Header Ads

Hrant Dink Cinayetinin Üzerinden 6 Yıl Geçti: Ermeniler Hala 'Güvercin Tedirginliğinde' Yaşıyor


19 Ocak yaklaşıyor. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilmesinin üzerinden 6 yıl geçti. Bu 6 yıl içerisinde Türkiye'de yaşayan Ermeni toplumu güvercin tedirginliğiyle, ölüm korkusuyla, eğer adına yaşamak denilirse, yaşıyor. Son 6 yılda Ermenilere yönelik ciddi saldırılar oldu. Bu saldırıların başını Başbakan Erdoğan'ın tehditleri, İçişleri Bakanı Şahin'in katıldığı miting çekiyor. Son günlerde yaşanan cinayetler de -vakaların adli olma ihtimali olsa da- Ermenileri tedirgin ediyor.

İşte bu saldırılardan bazı örnekler:

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN TEHDİT
Ermenilere yönelik en büyük tehdit, ülkenin Başbakanı'ndan geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mart 2010'da Londra'ya yaptığı açıklamada, Ermenileri açıkça hedef gösterdi. Ermeni soykırımı tasarılarını kabul eden ülkelerle ilgili, "Şov yapıyorlar" diye Erdoğan, Türkiye'de çalışan Ermeni işçileri tehdit etti: "Bakın benim ülkemde 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar. Ülkemde de tutmak zorunda değilim. Yani şu anda bizim bu samimi yaklaşımlarımızı bunlar bu tavırlarıyla ne yazık ki olumsuz istikamette etkiliyorlar, bunların farkında değiller."

HOCALI PROTESTOSU ERMENİLERE VE HRANTA HAKARET MİTİNGİNE DÖNÜŞTÜ
Direkt devlet eliyle yapılan saldırılardan bir tanesi de Hocalı katliamı protestosu bahanesiyle oldu.

1992 yılında Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışmalar sırasında, Hocalı köyünde yaşanan katliamın 20. yıl dönümü, Ermenileri hedef alan kampanyaya dönüştürüldü. 2012 Şubatında günlerce İstanbul'an her yanında katliamla ilgili afişler yer alırken, Taksim'de de bir miting düzenlendi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in de katıldığı mitingde, "Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz p...", "Bozkurt Ogün, bozkurt Çatlı" pankartları taşınarak, ırkçı ve nefret söylemleri ile dolu küfürlü sloganlar atıldı. Galatasaray Lisesi'nden Taksim Meydan'a yürüyen kitleye, "Sorkozy tuvalet kağıdı" yazan tuvalet kağıtları dağıtılırken, "Sorkozy pisliğini temizle" sloganları atıldı. Meydanda bir açıklama yaparak "Türk milletinin gönlünün, kalbinin sevgiyle dolu olduğunu" söyleyen Şahin, "O kan o gün akmıştır, ama hesabı bitmemiştir. Türk milleti yaşadıkça, o kanın hesabı sorulacaktır. 21. yüzyıl Türk milletinin yüzyılı olunca 22. yüzyılı bizim yüzyılımızı olacaktır inşallah" dedi.

Hakaret ve ırkcı söylemlerin bulunduğu pankartları taşıyanlar hakkında açılan dava sonucunda, 6 kişiye 5'er ay hapis cezası verildi, bu ceza 3 bin lira para cezasına çevrildi.

'ERMENİ DÖNMESİ ALÇAKLAR'
Başbakan'ın izinden giden AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, Ağustos 2012'de il örgütünün düzenlediği bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, hem Kürtlere hem Ermenilere hakaret etti. Öldürülen PKK'liler için "Etkisiz hale getirildi" ifadesi yerine "Gebertildi" fiilini öneren Aksak, şöyle söyledi: "Bunlara baktığınız zaman ya satılmış beyinler ya da Ermeni dönmesi çocukları ya da Suriye'den, İran'dan ülkemize sızan alçaklardan başka bir şey değil..."

SEVAG ŞAHİN 'ŞAKAYLA' ÖLDÜRÜLDÜ
Hrant Dink suikastı aydınlatılmadığı için, Sevag Şahin Balıkçı Ermeni olduğu için öldürüldü. Üstelik ırkçı cinayet, tam da Ermeni soykırımının yıl dönümünde gerçekleşti.

Sevag Şahin Balıkçı, 24 Nisan 2011'de, yani Ermeni soykırımının başlangıcının 96. yıl dönümünde zorunlu askerlik yaptığı Batman Kozluk Gümüşgörü Jandarma Karakolu'nda öldürüldü. Balıkçı, er Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitirdi. Ölümü için, "Arkadaşlarıyla şakalaşırken oldu" denildi.

