Header Ads

Katliam ve Sosyal Bilimler

- GÜL İNCE -
Sosyal bilimler, toplumsala ait olan herşeyi araştırma konusu yapıp, belli başlı veriler elde etme ve bu verileri toplumsal iyileştirme amacıyla paylaşıma sunma yetkisine sahiptir.

Bu araştırmaların paylaşımı, ekonomiden eğitime, dinden dile geniş bir çalışma alanına sahip olan sosyal bilimlerin kamuoyu oluşturmasına imkan sağlar. Bu bakımdan, sosyal bilim araştırmaları oldukça hassas dengeler üzerine kurulmuştur; geçerliliği, sorgulamaya her zaman açıktır, zira beşeri olanı incelemek, sosyal bilimcinin tamamen objektif olmasını engeller.

Sosyal bilimler içinde en çok alan çalışması yapılan dallardan biri medya ve birey ilişkileridir.
Özellikle sosyal medyanın gündelik yaşamdaki yeri ve insanlar üzerindeki etkisi sık sık bu çalışmalara konu olmuştur.

Bireylerin televizyon karşısında aktif mi pasif mi olduğu konusuysa sosyal bilimcilerin tartışmaktan keyif aldığı konulardan biridir. Her ne kadar ‘televizyonun insan üzerindeki etkisi’ teması artık güncelliğini kaybetmiş olsa da Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan silahlı saldırı bu üzeri kapanmaya yüz tutmuş konuyu tekrar gündeme getirdi.

Bu konunun gündeme gelmesinin sebebi katilin yer ve zaman seçimi; zira Colorado eyaletindeki silahlı saldırının ev sahipliğini, Batman serisinin ‘Kara Şovalye Yükseliyor’ adlı son filminin prömiyer salonu yaptı.
Bu saldırı ile üç önemli fikir atıldı ortaya,

1) Sinemadaki karizmatik kötü karakterler bireyler üzerine rol modeli işlevi görüyor ve onları bir sistematik olarak suça itiyordu.

2) Film şirketi reklam yapmak için böyle bir katliamın önünü açmıştı (bu fikri ortaya atan ışıltılı zihinler Oscar ödülünü bile alamadan hayata veda eden Heath Ledger’ın ölümünün de filmin tanıtımına hizmet ettiğini söyleyebilir pek tabi)

3)Batman’ın Christopher Nolan imzalı serisinde zaten yolunda gitmeyen birşeyler vardı, Heath Ledger da bu filmin hemen sonrasında ölmemiş miydi?

Biri diğerinden temelsiz olan bu üç bakış açısıyla adı geçen saldırıyı açıklamak biraz zor görünüyor çünkü mesele ne Joker’in katil üzerindeki etkisi, ne de Christopher Nolan’ın filmini reklam etmeye olan ihtiyacı. Üçüncü madde üzerinde yorum yapmak bile manasız.

Konunun bu üç madde üzerinden açıklanmaması gerektiğini destekleyen bir tez daha mevcut. Yazının girişinde de söylendiği gibi, sosyal bilim araştırmaları kamuoyu oluşturmaya eğilimlidirler. Medya araştırmalarında bireyi, televizyon karşısında pasif bir alıcı gibi yansıtmak bu tür katliamların gerçek sebebini analiz etmekten bizi uzaklaştırır, dahası, son günlerde sık sık gündeme gelen Behzat Ç. örneğinde olduğu gibi iktidarın problematik karakterleri evcilleştirme çabasına bilimsel bir zemin hazırlamış olur. Böylece, televizyon ve sinema, gerçekliği yansıtma amacından tamamen sapıp, topluma hayırlı bireyler yetiştirme amacına hizmet etmeye başlar.

Colorado katliamına dönecek olursak, burada asıl üzerinde durulması gereken şey, medya-birey ilişkisi değil, asıl mesele hiçbir sabıka kaydı olmayan, hocalarının çekingen ve zeki bir doktora öğrencisi olarak tarif ettiği James Holmes’un onca silahı hiç bir gerekçe göstermeden, ekmek, su alır gibi, satın alabilmesi.
Saldırıdan sonra Holmes’un evinde araştırmalar yapılmış ve evde envai çeşit patlayıcı, mermi, bomba ve çeşitli silahların mevcudiyeti bildirilmiş.

Bunca silahın ve patlayıcının yasal olarak hiçbir gerekçe göstermeksizin temin edilebilecek olmasının yükünü karizmatik bir ruh hastası olan Joker’e yüklemek ABD’nin sistematik olarak silah üretme-tüketme mekanızmasına yapılan haksızlıktan başka birşey değil.

Durum gayet açık.

Sosyal bilimlerin asıl üzerinde durması veya araştırma nesnesi olarak ele alması gereken şey, ABD’nin süregelen bir güvensizlik ortamı yaratmak suretiyle kılıf uydurduğu, meşru bir zemine oturttuğu, silah üretme konusundaki kararlılığıdır.

*birgun.net

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.