'Tanıklık Günleri'nin 4. Buluşması: Hepimiz Yargılanıyoruz, Gazetecilik Yargılanıyor
Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun düzenlediği "Tanıklık Günleri"nin 4.'sü bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapıldı. Bugünkü eylemde, Füsun Erdoğan, Barış Pehlivan, Sadık Topaloğlu ve Turabi Kişin için tanıklık yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, 102 gazetecinin tutuklu olduğuna dikkat çekerek, "Onların şahsında, hepimiz yargılanıyoruz, gazetecilik yargılanıyor" diye konuştu.
'SARAY YAZICILARI GAZETECİYİM DİYE GEZİYOR'
Tutuklu gazetecilerin, dışarıdaki gazetecilerin gözünü korkutmak için rehin tutulduğunu kaydeden Abakay, hükümet yanlısı gazetecileri eleştirerek, "Sahte gazeteciler, saray yazıcıları ortada gazeteciyim diye dolaşıyor" dedi.
Abakay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle Mücadele Yasası bir olağanüstü hal yasasıdır, Özel Yetkili Mahkemeler, olağanüstü hal mahkemeleridir." Abakay, tüm tutuklu gazetecileri selamlayarak konuşmasını sonlandırdı.
Füsun Erdoğan'a tanıklık eden eşi ve Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek, 32 yıldır hayat arkadaşı, 20-25 yıldır meslektaş olduklarını kaydetti. Çiçek, aynı davada tutuklandıklarını ve kendisinin tahliye olduğunu hatırlattı.
'KÜRT HALKININ ACILARINI YAZDI'
Erdoğan'ın 1990'lı yılların başında Emeğin Bayrağı dergisinde gazeteciliğe başladığını ifade eden Çiçek, "Hatırladığım en önemli olay, Saddam katliamından, güneyden kuzeye doğru gelen Kürt halkımızın çektiklerine tanıklık etmek ve çektiklerini yazmaktı" diyerek, Füsun Erdoğan'ın aynı zamanda 1991-1992 yılında Emekçi Kadınlar Birliği Bülteni'ni kurduğunu ve editörlüğünü yaptığını, Füsun Erdoğan'ın hala Bianet'te haftalık yazı yazdığını vurguladı.
'ÖZGÜR RADYOCULUĞUN TEMELLERİNİ ATAN KADIN'
1991 yılında çıkan sansür kararnamesine dikkat çeken Çiçek, şunları kaydetti: "Kürtçe'nin, Kürt halkının, Kürt ulusunun yasaklandığı, dilimize kelepçe vurulmaya çalışıldığı koşullar altında, gazetecilik yaptı. Gerçeğin peşinde koştu. 1994-1995'ten sonra Özgür Radyo'nun kurucusu olarak özgür radyoculuğun ilk temellerini atan bir kadın olarak bence çok önemlidir."
Füsun Erdoğan'ın sansüre karşı büyük bir direniş yaptığını ifade eden Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: "Füsun, halkın haber alma hakkına, halkın gerçek ve doğru bilgiye ulaşma hakkına sadık, gerçeklerin peşinde koşan bükülmez bir kadın. İnançlı, mücadeleci bir kadın."
Çiçek, sözlerini şöyle noktaladı: "Füsun'u hapse atabilirler ama düşüncelerini ve yüreğini tutsak alamazlar. Halklarımızın Füsun gibi evlatları olduğu sürece karanlık iktidar odakları hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır."
8 YILIN 3 YIL 9 AYINDA RADYO KAPALIYDI
Füsun Erdoğan'la Özgür Radyo'da 8 yıl boyunca birlikte çalışmış ETHA editörü Arzu Demir, gazeteciliğe 1998 yılında Özgür Radyo'da başladığını söyleyerek şunları ifade etti: "1998'den 2006 yılının yaz aylarına kadar birlikte çalıştık. Birlikte çalıştık derken, altını çizmek istiyorum, devletin izin verdiği oranda birlikte çalıştık. Çünkü o günlerde, muhalif radyolar üzerinde çok büyük baskı vardı. Geçen 8 yılın 3 yıl 9 ayı kapatmalarla geçmişti."
Füsun Erdoğan'ın Özgür Radyo'ya çok emek verdiğini ifade eden Demir, şöyle konuştu: "Özgür Radyo'nun kuruluşunda inşaatına kum taşımaktan haber spikerliğine, program yapımcılığına, bütün ekonomik sorunlarını çözmeye kadar her şeyinde Füsun Erdoğan'ın emeği var."
Erdoğan'ı artık duruşma salonlarında gördüğünü söyleyen Demir, "Onunla gurur duyuyorum. Gazeteciliği ve gazetecilikte emekçiliği, ısrarı ondan öğrendim" şeklinde konuştu.