Dava sürecinde görgü tanığı olan Halil Elçi, aldığı tehditler üzerine ifadesini değiştirdi ve "Ben görmedim" dedi. Ancak daha sonra verdiği ifadede, eski ifadeyi Kıvanç Ağaoğlu'nun ailesinin yönlendirmesiyle verdiğini söyleyerek, Balıkçı'nın kasten öldürüldüğünü belirtti. Dava 2011'den bu yana devam ediyor, bir sonraki duruşma 25 Ocak'ta. Sevag'ın annesi Ani Balıkçı, "25 Ocak'ta mahkememiz var. Katil de diyemiyoruz ki sanık diyoruz. Sanık serbestçe geziyor. Mahkeme hala şahit arıyor. Tatbikatta gördük, oradaki erlerin hepsi şahit" diyor ve herkesi duruşmaya, Balıkçı'nın hesabını sormaya çağırıyor.

'KILIÇ ARTIĞI ERMENİ DÖLLERİ'
Ermeniler basın tarafından da hedef gösterildi. Milliyetçi yayın çizgisi ile bilinen Ortadoğu Gazetesi yazarlarından Ender Gökdemir, köşesinde, Haziran 2011 seçimleri ile meclise girmeye hak kazanan Blok vekillerine hakaret etti. 80 öncesi olaylarda ülkücülerin saldırılarını hatırlatarak vekilleri tehdit eden Gökdemir, "Sahi siz gerçekten Kürt müsünüz? Siz sakın kılıç artığı Ermeni dölleri olmayasınız?" diyerek Ermenilere ağır bir biçimde hakaret etti ve Ermeni soykırımını gururla kabul etti. Bununla da yetinmeyen Gökdemir, "Siz Türk milletini kardeş saymayıp, ya İvan'ı, ya Sam Amcayı, ya Hans'ı ya da Jan'ı kardeş biliyorsunuz. Biz de siyasal Kürtçüleri kardeşlikten azledeceğiz" diye yazdı.

TAKSİSİNE BİNEN KADINI 'SEN KAFİRSİN' DİYEREK YUMRUKLADI
2011 yılının Ekim ayında evine gitmek üzere Zincirlikuyu'dan taksiye binen Ermeni kadın M., taksicinin şiddetine maruz kaldı. M. taksiciye yol tarif ettikten sonra taksici "Şiven bozuk, Yahudi misin, Ermeni mi?" diye sordu. "Ermeniyim" diyen M., "Sizin kutsal kitabınız ne anlatıyor, siz kimsiniz, burada işiniz ne?" dedi. Tehlikeyi fark edince araçtan inmeye çalışan M.'nin girişimleri taksici tarafından engellendi. "Sen kâfirsin, cehennemde yanacaksın" cümlesine karşı, "Bana kâfir diyemezsin" diyen M., şoför tarafından yumruklanıp caddeye bırakıldı.

DEDEMİN ALTINLARINI GASP ETTİNİZ DİYEREK 50 BİN EURO'LUK DAVA AÇTI
2012 yılı Ocak ayında Ermeniler ilginç bir olaya tanıklık etti. Antep'te yaşayan emlakçı Ahmet Karadağ, yakınlarının Ermeniler tarafından öldürülüp, dedesinin altınlarının gasp edildiğini öne sürerek Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Fransa Devleti, Fransa'daki Ermeni Diasporası ve Türkiye'de bulunan Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı, Yeşilköy Surp İstepanos Ermeni Kilisesi Vakfı, Karagözyan Yetimhanesi Vakfı ve Meryemana Ermeni Kilisesi Vakfı'ndan toplam 50 bin Euro tazminat talebiyle dava açtı. Karadağ açtığı davaya ilişkin, "Soykırımdan bahsediyorlar. Biz karşımızdaki insanlarla dövüşürüz ama kimseyi arkadan vurmayız. Bunlar bizi arkadan vurdu. Aslında bu davayı Fransızlara değil, Sarkozy'e açıyorum. Davayı kazanacağım ve kazanacağım tazminatı da çeşitli vakıflara bağışlayacağım" dedi.

TOROS BATAK SOĞUKTAN ÖLDÜ
Şubat 2012'de barındığı işyerinden atıldığı için sokakta kalan Toros Batak, soğuklarda evsizlerin yaşadığı bir spor salonunda yaşıyordu. Burada kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğrayan Batak'ın pantolonu ve ayakkabısı çalındı. Yardım için başvurduğu kuruluşlardan "Yerimiz yok" yanıtını alan Batak, bir süre yanında kalabileceği Anuş Demirci'nin evinin kapısında, soğuk algınlığına dayanamayarak son nefesini verdi.

NARİNE İNTİHARA SÜRÜKLENDİ
Ermenistanlı Narine Mıkırtçiyan 21 yaşında, Kumkapı'da yaşayan kayıtdışı bir göçmendi. Dört yıldır Türkiye'deydi ve bir gümüş imalathanesinde çalışıyordu. Üvey babası ve ağabeyiyle bir dairede kiracıydılar ve maddi sıkıntı çekiyorlardı. Komşusu Orhan adında bir gence aşık olan Narine'nin çıplak görüntüleri Orhan tarafından kaydedildi. Orhan ve kardeşi Barış, kendisi ile yatmaları ve para bulması konusunda Narine'ye sürekli şantaj yaptı. Narine sınır dışı edilme korkusundan polise gidemedi ve siyanür içerek yaşamına son verdi. Mahkeme, şantaj yapan kardeşlere tahliye kararı verdi.

