Erdoğan: BDP'liler Kandil'e Çıksın. Yargıya Gerekenleri Söyledik. CHP Teröre Lojistik Destek Sağlıyor.
AKP milletvekilleri ve kurucular kurulu üyeleri genişletilmiş grup
toplantısında bir araya geldi. AKP Genel Merkezi'ndeki toplantıda
konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, sosyal medya kullanılarak bazı kesimlerce, ''yok burası işgal altında, burası terk edilmiş'' şeklinde yalan haberler yapıldığını vurgulayarak, ''Utanır insan, ayıptır. Şu anda bu ülkede, bizim 1 metrekaremizin bizim kontrolümüzün dışında olduğunu hiç kimse söyleyemez'' diye konuştu.
İsim vermeden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı eleştiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Siz, bölücü terör örgütünün uzantısının eş başkanının söylediğine bakmayın. Kendisinde yüz olsa Parlamento'ya değil, Kandil Dağı'na çıkması gerekiyor ama yok. Sen, bu milletin temsilcisi değilsin, utanmadan, sıkılmadan hangi yüzle geliyorsun da bu parlamentoda yemin ediyorsun. Çünkü bunların içi başka, dışı başka. '400 kilometre karenin bölücü terör örgütünün kontrolünde' olduğunu söylüyor. Tamamen terbiyeden muaf ve bu ülkenin değerlerinden uzak bir anlayıştır. Bu insanlar bu ülkede yönetime talipler olabilecek bir şey mi? Bunlar bu ülkede hiçbir zaman o bekledikleri o beklentilerine ulaşamayacaklardır. Her geçen gün eriyip yok olmaya mahkumdurlar. Eğer kendilerine çok daha rahat yer arıyorlarsa kendilerine adres verdim, Kandil'e gitsinler, ama bu Parlamento'nun içinde mücadele edeceklerse Anayasa ne emrediyorsa, hukuk neyi emrediyorsa o çerçevede hareket etmeye mecburdurlar. Etmedikleri takdirde de şu anda kendileri... Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor, biz de Parlamento'da gereği neyse onu yapacağız."
'BDP ile CHP arasında söylem açısından bir fark yok'
Erdoğan, özellikle son aylarda, BDP ile CHP arasında söylem açısından bir fark olmadığını belirtti. ''BDP ne söylüyorsa CHP milletvekillerinin de adeta papağan gibi BDP'yi tekrarlıyor'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Aradaki fark şu, birisi sırt sıvazlıyor, diğeri sırtını sıvazlatıyor. CHP'li milletvekili kaçırılıyor, ardından romantik bir dille teröristin ya da teröristlerin sırtını sıvazlıyor. Öbür yandan BDP'li milletvekilleri ile teröristler yolda buluşuyor, BDP'li sözüm ona milletvekilleri sırtlarını sıvazlatıyor, fark bu. Burada, o televizyonlara yansıyan çirkin görüntülerle ilgili bir düzeltmeyi de yapmak zorundayım. Bayramdan hemen önce ramazanı da bayramı da kana bulayan teröristlerle BDP milletvekillerinin derin muhabbetine bir kez daha şahit olduk. Şunu özellikle vurguluyorum, o gün orada, o buluşmada, BDP'li milletvekillerinin teröristleri kucaklamasının ötesinde teröristler, BDP'li milletvekillerinin sırtlarını sıvazlamıştır. Yanaklarından öpmüşlerdir, ne kadar güzel bir muhabbet. Bunlar 2005'te de aynı şeyleri zaten yaptılar. Bunlar o dağlardan beraber indiler, beraber geldiler, siyasetin değil silahın sözünün geçtiğini bunlar ifade ettiler. Terörist cana kast ediyor bunların tavırları siyaset kurumunu demokrasiyi ve hukuku baltalıyor. Bunların ipini terör örgütü elinde tutuyor. O efendileri bunların ipini gevşetmediği sürece bunlar hiç bir yere gidemezler, hiç bir karar alamazlar, hiç bir şey söylemezler. Bunlar yıllarca silahların gölgesinde yürütülen siyaseti eleştiriyor gibi yaptılar ama kendileri şu anda silahların gölgesinde, silahların vesayetinde siyaset yapıyorlar, siyaset yapar gibi davranıyorlar. İşte o gün de bir bayram öncesi milletin gözünün önünde gittiler efendilerine sırtlarını sıvazlattılar. İnanın kameralar orada olmasaydı bunlar o terörist efendilerinin ellerini öperlerdi. İnanın kameralar olmasaydı bunlar terörist efendilerinden üç kuruş da harçlık alırlardı. Neyse ki orada efendileri bunlara acıdılar da kameraların önünde bunları daha fazla rezil etmediler.''
