YÖK 31. Yılında 'Değişiyor': İsmi TYK Olacak. Üniversiteleri CEO'lar Yönetecek.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Gökhan Çetinsaya, geçtiğimiz gün genel kurul üyeleriyle Yükseköğretim Kurulu'nda bir basın toplantısı düzenleyerek yeni YÖK kanunu taslağını hazırladıklarını açıkladı. Yasa taslağı çalışmalarının belli bir olgunluğa eriştiğini söyleyen Çetinsaya, dün itibarı ile yeni yasanın ''yok.gov.tr'' adresi üzerinden kamuoyuna açıklandığını belirtti. Çetinsaya, ''Hedefimiz yeniden şekillendirilecek yasa önerisini aralık ayında ilgili makamlara teslim etmek'' dedi.
Ayrıntıları daha önce de basında yer alan yeni taslakta yükseköğretim kurumlarının yeni yapıları, işlevleri, yönetim biçimleri ve YÖK’ün yeni dönem görevleri ayrıntılı biçimde şekillendiriliyor.
Çetinsaya 3 Kasım’da yaptığı açıklamada bu taslak ile Anayasa değişikliği önerisi başvurusu yapacaklarını söylemişti. Taslağa göre, kurulun adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak değiştirilecek, bununla birlikte Rektörler Kurulu'nun yanı sıra en az 15 yıldır faaliyet gösteren üniversitelerde "üniversite konseyi" oluşturulacak. Konsey, rektör ve dekan atamalarını yapabilecek.
Cumhurbaşkanı kurul üyelerinden birini başkanlığa atayacak. Rektörler Kurulu da yükseköğretim kurumlarının rektörlerinden oluşacak. Rektörler Kurulu, kendi üyeleri arasından iki yıl için bir başkan ve iki başkan yardımcısı seçecek. Bu kurulun da aslında YÖK’ün eski iktidar yanlısı yapısının çok da değiştirmediği, bileşenler ve seçilme dinamikleri incelenince görülebiliyor.
Üniversite Konseyi, rektör ve dekanları seçer ve atar; üniversite stratejik planını ve performans programını onaylar; üniversite yatırım programını karara bağlar; üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar verir; öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirler; sözleşmeli öğretim elemanlarına ve idari personele yapılacak ücret ve diğer ödemeleri belirler; senatonun ve üniversite yönetim kurulunun bazı kararlarını onaylar.
Yeni kanuna göre Üniversite Konseyi bulunan üniversitelerde Rektör bu irade tarafından atanacak. Konsey tarafından bir Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu oluşturalacak. Bu komisyon rektörlük için 3 aday belirleyecek. Belirlenen 3 adaydan biri Üniversite Konseyi tarafından seçilerek rektör olarak atanacak.
"Kurumsallaşmış" fakat Üniversite Konseyi bulunmayan üniversitelerde YÖK tarafından belirlenmiş bir komisyon süreci yönetecek. Bu komisyon Üniversite Konseyi’ne benzer şekilde 2’si YÖK tarafından bizzat atanmış, 4’ü üniversitede rektörlük ve dekanlık yapmış öğretim üyeleri arasından, 1 tanesi mezunlar arasından, sonuncusu ise en çok vergi ödeyen veya en çok bağış yapanlar arasından seçilecek. Oluşturulan bu komisyon rektörü belirleyecek.
"Az gelişmiş" üniversitelerde ise bizzat YÖK rektörü atayacak. Özel üniversitelerde de rektörler mütevelli heyetleri tarafından seçilecek.
Araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak, bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek
Taslağın girişinde yeni yükseköğretim kanununun 5 "ilke" temel alınarak düzenlendiği belirtiliyor. Söz konusu "ilkeler" çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı, kalite güvencesi şeklinde sıralanıyor. Bu "ilkeler" ışığında oluşturulacak yeni YÖK adımı ile AKP, üniversite başlığında önemli bir virajı gerisinde bırakmış olacak.
YÖK Kanunu'nda 'Yükseköğretimin Amacı' başlığı altında yer alan 'Öğrencilerini; Atatürk, inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı yetiştirmek' hükmü, taslakta yer almadı. Kanunun 'Ana İlkeleri' maddesindeki 'Öğrencilere, Atatürk inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilincinin kazandırılması' ifadesi çıktı.
'Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi', 'Türk Dili' ve 'Yabancı Dil' zorunlu dersleri de, yeni taslakta zorunlu olmaktan çıkarıldı.
