Header Ads

Avrupa Basınında Bugün (28 Ocak 2013)


Fransız Le Monde, Fransa’nın batı Afrika ülkesi Mali’deki askerî operasyonuna ilişkin olarak şunları yazıyor:

“Mali’deki ’Serval Operasyonu' iyi gidiyor. Gao kentini kurtaran Fransız birlikleri şimdi Timbuktu’ya doğru yol alıyor. Operasyonun ilk etabında Bamako kentine doğru ilerleyen aşırı İslamcı militanların durdurulması planlanmıştı. Şimdi ikinci etapta ise Nijer nehri boyunca yer alan kentlerdeki düşmanın püskürtülmesi, böylece Nijer’in kurtarılması hedefleniyor. Fransız birliklerinin müdahalesinin ilk yarısında elde edilen başarılar uluslararası topluluğu epeyce etkiledi. Ve operasyonun belli bir safhasında zorluklar ortaya çıkmaya başlarsa, arkada sağlam bir desteğin olmasını hissetmek önemli. Önceleri çekingen davranan ABD, tehlikenin farkına vardı. Şimdi diğer müttefiklerimiz de Amerika’yı kendilerine örnek almalılar.”

Sol liberal İtalyan gazetesi La Repubblica ise Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü'nde eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin İtalyan faşist diktatör Benito Mussolini’yi öven sözlerine ilişkin olarak “Bu sözleri yorumlamak bile aslında utanç verici” diyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“(İtalya’daki) faşist rejimin daha ırkçı yasalar çıkartılmadan önce, yani 1938’den çok önce, Yahudi karşıtı siyasî rotası inkâr edilemeyecek bir biçimde kanıtlanmıştır. Alman nasyonal sosyalizmi de bu konuda doğal müttefiki konumundaki Mussolini diktatörlüğünden epeyce esinlenmiştir. Ama tarihî gerçeklerin hatalı yansıtılmasından ziyade Berlusconi’nin bizlerden, Mussolini’nin tüm Avrupa’yı fethetmek için Alman müttefiklerinin safında mücadele etme kararı aldığını anlamamızı istemesi, onun ahlâksal olarak ne kadar çöktüğünü gösteriyor.”

Liberal Avusturya gazetesi Der Standart’ın yorumu ise bu yıl 43’üncü kez düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantısına ilişkin:

“Beş yıldan bu yana ilk kez bir Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısında, facianın aslında kapımızda beklediği gibi bir öngörüde bulunulmadı. Geçen toplantıda Euro Bölgesi’nin bu şekliyle sonunun büyük ihtimalle geldiği öngörüsünde bulunulmuştu. Peki şimdi ne gibi bir gelişme bekleniyor? Dünyanın ekonomi ve siyasetteki önde gelen liderlerinin buluşması küresel bir atmosfer testi olarak algılanacak olursa, o zaman görünen o ki; çok yönlü kriz, çok boyutlu bir güvensizlik durumuna dönüşmüş. Hem siyasette hem ekonomide hem de teknoloji alanında...”

Rus Kommersant gazetesi de Çek Cumhuriyeti’ndeki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan sol popülist Milos Zeman’ın zaferini yorum sütunlarına taşımış:

“Eski Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un tersine, yeni Çek Cumhurbaşkanı Milos Zeman ülkesini AB ile daha sıkı bir işbirliğine götürecektir. Klaus, Avrupa konusundaki çekinceleri ile tanınıyordu. Bu konuda şimdi Moskova da rahat ve hoşnut olabilir. Zeman’ın seçimdeki rakibi Karel Schwarzenberg Moskova’ya karşı eleştirel sözleriyle öne çıkmıştı. Milos Zeman ise Moskova ile sıcak ilişkilerden yana. Ayrıca onun çevresindeki bazı insanların çıkarları Rus iş çevrelerinin çıkarları ile tamamen örtüşüyor. Yeni Çek Cumhurbaşkanı’nın karakteri ve siyasî özgeçmişi, onun oldukça aktif bir devlet başkanı olacağı beklentisini uyandırıyor.”

Almanya Basını
Bugünkü Alman basınında, Rusya’nın Suriye’ye ilişkin tavır değişikliği, Mısır’da şiddetin yeniden tırmanışa geçmesi ve Auschwitz toplama kampının kurtarılışının yıldönümüne ilişkin yorumlar yer alıyor.

Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi, Suriye’ye şimdiye kadar hep destek vermiş olan Rusya’daki değişim sinyallerini yorum sütunlarına taşıyor:

“Bir yandan Rusya Başbakanı Medvedev’in vekili geçen hafta yaptığı açıklamada, Rusya’nın silah sevkiyatı konusunda tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini söylerken, şimdilerde ise Dışişleri Bakanlığı vatandaşlarından bazılarını (Suriye’den) tahliye etmeye başladı. Ve Medvedev kameralar önüne geçerek bu duruma açıklık getirdi, Esad rejiminin kurtarılmasının artık mümkün olmadığını söyledi. Medvedev, ülkesinin girişimleri sonucunda ortaya çıkacak uluslararası baskının Suriye’de ateşkesi dayatacağını iyi biliyor. Her ne kadar Suriye halkı Esad’ın alaşağı edilmesinden sonra içinde bulunduğu trajedinin sonunun hemen gelmeyeceğini bilse de, ateşkes yine de harap olmuş kentlerde yaşayan Suriyeliler için bir nebze umut anlamına gelirdi.”

Mısır'ın Port Said kentinde geçen yıl bir futbol karşılaşmasında çıkan olaylarda 74 kişinin ölümü ile ilgili yargılanan 21 kişi hakkında idam kararı verilmesi şiddet olaylarına neden oldu. Münih’te yayımlanan Münchner Merkur adlı gazete yorumunda, Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin muhalefetin en alçakgönüllü umutlarını bile boşa çıkardığı görüşünü savunuyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Devlet Başkanı Mursi, ülkenin bölünmüşlüğünü gidermek için girişimlerde bulunmak ve hasım gruplar arasında uzlaşma bulmaya çalışmak yerine, Müslüman Kardeşler örgütüne uyumlu anayasanın zorla kabul ettirilmesine çalışıyor ve eski rejimle hesaplaşmayı politikasının odak noktasına koyuyor. Böylelikle Mursi, Mısır halkının geri kalan yarısını temsil etmeye niyetli olmadığını da ortaya koymuş oluyor. Bu içinden çıkılmaz durumda 2012 şubatındaki bir maç sırasında yaşanan katliam olayıyla ilgili alınan yargı kararı da yangına körükle gitmek anlamına geliyor.”

Düsseldorf kentinde yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Mısır’da Arap Baharı’nın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen barış ve demokrasiye beslenen ümitlerin boş çıktığını belirtiyor:

“Mısır sokaklarındaki şiddet gittikçe tırmanıyor. Bu ise Mısır halkı için acı bir gelişme. Ortadoğu’nun kırılgan siyasî yapısında önemli bir faktör olan Mısır’daki durumun Batılı ülkeleri de endişelendirmesi gerekir. Ülkedeki devrim hareketinden hayal kırıklığına uğrayanlar isyan ediyor. Gerçi Müslüman Kardeşler ve onlara yakınlığıyla bilinen Devlet Başkanı Mursi demokratik seçimlerle iktidara geldi. Ne var ki onlar kazandıkları gücü, kısa bir süre önce elde edilmiş demokrasinin içini boşaltmak için kullanıyorlar. Böylece de ülkeyi bölüyor ve gittikçe daha fazla kaosa sürüklüyorlar.”

Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung gazetesi, Nazi Almanyası’ndaki Auschwitz toplama kampının Sovyet Kızıl Ordusu tarafından kurtarılmasının 68'inci yıldönümü dolayısıyla yer verdiği yorumda, İtalya’nın eski başbakanlarından Silvio Berlusconi’nin yadırganan açıklamalarına da dikkat çekiyor:

“Auschwitz toplama kampının kurtarılışının 68’inci, Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmelerinin de 80’inci yıldönümünde bazıları geçmişin üzerine sünger çekme hazırlığı içinde görülüyor. Bazıları için sünger çekmek, unutmak anlamına da gelebiliyor. Ama tam da Holokost'u anma gününde (İtalya’nın faşist diktatörü) Benito Mussolini’nin ‘hayırsever girişimlerini’ öven Silvio Berlusconi’nin, kurbanların anısını gelecek nesillerin unutma hakkı olmadığını hatırlatması abes kaçıyor. Sadece ve sadece insanların öteki insanlara yaptığı (kötülükleri) hatırımızdan çıkarmazsak, işte o zaman vahşet olaylarının tekrarlanmasına mahkûm olmamış oluruz.”