Arzu Demir, sözlerini şöyle noktaladı: "Özgür Radyo'nun mikrofonları susturulduğunda, radyonun sessizliğini, radyodan gelen o bip sesini, o acıları birlikte yaşadık." Demir, ilk canlı bağlantısında, 1998 8 Mart'ında kadınlara yönelik polis saldırısı sırasında radyoya canlı bağlantı yaptığını, Erdoğan'ın bağlantının sonunda, "Aman dikkat et kendine Arzu" dediğini, kulağında hep aynı sesin olduğunu ifade etti.
HAFIZ AKDEMİR'İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ
Özgür Gündem Gazetesi Editörü Turabi Kişin için tanıklık yapan, gazete çalışan Mehmet Gülturan, Özgür Gündem'in 30 Mayıs 1992 yılında kurulduğunu, bundan 20 yıl önce, gazete kurulduktan 8 gün sonra muhabir Hafız Akdemir'in öldürüldüğünü duyurdu.
20 YILDA 76 GAZETECİ ÖLDÜRÜLDÜ
20 yıl içinde aralarında Musa Anter'in de olduğu 76 gazete çalışanının katledildiğini sözlerine ekleyen Akdemir, "O gün katlediyorlardı, bugün hapse atıyorlar. O zaman Ağar, Çiller, Demirel vardı, bugün Recep Tayyip Erdoğan var. Sadece isimler değişiyor."
102 gazetecinin tutuklu olduğunu söyleyen Gülturan, meslektaşlarına haberleriyle ilgili şeyler sorulduğunu söyleyerek, "Gerçekte karanlıkta kalmayacak" diye konuştu. Kişin'in aynı zamanda ağır hasta olduğuna dikkat çeken Gülturan, tutuklu gazetecilere özgürlük istedi.
'GAZETECİLİK HABER OLDU'
Dicle Haber Ajansı Urfa Muhabiri Sadık Topaloğlu için tanıklık eden Özgür Güllü, "Gazeteciliğin ve haberciliğin haber olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Umarım Türkiye gazeteciliğinin makus kaderi değişir. Tutuklanan arkadaşlarımız tasmalı gazeteci olmayı kabul etmediler" dedi.
'BU ÜLKEDE DEMOKRASİ YOK'
Odatv editörü Barış Pehlivan için konuşan annesi Şah Hanım Pehlivan, şunları söyledi: "Benim oğlum 16 aydır tutuklu. Bunun bedelini kim ödeyecek? Ben bir anne olarak isyan ediyorum. Bu ülkede demokrasi yok, bu ülkede basın yok, bu ülkede hiçbir şey yok."
Açılış konuşmasını yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, 102 gazetecinin tutuklu olduğuna dikkat çekerek, "Onların şahsında, hepimiz yargılanıyoruz, gazetecilik yargılanıyor" diye konuştu.
'SARAY YAZICILARI GAZETECİYİM DİYE GEZİYOR'
Tutuklu gazetecilerin, dışarıdaki gazetecilerin gözünü korkutmak için rehin tutulduğunu kaydeden Abakay, hükümet yanlısı gazetecileri eleştirerek, "Sahte gazeteciler, saray yazıcıları ortada gazeteciyim diye dolaşıyor" dedi.
Abakay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle Mücadele Yasası bir olağanüstü hal yasasıdır, Özel Yetkili Mahkemeler, olağanüstü hal mahkemeleridir." Abakay, tüm tutuklu gazetecileri selamlayarak konuşmasını sonlandırdı.
Füsun Erdoğan'a tanıklık eden eşi ve Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek, 32 yıldır hayat arkadaşı, 20-25 yıldır meslektaş olduklarını kaydetti. Çiçek, aynı davada tutuklandıklarını ve kendisinin tahliye olduğunu hatırlattı.
'KÜRT HALKININ ACILARINI YAZDI'
Erdoğan'ın 1990'lı yılların başında Emeğin Bayrağı dergisinde gazeteciliğe başladığını ifade eden Çiçek, "Hatırladığım en önemli olay, Saddam katliamından, güneyden kuzeye doğru gelen Kürt halkımızın çektiklerine tanıklık etmek ve çektiklerini yazmaktı" diyerek, Füsun Erdoğan'ın aynı zamanda 1991-1992 yılında Emekçi Kadınlar Birliği Bülteni'ni kurduğunu ve editörlüğünü yaptığını, Füsun Erdoğan'ın hala Bianet'te haftalık yazı yazdığını vurguladı.
'ÖZGÜR RADYOCULUĞUN TEMELLERİNİ ATAN KADIN'
1991 yılında çıkan sansür kararnamesine dikkat çeken Çiçek, şunları kaydetti: "Kürtçe'nin, Kürt halkının, Kürt ulusunun yasaklandığı, dilimize kelepçe vurulmaya çalışıldığı koşullar altında, gazetecilik yaptı. Gerçeğin peşinde koştu. 1994-1995'ten sonra Özgür Radyo'nun kurucusu olarak özgür radyoculuğun ilk temellerini atan bir kadın olarak bence çok önemlidir."
