"Gözaltında 'Adorno İle Örgütsel İlişkin Nedir?' Diye Sordular"
Tutuklu Öğrenciler Dayanışma İnisiyatifi, Cezayir Toplantı salonunda öğrenci ve akademisyenlerin katıldığı ‘Tutuklu Öğrenciler Forumu’ düzenledi
Forumda; üniversitelerin açılmasıyla tutuklamaların arttığını, verilen ağır cezaları, yükseköğretim yasa tasarısını, disiplin cezaları ve öğrencilerin üzerindeki baskılar konuşuldu.
Foruma İstanbul Üniversitesi'nden Mehmet Özcan, Pamukkale Üniversitesi’nden Selçuk Çelik, Dicle Üniversitesi’nden daha önce tutuklanmış öğrencilerden Ayetullah Özçelik, 1978 gençlik önderlerinden Bülent Uluer ve İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım konuşmacı olarak katıldı.
‘Rapor düzenliyoruz’Tutuklu Öğrencilerin sesinin duyulmasının önemli olduğuna değinen Doç.Dr. Zeynep Kıvılcım “Çeşitli illerdeki davaları takip ediyoruz. Basın açıklaması, toplantı, forumlarla görünen adaletsizliği dile getiriyoruz. Muhalif öğrenciler üzerindeki baskı ve tutuklamaları rapor düzenliyoruz” dedi.
Kıvılcım, tutuklu öğrencilerin tutukluluk süresince sınavlarına gidemediğini belirtirken, sınavlara giden öğrencilerin ise ring araçlarının ulaşım parasını vermek durumunda kaldığını, bu sebeple pek çok öğrencinin eğitimlerini bıraktıklarını söyledi.
Adorno ile 'örgütsel bağını' sordularOkullarda fazlasıyla polis tarafından şiddet gördüklerini belirten Mehmet Özcan, Kürt ve muhalif kimliklerinden dolayı yargılandıklarını belirtti.
"Şerzan Kurt'un öldürülmesini protesto ettiğimiz için cezalandırılmak aklımıza gelmezdi. Çünkü bu politik bir eylemden öte vicdani bir eylemdi" diyen Özcan, 2010 Mayıs ayında gözaltına alındığında Zaman Gazetesi yazarı Bejan Matur'un "Dağın ardına bakmak" kitabına bile "örgütsel delil" olarak el konulduğunu belirterek polisin kendisine "Adorno ile örgütsel ilişkin nedir?" diye sorduğunu söyledi.
Savcılık aşamasına da değinen Özcan, "Savcı ise seni dosya olarak görüyor. Yüzüne bakmıyor bile. Bir insan için karar verdiğinin farkında değil" dedi. Tutuklanarak Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi'ne götürülen Özcan, cezaevinde yaşadıklarını ise "Kendini ilk başta yalnız ve sahipsiz hissediyorsun" diye ifade etti. Cezaevine girerken çıplak aramayı reddettikleri için dayağa maruz kaldıklarını belirten Özcan, tahliye almadıkça umudun yerini öfkeye bıraktığını dile getirdi. Özcan, "Son dönemde tutuklananlar çok öfkeli ve intikam duygusu içinde" diyerek, tutuklanan gençlerin barış fikrinden uzaklaştığına dikkat çekti.
'Çay içmek bile politik eylem olarak değerlendiriyor'Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Selçuk Çelik ise, üniversitede muhalif öğrencilerin yaptıkları her etkinlik ardından saldırılara maruz kaldığını belirterek, bahçede çay içmelerinin bile politik bir eylem olarak değerlendirildiğini ifade etti. Çelik, tutuklanan tıp öğrencilerinin iddianamesine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde yer alan Halk Sağlığı Komitesi'nin, "KCK'nin alt birimi" olarak yer aldığına dikkat çekti.
Dicle Üniversitesi öğrencisi Ayetullah Özçelik ise, gizli tanık ifadesine dayanarak tutuklandığını ve Diyarbakır Cezaevi'nde 4 buçuk ayı hücrede tek başına olmak üzere bir yılı aşkın süre kaldığını dile getirdi. 7 duruşmaya çıkarılan Özçelik, duruşmalarda tanık polislerin ifadelerinin birbiriyle olan çelişkisine dikkat çekti.
(milliyet-diha)
YORUM YAZIN