Avrupa Basınında Bugün (23 Kasım 2012)
İngiltere Gazeteleri
İngiliz gazetelerinde, Orta Doğu’da değişmekte olan dengeler ve Brüksel’deki Avrupa Birliği bütçesi görüşmeleri başlıca haber konuları.
Guardian gazetesi, 8 günlük çatışmaların ardından varılan ateşkes sonrası, İsrail ve Gazze Şeridi'ndeki siyasi atmosfere ayna tutuyor.
Aralarında çocukların da olduğu 100'den fazla Filistinlinin öldüğü; evlerin, köprülerin, stadyumların yerle bir olduğu Gazze'de ilk bakışta "bir zafer manzarası olmadığını" yazıyor gazete.
Ancak hayat normale dönerken Filistinlilerin zihninde kaybeden tarafın İsrail olduğu aktarılıyor. Bunun başlıca sebebi, ateşkes anlaşmsında, Gazze'ye insan ve mal geçişinin başlayacağının belirtilmesi.
Habere göre, yıllardır tecrit altında yaşayan Gazze Şeridi halkı, "zafer kazanan Hamas'ın İsrail'e kafa tutarak, yıllardır Amerikan barış planlarıyla elde edilemeyen sonuçlara ulaştığını" düşünüyor.
Mısırlı ve Tunuslu mevkidaşlarıyla Gazze’ye giden Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun hastanede çocuk cesetleri önünde döktüğü gözyaşları da Gazzelilere “artık yalnız olmadıkları” mesajını vermiş.
Gazze'deki Filistin Halk Kurtuluş Cephesi liderlerinden Talal Okal şöyle diyor gazetedeki demecinde: "Ben Hamas karşıtıyım. Demokratım. Laiğim. Ancak Hamas'ın yaptığını takdir ediyorum çünkü İsraillilere karşı koymak için yeraltında gizlice çalıştıklarını gösterdiler... İsrail ile güç dengesine sahip değiliz. Ama şimdi, Hamas sayesinde, bölgede bir etkimiz var ve durumumuz daha iyi."
Diğer yandan Talal, Hamas içinde bu avantajlı durumu değerlendirme konusunda bölünme olduğuna dikkat çekiyor.
Hamas'ın yurtdışındaki lideri Halid Meşal'in, "Arap Baharı"nı Gazze'de bağımsız yönetim kurmak için bir fırsat olarak gördüğünü anlatıyor.
Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin başında bulunan İsmail Haniye ise - İran ve Suriye'den aldığı destekle - iktidarını Filistin'in büyük parçasını oluşturan Batı Şeria'ya yaymak istiyor Talal'a göre.
Haberde ayrıca, Hamas'a yolsuzluk ve toprağın yanlış idaresi nedeniyle duyulan tepkilerin bir hafta içinde yerini halk desteğine bıraktığına dikkat çekiliyor.
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas önümüzdeki hafta Birleşmiş Milletler'de temsil hakkını kabul ettiremezse, Hamas'ın Batı Şeria'da da iktidara yürüyebileceği öngörülüyor.
İsrail Başbakan Yardımcısı Dan Meridor ise Guardian'a, Gazze Şeridi'ne yönelik operasyonda "sınır güvenliğini sağlama" amacına ulaştıklarını anlatmış.
Meridor, 2009 başındaki operasyonda 1400 civarında Filistinlinin öldüğünü hatırlatarak, "hedef belirlemedeki hassasiyetleri sayesinde kayıpların bunun yüzde 10'u kadar olduğunu" söylüyor.
Müslüman Kardeşler'in başa geçtiği Mısır'ın İsrail'in arabulucusu olmasını ve ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail'e açıkça destek çıkmasını da başarıları arasında sayıyor Meridor.
Times gazetesi, Gazze kriziyle ilgili haritalı bir tablo hazırlamış.
Tablonun ‘kazananlar’ kısmına; Arabulucu Mısır lideri Muhammed Mursi, Hamas, İsrail Başbakanı Netanyahu ve ABD Başkanı Obama yerleştirilmiş.
‘Kaybedenler’ ise şöyle sıralanıyor: Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Ürdün, Suudi Arabistan, Suriye ve İran.
Başbakan Erdoğan’ın bu sıralamada yer almasının sebebi şöyle açıklanıyor: “Türkiye’nin İslamcı Başkanı İsrail’in güvenini kaybetti ve bölgenin onde gelen arabulucusu unvanını Muhammed Mursi’ye kaptırdı.”
Economist'in 'kalıcı barış' formülü
Haftalık Economist dergisinin yeni sayısında Gazze krizi, "Eski kavgalar, yeni Orta Doğu" başlığıyla analiz ediliyor.