İngiltere Basını
İngiltere'deki gazetelerde, Mısır'daki şiddet olayları ve gösteriler, Fransa'nın Batı Afrika ülkesi Mali'de sürdürdüğü operasyon, Suriye'de süregiden çatışmalar ve Brezilya'da bir gece kulübündeki yangında 230'dan fazla kişinin hayatını kaybetmesi gibi konular ön planda.

Mısır’daki gösteriler ve şiddet olayları

Guardian gazetesi, Mısır’da kadın göstericilere yönelik cinsel saldırılarla ilgili haberlere tam sayfa ayırmış.

Kadın hakları örgütlerinin kaydettiğine göre, Tahrir Meydanı’nda son haftalarda saldırıya uğrayan kadınların sayısı 25.

Haberde, kadınlara yönelik saldırı biçimlerinin tipik olduğuna dikkat çekiliyor:

“Kalabalık erkekler çabukça yalnız kadınların etrafını sarıp elle sarkıntılık ediyorlar ve elbiselerini çıkarmaya çalışıyorlar. Bazı kadınların kıyafetleri zorla çıkarılıyor, birine tecavüz edildi.”

Geçen hafta cinsel saldırıya uğrayan 16 kadını tedavi ettiklerini anlatan kadın hakları savunucusu Leyl-Zehra Murtada şöyle diyor:

“Bunların organize olduğunu düşünüyoruz çünkü her seferinde Tahrir Meydanı’nın aynı yerlerinde meydana geliyorlar ve aynı metodlar kullanılıyor.”

Kadın gazeteci Sallie Pisch, Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı yapılan bir gösteri sırasında yaşadıklarını aktarıyor gazetede:

“Birden, siyah maskeler giyen, uzun bıçak ve sopalar taşıyan adamlar solumuzdaki tel örgüden atlamaya başladı. Hangi tarafta olduklarını anlamaya imkan yoktu ama Siyah Blok’tan oldukları anlaşıldı ve bizi koruyanlara katıldılar. Bazıları, birkaç metre ötede güruh tarafından soyundurulan bir kadını kurtarmaya çalışıyordu…

Tahrir’den hızla uzaklaşırken, Cemile bütün kadınların bizle olup olmadığına bakıyordu. 20 civarında erkek bize eşlik etti. İri, sert görünümlü biri yeşil bere giymişti ve metal çivilerle kaplı büyük bir sopa taşıyordu. Bizim tarafımızda olduğuna sevindim.”

Independent gazetesinin başyazısında, Müslüman Kardeşler üyesi Mısır Cumhurbaşkanı Mursi eleştiriliyor.

Mısır hükümetinin, tam da Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin yıldönümünde, geçen yıl bir futbol stadında 70’ten fazla kişinin öldüğü olayla ilgili olarak 21 kişiye idam cezası verildiğini duyurması, “acemilik” olarak nitelendiriliyor.

Mursi’nin, yargı üstü yetkiler elde etmeye çalışarak ve Mübarek’in yeniden yargılanmasını gündeme getirerek kendi ayağına kurşun sıktığını belirten gazete şu uyarılarda bulunuyor:

“Böyle karmaşık sinyaller ve bariz yanlışlıklar bir bakıma, Müslüman Kardeşler’in on yıllar boyunca alaca karanlıkta oluşuna ve Mursi’nin politika ve hükümetteki deneyimsizliğine bağlanabilir. Bunlar halkın gözünün açılmasını hızlandırıyor. Ekonomi hâlâ berbat durumda, turizm durgun ve son şiddet olayları bu durgunluğu pekiştirecek. İşsizliği azaltmak veya kamu hizmetlerini iyileştirmek için hiçbir ilerleme sağlanamadı ki bu hükümetin etkin olamadığını gösteriyor.”

Başyazıda, Mursi’nin ilkbahardaki parlamento seçimleri öncesinde halkı, hayatlarının iyileşeceğine ve farklılıklarla birlikte yaşanabileceğine ikna etmek gibi bir görevi olduğu hatırlatılıyor.

