Header Ads

Barış İçin Kadın Girişimi: Kadınsız Barış Olmaz


Barış İçin Kadın Girişimi, geçtiğimiz hafta "Barış ve müzakere" gündemiyle yaptığı toplantının sonuçlarını bugün açıkladı.

Cezayir Restaurant'ta basın toplantısı düzenleyen kadınlar, barış ve müzakere sürecinde aktif yer alacaklarını duyurdu.

Girişim adına konuşan Hülya Gülbahar, geçtiğimiz hafta yaptıkları toplantıda, İrlanda, İspanya, Bosna, Kenya, Burundi, Nepal, Filipinler, Guetemala, El Salvador ve Filistin'deki müzakere süreçlerini incelediklerini hatırlattı, "1990 ile 2012 arasında 582 barış anlaşması yapılmış ve buralarda kadınların temsiliyetinin çok düşük olduğu görülmüştür" dedi.

'KALICI BARIŞIN TESİSİ İÇİN KADIN ŞART'
Kalıcı barışın tesis edilmesi için kadınların aktif olarak sürece katılmasının çok önemli olduğunu belirten Gülbahar, "Barış sadece çatışmaların sona ermesi değildir. Çatışmanın yol açtığı bütün zararların telafi edilmesi, bir daha çatışmanın doğmayacağı toplumsal koşulların yaratılmasıdır" diye konuştu.

Türkiye'nin de imzaladığı BM Güvenlik Konseyi 1325 sayılı karar ile Avrupa Konseyi Üsküp Deklarasyonu'nu hatırlatan Gülbahar, "Bu sözleşmeler, barış görüşmeleri dahil barışın tesisinin her aşamasına kadınların katılması gerektiğini belirtir. Ayrıca, kadınların durumunun müzakerelerde öncelikli olarak ele alınmasını güvenceler" dedi.

Hülya Gülbahar, kadınların katılmadığı bir süreçten doğacak barışı ise şöyle tanımladı:"Barış toplumsallaşmaz. Barış sürdürülebilir olmaz. Barış yerelleşmez. Barış, savaş sırasında uğranmış kayıpları dikkate almaz ve telafi edemez. Barış süreci şeffaf olmaz. Barış cinsiyete duyarlı olmaz."

Gülbahar, toplumsal cinsiyete duyarlı bir barış için izleme grubu oluşturarak, her aşamada yaşanan mağduriyetleri tespit ederek çözüm önerileri sunacaklarını belirtti, "Bundan böyle resmi taraf, gözlemci, arabulucu, danışman, yorumcu, tanık gibi rolleri üstlenerek barış müzakerelerine müdahil olmak için toplanacak ve örgütleneceğiz. Kadınlar olmadan barış olmaz. Eril bir barış sürdürülemez" diye konuştu.



'BARIŞ TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI OLMALI'
Nükhet Sirmen, savaşın ölüm, göç, yoksulluk ve yoksunluk gibi görünen etkilerinin yanı sıra görünmeyen etkilerinin de olduğuna dikkat çekti, "Bu görünmeyen etkiler en çok kadınları etkiliyor" dedi. Çatışma ve savaş süreçlerinde erkeklerin bütün sorunları çıplak güçle çözme arzusunda olduğunun altını çizen Sirmen, "Bu süreçte kadına yönelik şiddet artarken, kadınlar eve kapanır. Güçsüzü koruma gibi en temel ahlaki değerler bile yok edilir. Yaratılan tahribatların giderilmesi için kadınların barış sürecine aktif olarak katılması, barışın toplumsal cinsiyetli duyarlı bir barış olması gerekir" diye konuştu.

Yurdusev Özsökmenler, sürdürülebilir bir barış sürecinde "risklerin azaltılması ve provokasyonları önleyecek bir zeminin hazırlanması"nın önemine dikkat çekti. Sürdürülebilir bir barış süreci için izleme grubu ve temas gruplarının kurulmasını tartıştıklarını söyleyen Özsökmenler, "Barışın yerelleşmesi de çok önemli. Bu da ancak yerellerdeki kadın örgütlerinin sürece katılımı ile mümkün" dedi.

Nimet Tanrıkulu da, barış görüşmelerinin eşit koşullarda yürütülmesinin önemine dikkat çekti, "Kadınlar her aşamada aktif olarak rol üstlenmeli" dedi. (etha)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.