'Almira'nın kanı BDP milletvekillerinin sırtlarında hiç bir zaman silinmeyecektir'
Gaziantep'deki patlamada hayatını kaybeden 1 yaşındaki Almira'nın kanının BDP'li milletvekillerinin üzerine sıçradığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''BDP'li milletvekilinin sırtını sıvazlayan o teröristin elindeki kan, işte o milletvekillerinin bir defa sırtına bulaşmıştır. Gaziantep'te bir bayram günü alçakça katledilen 1 yaşındaki Almira'nın o masum, o temiz kanı işte o BDP'li milletvekillerinin sırtına sıçramıştır. Onun o temiz kanı, kan lekesi, namus lekesi gibidir, şeref lekesi, onur lekesi gibidir, yıkamakla çıkmaz. 1 yaşındaki Almira'nın kanı işte bu BDP milletvekillerinin o sıvazlanan sırtlarında da hiç bir zaman silinmeyecektir. Bunlar işte o lekeyle adeta rezil, alçak bir biçimde yaşayacaklardır'' dedi.
'Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki'
AKP Hakkari İl Başkanı Abdulmecit Tarhan'ın kaçırılmasının ardından, CHP yöneticilerinin Tarhan'ın ailesini aradıklarını söyleyen Erdoğan, ''Teşekkür ederiz, insani bir vazife yaptınız'' dedi. CHP yöneticilerinin, AKP Hakkari İl Başkanı'nın ailesinin, kendilerine, ''sizin yardımınıza ihtiyacımız var, bize yardım edin'' dedikleri yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Tabii bunu aile duyunca bayağı üzüldüler. Çünkü ben aileyle görüştüğümde, 'böyle bir şeyler yansıdı televizyonlara Başbakanım. Biz Hakkari'de BDP'yle, terör örgütüyle beraber miting yapan CHP'den yardım isteyecek kadar düştük mü?' diyorlar. Bu işin bir yanı. İşin diğer yanında da şu var. Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki. Demek ki siz dağdakilerle müşterek çalışıyorsunuz. 'Yardıma ihtiyacınız varsa çözelim' diyorsunuz. E siz zaten Suriye'de de Baas'la beraber çalışıyorsunuz, hiçbir farkınız yok. Burada bunu söylüyorsunuz. Aynen bu söylediklerini zaten terör örgütünün siyasi uzantısı da söylüyor: 'Eğer ihtiyaç varsa biz devreye gireriz. Biz dağdakilerle gider, görüşürüz. Alınması gerekenler varsa alırız.''
'Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz'
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Ovacık yolu üzerinde terör örgütü mensuplarınca dağa kaçırıldığına ilişkin haberlere de değinen Başbakan Erdoğan, ''Tunceli milletvekili arkadaşımız kaçırıldı' diye bir başlık atıldı. Nasıl bir kaçırılmaysa... Ve iki gün içinde de geri gönderildi, nasıl geri gönderilmeyse... İfadeler çok şık, çok güzel, 'iyi çocuklar, bize iyi davrandılar. İyi çocuklar, gayet güzel bir misafirperverlik yaptılar. İkram izzet... Neymiş dağa kaçırmışlar, kime uyduruyorsunuz dağını, hepsi hikaye, 6 saat de yürümüşler. Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz. Benim halkım da bunu yutmuyor zaten, ama CHP'liler bunun üzerinden bir şeyler devşirmeye çalışıyorlar'' diye konuştu.