Başyazıda, Hamas'ın "güçlü ve zengin dostlar edindiği" şöyle tarif ediliyor: "Yeniden dirilen bölgesel güç Türkiye - ki bir zamanlar İsrail'in en yakın Müslüman müttefiğiydi - Hamas'ın davasını sahipleniyor. Körfez ülkelerinin en zenginlerinden ve en dinamiği olan Katar da öyle."
Hizbullah'ın etkin olduğu Kuzey Lübnan, Beşar Esad iktidarını devirmeye çalışan Suriyeli İslamcıların ve Hamas'ın müttefiklerinin kraliyeti tehdit ettiği Ürdün'ün İsrail etrafında bir "hilal" oluşturduğu yorumu dikkat çekiyor Economist'te.
Dergi, İsrail'in kazanımlarını ise füze savunma sisteminin başarısını gözler önüne sermesi, ABD ve Avrupa'dan diplomatik destek alabilmesi olarak sıralıyor.
İngiliz dergisi, Orta Doğu'da kalıcı barış formülünü ise her iki taraftaki ve dünyadaki "makul" kesimlerin paylaştığı görüşte arıyor.
Economist'in de paylaştığı bu görüş, İsrail'in güvenlik karşılığında toprak vermesiyle ortaya çıkacak, iki devletli çözüm.
Bu formül için Mısır, Türkiye ve Katar'ın Hamas'ı 1967 sınırları içinde bir Yahudi devletini kabule ikna etmesi; Arap ülkelerinin Hamas ve El Fetih'i uzlaştırması; ABD Başkanı Obama'nın ise İsrail'i masaya oturmaya zorlaması öneriliyor dergide.
Mursi’nin iktidarını pekiştirmesi
Mısır’ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı’nın yeni anayasa ilan edilene kadar emirlerinin yargı denetimine kapalı ve “mutlak” sayılmasıyla ilgili kararları, İngiliz gazetelerinde genişçe irdeleniyor.
Times, “Cumhurbaşkanı ateşkes zaferini ‘iktidarı ele geçirmek’ kullanınca diktatörlük korkusu sardı” başlığını kullanıyor.
Guardian, geçen yılki “Mısır devrimi”ndeki eylemcilerden Şadi Gazali’nin şu sözlerini aktarıyor: “Mursi, bütün Mısırlıların Cumhurbaşkanı olduğunu söylüyordu ama aslında sadece Müslüman Kardeşler’in başkanı.”
Gazete, Mursi’nin sözcüsü Yaser Ali’nin, “yeni rejime geçişi hızlandırmak” için yargıyı kısıtlayan bu önlemlerin gerekli olduğu yönündeki savunmasına da yer veriyor.
Brüksel’de zorlu bütçe görüşmeleri
Financial Times, AB liderlerinin sürüncemeli bütçe görüşmeleriyle ilgili haberini, “Kuzeyle güney arasında bölünme” alt başlığıyla veriyor.
Gazetenin dün akşam gecikmeli olarak başlayan zirvenin kulislerinden aktardığına gore tablo şöyle: Fransa ve İtalya tarıma ve uyum programlarına harcamaların artırılmasını isterken; İngiltere ve Hollanda milyarlarca euro’luk kesintide ısrar ediyor. AB bütçesine en büyük katkıyı yapan Almanya ise ortada.
Times gazetesinde, dünya gündemindeki iki konuyu birlikte ele alan bir karikatür göze çarpıyor.
Hamas ile İsrail arasındaki ateşkese arabuluculuk ederek tüm dünyada dikat çeken Mısır lideri Mursi, elinde valiziyle AB zirvesinin yapıldığı Brüksel’e giderken görülüyor karikatürde.
Suratında kaygılı bir ifadeyle, “Gazze-İsrail ateşkesi tamam... Ama bu kolay olmayacak” diyor Mursi.
Suriye’deki savaş ve İngiliz milletvekillerinin yurtdışı gezileri
Daily Telegraph’daki bir haberde, Suriye’deki iç savaşın durumu belirtiliyor.
Muhalefet kaynaklarına dayandırılan haberde, isyancıların Irak sınırındaki petrol bölgelerinin bir kısmını ele geçirdiği, Suriye lideri Beşar Esad’ın birliklerinin başkent Şam’a doğru çekildiği yazılmış.
Independent, ön kapağıyla birlikte 7 sayfasını, İngiliz milletvekillerinin yurtdışı gezilerine ayırmış.
