Cumartesi Anneleri'nin 411. Buluşması: Hükümetler Değişti Ama Zihniyet Baki Kaldı
İlk konuşmayı, 1994 yılında Urfa Siverek'te kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya yaptı. 19 yıldır babasını aradığını söyleyen Taşkaya, "Başbakan'a soruyorum, yakınlarımızı bulmak bu kadar zor mu? Düşmanlığın bile bir adabı var. Sizden bir şey istemiyoruz. Kemiklerimizi verin yeter" diye konuştu.
'BİZİM KAYIPLARIMIZ İÇİN NİYE ÇABA GÖSTERİLMİYOR?'İstanbul'da gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun da Kürtçe yaptığı konuşmada, devlet isterse kayıpları bulabileceğini söyledi. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da kaybolan Amerikalı Serai Sierra'nın bulunması için herkesin seferber olduğunu hatırlatan Tosun, "Sakın yanlış anlaşılmasın. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Ama Amerikalı kadının bulunması için onca çaba gösterenler, bizim binlerce kaybımızın bulunması için niye bir şey yapmıyor? Kayıplarımızın bulunması için arkamızda Amerika mı olacak, ille de güçlü biri mi olacak?" diye tepki gösterdi.
'HÜKÜMETLER DEĞİŞTİ, ZİHNİYET BAKİ KALDI'İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komite adına açıklamayı Fadik Temizyürek okudu. "Kayıplarımızın akıbetlerini karanlıkta bırakanlar, yalnız bizim nezdimizde değil, insanlığın vicdanında da meşruiyetlerini kaybetmiş olacaklardır" diyen Temizyürek, 9 Şubat 1994 tarihinde Diyarbakır Kulp ilçesinde Malabadi Köprüsü'nde herkesin gözü önünde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Muharrem Ayato'nun dosyasını açıkladı. "Hükümetler değişti ama zihniyet baki kaldı" diyen Temizyürek, "19 yıl önce bugün, gözaltına alınarak Kaybedilen Muharrem Ayato'nun akıbetinin hala karanlıkta kalması, bu zihniyetin ve zihniyeti desteği, suskunluğu ile yaşatanların işbirliği ile mümkün oldu" dedi.
Muhterem Ayato'nun akıbetinin dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'ye, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sabri Yavuz'a sorulduğunu ancak sonuç alınamadığını dile getiren Temizyürek, bölgedeki askeri yetkililer ve hükümetin kayıplardan sorumlu olduğunu söyledi. Temizyürek, "Kayıplar gerçeğini ortaya çıkarmak yalnız kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının sorumluluğu değildir. Hükümete, parlamentoya, mahkemelere, savcılara, akademi dünyasına ve basına bu konudaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyor ve devleti değil, yurttaşı merkeze alan bir tavır geliştirmeleri çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.
Cumartesi Anneleri, açıklamanın ardından 412. oturma eyleminde buluşmak üzere eylemlerini sonlandırdı.
(etha)
foto: arşiv
YORUM YAZIN