Galatasaray Üniversitesi'nde Yangın: Tarihi Binanın Büyük Kısmı Kullanılamaz Hale Geldi
Galatasaray Üniversitesi 'nde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Üniversitenin Ortaköy'deki kampüsünde bulunan 1871 yılında inşa edilen tarihi ahşap binanın 3. katında iddiaya göre bir öğretim görevlisinin odasındaki elektrik kontağından yangın çıktı. Saat 19.00 sularında başlayan yangın gece yarısına doğru kontrol altına alındı. Üniversitenin iç bölümlerinde soğutma çalışması yapıldı.
Kısa sürede büyüyen yangın, binanın çatısına sıçradı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen Sarıyer, Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu itfaiyesi ekipleri, su ve köpükle yangına müdahale ederken, binanın yanan çatısında çökme meydana geldi.
Rüzgarın etkisiyle binayı saran yangın, itfaiyenin yaklaşık 2,5 saatlik çalışması sonucu kısmen kontrol altına alındı. Dumandan etkilenen bazı itfaiye erlerine de olay yerinde bekletilen sağlık ekiplerince müdahale edildi.
Yangın sırasında kampüse gelen çok sayıda öğretim üyesi ve üniversite öğrencisi söndürme çalışmalarını izlerken, polis olay yerine güvenlik şeridi çekerek vatandaşları bölgeden uzaklaştırdı.
Ekşi sözlük'ten fdes nickli kullanıcının entrysi;galatasaray üniversitesi ortaköy binasında çıkmıştır.
beyoğlu, şişli, beşiktaş itfaiye grupları yangına müdahale etmektedir.
yangın ahşap binanın 3.katında çıkmıştır...
şuan burada şu açıklamayı yapıyor olmaktansa orada yangında olmayı tercih ederdim ama madem orada olamıyorum buradan doğru bilgiyi sizlere aktarmak isterim.
öncelikle okulda yangın alarmı çaldığı halde binayı boşaltmayan bir hocanın varlığından haberdar oldum ki güzel yurdumun en iyi üniversitesinde bile yangın alarmının siklenmediği ile konuya başlamak isterim.
ahşap bina yangınlarında erken ve çok yönlü müdahale önemlidir çünkü eski ahşap yapılar kolayca yanar ve bu yanma kolayca büyüyebilir. bunun sebebi ise ahşabın geçen zaman içinde kurumuş olmasıdır.
ahşap yapılar aynı zamanda betonerme yapılar gibi yangına dayanımlı değillerdir. tüm taşıyıcı kolonları da ahşap olduğu için kısa sürede yangın büyür ve tüm binayı sarabilir ve çökertebilir.
yine ahşap yapılara suyla ya da köpükle müdahale edilir. müdahalede su basıncı belli bir seviyede tutulur, (7barı geçmez) çünkü yüksek basınç, binanın sağlam kısmının da çökmesine sebep olur, bu yüzden bu yangında denizden söndüren ve kurtarma gemileriyle müdahale söz konusu olamamaktadır.
aynı şekilde havadan helikopter ve uçakla da su atılması gibi fantaziler de mümkün değildir.
binanın konum gereği itfaiye 3 yandan rahatça müdahale etmekte ve denizden su takviyesi ile müdahale dıştan ve çok riskli olmasına rağmen dahiliden sürmektedir.
dahiliden müdahale söndürme sürecini hızlandıracak olsa bile binanın çökme riskinde itfaiyecilerin hayatlarına mal olabilmesi mümkündür.
istanbul itfaiyesi ahşap bina yangınları konusunda cidden avrupa'nın en deneyimli teşkilatlarından biridir, bu konuda hakkını yememek lazım, bu yangında da binayı kurtarmak için en iyi çalışmayı yaptıklarına adım gibi eminim.
ama entrymin başında dediğim gibi yangın alarmı çaldığı halde dersini bölmeyen hocalar varken bizim burada yangın hakkında tonla laf konuşmamız bile yersiz. çünkü olayın içindeki bir "bilim insanı", itfaiyenin siren seslerini duymasına rağmen binayı boşaltmıyorsa daha da söylenecek birşey kalmamıştır.
tahminimce binayı 2 saate söndürürler, sabaha karşı 3-4 gibi de soğutması biter.
ama binanın çatısı, 3. ve 2.katı da kullanılmaz hale gelir tonlarca suyu yedikten sonra.
bakınız yangının çıkışı hakkında hiçbir şey söylemek şuan mümkün değildir.
