Polis Kurşunuyla Öldürülen Cem Aygün'ün Ailesi Adalet İstiyor
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, 30 Ağustos’ta 24 yaşındaki Cem Aygün’ün polis kurşunuyla öldüğünü, baba İsmet Aygün’ün de TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na oğlunun faillerinin en ağır cezaya çarptırılması için bir dilekçeyle başvurduğunu söyledi.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve Cem Aygün’ün babası ve 7 kız kardeşiyle birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
30 Ağustos günü Aygün ailesinin acı bir haberle sarsıldığını ifade eden Gök, “Kendilerine oğlunun öldüğü bildirildi, baba ve 7 kız kardeşine. İsmet Aygün mütevazı yaşantısıyla inşaat işleriyle 8 çocuğunu geçindirmeye çalışan bir baba. Cem ailenin 7. ferdi. 24 yaşında henüz hayatının baharında, ailesinin umutlarla büyüttüğü genç bir arkadaşımız. 30 Ağustos sabahı polis kurşunlarına hedef oldu. Bu şekilde vurulmasının herhangi bir nedeni olmayan bir hadiseden polisin acemi, aceleci, şaşkın davranışı 24 yaşındaki gencimizi aramızdan aldı, götürdü. Aile faillerin bulunmasını istedi. Gereği yapılacak denildi ama olaya karışan polisler savcılık tarafından alelacele serbest bırakıldı.
7 kız kardeş Emniyete gidip faillerin hesap vermesini istediler ama 50 polisin saldırısına uğradılar, terörist gibi muamele gördüler” dedi.
Gök, baba Aygün’ün Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na bir dilekçe verdiğini, faillerin bulunmasını ve yetkililerden olayın üstüne ciddiyetle gitmesini istediğini söyledi.
Baba İsmet Aygün’de gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, “Neden, benim çocuğum onlara ne etti? Onlar neden bir gün sonra serbest bırakıldı? Ben bunların en ağır cezayı almalarını istiyorum” dedi.
Cem Aygün’an ablası Yasemin de, “Annesi değilim ama annesi benim. Biz onu el belek gül bebek büyüttük. Kardeşim toprağa verilmeden onları serbest bıraktılar. Benim kardeşim toprağın altında yatıyor ama onlar yaşıyor, yiyip, içiyor. Adalet istiyoruz” diyerek göz yaşları içinde konuştu.
BABA AYGÜN MECLİS İNSAN HAKLARI KOMİSYONU’NA DİLEKÇE İLE BAŞVURDU
Baba İsmet Aygün, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na verdiği dilekçede, oğlunun 30 Ağustos 2012 tarihinde Ankara Keçiören'de polisler tarafından vurularak hayatını kaybettiğini belirterek, “Denetimli serbestlik uygulaması kapsamında Keçiören Güçsüzler Yurdunda her gün 4 saat çalışıp her akşam Keçiören Atapark Polis Karakoluna giderek imza veren oğlum Cem Aygün'ün ölümünden tam 7 saat sonra haberim olmuştur” dedi. Baba Aygün dilekçesinde, “Polislerin olaydan hemen sonra serbest bırakılması adalet duygusuna olan güvenimizi sarsmıştır.
Oğlumun bu kadar ucuz ölümü karşısında susacak değilim. Yasal yollardan hakkımı arayacağım gibi ulaşabildiğim her merciden oğlumun ölümünün aydınlatılmasını isteyeceğim” dedi.
Baba Aygün, komisyondan bu olayın üzerine giderek oğlunun faillerinin en ağır cezaya çarptırılması için gereğinin yapılmasını istedi.
CHP’Lİ ÇETİN, CEM AYGÜN’Ü MECLİS’E TAŞIDI
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e, “Her gün karakola gidip imza veren Cem Aygün’ün ‘dur’ ihtarına uymadığı ve kaçtığı gerekçesiyle polis tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili yapılan soruşturma ve araştırma tamamlanmış mıdır?” diye sordu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, TBMM Başkanlığı’na, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Doğrudan hedef alarak ateş ettiği ve Cem Aygün’ü öldürdüğü anlaşılan polis memurları kimlerdir? Bu görevliler hakkında ne tür işlemler yapılmıştır?” sorularını yöneltti.
Çetin, İçişleri Bakanı’na şu soruları yöneltti:
“Olay saat 10.30’da olduğu halde Cem Aygün’ün karakolda bekletilen babasına saat 18.30’a kadar bilgi verilmemesinin nedeni nedir? Baba, Keçiören Emniyet Müdürlüğü ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde saatlerce neden bekletilmiştir? Beklenen bu uzun sürede delillerin karartıldığı ve olayın üstünün örtülmeye çalışıldığına ilişkin iddialar doğru mudur?
Olayın faili polislerin serbest bırakılması üzerine Emniyet Müdürlüğü önünde hak ve adalet arayan acılı kız kardeşlerin 50 kişilik kalabalık bir polis grubu tarafından saldırılarak darp ve hakaret edilmesi, gözaltına alınması ile ilgili bir işlem yapılmış mıdır?
Son yıllarda polisle tartıştığı, ‘dur’ ihtarına uymadığı, direndiği için polis tarafından vurularak öldürülen vatandaşlarımızla ilgili haberler basın-yayın organlarında sıkça yer almaya başlamıştır. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli polislerimizin özellikle can güvenliğini tehdit eder noktaya gelmesinin nedenleri nedir? Bakanlığınızın bu tür olayları önlemeye dönük bir çalışması var mıdır?
