edward Snowden'e Rusya tarafından verilen geçici sığınma hakkını şöyle yorumluyor:
“Ne Çin ne de Rusya ABD'ye bir iyilik yapmak ve Edward Snowden'i iade etmek niyetinde. Ancak Çinlilerin verdiği tepki biraz daha şık ve gürültüsüz. Eski Ulusal Güvenlik Kurumu çalışanını Moskova'ya giden bir uçağa bindirdiler. Putin de orada Amerikalıların istekleri önünde boyun eğmediğini dünyanın gözleri önüne sermek için bundan büyük bir Snowden Şovu yarattı. Otokrat liderin, kendisini Amerikan muhbirin iyi kalpli koruyucusu şeklinde sunması tam bir komedi. Kremlin'deki hükümdarın eğlendiği şüphesiz ve Amerikalılar da Snowden'ı yakalama takıntısıyla onun eline koz veriyor.”
Fransa BasınıMuhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro Obama'nın Putin ile görüşmesini iptal etmesini şöyle yorumluyor:
“Barack Obama, Moskova ile ilişkileri iyileştirmek istiyordu. Ancak tavrı Kremlin tarafından bir zayıflık olarak algılandığı için bu konuda başarısız oldu. Şimdi yeni bir yol tutturmak ve bunu yaparken de muhatabının özgün niteliklerini dikkate almak zorunda. Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi uluslararası meselelerin ele alınmasında eşit bir güç olarak muamele görmedikçe Kremlin bizi provoke etmek isteyecektir. Ortadoğu'da, Asya'da ve aynı şekilde dünya ekonomisinin teşvik edilmesi konusunda anlaşma dayanakları bulmak, hem ABD'nin hem de Rusya'nın çıkarınadır.”
Rusya BasınıRusya'dan Vedomosti gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu ise şu şekilde:
“İlişkilerde soğuk rüzgarlar tiyatrosuyla karşılıklı düşmanlık ve sertlik göstermek şu an için her iki taraf için de çok önemli. Hâlbuki ortada karşı karşıya gelmeyi gerektirecek ciddi yeni sebepler yok. Aslında koşullar hemen hemen eskisi gibi. Eski Amerikan gizli servisi çalışanı Edward Snowden vakası, durumu tırmandırabilecek muhtemel gerekçeler arasında en iyi olanı. Obama açısından, Irak, Suriye ve Mısır'daki durum rayından çıktığı için şu anda sertlik gösterisi yapmak önem taşıyor. Kremlin'deki Amerikan karşıtı eğilimlerin de beslenmeye ihtiyacı var. Bu açıdan bakıldığında bir uyuşmazlık gösterisinin sergilenmesi, göze batan bir dostluk gösterisi gibi son derece kullanışlı bir siyasi araç."
Norveç BasınıNorveç gazetesi Dagsavisen Obama'nın Putin ile yapacağı buluşmayı iptal etmesi konusunda benzer bir yoruma yer veriyor sayfalarında:
“İlk bakışta bu Rusya'nın Edward Snowden'e sığınma hakkı vermesini protesto etmek olarak algılanabilir. Eğer öyle ise bu konuda verilen sert yanıt, Başkan Obama'yı zor duruma sokmuş görünüyor. Snowden vakasının kararda bir rol oynadığını Obama yönetimindeki kaynaklar, Amerikan basınına verdiği bilgilerde doğruluyor. Ama aynı zamanda bunun bir dizi hayal kırıklığının son halkası olduğunu vurguluyorlar. Bu açıdan karar anlaşılır. İkili zirve büyük oranda simgesel politik bir anlam taşıyor. Obama boş bir zirvenin zaman harcamaya değer olmadığı işareti veriyor. Dünyanın ise ABD ile Rusya'nın işbirliği yapmasına ihtiyacı var.”
