Samatya'da Saldırıya Uğrayan Ermeni Kadın S. A: Ecelimizle Ölmek İstiyoruz
İstanbul’un belki de en sakin semtlerinden biriydi, çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı Samatya. Ancak geçtiğimiz aralık ayı başından bu yana semtte yaşananlar, korku filmlerini aratmıyor. Saldırganların hedefindeki kişiler, çoğunlukla yalnız yaşayan yaşlı Ermeni kadınlar. İşte, bir zaman kapıların bile kilitlenmediği Samatya’da yaşananların özeti:
Aralık ayı başında ilk olarak, 87 yaşındaki T.A. evine girmek üzereyken arkasından gelen bir kişinin saldırısına uğradı. Saldırgan T.A.’yı yumrukladı ve boğazını sıktı. Saldırgan T.A.’nın ziynet eşyalarını alarak kayıplara karıştı. Yoğun bakımda tedavi gören T.A. bir gözünü kaybetti.
7 KEZ BIÇAKLADIKısa süre sonra, Samatya’nın en eski sakinlerinden, ‘Bakkal Maritsa’ olarak tanınan 85 yaşındaki Maritsa Küçük, 28 Aralık 2012’de evinde öldürüldü. Cesedini oğlunun bulduğu yaşlı kadının 7 defa göğsünden bıçaklandığı ve boğazının kesildiği belirlendi. 7 bıçak darbesinin, yaşlı Maritsa Küçük’ün göğsünde haç şekli oluşturduğu söylentisi yayıldı. Bu iddiayı yalanlayan polis, Küçük’ün de ziynet eşyalarının çalındığını belirledi. Maritsa Küçük’ün ölümünün ardından Ermeni cemaati arasında, saldırıların özellikle kendilerine yönelik yapıldığı konuşuluyordu. Herkes tedirgindi. Polis saldırıların münferit olduğunu, cinayeti işleyenlerin kısa süre sonra yakalanacağını söyledi.
AYİN DÖNÜŞÜ SALDIRIArdından, 6 Ocak 2013’teki Surp Dzınunt (Kutsal Doğuş ve Beliriş) ayinine katılmak için Surp Kevork Kilisesi’ne giden yaşlı bir kadın, 3 kişi tarafından otomobille kaçırılmak istendi. Kadını götürmeye çalışanlar, “Size yardım edeceğiz” demişlerdi. Kiliseden çıkan cemaat, 3 kişiye müdahale etmek için otomobile doğru koştu. Saldırganlar kaçtı. Bu olay sonrası emniyet yetkilileri önlemleri daha da artırdıklarını duyurdu.
SOKAĞA ÇIKAMIYORUZSaldırılar halen münferitti, tedirgin olmaya gerek yoktu. Ancak 22 Ocak 2013’te, her sokakta sivil polisler olmasına rağmen, 83 yaşındaki S. A., son saldırının hedefi oldu. Saat 17.00 sıralarıydı. Nasılsa hiç kimseye görünmeden S. A’ın ardından, oturduğu apartmana giren yüzü maskeli saldırgan, önce kadının kafasına ardından da yüzüne peş peşe vurmaya başladı. Çığlıkları üzerine koşarak kaçan saldırgan ortadan kaybolurken, hastaneye kaldırılan A.’ın gözlük camı batan sol gözü ameliyat edildi. Sultan Aykar, yaşadığı dehşeti, şöyle anlattı: “Tam eve girecekken arkamdan biri vurdu. Kapının eşiğine düştüm. Üzerime oturdu ve yüzüme yumruk atmaya başladı. Yüzü maskeli, baştan aşağı siyah giyimliydi. Bu kaçıncı olay. Sokağa çıkamaz olduk. Polisin bir an önce yakalamasını istiyoruz. İnsanlar birilerinin bizi öldürmesi yerine eceliyle ölmek istiyorlar.”
KONUŞMAYIN TALİMATIKorktuğu için adının yazılmasını istemeyen S. A.’ın kızı ise saldırıların hep yaşlı Ermeni kadınlara yönelik olduğuna dikkat çekerek, “Son yaşanan olaylar nedeniyle çok tedirgindik. Hergün annemi dikkatli olması konusunda uyarıyordum. Saldırgan çantasını almakla da uğraşmamış. Böyle devam ederse Samatya’daki Ermeniler sokağa çıkamaz hale gelecek. Zaten şu an bile bırakın yaşlıları gençler de hava karardıktan sonra sokağa çıkamıyor” diyor.Samatyalılar son olaydan sonra yabancılara hep şüpheli gözüyle bakıyor. Üstelik konuşmamak için de ağız birliği etmiş gibiler. Samatya sakinlerinden biri, neden konuşmadıklarını çok merak ettiğimizi söyleyince, “Emniyet herkese sakın konuşmayın diye tembihledi” diye aralıyor sırrın kapısını.
EŞKALİ BELİRLENDİPolis birbiri ardına meydana gelen bu olaylar üzerine başlattığı soruşturmada güvenlik kameraları ve görgü tanıklarının ifadelerine göre şüphelinin eşkalini belirledi. Yapılan inceleme sonucu olayların hepsinin aynı kişi tarafından yapıldığı tespit edildi. Bu gelişme üzerine saldırıların gerçekleştiği bölgelerde güven timleri sayısı artırıldı. Olayla ilgili yapılan çalışmalarda polis saldırganı yakalamak için operasyonları sürdürüyor.
ABD'DE DEVREDE28 Aralık’taki cinayetin ardından konuyu hem Ermeni diasporasının hem de Amerikan yönetiminin gündemine taşıyacak ilk adım, Uluslararası Af Örgütü’nden (Amnesty International) geldi. Küçük’ün öldürülmesinden tam bir hafta sonra, 4 Ocak’ta Uluslararası Af Örgütü’nden ilgili sivil toplum kuruluşlarına bir e-posta mesajı geldi. Bunun üzerine Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile irtibata geçerek Samatya’daki olayların takip edilmesini istedi. Türkiye’deki gazete ve televizyonların, 28 Aralık’taki cinayete ve sonrasında yaşananlara neredeyse hiç yer vermemesi de Amerikalıları şaşırttı. Türk medyasının Samatya haberlerine bilinçli olarak karartma uygulayıp uygulamadığı da yanıt aranan sorular arasına girdi.
(Seyit Erçiçek-Cansu Çamlıbel/Hürriyet)

YORUM YAZIN