MARDİNLİ ERMENİ ESNAFA AĞIR SALDIRI
İstanbul Fatih'de bir nohut-pilav tezgahı işleten Mardin'li Ermeni esnaf Nubar Veske, hiçbir uyarı ve ikazda bulunulmadan sopa ve biber gazıyla 4'ü zabıta 10 kişilik bir saldırgan grubu tarafından saldırıya uğradı. Görgü tanıkları, saldıran kişilerin sopalar kırılıncaya kadar Veske ve ona yardım etmeye giden esnafı dövdüğünü belirtti. Bu saldırının altında başka olayların yattığını ve araştırılması gerektiğini söyleyen tanıklar, saldırıya uğrayan esnaf da olayın kendilerine saldıranlardan birinin zabıta Eyüp isminde bir memur olduğunu iddia etti.

IRKÇI BASKILAR YÜZÜNDEN ÜLKEYİ TERKETTİLER
Marmaris'te yaşayan Elizabeth Maria Pıçakçı, 20 Mayıs 2010 tarihinde kendisi ile aynı işi yapan komşusunun çarşı içinde "Şerefsiz Ermeni köpekler" diye bağırmasından sonra, o gece kalabalık bir grup Pıçakçı'nın işyerinin önünde toplandı. Pıçakçı ailesini aynı çarşıdaki Kürt esnaflar korudu. Emniyete durumla ilgili şikayet dilekçesi veren Pıçakçı'yı Emniyet de rahat bırakmadı. Pıçakçı lehine ifade vermek isteyen kişileri tehdit eden polis, her gün Pıçakçı'nın dükkanına giderek iş yapmasını engelledi ve gözünü korkutmaya çalışarak, Pıçakçı'nın eşini sınırdışı etti. Çocuklarının da tehdit edilmesi üzerine Ağustos 2012'de ülkeyi terk etmek zorunda kalan Pıçakçı, Agos gazetesine verdiği röportajda, "Bu ırkçılığın ardında kıskançlık olduğunu düşünüyorum. Ben beş dil biliyorum, eşim de dört dil konuşuyor. İşimi seviyor ve profesyonelce, kimseyi de kazıklamadan yapıyordum. Çok müşterimiz vardı. Ekonomik kriz ve başka sebeplerden ötürü esnaf eskisi gibi iş yapamazken, bizim işlerimiz çok iyi gidiyordu" diye konuştu.

MAÇTA 'AYAĞA KALKMAYAN ERMENİ OLSUN' TEZAHURATI YAPILDI
2012'nin Eylül ayında gerçekleşen Hollanda-Türkiye maçında taraftarlar, "Ayağa kalkmayan Ermeni olsun" şeklinde tezahuratlar yaptı.

SAMATYA'DA NELER OLUYOR?
2012'nin sonu ve 2013'ün başında yaşanan bir dizi olay, son günlerde Ermenilerin tedirginliğini arttırdı.

Samatya'da yaşayan 84 yaşındaki Marista Küçük evinde vahşice katledildi. Darp edildikten sonra bıçak darbeleriyle yaşamını yitiren Küçük'ün üzerindeki ziynet eşyalarının alındığı belirlendi. Cesedi bulan Marista Küçük'ün oğlu Zadik Küçük, annesinin bedeninde bıçakla kazınmış bir haç işaretine benzer bir şey gördüğünü iddia etti. Küçük'ün yedi kez bıçaklanıp, boğazının kesilmesi akıllara hırsızlıktan çok "ırkçı cinayet" olma ihtimalini getiriyor.

Küçük cinayetinin failleri bulunmadan aynı mahallede yaşanan başka bir olay bölge halkını iyice tedirgin etti. Surp Dzınunt ayini için kiliseye gitmeye çalışan bir başka yaşlı kadın, kaçırılmaktan son anda kurtuldu. Erzak ve para yardımı vaadinde bulunan üç kişi tarafından zorla bir araca bindirilmek istenen yaşlı kadın, kiliseye sığınarak durumu polise haber verdi.

Yine Samatya'da Aralık ayının başında, yalnız yaşayan 87 yaşındaki bir Ermeni kadın saldırıya uğradı. T.A, evinden içeri girerken arkasından yaklaşan saldırgan, kadını önce yumruklayıp ardından da boğazını sıktı. Ziynet eşyaları çalınan T.A, saldırı sonucunda bir gözünü kaybetti, bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu oldu.

ÖĞRETMEN BOĞAZI KESİLEREK KATLEDİLDİ
Son şüpheli olay ise İstanbul'un Kadıköy ilçesinde yaşandı. Aramyan Uncuyan Ermeni İlköğretim Okulu'nda bilgisayar öğretmeni olarak görev yapan İlker Şahin, yalnız yaşadığı evinde boğazı kesilerek öldürüldü. Şahin, ölümünden 3 gün sonra arkadaşlarının çilingir çağırmasıyla bulundu.

Haber-Analiz: Buket Kaya/ETHA

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.