Yazılı ve görsel medyanın patronlarına, yazarlarına ve çizerlerine seslenen Erdoğan, ''Kusura bakmayın, CHP'nin milletvekili siyasetçi de benim il başkanım, il başkan yardımcılarım, ilçe başkanlarım, belediye başkanlarım siyasetçi değil mi? Onları niye gündemde tutmuyorsunuz, onları neden yazmıyorsunuz? AK Partili oldukları için mi? Neden? Ortak fayda farklı sadece AK Partili olana ve AK Parti'ye yönelik saldırıdır. Sizin bu ülkede verdiğiniz hizmetler önemli değil ama törör örgütü ile icabında yandaş olanlar ortak miting düzenleyenler farklı'' değerlendirmesinde bulundu.
Hassas konular üzerinde çok ciddi senaryolar oynandığını belirten Erdoğan, ''dünyanın hiçbir yerinde teröre karşı verilen mücadelede Türkiye'deki muhalefet gibi seviyesiz bir yaklaşımın'' olmadığını kaydetti.
Suriye'de herkese eşit uzaklıktayız'
Başbakan Erdoğan, ''Suriye'yi 10 yıldır maalesef bu zulümle yönetenlerin, bugün de Suriye'de kendi halkına karşı toplu katliam gerçekleştirenlerin hangi dünya görüşüne, hangi inanca, hangi mezhebe bağlı olduklarıyla ilgili olmayacağız, değiliz. Zalim zalimdir'' dedi. Suriye'de tüm etnik kökenlerin, tüm renklerin, tüm inanç ve mezheplerin demokratik katılımla herkesin temsil edildiği bir Parlamento ile herkese eşit uzaklıkta bir anayasayla yönetilmesini en başından beri arzuladıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Şimdi Suriye'de birileri çıkıyor, sağ olsun bizim sosyal medyadan bir kısmı bunlara destek kıtası... Neymiş 'sandıkla gelene herkes saygı duymak zorundadır' Suriye'de sandık mı var? Zaten sandık olsa Suriye halkının böyle bir ayağa kalkışı olur mu? Bu insanlar çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla niçin acaba ayağa kalktı. Sandığı önüne getirmediğiniz için, onun iradesine saygı duymadığınız için, Suriye halkının iradesini yok farz ettiğiniz için bugüne gelindi'' diye konuştu.
'CHP teröre dolaylı lojistik destek sağlıyor'
Esad yönetiminin, Arap baharının bölgede yayıldığı süreçte yaptıkları uyarıları dikkate alması ve demokratik parlamenter sistem konusunda Türkiye'nin desteğini hayata geçirmesi durumunda Suriye'de bugünkü ortamın yaşanmayacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Biz Suriye'de herhangi bir etnik grubun, herhangi bir mezhebin yanında veya karşısında değiliz. Biz Suriye'de herkese ama herkese eşit uzaklıkta, herkese eşit yakınlıktayız'' dedi.
''CHP, bir süredir Suriye üzerinden bizi pervasızca hedef alıyor'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim Suriye karşısında takındığımız objektif tavrı maalesef CHP takınamamıştır. CHP, Baas Partisi ile duygusal bir ilişki tesis etmiştir ve bu duygusal ilişkinin neticesi olarak şu anda başta Hatay olmak üzere Türkiye genelinde çok ciddi provokasyonların fitilini tutuşturmanın gayreti içindedir. Çok enteresan şu anda terör örgütü Doğu ve Güneydoğu'da adeta intihar edercesine çocuk yaştaki mensuplarıyla yoğun bir terör uyguluyor. Aynı anda CHP, senkronize şekilde, paralel şekilde Suriye üzerinden tahriklere girişerek hem Suriye'deki katliama hem de dolaylı olarak teröre lojistik destek sağlıyor. Bunu milletimin görmesini istiyorum. CHP'nin tavrını özellikle de CHP seçmeninin görmesini rica ediyorum.''
Hatay'da son dönemde düzenlenen Esad yanlısı bazı toplantılara vurgu yapan Başbakan Erdoğan, ''Bugün Hatay'da yapılan toplantılara baktığınızda legal-illegal bütün toplantıların organizasyonuna baktığınız zaman bunların içinde yer alanların bir kısmının terörle ilişki halindeki insanlar olduğunu görürsünüz. CHP'nin milletvekilleriyle birlikte hareket ettiklerini görürsünüz. Onlarla beraber maalesef, terörle her an iç içe olan bazı örgütlerin orada olduğunu görürsünüz. Şu anda CHP, Türkiye'nin çıkarlarını değil Türkiye'ye hasmane tutum içinde olan çevre ve rejimlerin çıkarlarını tutuyor'' diye konuştu. (aa)
Başbakan Erdoğan, sosyal medya kullanılarak bazı kesimlerce, ''yok burası işgal altında, burası terk edilmiş'' şeklinde yalan haberler yapıldığını vurgulayarak, ''Utanır insan, ayıptır. Şu anda bu ülkede, bizim 1 metrekaremizin bizim kontrolümüzün dışında olduğunu hiç kimse söyleyemez'' diye konuştu.