Siyasi partilere üye olan öğretim elemanları ve öğrenciler, yükseköğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunamayacak ve siyasi parti propagandası yapamayacak.
Bilimsel çalışma ve yayınlarında ilgili alandan oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından intihal ve sahtecilik yaptığı tespit edilen kişiye, öğretim üyeliği görevinden çıkarma disiplin cezası verilir.
Öğrencilere ilişkin disiplin hükümleri ise şöyle sıralandı: ”Yükseköğretim kurumu yetkililerince sorulan hususları cevaplandırmamak veya yanlış bilgi vermek; izinsiz ilan asmak; asılmış duyuruları değiştirmek veya yok etmek; yükseköğretim kurumlarının işleyişini ve eğitim-öğretimin düzenini bozmak; kopya yapmak veya teşebbüs etmek; öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici eylemlerde bulunmak; usulsüz belge düzenlemek veya kullanmak; kurum personelinin veya öğrencilerin şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak; yükseköğretim kurumlarına sarhoş gelmek, yükseköğretim kurumlarında alkollü içki içmek; kurum personeli ve öğrencilerini tehdit etmek; kurum personeli ve öğrencilerine fiili saldırıda bulunmak; hırsızlık yapmak; kuruma ait malzemeyi tahrip etmek veya bilişim sistemine zarar vermek; intihal yapmak; kendi yerine başkasını sınava sokmak veya başkasının yerine sınava girmek; yükseköğretim kurumlarında cinsel tacizde bulunmak; yükseköğretim kurumlarında 6136 sayılı kanuna aykırı davranmak; yükseköğretim kurumunun bilişim sistemine girerek kendisine veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamak; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak veya yardım etmek; yükseköğretim kurumlarında uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri kullanmak, taşımak, bulundurmak, satmak, satın almak, başkalarına vermek veya ticaretini yapmak; kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunmak suretiyle cinsel dokunulmazlıklarını ihlal etmek.”
9 Kasım'da Ankara'ya
Genç Sen, Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri ve TKP'li Öğrenciler ortak basın toplantısı düzenleyerek 9 Kasım'da Ankara'da miting yapacaklarını duyurdular. Çağrı metninde "AKP gericiliğine, emperyalist savaş çığırtkanlığına karşı, YÖK'e karşı; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkı için 9 Kasım'da Ankara'da buluşuyoruz" denildi. TKP'li Öğrenciler'in 9 Kasım afişlerine ise geçtiğimiz hafta el konulmuştu.
Ayrıntıları daha önce de basında yer alan yeni taslakta yükseköğretim kurumlarının yeni yapıları, işlevleri, yönetim biçimleri ve YÖK’ün yeni dönem görevleri ayrıntılı biçimde şekillendiriliyor.
Çetinsaya 3 Kasım’da yaptığı açıklamada bu taslak ile Anayasa değişikliği önerisi başvurusu yapacaklarını söylemişti. Taslağa göre, kurulun adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak değiştirilecek, bununla birlikte Rektörler Kurulu'nun yanı sıra en az 15 yıldır faaliyet gösteren üniversitelerde "üniversite konseyi" oluşturulacak. Konsey, rektör ve dekan atamalarını yapabilecek.
Rektörler kuruluTaslağa göre kurulun en üst karar organı olan Yükseköğretim Genel Kurulu, başkan dahil 21 üyeden oluşacak. Üyelerden 5'i siyasi parti gruplarının göstereceği adaylar arasından TBMM tarafından, 5'i Cumhurbaşkanı, 5'i üst düzey kamu görevlileri veya profesör unvanına sahip öğretim üyeleri arasından Bakanlar Kurulu'nca; 6'sı ise kendi üyesi olmayan profesörler arasından Rektörler Kurulu'nca seçilecek.
Cumhurbaşkanı kurul üyelerinden birini başkanlığa atayacak. Rektörler Kurulu da yükseköğretim kurumlarının rektörlerinden oluşacak. Rektörler Kurulu, kendi üyeleri arasından iki yıl için bir başkan ve iki başkan yardımcısı seçecek. Bu kurulun da aslında YÖK’ün eski iktidar yanlısı yapısının çok da değiştirmediği, bileşenler ve seçilme dinamikleri incelenince görülebiliyor.