yangında çalışan tüm itfaiyeci kardeşlerime allah güç kuvvet versin.
ayrıca;
neden yangına denizden müdahale edilmiyor diyen arkadaşlar içindir.
kıyı emniyeti'ndeki kurtarma römorkorlarının yangın monitörleri saatte ortalama 10bar'da 1300m3 su işler, yani dakikada 20m3 su atar, bu da 1dakikada 20ton su demektir ki bu suyu ortalama 10bar gibi bir basınç ile işler.
bu basınçtaki su ile karadaki bir kamyona takla attırabilirsiniz.
yani bir ahşap binayı söndüreceğim derken yıkmanız çok kolaydır.
ek1:
sorular geliyor basıncı düşürsünler diye, basıncı düşürürseniz suyu ileri atamazsınız, suyu emiş borusu teknenin draftından 2m daha uzun yani ortalam deniz satıhının 6-8m altında kalıyor (kurtarma römorkorlerinin draftı 6m civarı) ve bu mesafe de kıyıya yaklaşıp müdahale etmek için pek yeterli değil, dolayısı ile gemi söndürmek üzere dizayn edilmiş bir monitör ve su pompası ile karada bir bina söndürmek, bir ahşap bina söndürmek "mümkün değildir" .
ek2:
neden uçakla helikopterle söndürülmüyor diyenler için de; 2tonluk bir suyu böyle bir yangında en yakın 50m mesafeden boşaltır bir helikopter,
2 ton su, 50m mesafeden yere doğru sanırım 60 70km gibi bir hızla binaya çarpmış olur, dolayısı ile siz "ahşap" bir binayı söndüreyim derken 2 helikopter su ile rahatlıkla yıkarsınız...
dolayısı ile bağdadi, ahşap hatta betonerme binalarda havadan uçakla ya da helikopterle söndürme "mümkün değildir."
saat 22.43
son durumda ise yangın sonucu çatının kısmen çöktüğü bilgisi mevcut. muhtemelen 3.katın da taşıyıcı sistemi zarar görmüş olabilir. en kötüsü ise tonlarca su işlenmiş olan bir ahşap binanın yeniden kullanımı pek mümkün olmayacaktır. kabataş erkek lisesi'ne sirayet önlendi ve gs üniversitesi'nin yanan binasında ise tamamen söndürme muhtemelen gece yarısını bulacaktır ve soğutma işlemi de sabaha kadar sürecektir.
bir de binada yangın çıktığında okulda derslerin devam ettiği ve çalan yangın alarmına karşılık kimsenin alarmı önemsemediği bilgisini de içeride derste olan bir yakınımdan öğrendim. "itfaiyenin sirenini duyduk neden sonra hocaya söylendik ve o şekilde dışarı çıktık" diye net bir bilgi de durumun bu kadar çabuk büyümesindeki etkinin ta kendisidir.
REKTÖR TOLGA: UMARIM KONTROL ALTINA ALINIRGalatasaray Üniversitesi rektörü Ethem Tolga, yangının önce bir dumanla farkedildiğini ardından hemen süratle yangına müdahale edildiğini söyledi. Ethem, olay yerine gelen itfaiyenin müdahale ettiğini ve yangın olmadığı için zabıt tutulurken çatıdan dumanlar yükseldiğini söyledi.
Tolga yangınla ilgili şöyle konuştu:
"Saat 19.00 civarında bir öğretim üyesinin odasından bir elektrik kontağı marifetiyle işte bir duman söz konusu oluyor. Sonra yangın alarmı çalıyor. Güvenlikçiler hemen gelip müdahale ediyorlar, söndürüyorlar daha doğrusu alev bile yok. Dumanlı yere köpük sıkıyırlar. Sonra itfaiye geliyor, itfaiye yangın söz konusu olmadığı için zabıt tutarken ondan sonra çatıda işte dumanlar çıkıyor daha sora alev alıp gidiyor. Bizim tahminimiz elektrik kablolarından yangının yürümüş olması, yani görünmeyen kısmından yürümüş olması ve çatıya kadar devam etmiş olması. Kagir ama büyük bir kısmı ahşap. Çok eski kuru tahtalarımız var, yani söndürmesi zor oluyor. Şimdi bütün itfaiye, kıyı emniyet hep birlikte çalışıyorlar, umarım kontrol altına alınır. Bu Çırağan Sarayı'na olan kısım henüz kontrol altına alınamadı, umarım o da alınır. Alevler çatıda var ama biraz düşük. Yani o bir saat öncesini göre düşük. İşte uğraşıyorlar. İnşallah kısa zamanda şey olur.
