Siyaset – Kitabiyat – Musiki Minibüsü: Cascais – Selimiye hattında
![]() |
- RAGIP DURAN - |
Selimiye, Muğla ilinin Datça ilçesinin sevimli bir köyü. Sahilde, ama denizle yeteri kadar iç içe değil sanki. Evet, turistler yüzüyor, balık yiyor, ama yerli ahali, bazen anlaşılmaz olsa da çok işlek ve müzikal lehçesiyle yeni açılan Kur’an kursunun övgüsünü yapıyor. Çünkü cami hoparlöründen reklamı yapılmış kursun. Çünkü dönem Kur’an dönemi…
Cuma akşamı saat dokuza geliyor. Lizbon’da tramvayla tepeleri gezdik. Önce yoksul, sonra zengin mahalleleri gördük. Öyle siyahla beyaz kadar fark yok. Grinin tonları da değil. Gece onbirden sonra canlandı eğlence hayatı. Fadocular sokağı, yengeççiler caddesi, kalamar-ahtapotçular bulvarına bakınca kriz var demek imkânsız.
Encik, Dimitri, Emel Sayın derken Datça koylarının çam ağaçlı çorapları içinde en az beş farklı tonda su mavisi, göz estetiğini mest ediyor. Serinlemek için dalıyorsun suya, ancak derinlerde bir serinlik var, o da tatlı su kaynağı imiş. Bu cennet vatan parçasında tatil yapacaksan, gazete, radyo, televizyon, cep telefonu, laptop gibi gayrımedenî araçları yanına almayacaksın. Yoksa Dağlıca’dan baskın ve ölüm haberleri gelir.

Selimiye’de bizim Mektep’ten kırk yıllık arkadaşlarım, hanımları, çocukları ile birlikte tatildeyiz ya, biz yatakhane-yemekhane nostaljisi yaparken bir yandan da kaçınılmaz olarak (Türküz ya!) memleketin geleceğini konuşuyoruz:
- Piyasa rezalet abi… X’in çekleri bile dönmeye başladı.
- İhracaat yapamasak battık. İspanya, Yunanistan ve Belçika’dan alacaklarımızı alamıyoruz.
- Sıcak Arap parası olmasa Tayyip de yandı ya…
Yurtdışına giderken yanıma mutlaka yerli literatür alırım ki, canım vatanımdan tamamen kopyayım. Sanki üç-beş günde istesen de kopabilirmişin gibi… Bir+Bir’de iki enfes söyleşi: Bülent Erkmen’le ”Hakikatin Piçi Olmak”, Elmas Deniz’le ”Eve İcra Belgesi Gelince”… Orta İki’den ayrılanların (aslında kovulanların) ortaokul diploması olmazsa, evi olmayanlara da icra belgesi filan gelmez aslında. Onlar galiba daha az rahatsız. Kaybedecek bir şeyin olmayınca. Yoksullar çoğalıyor.

Cascais’de biz büyük bir otomobil markasının Avrupa bayi toplantısında çalışırken dışarıda Harley Davidson genel kurulu vardı. Pahalı bir araca sahip olmakla bir ideoloji oluşabilir mi? 70-80 yaşındaki adamlarla kadınların deri pantolon ve montlar giyinmesi gençlik ve aykırılık tezahürü müdür?
Sonuç olarak orası da güzel ve sevimli, burası da. İkisinin de zakkumu, çileği var. En güzeli gidiş-gelişler…
*birdirbir.org
YORUM YAZIN