İncelemelerde; Çin’den Suudi Arabistan’a, Sri Lanka’dan Azerbaycan’a kadar uzanan ülkelere yapılan bu gezilerin amacı ve harcanan para miktarı sorgulanıyor.
Oliver Wright ise Orta Doğulu lobi gruplarının milletvekillerini geziye çıkarmak için son seçimden bu yana 130 bin sterlin harcadığını dile getiriyor.
Yüzlerce politikacının binlerce sterline mal olan bu ziyaret tekliflerini kabul ettiğine dikkat çeken gazete, “Peki ağırlayanlar karşılığında ne istiyor?” diye soruyor.
Almanya Gazeteleri
İsrail ile Hamas arasında sağlanan ateşkesin ardından Gazze’de silahlar sustu. Ancak Frankfurter Allgemeine Zeitung, yorumunda Gazze’de sivillerin ölmesinden Hamas’ı sorumlu tutuyor:
“Hamas, İsrail’e yapılan füze saldırılarını önlemeye muktedir. Kanlı yöntemlerle de olsa İslami Cihad gibi radikal örgütleri kontrol etme yeteneğine de sahip. Diğer bir ifadeyle, sekiz gün içerisinde Gazze’de çoğu sivil olmak üzere 100’den fazla insanın öldürülmesinden Hamas’a büyük sorumluluk payı düşüyor. Hamas bu çatışmadan diplomatik zaferle çıktığı için ölümleri göze aldı: Uluslararası çatışma yönetiminde Hamas artık görmezlikten gelinemez. Şimdiye kadar Filistin’in tek resmi temsilcisi sayılan Batı Şeria’daki Mahmud Abbas, önemli ölçüde gözden düştü.”
Der Tagesspiegel, çatışmaların sona ermesinde Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursî’nin oynadığı role dikkat çekiyor:
“Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes, Mısır’ın diplomatik zaferidir. Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursî, sekiz günlük hava savaşı sırasında açık tavır sergiledi. Ülkesinin dış politika alanındaki prestijini öfke dolu dayanışma ifadeleriyle bir avuç dolusu kızgın Hamas üyesine teslim etmedi. Başbakanını füzelerin yağdığı Gazze’ye gönderdi ve Mısır’daki hiddeti halk galeyana gelmeden bastırdı. Bu ağırbaşlı mühendis, kendi Müslüman Kardeşlerinin ağır ifadelerini de bir devlet adamı edasıyla görmezden geldi. Mursi aynı zamanda, İsrail’in Filistinlilere onlarca yıldır uyguladığı izolasyon, işkence ve baskı politikasının bir çıkmaz sokak olduğunu da dile getirdi. Mısır, ABD ile birlikte barışı sağladı.”
Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları, birliğin 2014-2020 bütçesini belirlemek üzere bir araya geldi. Frankfurter Rundschau, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Devletin resmi eğitim girişimleri nerede kaldı? İşletmeler bu muazzam hareketlilik ve esnekliği üretimlerine entegre etmek için ne yapıyor? Goethe Enstitüsü, neden dil boşluğunu gidermesi için Alman işverenleri tarafından soru yağmuruna tutulmuyor? Avrupa krizi, aynı zamanda inanılmaz yetenek, dışa açıklık ve demokrasi bilinci zenginliğinin yanlış değerlendirildiği bir idrak krizidir. Euro'nun neden kurtarılması gerektiğini, Avrupa felsefesinin temelini oluşturan Yunanistan olmadan neden işlerin yürümeyeceğini kapsamlı ve ikna edici bir biçimde gerekçelendirmenin zamanı artık gelmiştir.”
Lünerburg'tan Landeszeitung, kriz ortamında İngiltere’nin izlediği politikayı eleştiriyor:
“Acemi sihirbaz, AB bütçesi için verilen mücadeleyi kazanamaz. David Cameron, Brüksel'de hangi sonuca ulaşırsa ulaşsın, Avrupa yorgunu İngilizleri memnun edemeyecektir. Kabahat, Başbakan’ın kendisinde. Zira milyonerlerden oluşan Kabine’si, uzun süre, sıkıntının nedenlerini gidermek yerine İngilizlerin memnuniyetsizliğine çanak tuttu. İngiltere’nin haşmetini söndürecek süper Avrupa devleti korkutmacası İngiltere’de istikrarlı bir Avrupa aleyhtarı çoğunluk oluşmasına yaradı. AB bütçesi büyük krizin tam ortasında bir İngiliz torpidosu tarafından batırılırsa, İngiltere centilmence konvoydan ayrılmalıdır.”
(dw türkçe-bbc türkçe)

YORUM YAZIN