Mali’de Fransa operasyonu

Gazetenin kapağında yer alan bir haberdeyse, Fransa ordusunun Mali’de İslamcı militanların eline geçen kentleri geri alma adına başlattığı operasyon sırasında en az 12 sivilin öldüğü belirtiliyor.

Konna kentinde bir helikopter saldırısı sonucu hayatını kaybeden sivillerden üçünün çocuklar olduğu haber veriliyor.

Fransa operasyonu sırasındaki kayıplarla ilgili resmi veriler olmadığı belirtilen haberde, “Konna’daki kurbanların sonuncular olmadığı kesin” deniliyor.

Pentagon kitabı ve Suriye

Robert Fisk, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından hazırlanan “Özel Kuvvetler Gayri Nizami Harbi” başlıklı kitabıyla Suriye’de yaşananları karşılaştırıyor.

Fisk’in Independent gazetesineki köşesinde aktardığına göre, kitapta şu ifadeler yer alıyor:

“ABD hükümeti kuruluşları, müttefik sürgündeki hükümet veya direniş liderliği ile eşgüdüm sağlar… Özel Kuvvetler direniş kadrolarını organize eder, eğitir ve donatır. Vurgu, altyapının geliştirilmesi üzerinedir… Direniş hareketleri etnik gettolarda, sempati toplanan yoğun nüfuslu şehir bölgelerinde çalışır. Bu alanlar çoğu zaman, o ülkenin güçlerinin giremediği veya girmeye isteksiz olduğu güvenli bölgeler yaratır.”

Fisk, kitapta anlatılanları Suriye’deki gelişmelere şöyle uyarlıyor:

“Sürgündeki Suriye hükümeti seçildi bile, Özgür Suriye Ordusu propagandası durmadan direniş lehine zaferler ilan ediyor. Kıvılcım hükümet güçlerinin Dera’da çocuklara işkence yapmasıydı. Etnik gettolar – siz mezhepsel gettolar deyin – Halep, Humus, Hama’nın Sünni bölgeleri ve Şam’ın banliyöleri.

Uluslararası manevi ve siyasi destek Obama’dan, Cameron’dan ve diğerlerinden geliyor; para ve silah Suudi Arabistan ve Katar’dan, sınır ötesi sığınak Türkiye ve Lübnan’dan. Ve evet, ‘gayri nizami savaş operasyonları, nüfusun sempatisini kazanmak için insani yardım faaliyetlerini içerebilir.’ Diğer bir ifadeyle, direnişi destekleyenlere ekmek, diğerlerine açlık.”

Brezilya’daki gece kulübü yangını

Times gazetesi, Brezilya’da bir gece kulübünde çıkan yangında 230’dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatırken, 2014 Dünya Kupası’na ve 2016 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak ülkedeki bu facianın, güvenlik standartları konusunda soru işareti uyandırdığını yazıyor gazete.

Dünya Kupası maçlarının yapılacağı stadların inşaatına 10 milyar dolar yatırım yapıldığı da haberdeki ayrıntılar arasında.

İran nükleer tesisinde patlama iddiası

Times’ın başka bir haberindeyse, İran’ın Kum kenti yakınındaki nükleer tesisinde patlama olduğu iddiası aktarılıyor.

Olası saldırılardan korunması için bir dağın içine inşa edilen tesiste uranyum zenginleştirmede kullanılan malzemelerin bulunduğu sanılıyor.

İsrail istihbarat kaynaklarına dayanan haberde, İran’ın panik yaratmamak için bölgedeki halkı tahliye etmediği öne sürülüyor.

ABD ve İsrail, İran’ın bu malzemelerle 2015 veya 2016 yılında nükleer silah elde edebileceğini tahmin ediyor. İran ise nükleer programının barışçıl olduğunu savunuyor.

Sabancı ile röportaj

Financial Times gazetesinin “Şirketler” ekinde, Sabancı Grubu Başkanı Güler Sabancı ile bir röportaj yer alıyor.

Türkiye’nin yıllık büyüme tahmininin yüzde 4 civarında olduğu belirtilen haberde, Sabancı Grubu’nun enerji yatırımını yüzde 9’dan yüzde 25’e kadar çıkarmayı planladığı anlatılıyor.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.