Üniversite KonseyleriTasarıda getirilen önemli değişikliklerden birisi de "Üniversite Konseyleri"nin oluşturulması önerisi. Taslakta belirtildiği şekliyle "Devlet üniversitelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulacak olan Üniversite Konseyi’nin kuruluş şartları arasında, şu anki tartışmalar itibariyle, en az 10 yıldan beri faaliyette olması; son 5 yıl içinde yükseköğretim kurumunun bütçesinin, Kurul tarafından belirlenen miktarının kendi öz gelirlerinden elde edilmesi; öğretim elemanlarının son 3 yıllık akademik faaliyet puan ortalamasının, 10 yıldır faaliyetini sürdüren devlet üniversitelerinin öğretim elemanlarının ortalamasından fazla olması; öğretim elemanlarının en az üçte ikisinin katıldığı bir oylamada katılanların salt çoğunluğunun oyu ile kabul edilmesi ya da oylama olmaksızın Yükseköğretim Kurulu tarafından doğrudan Bakanlar Kurulu'na teklif edilmesi gibi şartlar" bulunuyor.
Paran varsa üniversite yönetebilirsin11 üyesi olması belirlenen Üniversite Konseyinin üyelerinden 5’i farklı fakültelerin idari görevi bulunmayan öğretim üyelerinden, 2’si Bakanlar Kurulu tarafından, 2’si YÖK tarafından seçilecek. Bu seçilen 9 üye kalan 2 üyeden birini ilgili üniversitenin mezunları arasından, diğerini ise üniversitenin bulunduğu ilde "en çok vergi veren" veya "üniversiteye en çok bağış yapan" kişiler arasından seçecek. Yeni düzenleme ile geçtiğimiz yılın vergi rekortmenleri Semahat Sevim Arsel ve Rahmi Koç gibi isimleri üniversitelerin en üst yönetim organında görebilmek mümkün olacak.
Üniversite Konseylerinin görevleriÜniversitelerin önümüzdeki dönemde en yetkili kurulu olacak Üniversite Konseylerinin görev tanımı taslakta şu şekilde belirtiliyor:
Üniversite Konseyi, rektör ve dekanları seçer ve atar; üniversite stratejik planını ve performans programını onaylar; üniversite yatırım programını karara bağlar; üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar verir; öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirler; sözleşmeli öğretim elemanlarına ve idari personele yapılacak ücret ve diğer ödemeleri belirler; senatonun ve üniversite yönetim kurulunun bazı kararlarını onaylar.
Tasarıya göre rektör seçimleriYani düzenlemelerle rektör atama ve seçim süreci de değiştiriliyor. Farklı kategorilerdeki üniversiteler için farklı yöntemler uygulanacak olsa da, temelde üniversitenin esas bileşenlerinin iradesini dışlayan rektör atamaları devam edecek. Akademisyenlerin seçtiği rektörlerin yerine, iktidara yakın adayların düşük oy almalarına karşın Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına yönelik yoğun tepki oluştuğu biliniyor. Bu model ile Cumhurbaşkanının prestiji korunurken, aynı süreç adı değişmiş başka kurumlar tarafından yürütülecek.
Yeni kanuna göre Üniversite Konseyi bulunan üniversitelerde Rektör bu irade tarafından atanacak. Konsey tarafından bir Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu oluşturalacak. Bu komisyon rektörlük için 3 aday belirleyecek. Belirlenen 3 adaydan biri Üniversite Konseyi tarafından seçilerek rektör olarak atanacak.
"Kurumsallaşmış" fakat Üniversite Konseyi bulunmayan üniversitelerde YÖK tarafından belirlenmiş bir komisyon süreci yönetecek. Bu komisyon Üniversite Konseyi’ne benzer şekilde 2’si YÖK tarafından bizzat atanmış, 4’ü üniversitede rektörlük ve dekanlık yapmış öğretim üyeleri arasından, 1 tanesi mezunlar arasından, sonuncusu ise en çok vergi ödeyen veya en çok bağış yapanlar arasından seçilecek. Oluşturulan bu komisyon rektörü belirleyecek.
"Az gelişmiş" üniversitelerde ise bizzat YÖK rektörü atayacak. Özel üniversitelerde de rektörler mütevelli heyetleri tarafından seçilecek.
