Kadınlardan Suç Duyurusu: Sedat Selim Ay Yeniden Yargılansın
Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı'na atanan Sedat Selim Ay'ın 1990'lı yıllarda işkence yaptığı öne sürülen kadınlar, suç duyurusunda bulundu.
İşkence mağdurları Birsen Kaya, Arzu Demir, Zelal Armutlu, Meral Armutlu ve Nuran Atmaca, kadın örgütleri ile birlikte Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptıktan sonra, Sedat Selim Ay'ın TCK 94. maddesinden yargılanmasını talep eden dilekçeleri savcılığa verdi. Basın açıklamasına, sanatçı Pınar Aydınlar ile 1995'de Sedat Selim Ay'ın ekibi tarafından gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak da katıldı.
EMEP'li Kadınlar, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası, Sosyalist Kadın Meclisleri, SDP'li Kadınlar, EHP'li Kadınlar, Yeni Demokrat Kadın, İMECE Kadın Dayanışma Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Sosyalist Feminist Kolektif ve BDP'li Kadınlar adına açıklamayı Merve Tüfekçi okudu. Tüfekçi, "Türkiye'de bir devlet geleneği olan işkenceye, son yıllarda sıfır tolerans tanındığını iddia eden iktidar, tescilli işkenceci Sedat Selim Ay'ı terfi ettirerek, bunun tam aksi bir anlayışa sahip olduğunu daha da açık bir biçimde göstermiş oldu. Bizzat Tayyip Erdoğan tarafından Sedat Selim Ay için sarf edilen 'Terörle mücadele etmiş bir arkadaşımızı yedirtmeyiz' cümlesi işkencecilere sahip çıkıldığını, onların ödüllendirildiğinin kanıtıdır" dedi.
Sedat Selim Ay'ın atanmasının, devletin hem işkenceci yüzün hem de erkek egemen niteliğini gözler önüne serdiğini kaydeden Tüfekçi, Başbakan'ın "15 yıl önce neredeydiniz" sözlerine de yanıt verdi: "15 yıl önce işkenceyi açıklayan kadınların raporları mevcuttur. Ayrıca, 2000 yılında devlet kaynaklı cinsel şiddet ve tecavüze karşı bir kurultay yaptılar ve bu kurultayda işkence görenler, tecavüze uğrayanlar açıklama yaptılar. Yaşadıklarını ise 'Ses ve Cesaret' adıl kitapta birleştirdiler. Başbakan'a o kitabı okumasını öneriyoruz."
Tüfekçi, Sedat Selim Ay'ın terfisinin derhal geri çekilmesini ve Ay'ın yeniden yargılanmasını istedi.
'YAŞADIKLARIMI UNUTMADIM'
1996 yılında 16 yaşındayken işkence gören Zelal Armutlu da yaptığı konuşmada, "O dönemde Sedat Selim Ay, Bayram Kartal ve Yusuf Öz tarafından işkence gördüm. Bir bodrum katına indirdiler beni, çok küf kokan iğrenç bir yere indirdiler. Orada ayak parmaklarıma elektrik verdiler. Bir kadın polis getirdiler, sivri topuklu ayakkabılarıyla sırtımı çiğnettiler. Merdivenlerden attılar. Birçok arkadaşıma yaptıklarını gördüm. 16 gün gözaltında kaldık. Sedat Selim Ay ve diğer polislerin yaşattıklarını hiçbir zaman unutmadım, unutmayacağım" dedi.
Babasına da aynı ekip tarafından gözlerine elektrik verilerek işkence yapıldığını anlatan Armutlu, babasının 8 yıldır yurtdışında tedavi gördüğünü, Ay yüzünden babasından ayrı kaldığını söyledi. Armutlu, Sedat Selim Ay'ın yargılanmasını istedi.
SAVCILARA ÇAĞRI: SUÇA ORTAK OLMAYIN
Maside Ocak ise şunları belirtti: "Bizim ülkemizde adalet maalesef taş duvar, içindeki hiçbir savcının hukukçunun gerçekten adalet için burada olduğuna inanmıyorum. Ağabeyim Hasan Ocak gözaltında kaybedildiği, kimliksiz, kimsesiz olarak cesedi bulunduğunda, otopsinin altına imza atan savcı, işkencede öldürüldüğünü belgeleyen savcı, birkaç ay sonra açtığımız işkencede ölüm davasını 'Türk polisinin işkence yapmayacağına ve adam öldürmeyeceğine olan inancı' ile takipsizlik kararı vermişti. Şimdi ise bir işkencecinin neden bugüne geldiğini sorguluyor insanlar sokaklarda. O dönemin savcıları Sedat Selim Ay'ı bugüne getirdiler. Şu binanın içinde olan hukuk insanları bu davaları kabul etmez, Sedat Selim Ay'ın görevden alması için gerekli incelemeyi yapmazsa, bu tecavüzler ve işkencede ölümlerin ortağı olacaktır. Bizlerin de iki eli her zaman onların yakasında olacaktır."