AKP hükümetleri döneminde polis kurşunu ile can veren kaç yurttaşımız vardır? Bu nedenle ceza alan kaç polis vardır?” (anka)
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve Cem Aygün’ün babası ve 7 kız kardeşiyle birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
30 Ağustos günü Aygün ailesinin acı bir haberle sarsıldığını ifade eden Gök, “Kendilerine oğlunun öldüğü bildirildi, baba ve 7 kız kardeşine. İsmet Aygün mütevazı yaşantısıyla inşaat işleriyle 8 çocuğunu geçindirmeye çalışan bir baba. Cem ailenin 7. ferdi. 24 yaşında henüz hayatının baharında, ailesinin umutlarla büyüttüğü genç bir arkadaşımız. 30 Ağustos sabahı polis kurşunlarına hedef oldu. Bu şekilde vurulmasının herhangi bir nedeni olmayan bir hadiseden polisin acemi, aceleci, şaşkın davranışı 24 yaşındaki gencimizi aramızdan aldı, götürdü. Aile faillerin bulunmasını istedi. Gereği yapılacak denildi ama olaya karışan polisler savcılık tarafından alelacele serbest bırakıldı.
7 kız kardeş Emniyete gidip faillerin hesap vermesini istediler ama 50 polisin saldırısına uğradılar, terörist gibi muamele gördüler” dedi.
Gök, baba Aygün’ün Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na bir dilekçe verdiğini, faillerin bulunmasını ve yetkililerden olayın üstüne ciddiyetle gitmesini istediğini söyledi.
Baba İsmet Aygün’de gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, “Neden, benim çocuğum onlara ne etti? Onlar neden bir gün sonra serbest bırakıldı? Ben bunların en ağır cezayı almalarını istiyorum” dedi.
Cem Aygün’an ablası Yasemin de, “Annesi değilim ama annesi benim. Biz onu el belek gül bebek büyüttük. Kardeşim toprağa verilmeden onları serbest bıraktılar. Benim kardeşim toprağın altında yatıyor ama onlar yaşıyor, yiyip, içiyor. Adalet istiyoruz” diyerek göz yaşları içinde konuştu.
BABA AYGÜN MECLİS İNSAN HAKLARI KOMİSYONU’NA DİLEKÇE İLE BAŞVURDU
Baba İsmet Aygün, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na verdiği dilekçede, oğlunun 30 Ağustos 2012 tarihinde Ankara Keçiören'de polisler tarafından vurularak hayatını kaybettiğini belirterek, “Denetimli serbestlik uygulaması kapsamında Keçiören Güçsüzler Yurdunda her gün 4 saat çalışıp her akşam Keçiören Atapark Polis Karakoluna giderek imza veren oğlum Cem Aygün'ün ölümünden tam 7 saat sonra haberim olmuştur” dedi. Baba Aygün dilekçesinde, “Polislerin olaydan hemen sonra serbest bırakılması adalet duygusuna olan güvenimizi sarsmıştır.
Oğlumun bu kadar ucuz ölümü karşısında susacak değilim. Yasal yollardan hakkımı arayacağım gibi ulaşabildiğim her merciden oğlumun ölümünün aydınlatılmasını isteyeceğim” dedi.
Baba Aygün, komisyondan bu olayın üzerine giderek oğlunun faillerinin en ağır cezaya çarptırılması için gereğinin yapılmasını istedi.
CHP’Lİ ÇETİN, CEM AYGÜN’Ü MECLİS’E TAŞIDI
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e, “Her gün karakola gidip imza veren Cem Aygün’ün ‘dur’ ihtarına uymadığı ve kaçtığı gerekçesiyle polis tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili yapılan soruşturma ve araştırma tamamlanmış mıdır?” diye sordu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, TBMM Başkanlığı’na, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Doğrudan hedef alarak ateş ettiği ve Cem Aygün’ü öldürdüğü anlaşılan polis memurları kimlerdir? Bu görevliler hakkında ne tür işlemler yapılmıştır?” sorularını yöneltti.
Çetin, İçişleri Bakanı’na şu soruları yöneltti:
“Olay saat 10.30’da olduğu halde Cem Aygün’ün karakolda bekletilen babasına saat 18.30’a kadar bilgi verilmemesinin nedeni nedir? Baba, Keçiören Emniyet Müdürlüğü ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde saatlerce neden bekletilmiştir? Beklenen bu uzun sürede delillerin karartıldığı ve olayın üstünün örtülmeye çalışıldığına ilişkin iddialar doğru mudur?
Olayın faili polislerin serbest bırakılması üzerine Emniyet Müdürlüğü önünde hak ve adalet arayan acılı kız kardeşlerin 50 kişilik kalabalık bir polis grubu tarafından saldırılarak darp ve hakaret edilmesi, gözaltına alınması ile ilgili bir işlem yapılmış mıdır?
Son yıllarda polisle tartıştığı, ‘dur’ ihtarına uymadığı, direndiği için polis tarafından vurularak öldürülen vatandaşlarımızla ilgili haberler basın-yayın organlarında sıkça yer almaya başlamıştır. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli polislerimizin özellikle can güvenliğini tehdit eder noktaya gelmesinin nedenleri nedir? Bakanlığınızın bu tür olayları önlemeye dönük bir çalışması var mıdır?
AKP hükümetleri döneminde polis kurşunu ile can veren kaç yurttaşımız vardır? Bu nedenle ceza alan kaç polis vardır?” (anka)

YORUM YAZIN