Header Ads

KCK Basın Davası: Avukatlar İle Mahkeme Başkanı Arasında 'Söz Verme' Gerginliği



36'sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı KCK basın davasının ikinci duruşması İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Mahkeme başkanı ile avukatlar arasında yaşanan gerginlik üzerine mahkemeye ara verildi.

Duruşmada öncelikle tutuksuz yargılanan gazetecilerin yoklaması yapıldı. Gazeteciler yoklamaya "Ez livir im" diye yanıt verdi.

Avukat Hüseyin Boğatekin, dosyadaki delillerin hukuksuzluğuna dikkat çeken uzun bir konuşma yaptı. Gizli tanıkların beyanlarının iddianame konusu yapılamayacağını söyleyen Boğatekin, bir şeyin delil olabilmesi için maddi gerçekliğinin araştırılabilmesi, insanlık onuruna ve hukuka uygunluğunun göz önüne alınması gerektiğini belirtti. Boğatekin, "Suç, hukuka uygun şekilde elde edilen delillerle ispat edilebilir. Ancak bu dosyanın ve müvekkillerimin tamamı bakımından bu doğru değildir" dedi.

Kimliği açıklanmayan tanığın ifadelerine göre tutukluma kararı verilmesinin doğru olmadığını, yargılamanın aleni yapılması gerektiğini ifade eden Av. Boğatekin, kimliği gizlenen tanığın mahkeme salonunda dinlenmesi gerektiğini ve mahkeme heyetinin gizli tanığı tanıması gerektiğini kaydetti. Kimliğin açıklanmamasının gerekçesinin de mahkeme tarafından bilinmesi gerektiğini belirten Boğatekin, "Neden gizli tanık kovuşturma aşamasında bekletiliyor da, soruşturma aşamasında dinleniyor? Kimlikleri neden gizleniyor? Bunlara kim, nasıl ve hangi yetkiyle karar veriyor?" diye sordu.

Ayrıca aramalarda elde edilen haber notları ile hiçbir suç delili bulunmayan, hatta özel yaşamanın ihlal edildiği MSN ve telefon tapelerinin hukuka aykırı bir şekilde dosyaya konulduğunu ifade eden Boğatekin, ev ve kurum aramalarında hazirun bulundurulmadığını, bulundurulan hazirunların sadece tutanaklarda yer aldığını, imza ve bilgilerinin olmadığını söyledi.

Tutanaklarda çok sayıda kurallara aykırılık ve hukuksuzluk olduğunu bildiren Boğatekin, mahkemenin bu tutanakları delil olarak kabul etmemesi gerektiğini söyledi. Boğatekin, özel görüşmelerin de dosyadan çıkarılmasını talep etti.

İfade tutanaklarının da genel olarak polis ağzıyla yazılan gerçek dışı beyanlar olduğunu söyleyen Boğatekin, buna bir örnek verdi. Gizli tanığın ifadesinde "PKK-KCK terör örgütü" geçtiğini hatırlatan Avukat Boğatekin, bu gizli tanık gerillaya gidip gelmiş olsa da böyle bir ifade kullanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Bu delilleri "kirli delil" olarak nitelendiren Avukat Hüseyin Boğatekin, polisin ve polislik kurumunun güvenilirliğini yitirdiğini kaydetti, gizli tanığın mahkemede dinlenmesini talep etti.

' BUNLAR TIRŞIKÇI OLMAYAN BASIN
'

Av. Boğatekin, Türkiye'de hakkında en çok dava açılan ve 44 yıldır gazeteci olan Hacı Boğatekin'in mahkemeye gönderdiği bir yazıyı da okudu. Hacı Boğatekin'in yazısında gazeteciler "tırşıkçı basın ve tırşıkçı olmayan basın olarak" ikiye ayrılıyor. Hacı Boğatekin, tırşıkçı basını "devlete yakın, halkın sorunlarıyla ve dertleriyle ilgilenmeyen, yağlı ballı sofralarda bol bol tırşık yiyen gazeteciler" olarak tanımladı. Tırşıkçı olmayan basın için ise "Onları işi zor. Yazdıkları kısa sürede davalara, davalar da çok kısa zamanda cezaya dönüşür. Bu basın eşekleşmeyi reddeden basındır" dedi.

Av. Hüseyin Boğatekin, burada yargılanan gazetecilerin tırşıkçı olmayan basından olduğunu, gerçekleri, doğruları yazdığını ve Ape Musa'nın izinden gittikleri için yargılandıklarını söyledi.

Avukat Baran Doğan, usule ilişkin itirazlarını dile getirmek için ayağa kalktı. Ancak mahkeme heyeti başkanı, dün iki kez konuştuğunu belirterek, "Söz hakkı vermiyorum" dedi. Diğer avukatlar, karara itiraz ederek, bütün avukatlar olarak iş bölümü yaptıklarını, iddianamedeki usulsüzlüklere dair herkesin ayrı ayrı hazırlık yaptığını söyledi.

Mahkeme heyeti başkanı, bir kez daha söz verilemeyeceğini belirterek, "10 defa söz verilmez. Her gün söz hakkı veremeyiz" dedi.

Avukatlar, kararın hukuki gerekçesinin açıklanmasını isterken, heyet başkanı, "Avukat Baran Doğan kalkmış, usule ilişkin söz almak istemiştir. Daha önce söz hakkı verildiğinden, yeniden söz hakkı verilmemesine karar verilmiştir" diyerek mahkeme heyetinin kararını açıkladı. Ancak öncesinde heyetin diğer üyelerinin görüşünü almaması dikkat çekti.

Bunun üzerine tartışma büyürken, sanıklar ve yakınları ayağa kalkıp alkışlayarak kararı protesto etti. Mahkeme başkanı, "Böyle yapacaksanız çıkın dışarıya" diyerek, süre belirtmeksizin duruşmaya ara verdi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.