Piyasa tekelinde bilim anlayışı temel alınacakTaslakta üniversitelerde araştırma yapılmasının önemi üzerinde uzun uzun durulurken, bir yandan da bu olanakların geliştirilmesi için YÖK’ün gerekli desteği sağlayacağı teminatı veriliyor. YÖK’ün bu anlayışla oluşturduğu yeni kurum ise Bilgi Lisanslama Ofisleri. Bu Ofisin görev tanımı ise şu şekilde veriliyor:
Araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak, bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek
Taslağın girişinde yeni yükseköğretim kanununun 5 "ilke" temel alınarak düzenlendiği belirtiliyor. Söz konusu "ilkeler" çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı, kalite güvencesi şeklinde sıralanıyor. Bu "ilkeler" ışığında oluşturulacak yeni YÖK adımı ile AKP, üniversite başlığında önemli bir virajı gerisinde bırakmış olacak.
YÖK Kanunu'nda 'Yükseköğretimin Amacı' başlığı altında yer alan 'Öğrencilerini; Atatürk, inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı yetiştirmek' hükmü, taslakta yer almadı. Kanunun 'Ana İlkeleri' maddesindeki 'Öğrencilere, Atatürk inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilincinin kazandırılması' ifadesi çıktı.
'Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi', 'Türk Dili' ve 'Yabancı Dil' zorunlu dersleri de, yeni taslakta zorunlu olmaktan çıkarıldı.
Siyasi partilere üyelikÖğretim elemanları ve öğrenciler, siyasi partilere üye olabilecek; yükseköğretim kurumlarındaki görevlerini aksatmamak ve bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla, siyasi partilerin merkez organları ile bunlara bağlı araştırma ve danışma birimlerinde görev alabilecek. Siyasi partilerin merkez organları ile bunlara bağlı araştırma ve danışma birimlerinde görev alan öğretim elemanları, bu görev süresince Türkiye Yükseköğretim Kurulu ile yükseköğretim kurumlarında idari görev alamayacak.
Siyasi partilere üye olan öğretim elemanları ve öğrenciler, yükseköğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunamayacak ve siyasi parti propagandası yapamayacak.
Disiplin soruşturmasıDisiplin soruşturması açmaya kurulun genel sekreteri ve daire başkanları ile vakıf ve özel yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkan ve üyeleri, üniversite konseyi başkan ve üyeleri, rektörler ve vakıf ve özel meslek yüksekokulu müdürleri hakkında başkan yetkili olacak.
Bilimsel çalışma ve yayınlarında ilgili alandan oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından intihal ve sahtecilik yaptığı tespit edilen kişiye, öğretim üyeliği görevinden çıkarma disiplin cezası verilir.
Öğrencilere ilişkin disiplin hükümleri ise şöyle sıralandı: ”Yükseköğretim kurumu yetkililerince sorulan hususları cevaplandırmamak veya yanlış bilgi vermek; izinsiz ilan asmak; asılmış duyuruları değiştirmek veya yok etmek; yükseköğretim kurumlarının işleyişini ve eğitim-öğretimin düzenini bozmak; kopya yapmak veya teşebbüs etmek; öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici eylemlerde bulunmak; usulsüz belge düzenlemek veya kullanmak; kurum personelinin veya öğrencilerin şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak; yükseköğretim kurumlarına sarhoş gelmek, yükseköğretim kurumlarında alkollü içki içmek; kurum personeli ve öğrencilerini tehdit etmek; kurum personeli ve öğrencilerine fiili saldırıda bulunmak; hırsızlık yapmak; kuruma ait malzemeyi tahrip etmek veya bilişim sistemine zarar vermek; intihal yapmak; kendi yerine başkasını sınava sokmak veya başkasının yerine sınava girmek; yükseköğretim kurumlarında cinsel tacizde bulunmak; yükseköğretim kurumlarında 6136 sayılı kanuna aykırı davranmak; yükseköğretim kurumunun bilişim sistemine girerek kendisine veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamak; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak veya yardım etmek; yükseköğretim kurumlarında uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri kullanmak, taşımak, bulundurmak, satmak, satın almak, başkalarına vermek veya ticaretini yapmak; kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunmak suretiyle cinsel dokunulmazlıklarını ihlal etmek.”
9 Kasım'da Ankara'ya
Genç Sen, Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri ve TKP'li Öğrenciler ortak basın toplantısı düzenleyerek 9 Kasım'da Ankara'da miting yapacaklarını duyurdular. Çağrı metninde "AKP gericiliğine, emperyalist savaş çığırtkanlığına karşı, YÖK'e karşı; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkı için 9 Kasım'da Ankara'da buluşuyoruz" denildi. TKP'li Öğrenciler'in 9 Kasım afişlerine ise geçtiğimiz hafta el konulmuştu.

YORUM YAZIN