Almanya BasınıMünih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung Alman vatandaşlarının cep telefonu bilgilerini Amerikan servislerine ileten dış istihbarat şefi Gerhard Schindler'i eleştiren bir yoruma yer veriyor sayfalarında:
“Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) Alman vatandaşlarının temel haklarını milyonlarca kez olağanüstü bir biçimde ihlal etmesi, gözetleme ve casusluk faaliyetlerinde bulunması Gerhard Schindler'i hiç de rahatsız etmiyor. Alman dış istihbarat şefi açısından şüpheli şahısları insansız hava araçlarıyla öldüren Amerikan servislerine cep telefonu bilgilerinin aktarılması gayet doğal bir iş. Ancak işyerinden eleştiriler geliyor, çalışma arkadaşları bu işe ortak olmak istemiyor ve Başkan bunun üzerine kendi deyimiyle ‘belirsizlikleri ortadan kaldırıyor.' Ne var ki yaptığı şey, gerekli olan acil değişiklik değil, aksine işlerin şimdiye kadar nasıl gittiyse öyle devam etmesini sağlamak.”
Berliner Zeitung Obama'nın Amerikan gizli servislerinin çalışmalarıyla ilgili reform planı hakkında şu yorumu yapıyor:
“Obama'nın, gizli servislerin anlayış gösterilmesini sağlamak için, yaptıkları çalışmaları internet sayfaları üzerinden daha fazla tanıtması gerektiği yönündeki açıklaması büyük bir şaka. Obama dört maddelik planıyla Amerikalıların eleştirilerine tepki vermiş oldu. Ne var ki reform önerisi, istihbarat çalışmalarının anlamı üzerine bir tartışmadan kaçmak için yapılan, vasat bir halkla ilişkiler kampanyasından öteye gitmiyor.”
Almanya'nın Dresden kentinde yayımlanan Sächsische Zeitung'un aynı konuyla ilgili şu yorumu ise şu şekilde:
“Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) gözetleme usullerine ve çalışma yöntemlerine mi bakılacak? Buna inanan saf bir hayalperestten başka bir şey değildir. En iyi durumda Obama daha katı bir denetleme yoluna gidecektir, hiç kuşkusuz bu tarz bir denetleme son yıllarda hükümetin elinden kayıp gitmiştir. Başkanın planladığı kozmetik bir değişiklikten fazla bir şey değil. Başlattığı girişim ne vatandaşlar ne de müttefik devletler nezdinde kaybolmuş güveni geri kazanmak için yeterlidir. Eski gizli servis çalışanı Edward Snowden'in NSA'in gizli tuttuğu çalışmaları ifşa etmesinden beri Obama baskı altında. Sürekli daha fazla sayıda Amerikan vatandaşı, terörle mücadele adı altında olup bitenleri anlamlı, hele hele hukuki hiç bulmuyor.”
Düsseldorf'ta yayımlanan ekonomi ve finans gazetesi Handelsblatt yorum sütunlarını Amerikan-Rus ilişkilerindeki krize ayırıyor:
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin eşcinsellere karşı seferberlik başlatıyor ve Batı'dan gelecek yıl Soçi'de yapılacak Olimpiyat Oyunları'nın derhal boykot edilmesi yönünde sesler yükseliyor. Moskova ABD'nin sırlarını ifşa eden Edward Snowden'e sığınma hakkı tanıyor ve Obama Putin ile daha önceden karalaştırılmış buluşmasının üstünü çiziyor. Daha şimdiden Soğuk Savaş'tan bahsedilmeye başlandı bile ve Putin'i bu dönemin zihniyetine sokanın fiilen Obama'nın kendisi olduğundan söz ediliyor. Bir siyasetçi açısından sonuçlarını düşünmeden, basit ve hızlı refleksleri takip etmek her zaman caziptir. Ne var ki Rusya bahsinde bunun diyalog zeminine zarar vermemesi gerekir. Zira bu, tam da Batı'nın istemediği bir durumun daha da sağlamlaşmasına neden olabilir. O da mevcut Kremlin liderinin yönetimi altındaki otokratik egemenliğin güçlenmesi ve ömrünün uzamasıdır.”
(dw türkçe/bbc türkçe)

YORUM YAZIN