Füsun Erdoğan'ın sansüre karşı büyük bir direniş yaptığını ifade eden Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: "Füsun, halkın haber alma hakkına, halkın gerçek ve doğru bilgiye ulaşma hakkına sadık, gerçeklerin peşinde koşan bükülmez bir kadın. İnançlı, mücadeleci bir kadın."
Çiçek, sözlerini şöyle noktaladı: "Füsun'u hapse atabilirler ama düşüncelerini ve yüreğini tutsak alamazlar. Halklarımızın Füsun gibi evlatları olduğu sürece karanlık iktidar odakları hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır."
8 YILIN 3 YIL 9 AYINDA RADYO KAPALIYDI
Füsun Erdoğan'la Özgür Radyo'da 8 yıl boyunca birlikte çalışmış ETHA editörü Arzu Demir, gazeteciliğe 1998 yılında Özgür Radyo'da başladığını söyleyerek şunları ifade etti: "1998'den 2006 yılının yaz aylarına kadar birlikte çalıştık. Birlikte çalıştık derken, altını çizmek istiyorum, devletin izin verdiği oranda birlikte çalıştık. Çünkü o günlerde, muhalif radyolar üzerinde çok büyük baskı vardı. Geçen 8 yılın 3 yıl 9 ayı kapatmalarla geçmişti."
Füsun Erdoğan'ın Özgür Radyo'ya çok emek verdiğini ifade eden Demir, şöyle konuştu: "Özgür Radyo'nun kuruluşunda inşaatına kum taşımaktan haber spikerliğine, program yapımcılığına, bütün ekonomik sorunlarını çözmeye kadar her şeyinde Füsun Erdoğan'ın emeği var."
Erdoğan'ı artık duruşma salonlarında gördüğünü söyleyen Demir, "Onunla gurur duyuyorum. Gazeteciliği ve gazetecilikte emekçiliği, ısrarı ondan öğrendim" şeklinde konuştu.
Arzu Demir, sözlerini şöyle noktaladı: "Özgür Radyo'nun mikrofonları susturulduğunda, radyonun sessizliğini, radyodan gelen o bip sesini, o acıları birlikte yaşadık." Demir, ilk canlı bağlantısında, 1998 8 Mart'ında kadınlara yönelik polis saldırısı sırasında radyoya canlı bağlantı yaptığını, Erdoğan'ın bağlantının sonunda, "Aman dikkat et kendine Arzu" dediğini, kulağında hep aynı sesin olduğunu ifade etti.
HAFIZ AKDEMİR'İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ
Özgür Gündem Gazetesi Editörü Turabi Kişin için tanıklık yapan, gazete çalışan Mehmet Gülturan, Özgür Gündem'in 30 Mayıs 1992 yılında kurulduğunu, bundan 20 yıl önce, gazete kurulduktan 8 gün sonra muhabir Hafız Akdemir'in öldürüldüğünü duyurdu.
20 YILDA 76 GAZETECİ ÖLDÜRÜLDÜ
20 yıl içinde aralarında Musa Anter'in de olduğu 76 gazete çalışanının katledildiğini sözlerine ekleyen Akdemir, "O gün katlediyorlardı, bugün hapse atıyorlar. O zaman Ağar, Çiller, Demirel vardı, bugün Recep Tayyip Erdoğan var. Sadece isimler değişiyor."
102 gazetecinin tutuklu olduğunu söyleyen Gülturan, meslektaşlarına haberleriyle ilgili şeyler sorulduğunu söyleyerek, "Gerçekte karanlıkta kalmayacak" diye konuştu. Kişin'in aynı zamanda ağır hasta olduğuna dikkat çeken Gülturan, tutuklu gazetecilere özgürlük istedi.
'GAZETECİLİK HABER OLDU'
Dicle Haber Ajansı Urfa Muhabiri Sadık Topaloğlu için tanıklık eden Özgür Güllü, "Gazeteciliğin ve haberciliğin haber olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Umarım Türkiye gazeteciliğinin makus kaderi değişir. Tutuklanan arkadaşlarımız tasmalı gazeteci olmayı kabul etmediler" dedi.
'BU ÜLKEDE DEMOKRASİ YOK'
Odatv editörü Barış Pehlivan için konuşan annesi Şah Hanım Pehlivan, şunları söyledi: "Benim oğlum 16 aydır tutuklu. Bunun bedelini kim ödeyecek? Ben bir anne olarak isyan ediyorum. Bu ülkede demokrasi yok, bu ülkede basın yok, bu ülkede hiçbir şey yok."
haber: etha foto: arşiv
YORUM YAZIN