Header Ads

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'tan 'Alkol Yasağı' Yorumu: Hayat Tarzına Yapılan Müdahale..



Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısında bir konuşma yaptı.

Kılıç, "Bireyler, hukuk devletinin sağladığı güvenlik sayesinde, her türlü korku ve endişeden arınarak, insan onuruna sağlanan 'özerk' bir alanda hayatını devam ettirir. Özerk alan içindeki hayat tarzlarına yapılan müdahalenin yarattığı hak ihlalleri insan onurunda kapanmayan yaralar açmıştır. Siyasi ve sosyal tarihimiz, etkileri yıllarca sürmekte olan anlamsız, gereksiz, sonuç doğurmayan, hayali korku ve endişe yüklü düşüncelerle toplumun bazı kesimlerinin hayat tarzlarına yapılan müdahalelerin izleriyle doludur. Bunlara yeni halkalar eklemek yorgun vicdanları daha da yoruyor. Toplum vicdanı ikna edilmeden atılan adımlar, demokratik hukuk devletinin sicilini bozmaktan başka bir sonuç doğurmuyor. Bu gerçeklerden ders almadan kamu gücünü kullananların, sınırları belirsiz tasarruflarla hak ihlâline sebeb olması kabul edilemez. Başkalarının haklarına sahip çıkmak bir insanlık erdemidir. Katılmasak da, hakkı ihlal edilen insanların yükünü paylaşmak onurlu insan refleksinin doğal bir sonucudur "diye konuştu.

"GÜÇLER AYRILIĞI FİKRİNİN AMACI, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ GÜVENCE ALTINA ALMAKTIR" 
Kılıç, "Yeni anayasa yapım sürecinde en çok konuşulan ve tartışılan konulardan birisi de, hükümet sisteminin nasıl olacağı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Hükümet sistemleri yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki olması gereken kuvvetler ayrılığı ilkesiyle yakından ilgilidir. Güçler ayrılığı fikrinin amacı, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır. Bu fikir, yasama, yürütme ve yargı erklerinin aynı elde toplanmasının, özgürlükler açısından büyük bir tehdit oluşturduğu varsayımına dayanır. Nitekim, modern güçler ayrılığının teorisyeni olan Fransız düşünür Montesquie, meşhur “Kanunlar’ın Ruhu' adlı eserinde şöyle der: “Yasama ve yürütme erkleri, aynı kişi ya da organda toplandığı zaman özgürlük olamaz… Aynı şekilde yargı, yasama ve yürütmeden ayrılmadığı zaman da özgürlük olamaz… Eğer bir kişi ya da organ, bu üç erki yani yasa yapma, uygulama ve yargılama erklerini kendinde toplarsa, işte bu her şeyin sonu demektir. Bu nedenle, modern demokratik anayasal düzenlemelerin temelinde güçler ayrılığı vardır. Zira, anayasal demokrasi siyasi iktidarın doğası konusunda, çok iyimser değildir. “Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırırö sözünün geçerliliği tarihsel olarak ispatlanmıştır. Gücün bu yozlaştırıcı ve tabir yerindeyse baştan çıkarıcı doğası, onun sınırlandırılması zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Bu durum yeni değildir. 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 16. maddesinde “kuvvetler ayrılığının düzenlenmediği bir toplumda Anayasa yoktur.ö denilmektedir. Aslında özgürlüklere tehdit oluşturması bakımından, bir kişinin sınırsız iktidarı ile çoğunluğun sınırsız iktidarı arasında özde bir fark yoktur" dedi.

(ajanslar)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.