İsim vermeden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı eleştiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Siz, bölücü terör örgütünün uzantısının eş başkanının söylediğine bakmayın. Kendisinde yüz olsa Parlamento'ya değil, Kandil Dağı'na çıkması gerekiyor ama yok. Sen, bu milletin temsilcisi değilsin, utanmadan, sıkılmadan hangi yüzle geliyorsun da bu parlamentoda yemin ediyorsun. Çünkü bunların içi başka, dışı başka. '400 kilometre karenin bölücü terör örgütünün kontrolünde' olduğunu söylüyor. Tamamen terbiyeden muaf ve bu ülkenin değerlerinden uzak bir anlayıştır. Bu insanlar bu ülkede yönetime talipler olabilecek bir şey mi? Bunlar bu ülkede hiçbir zaman o bekledikleri o beklentilerine ulaşamayacaklardır. Her geçen gün eriyip yok olmaya mahkumdurlar. Eğer kendilerine çok daha rahat yer arıyorlarsa kendilerine adres verdim, Kandil'e gitsinler, ama bu Parlamento'nun içinde mücadele edeceklerse Anayasa ne emrediyorsa, hukuk neyi emrediyorsa o çerçevede hareket etmeye mecburdurlar. Etmedikleri takdirde de şu anda kendileri... Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor, biz de Parlamento'da gereği neyse onu yapacağız."
'BDP ile CHP arasında söylem açısından bir fark yok'
Erdoğan, özellikle son aylarda, BDP ile CHP arasında söylem açısından bir fark olmadığını belirtti. ''BDP ne söylüyorsa CHP milletvekillerinin de adeta papağan gibi BDP'yi tekrarlıyor'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Aradaki fark şu, birisi sırt sıvazlıyor, diğeri sırtını sıvazlatıyor. CHP'li milletvekili kaçırılıyor, ardından romantik bir dille teröristin ya da teröristlerin sırtını sıvazlıyor. Öbür yandan BDP'li milletvekilleri ile teröristler yolda buluşuyor, BDP'li sözüm ona milletvekilleri sırtlarını sıvazlatıyor, fark bu. Burada, o televizyonlara yansıyan çirkin görüntülerle ilgili bir düzeltmeyi de yapmak zorundayım. Bayramdan hemen önce ramazanı da bayramı da kana bulayan teröristlerle BDP milletvekillerinin derin muhabbetine bir kez daha şahit olduk. Şunu özellikle vurguluyorum, o gün orada, o buluşmada, BDP'li milletvekillerinin teröristleri kucaklamasının ötesinde teröristler, BDP'li milletvekillerinin sırtlarını sıvazlamıştır. Yanaklarından öpmüşlerdir, ne kadar güzel bir muhabbet. Bunlar 2005'te de aynı şeyleri zaten yaptılar. Bunlar o dağlardan beraber indiler, beraber geldiler, siyasetin değil silahın sözünün geçtiğini bunlar ifade ettiler. Terörist cana kast ediyor bunların tavırları siyaset kurumunu demokrasiyi ve hukuku baltalıyor. Bunların ipini terör örgütü elinde tutuyor. O efendileri bunların ipini gevşetmediği sürece bunlar hiç bir yere gidemezler, hiç bir karar alamazlar, hiç bir şey söylemezler. Bunlar yıllarca silahların gölgesinde yürütülen siyaseti eleştiriyor gibi yaptılar ama kendileri şu anda silahların gölgesinde, silahların vesayetinde siyaset yapıyorlar, siyaset yapar gibi davranıyorlar. İşte o gün de bir bayram öncesi milletin gözünün önünde gittiler efendilerine sırtlarını sıvazlattılar. İnanın kameralar orada olmasaydı bunlar o terörist efendilerinin ellerini öperlerdi. İnanın kameralar olmasaydı bunlar terörist efendilerinden üç kuruş da harçlık alırlardı. Neyse ki orada efendileri bunlara acıdılar da kameraların önünde bunları daha fazla rezil etmediler.''