Sanatçı Pınar Aydınlar, "Kadınlara saldıran faşistler bu ülkede ödüllendiriliyor. Bu dava hepimizin ortak davasıdır, takipçisi olacağız" dedi. (etha)
İşkence mağdurları Birsen Kaya, Arzu Demir, Zelal Armutlu, Meral Armutlu ve Nuran Atmaca, kadın örgütleri ile birlikte Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptıktan sonra, Sedat Selim Ay'ın TCK 94. maddesinden yargılanmasını talep eden dilekçeleri savcılığa verdi. Basın açıklamasına, sanatçı Pınar Aydınlar ile 1995'de Sedat Selim Ay'ın ekibi tarafından gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak da katıldı.
EMEP'li Kadınlar, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası, Sosyalist Kadın Meclisleri, SDP'li Kadınlar, EHP'li Kadınlar, Yeni Demokrat Kadın, İMECE Kadın Dayanışma Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Sosyalist Feminist Kolektif ve BDP'li Kadınlar adına açıklamayı Merve Tüfekçi okudu. Tüfekçi, "Türkiye'de bir devlet geleneği olan işkenceye, son yıllarda sıfır tolerans tanındığını iddia eden iktidar, tescilli işkenceci Sedat Selim Ay'ı terfi ettirerek, bunun tam aksi bir anlayışa sahip olduğunu daha da açık bir biçimde göstermiş oldu. Bizzat Tayyip Erdoğan tarafından Sedat Selim Ay için sarf edilen 'Terörle mücadele etmiş bir arkadaşımızı yedirtmeyiz' cümlesi işkencecilere sahip çıkıldığını, onların ödüllendirildiğinin kanıtıdır" dedi.
Sedat Selim Ay'ın atanmasının, devletin hem işkenceci yüzün hem de erkek egemen niteliğini gözler önüne serdiğini kaydeden Tüfekçi, Başbakan'ın "15 yıl önce neredeydiniz" sözlerine de yanıt verdi: "15 yıl önce işkenceyi açıklayan kadınların raporları mevcuttur. Ayrıca, 2000 yılında devlet kaynaklı cinsel şiddet ve tecavüze karşı bir kurultay yaptılar ve bu kurultayda işkence görenler, tecavüze uğrayanlar açıklama yaptılar. Yaşadıklarını ise 'Ses ve Cesaret' adıl kitapta birleştirdiler. Başbakan'a o kitabı okumasını öneriyoruz."
Tüfekçi, Sedat Selim Ay'ın terfisinin derhal geri çekilmesini ve Ay'ın yeniden yargılanmasını istedi.
'YAŞADIKLARIMI UNUTMADIM'
1996 yılında 16 yaşındayken işkence gören Zelal Armutlu da yaptığı konuşmada, "O dönemde Sedat Selim Ay, Bayram Kartal ve Yusuf Öz tarafından işkence gördüm. Bir bodrum katına indirdiler beni, çok küf kokan iğrenç bir yere indirdiler. Orada ayak parmaklarıma elektrik verdiler. Bir kadın polis getirdiler, sivri topuklu ayakkabılarıyla sırtımı çiğnettiler. Merdivenlerden attılar. Birçok arkadaşıma yaptıklarını gördüm. 16 gün gözaltında kaldık. Sedat Selim Ay ve diğer polislerin yaşattıklarını hiçbir zaman unutmadım, unutmayacağım" dedi.
Babasına da aynı ekip tarafından gözlerine elektrik verilerek işkence yapıldığını anlatan Armutlu, babasının 8 yıldır yurtdışında tedavi gördüğünü, Ay yüzünden babasından ayrı kaldığını söyledi. Armutlu, Sedat Selim Ay'ın yargılanmasını istedi.
SAVCILARA ÇAĞRI: SUÇA ORTAK OLMAYIN
Maside Ocak ise şunları belirtti: "Bizim ülkemizde adalet maalesef taş duvar, içindeki hiçbir savcının hukukçunun gerçekten adalet için burada olduğuna inanmıyorum. Ağabeyim Hasan Ocak gözaltında kaybedildiği, kimliksiz, kimsesiz olarak cesedi bulunduğunda, otopsinin altına imza atan savcı, işkencede öldürüldüğünü belgeleyen savcı, birkaç ay sonra açtığımız işkencede ölüm davasını 'Türk polisinin işkence yapmayacağına ve adam öldürmeyeceğine olan inancı' ile takipsizlik kararı vermişti. Şimdi ise bir işkencecinin neden bugüne geldiğini sorguluyor insanlar sokaklarda. O dönemin savcıları Sedat Selim Ay'ı bugüne getirdiler. Şu binanın içinde olan hukuk insanları bu davaları kabul etmez, Sedat Selim Ay'ın görevden alması için gerekli incelemeyi yapmazsa, bu tecavüzler ve işkencede ölümlerin ortağı olacaktır. Bizlerin de iki eli her zaman onların yakasında olacaktır."
Sanatçı Pınar Aydınlar, "Kadınlara saldıran faşistler bu ülkede ödüllendiriliyor. Bu dava hepimizin ortak davasıdır, takipçisi olacağız" dedi. (etha)

YORUM YAZIN