"Rüzgar Erkoçlar Trans Bir Erkektir, Ayrımcılık Yapılamaz!"
Bir insana biyolojik cinsiyeti veya toplumsal cinsiyeti üzerinden bir dayatma yapılıyorsa bu durum ayrımcılıktır ve insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Bir bireyin toplumsal cinsiyetini, biyolojik cinsiyetini, cinsiyet kimliğini ve cinsel yönelimini hedef alan ayrımcı bir söylem kullanılıyorsa, bu söylem nefret söylemidir.
Rüzgar Erkoçlar, kendisini erkek olarak hissettiği halde, toplumun beklentilerinin ve dayatmalarının sonucunda kadın bedenine hapsolmuş bir “trans erkek” idi. Hormon terapisi alarak, cinsiyet değişikliği ameliyatı geçirerek, kendisini ait hissettiği bedene sahip oldu. Rüzgar Erkoçlar’ın bu seçimi saygıyla, takdirle ve Erkoçlar’ın özel hayatının dokunulmazlığını çiğnemeyen bir biçimde karşılanmalıydı.
Erol Köse adlı şahıs; Rüzgar Erkoçlar’ın özel hayatının dokunulmazlığını çiğneyerek, kişilik haklarını hedef alan açık bir saldırı gerçekleştirerek, “Nil” Erkoçlar’ın trans erkek olduğunu ve cinsiyet değişikliği ameliyatı geçirdiğini ayrımcı bir dille, nefret söylemiyle ifşa etti. Rüzgar Erkoçlar’ın belki de kamuoyu önüne çıkmak ya da cinsiyet kimliğini ifade etmek gibi bir niyeti, bir isteği yoktu.
Bireyin kendisine ait cinsiyet özdeşimini topluma açıklama kararı o bireyin kendisini ilgilendirir. Bu karar, hem “bireyin kendi bedeni üzerinde söz sahibi olma hakkı”yla, hem de “özel hayatın gizliliği” ile koruma altına alınır. Bir bireyin, cinsiyet kimliğine ilişkin “başkaları tarafından” yapılan ifşaat karşısında yargıya başvuru yapma, suç duyurusunda bulunma ve dava açma hakkı doğar.
Rüzgar Erkoçlar’ın cinsiyet kimliğinin hukuka ve insan haklarına aykırı biçimde ifşa edilmesi, onu hedef alan nefret söyleminin sosyal medyada yaygınlaşmasına neden oldu. Twitter’da “Nil Erkoçlar” yazılıp arama yapıldığında karşımıza çıkan sonuçlar, insanı dehşete düşürecek kadar iğrençtir.
Hiçbir birey, cinsiyet kimliğini ve cinsel yönelimini, toplumun belirlediği veya beklediği biçimde yaşamak zorunda değildir. Hiçbir insanın bedeni üzerinde “devlet veya toplum” adına otorite kurulamaz, “toplumsal cinsiyet rolü” dayatması yapılamaz. İnsan bedeni, “devletin veya toplumun mülkü”ymüş gibi algılanamaz, yorumlanamaz.
Rüzgar Erkoçlar’ın bu toplumda eşit bir birey olarak, bir trans erkek olarak verdiği ve vereceği varoluş mücadelesinin yanındayız. Rüzgar Erkoçlar’ın karşı karşıya kaldığı ifşaat girişimini, nefret söylemini ve nefret suçlarını lanetliyoruz.
Rüzgar trans bir erkektir, ayrımcılık yapılamaz!
Bu kampanyaya bir imza da siz verin: http://www.change.org/tr/kampanyalar/r%C3%BCzgar-trans-bir-erkektir-ayr%C4%B1mc%C4%B1l%C4%B1k-yap%C4%B1lamaz
Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Kimliği
Bireyin kadın, erkek, interseks olarak kategorize edilen biyolojik statüsüne “biyolojik cinsiyet” denir. Biyolojik cinsiyetin göstergeleri vardır; bu göstergeler iç ve dış üreme organları ile eşey kromozomlarıdır.
Biyolojik cinsiyetten farklı olarak, “toplumsal cinsiyet” (gender) tanımı da şudur:
Bir toplumun ya da bir kültürün, biyolojik cinsiyetlere atfettiği, biyolojik cinsiyetlerle özdeşleştirdiği tavır, davranış, his, algı ve rollerin bütününe “toplumsal cinsiyet” denir. Bir kültürün beklentileriyle uyumlu olan davranışların yanı sıra, o kültürün beklentileriyle uyumlu olmayan davranışlar da olabilir.
Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet üzerine yapılan tartışmalar, biyolojik cinsiyetle ya da toplumun bireylere atfettiği “cinsiyete özgü” rollerle, davranışlarla, beklentilerle sınırlandırılamaz. Bireyin kendisini nasıl hissettiği, nasıl tanımladığı, nasıl adlandırdığı ve nasıl mutlu hissettiği en önemli göstergedir. Bir bireyin beyanı, o bireyin “ne olduğu”na ilişkin doğru kabul edilmesi gereken bir bilgidir.
Bir insanın kendisine ait ve öznel olan, belli bir cinsiyetle özdeşim duygusuna “cinsiyet kimliği” denir. Bir bireyin biyolojik cinsiyeti ile özdeşim duyduğu cinsiyet uyumluysa, bu birey “cis” cinsiyetli olarak adlandırılır.
Bir bireyin “biyolojik cinsiyeti” ile, özdeşim duyduğu, kendisine ait cinsiyet tanımı uyumlu değilse, bu bireyin cinsiyet kimliği “trans” cinsiyet (transgender) olarak kabul edilir. Birey, cinsiyet değişikliği ameliyatı olmasına / olmamasına bakılmaksızın, kendisini biyolojik cinsiyetinden farklı olarak tanımlıyorsa, bu birey trans olarak kabul edilir.
Ayrıca:
Rüzgar Erkoçlar’ın Ayşe Arman ile yaptığı röportaj için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22670137.asp
YORUM YAZIN