Akçakale Sınırından Suriye'ye Bakmak: İki Sokak Aşağıda Savaş Var!
Akçakale’de iki delikanlıdan biri diğerine, ‘Aşağıda
savaş var oğlum!’ diye sesleniyor. İlçe merkezinden sınırdaki bomba
sesleri rahatlıkla duyuluyor olsa da hayat olağan akışında devam ediyor.
Dükkanlar açık, parklar dolu. Ancak gençlerin dediği gibi, iki sokak
aşağıda savaş var.
“Gece sesten dolayı uyuyamıyoruz ama alıştık. Sınırın öbür tarafında akrabaları olanlarla karşıya lahmacun, sigara, meşrubat gönderdik dün. Arada sınır var ama burayla orası akraba sonuçta.”
Akçakale’de eğitime hafta başına kadar ara verildi ama çocuklar evlerinde değil. Caddelerde oyun oynamakla meşguller. Bomba sesleri ilçeyi doldururken ufaklıklar sokaklarda ya da damlarda cirit atmaya devam ediyor. Bir marketin çalışanları, okulların açıldığı günün ertesi bazı öğretmenlerin memleketlerine döndüğünü konuşuyor. Onlar dönmüş ama Akçakaleliler, “Ekmeğimiz burada, nereye gidelim” diyor.
‘Dikkat edin’Akçakale Sınır Kapısı’na doğru yoldayız. Polis bazı ara sokakları “Girilmez” yazılı şeritlerle kapatmış. Nihayet İstasyon Caddesi... Suriyeli muhalifler tarafından iki gün önce ele geçirilen Tellebyat gümrük binasına karşılık bir bahçede oturanların yanına gidiyoruz. Yenimahalle muhtarı olduğunu öğreneceğimiz bir adam, “Dikkatli olun, az önce buraya bir demir değdi” diyor. Demirden kasıt, şarapnel parçası. Muhtar, çocukları köye göndermiş ancak kendisi gitmemiş. O sıklıkla sınırı geçip geri dönenlerden. Gümrük binası yerle bir edilince, muhtar soluğu “karşı”da almış.
Masada bir güvenlik görevlisi de var. Nasıl önlemler alındığını soruyorum: “Belediyeler ‘Sınıra yaklaşmayın’ anonsu yapıyor. Ancak vatandaş pek duyarlı değil. Normal hayatına devam ediyor. Olay olunca merak ediyor, oraya gidiyor.”
O sırada muhtar, “Ben hem Türkiye’nin hem Suriye’nin muhtarıyım. Akrabalarım orada” diyor gülerek. Sonra gümrük binası yerle bir olunca karşıya geçtiğini telefonuna kaydettiği görüntülerle ispat etmeye başlıyor. Güvenlik görevlisi ise, “Merak dedim ya. İşte örnek” diyor.
Muhtar anlatmaya devam ediyor: “Akrabalarımızı merak ediyoruz, böyle olmasına. Muhalifler akrabamız. Onlarda da Türkiye hattı var, sürekli telefonda görüşüyoruz.”
Gümrük binasının bombalandığı an Türkiye tarafındaki gümrükte görevli olan beyefendiden dinliyoruz: “Bina dinamitlendiğinde gümrük binasındaydık. Yaklaşık 20 kişi vardı içeride. Hemen dışarı attık kendimizi. Çok ses çıktı. Bina tahliye edildi. O günden beri de içeride görevli kimse yok.”
Sırada Mehmet bey var. Tellebyat Gümrük Kapısı düşmeden bir gün önce yoğunluk kazandığını anlatıyor. Suriye’den gelen hafif yaralılar Akçakale’de ayak üstü tedavi edilirken, ağır olanlar Devlet Hastanesi’ne gönderilmiş. Mehmet bey de gün aşırı sınır geçenlerden. Nasıl geçtiklerini sorunca bıyık altından gülümsüyor: “Pasaportla geçecek halimiz yok herhalde. Yürüyüp geçiyoruz.”
Masada, Tellebyat gümrük kapısında çalışanlardan haber alınamadığı konuşuluyor: “Yahu o Şahin ne iyi çocuktu.” Bazı gümrük görevlileri muhalifler tarafından rehin alındığı için akıbetleri henüz meçhul. Muhtar bey durumu, “Onlar arasında da muhaliflere katılmak isteyenler var ama Esad vurur diye korkularından ayrılamıyorlar” diye özetliyor.
‘Biz alışkınız’Biz konuşmaya devam ederken arka fonda bomba sesleri sürüyor. Tellebyat ele geçirilmeden önceki gece Akçakale Gümrük Kapısı tarafına iki bomba düştüğünü anlatan muhtar, başından beri olaylardan serinkanlılıkla bahsediyor olmasına açıklık getirme ihtiyacı duyuyor belli ki: “Biz hudutçuyuz. Alışkınız. Ölümden, cesetten, leşten korkmuyoruz. Kaçağa gidiyoruz yıllardır. Sınırı geçerken mayın patlıyor mesela. Arkadaşını sırtlıyorsun, ayağını bağlıyorsun.”
Öyle ki, Tellebyat Gümrük Kapısı’nın düştüğü gün tanık olunan ölümler anlatılıyor: “Saat sabah 10.00’da bina ele geçirildi. Biz de hemen sınırı geçtik. Muhalifler, Sünni olanları imamla defnediyordu. Alevi olanlar ise kepçelerle açılan çukurlara atılıyordu. Öldürdüklerini ya zaten tanıyorlar ya da ceplerini karıştırıp kimliklerine bakıyorlar. Bazı askerler apoletlerini saklamış, onu görünce ‘Bu Alevidir’ deyip çukura atıyorlardı.”
Bir ara bomba sesleri azalınca, “Öğleye kadar sesler öyle hoştu, sonra müzik sesi kısıldı” diyerek gülüşüyorlar. Akçakale halkı alışmış alışmasına ama bu durum savaşın vahametini ortadan kaldırmıyor. Son sözü muhtar söylüyor: “Bu olaylar bitsin, ortalık bir durulsun. Suriye’de öyle toplu mezarlar çıkacak... Öyle toplu mezarlar çıkacak...”
Belediye: EllemeyinAkçakale sınırında aralıklarla yoğun çatışma sürüyor ve çatışmada yaralananlar daha önce olduğu gibi tedavi için Türkiye’ye getiriliyor. Akçakale Belediyesi hoparlörlerinden de gün içinde aralıklarla, “Sınır bölgesinde yaşanan çatışmalar sebebiyle sınıra yaklaşılmaması ve bombalama sebebiyle düşen şarapnel parçalarına dokunulmaması, 155’in aranması rica olunur” anonsu yapılıyor.
Haber: Burcu Karakaş Foto: Hüseyin Özdemir (Milliyet)
YORUM YAZIN