'Almira'nın kanı BDP milletvekillerinin sırtlarında hiç bir zaman silinmeyecektir'
Gaziantep'deki patlamada hayatını kaybeden 1 yaşındaki Almira'nın kanının BDP'li milletvekillerinin üzerine sıçradığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''BDP'li milletvekilinin sırtını sıvazlayan o teröristin elindeki kan, işte o milletvekillerinin bir defa sırtına bulaşmıştır. Gaziantep'te bir bayram günü alçakça katledilen 1 yaşındaki Almira'nın o masum, o temiz kanı işte o BDP'li milletvekillerinin sırtına sıçramıştır. Onun o temiz kanı, kan lekesi, namus lekesi gibidir, şeref lekesi, onur lekesi gibidir, yıkamakla çıkmaz. 1 yaşındaki Almira'nın kanı işte bu BDP milletvekillerinin o sıvazlanan sırtlarında da hiç bir zaman silinmeyecektir. Bunlar işte o lekeyle adeta rezil, alçak bir biçimde yaşayacaklardır'' dedi.
'Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki'
AKP Hakkari İl Başkanı Abdulmecit Tarhan'ın kaçırılmasının ardından, CHP yöneticilerinin Tarhan'ın ailesini aradıklarını söyleyen Erdoğan, ''Teşekkür ederiz, insani bir vazife yaptınız'' dedi. CHP yöneticilerinin, AKP Hakkari İl Başkanı'nın ailesinin, kendilerine, ''sizin yardımınıza ihtiyacımız var, bize yardım edin'' dedikleri yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Tabii bunu aile duyunca bayağı üzüldüler. Çünkü ben aileyle görüştüğümde, 'böyle bir şeyler yansıdı televizyonlara Başbakanım. Biz Hakkari'de BDP'yle, terör örgütüyle beraber miting yapan CHP'den yardım isteyecek kadar düştük mü?' diyorlar. Bu işin bir yanı. İşin diğer yanında da şu var. Sizin o siyasi uzantı olan o partiden hiçbir farkınız yok ki. Demek ki siz dağdakilerle müşterek çalışıyorsunuz. 'Yardıma ihtiyacınız varsa çözelim' diyorsunuz. E siz zaten Suriye'de de Baas'la beraber çalışıyorsunuz, hiçbir farkınız yok. Burada bunu söylüyorsunuz. Aynen bu söylediklerini zaten terör örgütünün siyasi uzantısı da söylüyor: 'Eğer ihtiyaç varsa biz devreye gireriz. Biz dağdakilerle gider, görüşürüz. Alınması gerekenler varsa alırız.''
'Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz'
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Ovacık yolu üzerinde terör örgütü mensuplarınca dağa kaçırıldığına ilişkin haberlere de değinen Başbakan Erdoğan, ''Tunceli milletvekili arkadaşımız kaçırıldı' diye bir başlık atıldı. Nasıl bir kaçırılmaysa... Ve iki gün içinde de geri gönderildi, nasıl geri gönderilmeyse... İfadeler çok şık, çok güzel, 'iyi çocuklar, bize iyi davrandılar. İyi çocuklar, gayet güzel bir misafirperverlik yaptılar. İkram izzet... Neymiş dağa kaçırmışlar, kime uyduruyorsunuz dağını, hepsi hikaye, 6 saat de yürümüşler. Kusura bakmayın, bunu kimse yutmaz. Benim halkım da bunu yutmuyor zaten, ama CHP'liler bunun üzerinden bir şeyler devşirmeye çalışıyorlar'' diye konuştu.
Yazılı ve görsel medyanın patronlarına, yazarlarına ve çizerlerine seslenen Erdoğan, ''Kusura bakmayın, CHP'nin milletvekili siyasetçi de benim il başkanım, il başkan yardımcılarım, ilçe başkanlarım, belediye başkanlarım siyasetçi değil mi? Onları niye gündemde tutmuyorsunuz, onları neden yazmıyorsunuz? AK Partili oldukları için mi? Neden? Ortak fayda farklı sadece AK Partili olana ve AK Parti'ye yönelik saldırıdır. Sizin bu ülkede verdiğiniz hizmetler önemli değil ama törör örgütü ile icabında yandaş olanlar ortak miting düzenleyenler farklı'' değerlendirmesinde bulundu.