Umarım bir katımız, çatımız ve onun altındaki zarar görmüş olur, daha altta iki katımız, umarım oralara sıçramaz. Burası öğretim üyelerinin ve idarenin olduğu kısım. Öğrencilerin ders yaptığı kısım yolun öbür tarafı oluyor. Şu anda can kaybı gözükmüyor, umarım yoktur. Boşaltılmış. çünkü bina böyle alev alev yanan bir şey değil.
Biz bilgisayar merkezi başka binada, orada onları koruma altına aldık. Bir an önce arşivlerimiz zaten bilgisayar şeyinde, onlarda bir sorun olacağını zannetmiyorum."
ORTAYLI: DÜŞÜNDÜRÜCÜProf. Dr. İlber Ortaylı, Galatasaray Üniversitesi'ndeki yangınla ilgili olarak tarihi binanın büyük hasar gördüğünü belirterek, “Boğazdaki bu tarihi binaların, okul olanlarının böyle ardı ardına yanması çok düşündürüyor. Bunların tekrardan okul olması lazım” dedi.
Prof. Ortaylı, yanan binadaki kütüphaneye 6 bin kitap bağışladığını belirterek, bazı kitapların bulunabileceğini ama bazılarının bulunmasının zor olduğunu söyledi.
Ortaylı şunları söyledi:
“Allah beterinden saklasın. Üç fakültenin bulunduğu bina. Dolmabahçe Sarayı’nın büyük müştemilatı. Bu yanan binada derslik yok, hocaların odaları var. Öğrenci işlerinin kayıtları var. Kayıtların dolayısıyla kopyaları mevcut. Şimdi benim orada ikinci katta hukuk fakültesinde kurduğum kütüphane var. Oradaki 6 bin kitabı da ben bağışlamıştım. Bazı kitaplar bulunabilecek belki ama bazılarının bulunması çok zor. Envanteri var elimizde, bilmiyorum bu sulama işinde, söndürme işinde ne kadarı sağlam çıkacak onu bilemiyorum. Çok, çok üzgünüz. Binanın da gayet müzeyyen işleri var kalem işi. Artık o bitti. Bu bir ahşap bina değil aslında. Bu kagir olarak yapılmış bina. Bunların ara katları ahşaptır. Çöktü zaten bina. Çok üzücü bir şey. Boğazdaki bu tarihi binaların okul olanların bilhassa böyle ardı ardına yanması çok düşündürüyor. Tekrardan okul olması lazım. “
BİNA HAKKINDA BİLGİ VERDİBu büyük sarayın yani Dolmabahçe Sarayı’nın ve Çırağan’ın müştemilatındadır. Tevfik Efendi Köşkü denir buraya. Yani veliaht kendisi. Gördüğünüz gibi aslında iki kattır, bir de altında bodrum katı gibi bir yer vardır. Tavan süslemeleri çok orijinaldi. Yanan üst kat harem ve selamlık dairesiydi, hukuk fakültesi katıydı. Bu 19’uncu asrın tipik bir müştemilatı, ana sarayın müştemilatından, lojman görevi görüyor hanedan üyelerine protokol sırasına göre. Uzun süre Galatasaray Üniversitesi’nin ilk okul kısmıydı, birçok insanın hayatı burada g eçmiştir. Son 10 yıldır Galatasaray üniversitesi’ndeydi. Tek tesellimiz asıl, ana kütüphanenin caddenin öbür tarafında olması. Orada kütüphanemiz kurtuldu, derslikler de orada zaten. Bu ön taraftaki tarihi bina çok zor kullanılacak ama derhal restore edilip okul olarak devam etmesi lazım. Yani bu yangınların tarihi fonksiyonunu değiştirmemesi lazım.”
TARİHİ BİNALAR TEK TEK KÜL OLUYORİstanbul'da bir ay içerisinde tarihi mekanlarda üçüncü kez yangın çıktı. Galatasaray Üniversitesi'nden önce Aralık ayında Kapalı çarşı'da ve Cağaloğu'nda bulunan 150 yıllık İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında yangın çıkmıştı. Yangınlarda tarihi mekanlarda büyük zarar meydana gelmişti.
ayrıntılar gelecek..
(ajanslar(hürriyet-cumhuriyet-ekşi sözlük)




YORUM YAZIN