Header Ads

Taksim Yasağı: Sandığımızdan Çok Daha Güçsüzler

- FOTİ BENLİSOY -


Taksim Meydanı’na konan siyaset yasağı, 1 Mayıs öncesinde yaşanan inşaat-çukur tartışmasının nasıl bir abesle iştigal olduğunu, siyasi iktidarın meydanı 1 Mayıs kutlamalarına kapamasının ardında “teknik” değil, siyasi gerekçeler olduğunu hemen herkese göstermiş olmalı.

Bu hususta zaten çok şey yazıldı çizildi. Taksim’in AVM’leştirilmesinin ardında toplumsal muhalefeti sürgün etme, görünmez kılma, yeni yapılacak steril-yapay alanlara kapatma anlayışının olduğu bizzat başbakanın ağzından ifade edildi.

Taksim haricinde Kadıköy’ün de önümüzdeki dönemde kitle gösterilerine kapatılacağı bile açıkça ve küstahça dillendirilebiliyor. Çağlayan Adliyesi daha şimdiden kaybedilmiş durumda.

AKP hükümetinin yürüttüğü devasa kentsel dönüşüm projesi, toplumsal muhalefeti sentetik meydanlara, ABD’de “serbest konuşma alanları” ya da kafesleri denen alanlara tıkmayı, direnişlerin kent mekânıyla bağını kesmeyi hedefliyor.

Yani tehlike büyük; ancak açıkçası Taksim Meydanı’na, şehrin bu en görünür alanına konulan siyaset yasağına solun ve toplumsal muhalefet güçlerinin şimdiye kadar açık ve derli toplu bir yanıt üretebildiğini söylemek güç.

 Bir iki gösteri polis güçlerini aşarak bu yasağı fiili olarak deldi elbette. Fakat hepimiz için önemli olan,  bu yasağı öyle bir an için fiilen kırmak değil, onu toplumun geniş kesimleri nezdinde itibarsızlaştırarak işlemez kılmak. Bunu başarabilirsek kent mekânını toplumsal mücadelelerden arındırmaya dönük daha genel projenin karşısına da dikilebileceğiz.

Aslında hükümetin yasağı göründüğünden çok daha zayıf. Belki de zamana ve Taksim’in AVM’leştirilmesinin “doğal” sürecine bırakılsa fiilen ve kendiliğinden geçerli olacak “arındırma-sterilizasyon” işlemini “yasakla” dayatmak, sanıldığının aksine, onun işini zorlaştırıyor.

İktidar sarhoşluğuna yorulabilecek bir hata, belki de kendinden çok emin olmanın verdiği küstahlığın eseri bu yasak. Taksim’de ve İstiklal Caddesi’nde böyle bir siyaset engelinin uygulanmasının teknik güçlükleri bir yana bu yasağın toplumsal meşruiyeti de çok cılız.

Hemen her gün irili ufaklı gösterilere gazlı tazyikli sulu müdahalede bulunmak egemenler açısından dahi sürdürülebilir bir durum değil. Yeter ki itiraz edelim.

Yani Taksim’i siyasete kapatma çabası pekâlâ tersine çevrilebilir. Taksim vesilesiyle toplumsal muhalefet güçlerinin kriminalize edilmesine ve AKP hükümetinin otoriterizmine karşı güçlü bir itiraz yükseltmek mümkün. Ancak parçalı, dağınık, kesintili, hatta son günlerde sosyal medyada yaygınlaşan tipte anonim eylemlerle yasağı işlevsiz kılmak zor, neredeyse imkânsız.

Solun ve bütün toplumsal muhalefet güçlerinin, karşı karşıya olduğu meydan okumanın kapsamı karşısında çok daha bütünlüklü bir cevap ortaya koyması gerekiyor.

Toplumsal muhalefetin belirleyici yapılarının (mesela DİSK’in, KESK’in, TTB’nin, TMMOB’un) merkezinde olacağı ve Taksim’i şu ya da bu şekilde kullanmış bütün muhalefet güçlerini seferber edecek bir birleşik kampanya çerçevesinde gerçekleştirilebilecek birkaç büyük kitle eylemi, AKP’nin yasağını tuzla buz edecektir.

 Kamuoyunu yasanın anlamsızlığı hususunda ikna edecek, yasağın hükümetin otoriter yöneliminin bir ifadesi olarak teşhir edecek bir kampanya bağlamında gündeme gelecek açık, meşru ve kitlesel bir-iki eylem Taksim yasağını ortadan kaldırmak için yeterli olacaktır.

Şurası açık: 1 Mayıs günü Taksim için sergilenen ısrar ve kararlılık, solu ve toplumsal mücadeleleri şehrin merkezinden silme arayışına karşı da ortaya konabilmeli.

Kentin merkezini terk etmemek, hepimize dayatılan siyaset yasağını parçalamak gerekli.

Sandığımızdan çok daha güçsüzler.

Foti Benlisoy

* http://fotibenlisoy.tumblr.com/post/50006697715/taksim-yasag-sand-g-m-zdan-cok-daha-gucsuzler

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.