Hassas konular üzerinde çok ciddi senaryolar oynandığını belirten Erdoğan, ''dünyanın hiçbir yerinde teröre karşı verilen mücadelede Türkiye'deki muhalefet gibi seviyesiz bir yaklaşımın'' olmadığını kaydetti.
Suriye'de herkese eşit uzaklıktayız'
Başbakan Erdoğan, ''Suriye'yi 10 yıldır maalesef bu zulümle yönetenlerin, bugün de Suriye'de kendi halkına karşı toplu katliam gerçekleştirenlerin hangi dünya görüşüne, hangi inanca, hangi mezhebe bağlı olduklarıyla ilgili olmayacağız, değiliz. Zalim zalimdir'' dedi. Suriye'de tüm etnik kökenlerin, tüm renklerin, tüm inanç ve mezheplerin demokratik katılımla herkesin temsil edildiği bir Parlamento ile herkese eşit uzaklıkta bir anayasayla yönetilmesini en başından beri arzuladıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Şimdi Suriye'de birileri çıkıyor, sağ olsun bizim sosyal medyadan bir kısmı bunlara destek kıtası... Neymiş 'sandıkla gelene herkes saygı duymak zorundadır' Suriye'de sandık mı var? Zaten sandık olsa Suriye halkının böyle bir ayağa kalkışı olur mu? Bu insanlar çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla niçin acaba ayağa kalktı. Sandığı önüne getirmediğiniz için, onun iradesine saygı duymadığınız için, Suriye halkının iradesini yok farz ettiğiniz için bugüne gelindi'' diye konuştu.
'CHP teröre dolaylı lojistik destek sağlıyor'
Esad yönetiminin, Arap baharının bölgede yayıldığı süreçte yaptıkları uyarıları dikkate alması ve demokratik parlamenter sistem konusunda Türkiye'nin desteğini hayata geçirmesi durumunda Suriye'de bugünkü ortamın yaşanmayacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Biz Suriye'de herhangi bir etnik grubun, herhangi bir mezhebin yanında veya karşısında değiliz. Biz Suriye'de herkese ama herkese eşit uzaklıkta, herkese eşit yakınlıktayız'' dedi.
''CHP, bir süredir Suriye üzerinden bizi pervasızca hedef alıyor'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim Suriye karşısında takındığımız objektif tavrı maalesef CHP takınamamıştır. CHP, Baas Partisi ile duygusal bir ilişki tesis etmiştir ve bu duygusal ilişkinin neticesi olarak şu anda başta Hatay olmak üzere Türkiye genelinde çok ciddi provokasyonların fitilini tutuşturmanın gayreti içindedir. Çok enteresan şu anda terör örgütü Doğu ve Güneydoğu'da adeta intihar edercesine çocuk yaştaki mensuplarıyla yoğun bir terör uyguluyor. Aynı anda CHP, senkronize şekilde, paralel şekilde Suriye üzerinden tahriklere girişerek hem Suriye'deki katliama hem de dolaylı olarak teröre lojistik destek sağlıyor. Bunu milletimin görmesini istiyorum. CHP'nin tavrını özellikle de CHP seçmeninin görmesini rica ediyorum.''
Hatay'da son dönemde düzenlenen Esad yanlısı bazı toplantılara vurgu yapan Başbakan Erdoğan, ''Bugün Hatay'da yapılan toplantılara baktığınızda legal-illegal bütün toplantıların organizasyonuna baktığınız zaman bunların içinde yer alanların bir kısmının terörle ilişki halindeki insanlar olduğunu görürsünüz. CHP'nin milletvekilleriyle birlikte hareket ettiklerini görürsünüz. Onlarla beraber maalesef, terörle her an iç içe olan bazı örgütlerin orada olduğunu görürsünüz. Şu anda CHP, Türkiye'nin çıkarlarını değil Türkiye'ye hasmane tutum içinde olan çevre ve rejimlerin çıkarlarını tutuyor'' diye konuştu. (aa)

YORUM YAZIN